Swallowed Star - SS 236: Kök öldüğünde, yapraklar nasıl yaşar?

---

 

 

 

Çeviri ve Düzenleme: madShy

 

 

'Bitti, umut yok, bitti…' Babata’nın kelimeleri çekiç misali Luo Feng’in ruhuna vuruyordu, tüm kişiliği şok içerisindeydi.

 

Dünyanın işi bitmiş miydi?

 

Çok abartılı görünüyordu. Diğer yandan 5000 yıl önce Xia, Shang ve Zhou hanedanlarından Çin’in ataları üç hükümdar ve beş imparator Savaşan Devletler döneminin bahar ve son baharında sayısız özel insanın ışıkları bu çağda parlamıştı. Qin İmparatoru,Krallıkları birleştiren üç Krallık'tan Liu Guan Zhang, Kızıl Tepeyi yakarak v.b Kuzey ve Güney hanedanlıklarının Liang Jin, Tang Song hanedanlıklarının Yuan Ming Qin gibi…21. yüzyıla kadar insanlık modern toplumda yaşamıştı.Büyük Nirvana olduğu sıralarda kaçarken ve tahliye olurken üsler huzurluydu ve insanlar mutlulukla yaşamışlardı.

 

Belirli bir üs ve kalede liseli bir öğrenciler bulunuyordu.

 

Onun adı Luo Feng idi.

 

Sınıf arkadaşları, öğretmenleri, dojo ahbapları, eğitmenleri vardı! Ebeveynleri ve yakınları, sevdiği kişilerdi ve gençken yanında olan kişilerdi! Bunların hepsi Çin toplumunun yanında damlalardan başka bir şey değildi ancak yine de Çin’in bir parçasıydılar.

 

Şimdi… bitmiş miydi?

 

“Hayır!”

 

Luo Feng ruhunun delici bir acıyla titrediğini hissetti!

 

Tüm dünya nüfusu ölürse, kendisinin yaşamasının ne anlamı kalırdı?

 

“Onu öldürmek zorundayız!” Luo Feng ekrandaki altın boynuzlu yaratığı işaret etti, “O… Kesinlikle gebermeli!!!”

 

“Luo Feng, ne düşünüyorsun?” Babata sordu.

 

“Babata altın boynuzlu yaratık ölmek zorunda!” dedi Luo Feng.

 

“Ateşin mi çıktı? Sadece seviye 3 bir ruh okuyucusun. Hangi güce sahipsin ki bu yıldız seviyesi altın boynuzlu yaratığa karşı duracaksın? Yun Mo gezegeninin bir öğrencisisin fakat bu yaratığın arka planı çok daha öteye uzanıyor. Seçkin bir kandan, gücü devasa. Şuan onu öldürmek , tamamen ... tamamen hayal kurmak!” dedi Babata, “Onunla kafa kafaya çarpışmak için hiçbir sebebimiz yok. Tehlikeli olsa bile zamanı geldiğinde yalnızca Yun Mo gezegeni gemisine girmek zorundasın. Gemi bir defa kapandığında ne kadar güçlü olduğu fark etmeksizin yarıp geçemez! Ayrıca geminin ağırlığıyla onu yutamaz da.”

 

“Hayır!” Luo Feng Babata’nın önerisini reddetti.

 

“Aptal olma, neden sadece aileni ve sevdiklerini de gemiye getirmiyorsun.” dedi Babata.

 

“Babata, biz krizlerden kabuğuna saklanan kaplumbağalardan mı ibaretiz! Her şey bittiğinde ve dışarı yürüdüğümüzde...ah insanlığın kalanı gitmiş olacak. Ebeveynlerimin meslektaşları, komşuları v.b hepsi ölecek. Kalan tek kişiler ben ve ailem mi olacak? Bunun hiçbir anlamı yok. Ebeveynlerim bununla nasıl yaşar? Ben bununla nasıl yaşarım?” Luo Feng sordu.

 

Bunu hayal etmesi imkansızdı!

