SS 255: Düşüş

avatar
6811 24

Swallowed Star - SS 255: Düşüş


 

 

Çeviri ve Düzenleme: madShy

 

 

 

Sessizlik.

 

Hong ve Yıldırım Tanrısı yutan canavarı bedenine girdiğinde herkesin kalbi yerinden çıkacaktı. Ancak kimse yutan canavarın bedeninde neler olduğunu bilmiyordu!

 

“Babata, Hong ve Yıldırım Tanrısı kazanabilir mi?” Luo Feng de aşırı gergindi.

 

“Endişelenme, Yıldırım Tanrısı ve Hong dünyanın en zeki ve belirleyici iki dahi dövüşçüsü! Yutan hareket ile başa çıkabilmek için bile Hong çok fazla metal enkaz getirmiş. Muhtemelen aslında yutan canavarın bu kadar fazlasını yutacağından endişelendi bu yüzden bir yığın da hidrojen bombası getirdi! Bu-- yutan canavarın hepsini yutamayacağını kesin kıldı.”

 

“Ve Hong bu fırsatı nihai hareketini yapmak için kullandı! Açıkça nihai hareketinin hazırlığı için zaman gerekiyordu.”

 

“Öfkeli altın boynuzlu yaratık metal enkazı pençeleriyle yarıp geçerken Hong’un nihai hareketi tam zamanında salındı! Hilelerin hepsi aynı anda bağlandı, ne büyüleyici ama.” Babata hatırladı, “Luo Feng endişelenme. Başlangıçtan bitime onların performansını görünce ikisi açıkça sağlam hazırlık yapmışlar! Şuan altın boynuzlu yaratığa girdiler, altın boynuzlu yaratık artık pençeleriyle saldıramaz. Bu nedenle başarı şansları %50-60’lara kadar yükseldi.

 

Luo Feng nasıl sadece Babata’nın sözleriyle endişe etmeyebilirdi ki?

 

Kaygılanmadan duramıyordu!

 

Luo Feng ekrana bakmaya devam etti.

 

“Altın boynuzlu yaratık yine de uzay yaratıkları içerisinde saygın bir kana sahip bir tanesi. Gerçekten de Hong ve Yıldırım Tanrısının pullarını delerek bedenine girmesine göz yumdu.Bu sadece….çok safça. Savaş becerileri çok düşük.” Babata elinde olmadan söyledi, “Önceki savaşlara bakıldığında o yalnızca kaba kuvvete güveniyor.”

 

“ Çok daha güçlü olsaydı o halde çok daha az umut olurdu.” Luo Feng biraz ısırdı.

 

“Onu kastetmedim. Sadece Altın boynuzlu yaratığın muhtemelen çok ama çok genç olduğunu söylüyorum. Henüz yeni yetişkin büyüme aşamasına adım attı. Belki çok genç olduğundan hiçbir tecrübesi yoktu. Saldırı yöntemleri çok basit ve ham.” Babata açıkladı.

 

O bedeni ve yeteneğiyle doğmuştu.

 

Fakat tecrübe, beceri, olgunluk, kurnazlık gibi şeylerin yetiştirilmesi gerekiyordu. Dünyanın dahi Einstein’ı ve bilge Sun Wu’su Büyük Savaşlar döneminde bebek kadar saflardı Altın boynuzlu yaratığın 10,000 veya 100,000 yıl büyümesine izin verseydiniz kesinlikle korkutucu olacaktı.

 

Fakat şimdi?

 

O hala ufaktı! Ve bu genç küçük altın boynuzlu yaratık neredeyse Dünyadaki insanlığın kökünü kazıyordu.

 

Pasifik Okyanusu semalarında.

 

"WU--"

 

"WU!!!"

 

Altın boynuzlu yaratık acıyla çığlıklar savurdu. Chichi~~ Altın ışıklar pulları yüzeyinden saçıldı ve sonrasında bedeninin içine sızdı.Bedeni içerisindeki iğrenç insanları öldürmek istedi.

