Swallowed Star - SS 228: Yun Mo Gezegeni Ustasının Veraseti

---

 

 

Çeviri ve Düzenleme: madShy

 

 

“Hadi konuşmak için sessiz bir yer bulalım.” dedi Luo Feng, bunu takiben o ve Ji Ya doğrudan koridorun sonundaki asansöre ilerledi, iki general arkalarından takip etti.

 

Luo Feng ve Jia Yi dışında başka kimse çıt çıkartmadı.

 

Bu ikisinin asansörle ayrıldığı sahneydi.

 

"Phew!"

 

“Tanrım, rütbelerini gördün mü? İki general.” ikisi ayrıldıktan bir süre sonra gürültü koridorda patlak verdi.

 

“Bu savaş tanrısı düzeyini aşan varlık Jia Yi. Büyük Nirvana döneminde kaçarken onu bir canavarla dövüşürken görmüştüm.” tüm saçları gümüş olan hastane müdür yardımcısı bağırdı.

 

......

 

“Bu amir Jia Yi, diğer temsilci kesinlikle Luo Feng.” özel kuvvetler şefi Li Dong terini sildi, “Az önce Araştırmacı Luo’yu yakalatmaya hazırlanıyordum, gerçekten ölümüme susadım.” Luo Feng’i kişisel olarak daha önce hiç görmemiş olsa bile Tian Jin şehri polis sisteminin şefi olarak ismini ve itibarını biliyordu.

 

“Wang Xing An, neredeyse senin yüzünden ölüyordum!” Li Dong kenara çekilmiş sandalyede uzanan Xing An’a döndü.

 

“Bitti!”

 

“Bitti!”

 

Xing An’ın zihni önceden yaptığı konuşmayı capcanlı hatırlamaya başladı…. “Hiçbir durum altında, arka plan veya bağlantılar, burada söylüyorum… mahkemenin son kararı yine ölüm olacak, hemen infaz!”

 

Aniden telefonu çaldı.

 

“Telefonun çalıyor.” Li Dong bağırdı, Xing An’ın yanındaki iki koruması hemen telefonu alarak açtı ve Xing An’ın kulağına koydu.

 

Tüm duydukları babasının öfkeden gürleyişi ve emirleriydi.

 

“Baba.”

 

Xing An son umut ışığına sarılıyormuş gibi baktı, “Şu koğuştaki Luo Feng önceden…” Bu sırada en ufak bir bilgiyi bile gizlemeye cüret etmedi. Başından sonuna açıklayarak ailesinin yardım edeceğini umuyordu. Yine de babasının tüm yapabileceği kapatmak ve Aile için bir Reis bakmaktı.

 

Sadece beş dakika kadar sonra.

 

Koridorda.

 

Üç ordu personeli siyah üniformalarını giyinmiş doğrudan Xing An’ın yanına yürüyordu, biri bir kağıt parçası çıkarttı, altında çok özel bir mühür bulunuyordu: “Wang Xing An, cinayetten şüphelisin, hemen tutuklanacaksın.” Diğer ikisi onu kelepçeleyerek kaldırdı. Li Dong’a bile bakmadan hemen ayrıldılar.

 

“Bitti, kimse onu kurtaramaz.” Li Dong mührü gördüğünde hiç şansı olmadığını biliyordu.

 

Dünya vahşi ve kanunsuz adamlarla doluydu.

 

Diğer yandan…

 

Ne demişler, nehir boyunca sürekli yürüyen birinin ayakları bir gün ıslanacaktır, göklerin ağı geniştir ve hiçbir şey kaçamaz. Bir gün hak ettiğini bulacaktır! Wang Xing An, Luo Feng veya Jia Yi’nin gözünde küçük bir figürden başka bir şey değildi, bu kadar sıkıntıya değmezdi. Yalnızca bir kelimeleriyle onu öldürebilirlerdi.

 

Kişisel olarak onu öldürmek mi? Bu güç israfıydı.

 

******

 

Hastanedeki sessiz bekleme odasında.

 

Luo Feng ve Jia Yi ellerinde birer fincan çayla karşılıklı oturuyordu.

 

“Kyoto şehir merkezinde böyle bir şeyle karşılaşmana müsaade etmek…” Jia Yi başını salladı, “Diğer yandan dünyada kesinlikle karanlık var, o olmadan ışık var olamaz! Bu yüzden.. hiçbir çağda karanlıktan kaçınmanın yolu yoktu. Bu Wang Xing An mahkemede hemen infaz edilecek.”

 

Luo Feng onayladı.

 

Bu kısmı çok iyi anlıyordu, karanlığın varlığı kaçınılmazdı.

 

“Jia Yi, benimle ne işin var?” Luo Feng sordu.

 

“Mu Ya kristalleri.”