 

Bu Luo Feng’in hayal edemediği bir sahneydi, korkutucuydu! Kalp donduran cinstendi.

 

“Siz insanların düşünme şeklini anlayamıyorum.” Babata hoşnutsuzdu, “Sen onun dengi değilsin, ve yine de dövüşmek istiyorsun!”

 

“İnsan, toplum olmadan yaşayamaz.”

 

“İnsan , ulusu veya vatanı olmadan yaşayamaz!”

 

“Eğer dünya boş ve yalnız bir hayatta kalan yalnız biri olursa, ölmek daha iyidir!” Luo Feng’in kalbi düşüncelerle dolup taştı, “Babata, bir ülke yok olduğunda hayatta kalanların bir ismi vardır. Yok olmuş bir ulusun köleleri olarak çağrılırlar!”

 

Dünya onun kökleriydi!

 

Çin onun kökleriydi!

 

Kök öldüğünde, yapraklar da kurur ve solardı!

 

Ve kendisi….hiçbir şey olsa da sayısız yapraktan bir tanesiydi. Yalnızca biraz daha iyi olanıydı.

 

Kök öldüğünde, yapraklar nasıl yaşar?

 

“Babata, söyle bana, nasıl öldürürüz onu.” Luo Feng’in düşünceleri gitti.

 

“Hadi ama, hiçbir yolu yok.” Babata hiç tereddüt etmeden söyledi.

 

“Babata sen bir uzay gemisi inşa edebilirsin, onu öldürmek için yeterince güçlü bir silah kuramaz mısın?” Luo Feng’in düşünceleri son derece kaygılı bir şekilde sorguladı.

 

“Yıldız seviyesi bir yaratığı öldürebilecek beceride bir silah mı?”

 

Babata Luo Feng’in kaygısını anlıyordu, dikkatlice bunu düşündü, “Luo Feng! Evrende, bir yıldız seviye epey güçlü sayılır! Evren seviye savaşçılar ve yıldızlar arası filolarla yalnızca onlar bedenleri ile savaşabilir ! Bunun anlamı normal yıldızlar arası filolar evren seviye dövüşçüleri öldürmekte zor zamanlar yaşarlar. Bir yıldız seviyesini öldürmek de epeyce güçlü bir silah gerektirir.”

 

“Bu seviyede bir silahı inşa etmesi karmaşık ve zordur. Ayrıca en azından birkaç yıllık çalışma gerektirir.” dedi Babata, “Diğer yandan altın boynuzlu yaratığın hızında bir ay tüm dünyayı yutması için yeterli olacaktır.”

 

Luo Feng anladı.

 

Altın boynuzlu uzay yaratığı sayısız deniz canavarına liderlik ediyordu ve tüm dünya karasına baskın yapıyordu. Gerçekten fazla hızlıydı.

 

“Dahası da var Luo Feng!”

 

“Güçlü bir silah inşa etmek kolay kısmı. Çalıştırma ve ateşleme hakkında ne yapacaksın? Hedefi böyle bir silahla vurmak çok zordur.” dedi Babata, “Bu nedenle eğer gerçekten dövüşmek istiyorsan yalnızca bir yol var.”

 

“Söyle bana.” Luo Feng’in kalbi tekledi.

 

“Orada bazı evren savaş gemilerinin kalıntıları var. Bu kalıntılar bir silah inşa etmek için kullanılabilir! Bazıları zamanla işlevini yitirmiş olsa da bazıları kullanılabilir. Eğer üzerlerinde çalışırsam tekrar çalışabilirler.” dedi Babata, “Tabii ki tüm bunlar tonlarca şansa bağlı! Son olarak bir yıldız seviyesini öldürebilen silah yıldızlar arası filoda bile güçlü kabul edilir. Örneğin senin Reisin gemisi yalnızca bir taşıma gemisi, silahları kıyaslandığında daha zayıf.”

 

Luo Feng dinledi, biraz umut vardı.

 

Doğru…

 

Eski kalıntılara bakın, insanlığın ötesine geçen bir silah arayın.