 

Açıkça..

 

Savaş alanı altın boynuzlu yaratığın içerisi olduğundan altın boynuzlu yaratığın bıraktığı altın ışıklar yıkıcı değillerdi. Aksi halde kendini öldürebilirdi.

 

“BOOOM~~”

 

Tuhaf titreme altın boynuzlu yaratığın başını kaldırarak acıyla kükremesine sebep oldu. Kırmızı kan damlaları vücudundaki ince yarıkların hepsinden birden akmaya başladı.

 

"BOOM!" "BOOM!" "BOOM!"

 

Acıyla kükrerken devasa miktardaki kan damlası altın boynuzlu yaratığın bedeninden sızmaya başladı. 10 saniye sonrasında tüm bedeni bir kan katmanı ile kaplandı. İlk olarak acıyla kükremeye başladı. Fakat zaman geçtikçe kükreyişleri sakinleşti. Sonunda artık hiçbir ses çıkarmadı. Bir anda---

 

Koyu altın gözleri solmaya başladı. Devasa pullu kanatları yığılmaya ve devasa bedeni gerçekten de güçsüz bir şekilde aşağıya düşmeye başladı!

 

Çin’de caddelerde ekranları karşısındakiler, evlerde televizyonun başında olanlar ve askeri kamplarda bulunanlar….

 

“Yaşam gücü zayıflıyor!”

 

“Yutan yaratığın güçlü yaşam direnci hızlıca azalıyor! Gerçekten sadece 80%, 70%, 60%, 50%, 40%, 30%....” son derece heyecanlı bir ses Çin’in her kısmında çalındı. Sadece Çin’de değil dünyanın diğer her yerinde aşırı bir heyecan durumu yaşanıyordu.

 

“Kazandık!”

 

“Kazanıldı!”

 

“Zafer!”

 

Sesler ve hatta ağlamalar heyecanla çalındı. Dünyanın her kısmı kargaşa içerisindeydi! Bu anda erkek olsun kız olsun, yaşlı, genç olsun, ırkı veya ülkesi ne olursa olsun her bir ülkeden her bir kişi mutlulukla alkışladı.

 

Yang Zhou şehri Sınır Salonu eğitim salonunda hengame!

 

Herkes heyecanla bağırıyordu.

 

“Başarılı! Yaşam gücü ortadan kayboluyor!” Luo Feng düşen altın boynuzlu yaratığın taze kana bulanmış bedenine heyecanla baktı.

 

Gerçekten öldü!

 

İnsanlığı umutsuzluğa sürükleyen korkutucu canavar sonunda ölmüştü! Tanrım! Luo Feng böylesine bir mutluluğa eriştiğine zar zor inanabiliyordu.

 

“Hong ve Yıldırım Tanrısından ne haber?” Luo Feng dikkatle ekrana baktı.

 

Sunucunun sesi çınladı: “Dünyadaki herkes, size üzücü haberlerimiz var. Şuan, hiçbir şekilde yaşam gücü tespit edemiyoruz. Söylemek gerekirse…. yutan canavar ölmesine rağmen…. dünyanın iki en güçlü dövüşçüsü reis Hong ve Yıldırım Tanrısı kendilerini feda ettiler! Onlar kahramanlar…. tüm dünyayı kurtaran kahramanlar!”

 

Sessizlik.

 

Eğitim salonu çok hızlı bir şekilde sakinleşti.

 

“Belki öyle değildir.” Babata’nın sesi Luo Feng’in zihninde çınladı, “Hong ve Yıldırım Tanrısı ölmemiş olabilir.”

 

“Öyle değildir mi? Sanıyorum onların yaşam gücü artık tespit edilemiyor?” Luo Feng’in kalbinde hafif bir heyecan ve umut yeşerdi.