 

Ji Ya gülümsedi, “Açık olacağım, seçeneğim yok, bu kristaller çok önemli. Birisi bir temsilci oluşturabilir. Ve ülkesine sadık olanlardan ne kadar var ? Biri daha ülkemizin nüfuzunu ve pozisyonunu artıracaktır.”

 

“Anlıyorum.” Luo Feng onayladı.

 

“Tabii ki kristalleri hiçbir karşılık vermeden öylece almayacağız, çok adil olacağız.” dedi Jia Yi, “İstediğin koşul ne olursa olsun söylemen yeter.”

 

“Dünyevi şeylerin hiçbiri dikkatimi çekmiyor.”

 

Luo Feng devam etti, “Diğer yandan ilgilendiklerim birçok farklı aleti antik medeniyetler. Birkaç hazine, tuhaf şey ve onlardan bazılarının kalıntıları. Umarım Jia Yi benim için bir liste hazırlayabilir böylece zamanı geldiğinde antik medeniyet eşyalarından istediklerimi seçebilirim.”

 

“Sıkıntı değil!” Jia Yi başıyla onaylarken gülümsedi.

 

Antik harabeler ilk keşfedildiğinde ülkeler birçok hazine elde etmişti. Diğer yandan Mu Ya kristalleri ile karşılaştırıldığında onlar çok açık ara daha az önemliydi.

 

“Diğer yandan bu liste, alacağım resim ve videolarla birlikte iki üç gün içerisinde tamamlanacaktır.” dedi Jia Yi.

 

“O halde vakit geldiğinde tekrar konuşacağız.” Luo Feng güldü.

 

“Tamam , o vakit seninle konuşmak için kişisel olarak Yang Zhou’ya geleceğim.” Jia Yi gülümseyerek onayladı.

 

......

 

Tam şu anda dünyada Babata çoktan Luo Feng için eğitim yöntemlerini hazırlamıştı! Luo Feng’in dikkatini gerçekten çekebilecek şeyler yalnızca antik medeniyet eşyalarıydı. Luo Feng veya Babata olsun ikisi de yalnızca küçük bir uzay gemisi için yeterli kalıntıyı toplamayı umut edebilirlerdi.

 

******

 

Wang Xing An’ın ölüm hükmünün haberi Luo Feng’e o gün ulaştığında yeni kuzeni Yong Qing son derece mutluydu, o sonunda bu kabusu ardında bırakabilirdi. Her zaman Xing An’ın kanunların ötesinde bir tanrı olduğunu düşünüyordu, ve bu kabusa sonsuza kadar yakalanmıştı.

 

Tang ailesi çok mutluydu.

 

Luo Hong Guo onlardan 40 yıl ayrı kalıp tekrar buluştuktan sonra, onlar teyzesine eşlik etmek için birkaç gün daha kalmaya karar verdiler. Luo Feng ve ailesi geçici olarak askeriye tarafından hazırlanmış sakin villada kaldılar.

 

......

 

Akşam üzeri.

 

Ağır bir kar yağışı vardı yine de villa sımsıcaktı.

 

İkinci kat eğitim odasında.

 

Luo Feng bağdaş kurmuş oturuyordu.

 

“Luo Feng, zihnini senin için inşa ettiğim sanal boşluğa yönelteceğim.” Babata’nın sesi zihninde duyuldu, “Aynı zamanda, 1000 m etrafına güvenlik savunması kuracağım, boşluğa odaklanabilirsin.”

 

*******

 

Sanal boşlukta.

 

Bulutlara ulaşan devasa dağlar vardı. Beyazlar içerisindeki Luo Feng aniden orada belirdi.

 

“Hm?” Luo Feng etrafını inceledi.

 

Dağlar o kadar derindi ki diplerini göremiyordu, tüm görebildiği bulutlar ve gökyüzüydü… aslında devasa bir gezegen bile görmüştü! Adeta gökyüzünün üçte birini kaplıyordu.

 

“Şaşırdın mı?” İki boynuzu, kırmızı göz bebekleriyle siyahlar içerisindeki Babata yanında süzüldü, “Evrenin gizemi inancın ötesinde, bu yakın iki gezegen bu kadar yakın, veya bunlardan biri özellikle büyük olursa bu fenomen ortaya çıkacaktır”

 

Luo Feng kibarca onayladı.

 

“Bugün!”

 

“Resmi olarak ustanın öğretilerine tabii olacaksın!” Babata başını güven dolu bir ifadeyle kaldırdı, “Birincisi anlamak zorundasın, bir gökdelen inşa etmek için birinin temelleri katı ve düzenli olmak zorundadır! Ayrıca yıldız gezgini seviyesinde 50 yılın temellerini inşa etmek için harcamak zorunda olmanın nedeni de budur!”

 

“Eğer başka hiçbir şeyi umursamaz ve istiflenmiş ördekler misali delice eğitim yaparsan üç yıl içerisinde yıldız seviyesine ulaşmanı sağlayabilirim. Diğer yandan bunun bedeli sonsuza kadar sıkışıp kalmak ve asla evren seviyesine ulaşamamak olur!” dedi Babata.

 

Luo Feng dikkatle dinledi.

 

“Bir alan lordu ve bir sektör lordu olabilmek için! Her adıma dikkatlice muamele etmelisin!”

 

Babata küçük elini salladı!

 

Kraaash!

 

Kan kırmızısı bir kale aniden arkasında belirdi.

 

“Beni takip et.” Babata kaleye doğru uçtu.

 

Luo Feng arkasından koştu.

 

Gümbüür!

 

Kale kapıları açıldı.

 

“Usta!”

 

Kalenin kapı girişinde 8 metre yüksekliğinde bulunan 18 adet uzun taş heykel saygıdeğer bir şekilde selamladı.

 

Babata başını salladı, “Bu 18 demir kule, ustayı takip etmesi için tasarlandı, onlar son derece sadıktırlar. Diğer yandan Yun Mo Gezegeni yok edildiğinden onlar da hayatlarını kaybettiler. Şuan yalnızca onları taklit edebiliyorum. Bu kalede 18 demir kuleyi ve 36 cariyeyi taklit ettim.”

 

Babata’yı takip ederken ardına kadar açık farklı etniklerden yol boyunca dizilmiş güzel bir sürü hatun gördü. Uzun süre geçmeden kalenin ikinci katındaki büyük bir odaya ulaştılar.

 

“Bu senin eğitim odan!”

 

“Bak!”

 

Babata eğitim odasının dört duvarını işaret etti, shua! Hemen, dört duvar kitap raflarıyla kaplandı, “Ve tam burada, çoktan senin yıldız gezgini seviyen, yıldız seviyen, evren seviye, alan lordu seviyesi, sektör lordu seviyesi kitaplarını çalışman için hazırladım.” Bunu söylerken raflar kitaplarla dolmaya başladı.

 

Tüm eğitim odası 10 binin üzerinde kitapla doldu.

 

“Şuan yıldız gezgini seviyesindesin!”

 

“Bu nedenle, şu iki kitap sırasını çalışmak zorundasın.” Babata tuhaf kitap raflarının en üst iki sırasını işaret etti. “Bir dövüşçü eğitmek için en üst seviye. Güçlü bir ruh okuyucu olmak ayrıca güçlü bir beden gerektirir. Gücün, vücut gücün hepsini eğitim gerektirir.”

 

“Şuan bedenin öğrenci seviye 9, bilincin de zirvesinde, yıldız gezgini seviye 1 bedene yarıp geçmek kolay olacaktır.”

 

“İkinci sıra ruh okuyucu kısmı, onları çalışmak zorundasın. Kontrol, Aldatma ve Karışık olarak üç kısma ayrılıyor, her biri bilgece ve derin.” dedi Babata, “Ustanın öğretileri bezersizdir ve evrende bile özeldir.”

 

“Ustanın dövüşçü eğitim talepleri son derece yüksektir, hele de ruh okuyucu tarafı çok daha zahmetlidir!”

 

“Usta dokuz ölümsüz asta sahipti!”

 

“Bu dokuz ölümsüz varlığın ruhlarına uzun zaman önce gizemli güçler sirayet etti, onların ruhları tarafından kontrol edildiler, bu dokuz ölümsüz asttı! Bu dokuzunun hepsinin kendi bilgisi ve hatıraları var, tek ortak noktalarıysa sonuna kadar  ustaya %100 sadık olmalarıydı! Kontrol edildikleri zaman birisi evren seviyesindeydi, altısı alan lordu ve ikisi sektör lordu idi!”

 

“Ustanın gücü yükseldikçe onlarda kademeli olarak eğitiliyor ve yükseliyordu!”

 

“Ustanın gizemli yöntemleri astlarına kendilerinin farkında olmayı ve eğitim yapma yeteneği sağladı.” Babata gururla söyledi,” Ve bu astlar asla sadakatlerinden taviz vermedi, usta öldüğünde, onunla birlikte ölebilirlerdi. Beş ölümsüz varlık Yun Mo uzay gemisinde ustaları öldüğü için öldü.”

 

Babata Luo Feng’e baktı, “Tabii ki ustanın öğretilerini öğrenmesi aşırı zordur.”

 

“Bu nedenle ölmeden önce, bir ruh damgası  oluşturarak miras bıraktı, bir süre önce seninle ilk etkileşime geçişimde, çoktan vücuduna mühürledim.” dedi Babata, “Kurnazca hiç iz bırakmadan ruhuna nüfuz edecektir. Tahminimce üç saat kadar sonra tam olarak sonuca ulaşacaktır.”