 

“Babata bu uzay yaratığının gücünü kesin olarak ölçebilir misin.” Luo Feng yaralanmadan yüz savaş kazanmanın yolunun kendini ve rakibini tanımak olduğunu bildiğinden sordu.

 

“O?”

 

Babata konuştu, “Bak, başındaki boynuzu altın desenlerle kaplı, dışarı çıkan biri var mı?”

 

Luo Feng ekrana dikkatlice baktı.

 

Doğru! Altın boynuzlu yaratığın başının gökleri delen bir boynuzunun yanında hafif bir çıkıntı vardı.

 

“ Bir altın boynuzlu canavarın büyümesinin belirlenmesi çok kolaydır! Çünkü farklı aşamalarda farklı benzersiz özellikleri bulunur. Bebek aşamasında başında yalnızca bir boynuz bulunur! Gelişim aşamasında ikinci boynuzu büyümeye başlar. Gençlik aşamasında üçüncü boynuzu büyür, Genç Yetişkin aşamasında dördüncü boynuzu gelişir. Olgunlukta beşinci boynuzu çıkar!”

 

“Gücü arttıkça boynuzundaki desenler daha da karmaşık bir hal alır. En sonunda boynuzu neredeyse tamamen altın renge dönüşene kadar böyle devam eder.”

 

“Bu nedenle Altın Boynuzlu Yaratık olarak adlandırılırlar!” dedi Babata.

 

Luo Feng anladı.

 

“İkinci boynuzu henüz yeni çıkmaya başlamış. Bunun anlamı yıldız seviyesine adım atalı uzun zaman olmamış.” Babata devam etti, “Diğer yandan kanı çok güçlü. Gelişim hızı korkutucu! Gelişim hızıyla absorbe etmek için delicesine metal yiyecek, böylelikle gücü sürekli olarak artacak. Onu öldüreceksek bunu şimdi ve çabucak yapmamız gerekiyor. Daha da güçlenmeden…”

 

Luo Feng anladı.

 

Bir defa olgunluğuna ulaştığında sektör lordu Altın Boynuzlu Yaratığın gelişim hızı kesinlikle şaşırtıcı olurdu.

 

“Üssü yutmasına şaşmamak lazım, çoğunlukla metalden yapılmış.” Luo Feng iç geçirdi.

 

“Rahatla, bir yutan yaratık olarak, kendi iç dünyasına sahip olmasına rağmen, hala küçük değersiz bir bebek aşamasında.İçeri alabileceği miktarın bir sınırı var.” dedi Babata, “Diğer yandan Luo Feng hala sana tavsiye etmeliyim ki...tek bir uzay yaratığı bile uğraşmaya değmez, kanlarında antik zamanlardan birikmiş hatıralar ve tecrübeler bulunur.”

 

“Bir uzay yaratığını öldürmek çok zordur.”

 

“En üst düzeyde bulunan altın boynuzlu bir uzay yaratığını öldürmek daha da zordur!”

 

“Usta bir defasında duymuştu.Bir zamanlar evrende bir sektör lord seviyesindeki 'altın boynuzlu canavar' ile karşılaşan ve onu öldürmek isteyen bir ölümsüz vardı! Normalde bir ölümsüz için bir sektör lordunu öldürmek kolay bir başarıydı. Diğer yandan...uzay yaratığı savaşı kazanamasa bile kaçmasını bilmişti.” Babata iç geçirdi, “Bu kanların nüfusları son derece az. Eğer savaşı kazansan bile onları öldürmek son derece zordur.”

 

Luo Feng sessizdi.

 

“Eğer denemezsek nasıl bilebiliriz?” dedi Luo Feng, “Babata….Bu savaş, seçim şansım yok!”

 

“Ölmek zorunda!”

 

“Eğer ölmezse, dünyadaki tüm insanlığı öldürmesine müsaade etmek yerine ilk ölen olmayı tercih ederim!” Luo Feng ciddiyetle söyledi.

 

Luo Feng kendini asla asil ve ulu olarak kabul etmemişti. Tüm bir üssün altın boynuzlu yaratık tarafından yutulmasını izleyebilirdi. Diğer yandan insanlığın yok oluşuyla ve Çin’in yok edilmesiyle yüzleştiğinde kökleri olmayan bir yaprak gibi hissetmişti. Ve yaşamanın hiçbir anlamı yoktu. Bunun olmasına müsaade etmektense ölmeyi yeğlerdi.

 

"Bu aptalca bir düşünce tarzı.”

 

Babata çaresizdi, “Yun Mo gezegeni gemisinin hiç silahı olmaması çok yazık!”

 

Ölümsüz varlıklar için bu silahların pek bir anlamı yoktu! Yun Mo Gezegeni gemisi gibi bedeni hibrit bakır özünden yapılmıştı, bir parçası bir tondan fazlaydı. Tüm gemi ne kadar ağırlıktaydı? Gücüyle yalnızca korkutucu hızlara ulaşması yeterliydi. Delici yeteneğiyle kimse ona hasar veremezdi!

 

Normalde evrende uçmak,gök taşlarını kırıp geçmek ve onlara doğrudan çarpmak onun için muhallebi doğramaktan farksızdı.

 

Etkiyle! Bir gezegen bile kesilebilirdi!

 

Bir yıldız seviyesini öldürmek sebze kesmeye benzerdi.

 

Çok yazıktı….

 

Gemi hasarlıydı ve uçamıyordu.

 

......

 

Zihninde Luo Feng Babata ile tartışırken diğerleri de odadaydı.

 

“Yaşlı Wang, eğer yıldız gezgini seviye 8-9 bir yaratık ise hala umudumuz var. Eğer yıldız seviyesindeyse...o zaman başarı şansı yalnızca %1.” İki yaşlı adam oturarak sessizce tartıştı.

 

“Ah, Yaşlı Li, oradaki tartışmalarınızdan bir şey yok mu?” saçları bembeyaz yaşlı bir adam sordu.

 

“Ah, Büyük Nirvana sırasında büyük miktardaki nükleer savaş başlığını test edecek hiçbir yer yoktu. Diğer yandan merkezi şehir çağı sırasında on binlerce kilometrelik büyük bir açık alan vardı! Geriye kalan tek şey… “Yaşlı Li başıyla onayladı, “....ülkelerin uzmanlarıyla tartışılmış detaylı bir plan. Düşünüyorum da eğer başarısız olursak….”

 

“İnsanlığın hayatta kalma projesinden mi bahsediyorsun?” Yaşlı Wang ona baktı.

 

Yaşlı Li geri baktı.

 

İkisi Büyük Nirvana sırasında merkezi şehirler inşa ederken birlikte çalışmış, kan ve ter dökmüşlerdi. Tabii ki de ülkelerini ve insanlarını kaybetmeye katlanamazlardı!

 

“Halktan olanların hepsi huzurla yaşıyor ve bir anda burada bitecek mi?” Yaşlı Wang gözlerini kapattı, göz yaşları tekrar açana kadar göz kapaklarından sızdı. Bakışları basitti, “Tüm ülkelerin aynı olduğuna inanıyorum.İnsanlığın hayatta kalma projesine sessizce başlayalım! Eğer ona karşı savunamıyorsak, bunu tam ölçekte yapacağız. Tam detaylarını sanal boşluktan çıktıktan sonra konuşuruz!”

 

Yaşlı Li onayladı, fakat zor nefes alıyormuş gibi hissetti!

 

“Belki...işler kötü gitmezse..” Yaşlı Li sessizce söyledi.

 

......

 

Tüm toplantı odası.

 

Luo Feng, Hong, Yıldırım Tanrısı, ülke liderleri veya silah departmanı tarafından davet edilmiş uzmanlar olsun hepsi bir çözüm için kafa patlatıyordu.

 

Onlar dünyanın elitleriydi!

 

Hiç kimse pes etmek istemiyordu!