 

Hong ve Yıldırım Tanrısının ikisinin de bu şekilde ölmesini istemiyordu.

 

“Hayır, dünyanızın yaşam gücü dedektörleri harabelerdeki uzay gemilerinden bulundu! Bu dedektörlerin bir verim seviyesi var. Birinin yaşam gücü belli seviyeye düştüğünde yaşam gücü dedektörü artık tespit edemiyor. Dedektörlerin kendileri o kadar iyi değil. Muhtemelen acemi öğrenci seviye dövüşçülerin yaşam güçlerini hiçbir şekilde tespit edemezler.” Babata açıkladı.

 

“HAYIR!”



Şaşkınlık dolu ses eğitim salonunda çınladı, “Yutan yaratık durdu.”

 

Luo Feng dondu, Xu Xin donup kaldı, herkes kaskatı kesilmişti.

 

Luo Feng baktı. Ekranda güçsüz bir şekilde düşen Altın boynuzlu yaratığın düşüşü gerçekten de durmuştu. Yalnızca orada süzülüyordu. Ve ekran oynattı….Altın boynuzlu yaratık yaşam gücünü geri kazanıyordu.

 

“Yutan yaratığın yaşam gücü çok daha güçlü hale geliyor!” Sunucu tamamen şok içerisindeydi.

 

Herkes afallamıştı.

 

“Ne, ne….” Luo Feng inanmayarak gözlerini açtı.

 

Neden öldürmesi bu kadar zordu?

 

Çok fazla kurban vermişlerdi! NEDEN BU YUTAN YARATIK ÖLMÜYORDU!!!!!

 

Altın boynuzlu yaratık havada süzüldü, yaşam gücü sürekli olarak güçleniyor, güçleniyordu…. gücünün %10’unu kazandığında devam ederek %20’ye ve %30’a kadar olan tüm yolu yükseldi! Yaşam gücü orijinal seviyesi olan %30’a ulaştığında artışı durdu.

 

.....

 

Dünyadaki sayısız insan umutsuzdu! Sayısız insan sessizce ağladı! Sayısız insan dizlerinin üzerine acıyla çöktü!

 

Tanrım!

 

Pasifik Okyanusu semalarında.

 

Altın boynuzlu yaratık yavaşça gözlerini açtı. Koyu altın gözleri biraz zayıftı…. daha önce ölüme hiç bu kadar yaklaşmamıştı! Bu sefer B6 lazer topunu beynine yediğinden daha beter bir tecrübe yaşamıştı.

 

“wu” güçsüzce kükredi.

 

Altın boynuzlu yaratık karnına doğru baktı.

 

Gördüğü siyah giyimli ve karnından kanlar içinde dışarı sarkan beyaz kıyafetli bir adamdı. Sonrasında doğrudan altındaki okyanusa düştüler. Altın boynuzlu yaratık bu iki insana doğru baktı….bu iki önemsiz görünen insan onu daha önce hiç olmadığı kadar ölüme yaklaştırmıştı. Bu tecrübesinden sonra tek bir şeyi anladı!

 

Düşmanın ne kadar zayıf olursa olsun gücünün zerresini sakınma!

 

“hu” Altın boynuzlu yaratık pençelerini salladı!

 

HUA!

 

Pasifik Okyanusunun yüzeyinde gümüşümsü beyaz bir insan durdu.Hemen ortaya çıktıktan sonra vahşice genişlemeye başladı! 2 metre civarından bir anda 200 metre yüksekliğe uzadı!

 

200 metre uzunluğundaki gümüşümsü beyaz dev! Altın boynuzlu yaratık kadar büyüktü!

 

“wu!” altın boynuzlu yaratık altındaki gümüşümsü beyaz deve bakarken şaşkına döndü.

 

Gümüşümsü beyaz devin bedeni üzerinde akan gümüşümsü beyaz bir sıvı görülüyordu. Ve şuan doğrudan altın boynuzlu yaratık ile Hong ve Yıldırım Tanrısının arasında devasa bir avuç olarak genişlemişti!

 

“PUCHİ!” pençe avuca isabet etti. Tepki alarak ezildi. Fakat altın boynuzlu yaratık pençesini geri çektiğinde ezilen yer otomatik olarak kendini tamir etti.

 

Gümüşümsü beyaz dev altın boynuzlu yaratığı engelliyordu, diğer gümüş adam elini uzatarak Hong ve Yıldırım Tanrısının ikisini de yakaladı. Sonrasında hızlıca uzaklara kaçmaya başladı.

 

Bunlar toplamda iki adet sıvı gümüş muhafız idi!

 

Luo Feng Babata’ya oraya ilerleyerek ulaşmalarını ayarlamasını söylemişti. Eğer bir şansları olursa Hong ve Yıldırım Tanrısını kurtarabilirlerdi!

 

“wu!”

 

Altın boynuzlu yaratık nasıl bu iğrenç insanların alınıp götürülmesine nasıl öfkelenebilirdi ki?  Kanatlarını açtı ve yoluna çıkan sıvı gümüş muhafızın önünden şimşek gibi geçti. Diğerini kovaladı…. hız bakımından Altın boynuzlu yaratık gerçekten hızlıydı. Sıvı gümüş muhafız 10 bin m/s’den biraz daha hızlı hareket ediyordu.

 

Altın boynuzlu yaratık çabucak yakaladı!

 

“Hu!” Kovalanan sıvı gümüş muhafız vahşice devasa bir gümüş devine dönüştü. O an yutan canavarın etrafını sardı.

 

Arkadaki diğer sıvı gümüş muhafız hızlıca Hong ve Yıldırım Tanrısını alarak tekrar kaçmaya başladı!

 

Ancak bir süre sonra Altın boynuzlu yaratık çıkabildi.

 

“wu!” yutan yaratık insan boyutuna dönen sıvı gümüş muhafıza öfkeyle baktı. Bu tuhaf şey Altın boynuzlu yaratık kadar hızlı olmasa da saldırıları siyah ve beyaz kıyafetli adam kadar güçlü olmasa da tek avantajları-- sıvımsı bedenlerinin hızlıca genişleyip kasılmasıydı. Birinin etrafını bonbon şeker gibi sarabilirdi.

 

Altın boynuzlu yaratık anladı…

 

Bu iki sıvı gümüş muhafız birlikte çalışırken iki insan bedenini çalması için hiç şansı yoktu.

 

“wu!”

 

Şuan son derece yaralı ve zayıf Altın boynuzlu yaratık öfkeli bir gürleme yayarak doğrudan okyanusa daldı.

 

.....

 

Ming Yue sektörü, Sınır Salonu eğitim odasının avlusunda, Luo Feng telefonunu tutuyordu.

 

Luo Feng’in yüzü öfkeden mosmor kesilmişti.

 

“Evet, onları ben gönderdim. İşe yaramaz, sıvı gümüş muhafızlar yalnızca kişiyi korur ve koruma gibi davranırlar. Yutan yaratığı öldüremezler.” Luo Feng Jia Yi ile olan armasını sonlandırdı. Kalbi hayal edilemez bir hüzünle kaplıydı. Diğer insanlar iki sıvı gümüş muhafızın ortaya çıkışından şaşkına dönmüşlerdi ve biraz umutlanmaya bile başlamışlardı.

 

Fakat Luo Feng çok açıktı.

 

Evrende yüksek teknoloji ürünü olan Sıvı gümüş muhafızların fonksiyonu netti: korumalık.

 

“Ne yapmalıyız, ne yapmalıyız, sadece ne yapmalıyız? Babata söyle bana, ne yapmalıyız?” Luo Feng çıldırmak üzereydi. Gözlerini acıyla kapattı.Birazcık pırıltının gözlerinin kenarından sızdığı görülebiliyordu.





 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr