Swallowed Star - SS 282: Ruh Silahı

---

 

 

Çeviri ve Düzenleme: I Eat Novels

 

“Buldum.” Babata’nın arama hızı aşırı hızlıydı.

 

“Koşullar ne?” Luo Feng’in gözleri parladı.

 

“Evrendeki yeni bir gezegeni keşfeden keşif birimi veya hukuk kitaplarında lider olmadan bir gezegen keşfetmek için, üç seçenek var.” dedi Babata.

 

“Birincisi imparatorluğuna söylemek ve ödülünü almak.Kara Ejder Dağı İmparatorluğu farklı gezegenlere göre en düşük 10 milyar Kara Ejder Doları ile en yüksek 100 milyar Kara Ejder doları arasında ödeme yapıyor.”

 

// Boğaz köprüsünü satan adam parayla gidip Kara Ejder İmparatorluğunu kurmuş belli ki…

 

“Bu yolla tabii ki Dünyanın lideri olamayacaksın.”

 

“İkinci seçenek derhal gezegeni satın almak. Senin tarafından keşfedildiğinden gezegeni satın almanın başlangıç fiyatı düşük olacaktır. Gezegenin derecesine göre gezegeni satın almak en az 300 milyar Kara Ejder doları ve en yüksek 3 Trilyon Kara Ejder doları ediyor.”

 

Luo Feng derin bir nefes aldı.

 

Bu çok pahalıydı!!!

 

Ancak Luo Feng gezegen satışı konusunda gereken para miktarının fahiş olduğu konusunda çok netti. Sonuçta yaşam olan bir gezegen birinin kendi altın madeni olmasına benzerdi! Yaşam bulunan gezegenin yaşam ömrü genellikle çok ama çok uzun olurken yüzlerce milyon yıllık bir ömrü olabilirdi. Tamamen bir ailenin hatırası ve mirası olabilirdi. Bunun nedeni insanların sınırlı yaşam ömrüne sahip olmalarıydı.

 

Bu yüzden bir gezegenin satış fiyatı normal olarak trilyonlarla belirlenirdi.

 

“Üçüncü seçenek gezegeni imparatorluk ile ortak yönetmektir. Sadece 100 milyarlık kayıt bedelini ödemen gerekir. En yüksek olarak 1 trilyon Kara Ejder doları.” dedi Babata, “Bu yönetimde imparatorluk gezegenin hiçbir şekilde asli işlerine dahil olmaz. Tek yapacakları gözlemlemek, giriş ve çıkışlardan vergi almaktır.Başka hiçbir şeye karışmayacaklardır!”

 

“İkinci ve üçüncü seçeneklerin ikisi de gezegenin sahibi olmanı sağlıyor.”

 

Luo Feng dinledi ve onayladı.

 

Bir gezegenin ana gelir kaynağı giriş ve çıkışlardı. Evrendeki gezegenler eğer evrenin kalanıyla hiçbir alakası yoksa nasıl evren para birimi kazanabilirdi ki?

 

“Tarifeyle pek alakalı değilim, Kara Ejder Dağı ile birlikte çalışabilirim. Fakat hiç param yok.” Luo Feng çaresizdi.

 

“Sadece para değil seni dünya lideri yapmalarını isteyecek yeteneğe sahip değilsin.” dedi Babata.

 

“Neden?” Luo Feng şüphelendi.

 

“Nasıl ilan edeceksin? Önceden öğretmenin Hu Yan Bo’nun evrenler arasında seyahat etmek için etten bedeninden başka kullandığı hiçbir şeyi yoktu. Kara uzaya girerek, özel uzay teknikleriyle, Dünya ve etrafındaki 1000 ışık yıllık alanı örterek evren haritalarından ve konumlandırıcılarından kaybetti. Diğer gemilerin bu işaretçiyi bulmalarının artık hiçbir yolu yoktu, bu yüzden doğal olarak evrenden geçerek Dünyayı bulamadılar.” dedi Babata, “Normal gemiler sadece sürekli olarak 1000 ışık yılı mesafeden uçarak ancak 1000 yıllar sonra Dünyaya ulaşabiliyorlardı.”

 

“Dünya’nın lideri olduğunu açıkladığında, umarım… 1000 yıl uçarak Dünyayı keşfettiğini söylemezsin değil mi?”

 

“Böylesine uzun bir uçuştan sonra keşfedilmiş gezegenlerin birincisi hiçbir değeri yoktur! Kimse bu kadar fazla zaman harcamak istemez!”

 

“İkincisi aptal olmadığıklarından şüphelenebilirler…. Yun Mo Gezegeni öğrencisi olduğundan!”

 

“Öğretmeninin uzay tekniğini kırabilen biri olmadığı sürece…Bir diğer yol olarak yıldız alanında yeni bir solucan deliği keşfedilmediği sürece Dünya şuan için hala çok güvenli.”

 

Ejder Yıldızı bir restoranın özel odasında.

 

Bilinci gerçekliğe döndü.

 

“En azından şuan Dünya hala güvende!” Luo Feng gülümseyerek kenardan meyve suyu bardağını alarak bir yudum içti, “Hm?” Luo Feng yüzünü buruşturarak kaşlarını çattı, “Bu tat…”

 

Tuhaf bir tadı vardı.

 

İçtikten sonra tüm tüyleri ürperdi, dikkatlice onu tattıktan sonra gerçekten de eşsiz bir tadı olduğunu fark etti. Onun için tamamen yeni bir şeydi.

 

“Wow, dünyalının bu içeceği ilk tadışı, bir yudum daha.” Luo Feng güldü.

 

“Weng weng….”

 

Bileğindeki iletişim cihazı titremeye başladı, bu gezegende sadece Gao Sheng’de numarası vardı.

 

“Haha Luo Feng, işlerimi hallettim! Hadi yemeye gidelim.” Gao Sheng bağırdı.

 

“Nereye?” Luo Feng güldü.

 

“Ejder Şehri kuzey bölgesi, köle pazarından uzakta değil, fena olmayan bir yer biliyorum, Yüz Tat Restoranı deniyor. “dedi Gao Sheng.

 

“Pekala yarım saate.” Luo Feng aramayı bitirerek ilk kez tattığı meyve suyunu bitirmek için kafasına dikti. İki büyük yudumla dışarı çıktı.

 

Samanyolu, Dünya.

 

Güneş göz kamaştırıcıydı, okyanus dalgaları parlıyordu ve okyanusun üstünde havada iki insan silueti Sahra çölüne doğru ilerliyorlardı.

 

Bunlar Hong ve Yıldırım Tanrısı idi.

 

“Üçüncü kardeş gerçekten bize hiçbir şey söylemedi ve arazi oldu.” Yıldırım Tanrısı buna bozularak dişlerini gıcırdatıyordu.

 

“Üçüncü kardeş bir aylığına gitti, muhtemelen gerçekten önemli bir şeydir.” Hong sakince söyledi, “Herkesin kendi küçük sırları vardır, döndüğünde ve istediğinde,bizi ayıktırır.”

 

“Hmph, kesinlikle o zaman geldiğinde ona güzelce dalacağım.” Yıldırım Tanrısı yumruğunu savurdu.

 

Hong ve Yıldırım Tanrısı uçarken yol boyunca sohbet ediyordu.

 

Dünyadaki günler gerçekten rahat ve kaygısızdı!

 

Yutan yaratık olayından beri Hong, Yıldırım Tanrısı ve Luo Feng, üç savaşçı Dünyanın gücünün sıçramasına ve sınırlarını aşmasına yardım etmişti. Deniz yaratıklarından iki ulu imparator da gitmişti, tehditler hiç olmadığı kadar azalmıştı.

 

Dünya’ya barış hakimdi.

 

Bu tip günler zaten iki yılın üzerinde bir zamandır devam ediyordu.

 

......

 

Dünya insanlarının bilmediği, dünyadan fazla uzakta olmayan bir yıldız alanında olanlardı.

 

Bir evren keşif gemisi sürekli olarak şaşırtıcı hızlarda mesafe katediyordu!

 

320 bin ışık yılı uzakta Ejder Yıldızı.

 

Ejder Şehri kuzey bölgesi, Yüz Tat Restoranı ikinci katında.

 

Luo Feng bakmak için döndü, Gao Sheng durmuş elini sallıyordu, Luo Feng hemen gülümseyerek oraya yürüdü.

 

“Kardeş Gao Sheng, havan yerinde gibi.” Luo Feng oturdu.

 

“İyi haberlerim var, tabii ki havam yerinde olacak.” Gao Sheng’in gözleri parlayarak memnun bir şekilde güldü, “Ah, sana biraz bahsedeceğim, önce sipariş vereyim. Bu Yüz Tat Restoranının birkaç meşhur yemeği var.” Bunu takiben Gao Sheng elini salladı, güzel cezbedici yeşim saçlı bir hatun yürüyerek geldi.

 

Luo Feng baktı.

 

“Hm?” Luo Feng şaşırmıştı.

 

Bu yeşim saçlı hatun gerçekten güzeldi, en şaşırtıcı olan ise… gücü Yıldız Gezgini seviyesinde bile değildi!

 

Ejder Yıldızında normal olan caddelerde Yıldız gezginlerinin ve az sayıda Yıldız seviyesinin olmasıydı.

 

“Meyve suyu için girdiğim restoranda garson sıradan biriydi. Bu restoranda da aynı olacağını ummamıştım! Diğer yandan…. Sanal Evren Ağı şirketinde, hükümet görevlisiyle birlikte herkes Yıldız Gezgini seviyesindeydi.” Luo Feng düşündü, bir anda anlamıştı…. sıradan kişilerin ücretleri çok daha ucuzdu.

 

Belki ücrete bile gerek yoktu.

 

“Luo Feng, önceki hatun oldukça sağlamdı dimi, Hayal Kabuğu klanından olan hatunların hepsi güzeldir.” Gao Sheng göz kıprtı, “Eğer beğendiysen, sadece al götür, patrona söylemen yeterli.”

 

“Alıp götürmek mi?” Luo Feng şaşırmıştı.

 

“Yıldız Gezgini bile olmayan güzel bir bayanın kaderi genelde trajiktir.” Gao Sheng iç geçirdi, “Vatandaş bile değiller, yasaların korumasına sahip değiller. Birazcık gücü olan biri isterse onları öldürebilir, veya dilediği gibi alıp götürebilir! Sadece alınarak köle olarak satılabilirler! Eğer senin gibi birini takip ederse, şansı yerinde demektir!”

 

Luo Feng buna şaşırmıştı.

 

İstediğin gibi öldürerek istediğin gibi alıp götürmek de neyin nesiydi? Kölelik mi?

 

Babata önceden söylemesiyle birlikte, evrende Yıldız Gezgini seviyesinde olmayanların trajik kaderleri ve hayatları vardı. Normal halk çoğunlukla ev gezegenlerinde yaşıyordu. Bir gemide bilet almaya bile hakları yoktu. Diğer yandan… bunu gerçekten Gao Sheng’den duyunca ve Hayal Kabuğu klanından güzel hatunu görünce, bu güzelim bacısının kaderinden kalbini alevler kaplamıştı.

 

“Bak, gerçekten de Kardeş Luo Feng’e göz kırpıp kur yapıyor.” Gao Sheng alay etti.

 

Luo Feng baktı.

 

Hemen Hayal Kabuğu klanından olan hatunu restoranın köşesinde gizlice onu keserken gördü, belli ki Gao Sheng’in sesini duyabiliyordu, bu yüzden bakmıştı… Luo Feng tarafından fark edilince utandı ve mutfağa koştu.

 

......

 

Enfes yemekler birer birer çıkmaya başladı.

 

Gerçekten lezzetliydi, hatta kıyaslanamaz bir şekilde lezizlerdi!

 

“Bugün, büyüğümü ziyaret ettim, haha, gerçekten bana çok saygı gösterdi. Aslına bakarsan onu takip etmeme ve birkaç sene öğrenin görmemi kabul etti.Onu takip ederken, birinci olarak tecrübe edineceğim, ikinci olarak ağımı inşa etmeye başlayabileceğim.”

 

Luo Feng şok olmuştu.

 

Enerji işleri mi?

 

Evrende gezegenler ne ticareti yaparlarsa yapsınlar gemiler sayesinde taşıyorlardı. Ve gemilerin hepsi enerji fonksiyonuna ihtiyaç duyardı! Ölümsüz Varlıklara bile enerji lazım olurdu! Dünya veya evren olsun enerji işleri her zaman çok karlı ve girmesi zor işlerdi, köle marketinden çok daha zordu.

 

Hiçbir bağlantı veya arkadaşı olmadan birinin parası olsa da bu işe giremezdi!

 

“Bu Gao Sheng’in arkasında sıradan kimseler yok gibi.” Luo Feng düşündü.

 

Oğul yetişkin olduğunda bir gezegen alıyordu…

 

Şuan Gao Sheng adım adım enerji iş dünyasına adımlarını atmaya başlıyordu…

 

“Luo Feng, ne zaman ayrılıyorsun? Görünen o ki birkaç yıl burada Ejder Yıldızında olacağım.” Ghao Sheng söyledi.

 

“Yakında ayrılacağım. Belki yarın bile olabilir.” Luo Feng söyledi.

 

Ejderha Yıldızına gelmesinin sebebi olan işlerin hepsi neredeyse bitmişti, Babata’ya göre sadece tek bir şey kalmıştı: Ganwu Dojosuna giderek kayıt olmak. Bundan sonra Ejder Yıldızından ayrılabilirdi.

 

“O kadar çabuk mu?” Gao Sheng hoşnutsuz görünüyordu, “Sanal evren numaran ne, döndüğünde biz kardeşler bazı oyunlar oynayarak vakit öldürebiliriz.”

 

“Pekala.”

 

Şansına henüz yeni hesabını açmıştı, Luo Feng ile Gao Sheng karşılıklı numaralarını paylaştı!

 

Gelecekte ikisi on milyon ışık yılı uzakta olsalar bile yine de sanal evren sayesinde iletişim halinde olabileceklerdi.

 

......

 

Restoranda Luo Feng Gao Sheng ile muhabbet ediyordu.

 

Bir anda merdivenlerden üç genç yürüdü. Hepsinin boyları 2 metreye yakındı. Gümüş saçları salınıyordu, göz bebekleri çok hareketli bir mavi renkteydi. Üçünün hepsi siyah özel üniformalar giyiyorlardı. Ortadakinin sol göğsünde renkli bir madalya bile bulunuyordu.

 

“Luo Feng, bak, bunlar Ganwu Dojosu öğrencileri. Ortadaki Ejder Yıldızının bir vatandaşı olarak gezegende kendi yerine bile sahip.” Gao Sheng usulca söyledi.

 

“Ah?” Luo Feng oraya baktı.

 

Siyah özel üniforma Ganwu Dojosunun standart eğitim üniformasıydı.

 

Madalya Ejder Yıldızının vatandaşlarının kimliğiydi. Bu Ejder Yıldızında en güvenli korumaydı.

 

“Wei Lin, sadece ruh silahını yarım günlüğüne oynamam için ver.” soldaki öğrenci söyledi.

 

“Onu kendim satın aldım!” Merkezlerindeki madalyonu olan öğrenci elini salladı, elinde baltamsı bir metal disk belirdi. Diskin üzerinde bazı benzersiz desenler bulunuyordu. “Bu seviye iki ruh silahı en yüksek kalitede.Banka kartını almadan önce aileme uzun bir süre yalvardım. Eğer Evren Seviyesine ulaşamazsam bu ruh silahı beni hayatım boyunca takip edecek! Altı milyar Kara Ejder doları, kolaylıkla birkaç C derece gemi satın alabilirdim, kartı geçtiğimde içimin sıkıştığını bile hissettim!”

 

Öğrenci her kelimeyi bilerek bağırdı ve herkesin dikkatini çekti.

 

Altı milyar Kara Ejder doları mı?Seviye 2 en yüksek kalitede ruh silahı?

 

“Yüksek kalite ruh silahı.” Yan taraftaki diğer iki öğrencinin gözlerini parlıyordu.”Hayatımızın geri kalanında bile bunu düşünemeyiz!”

 

Bir ruh okuyucu sadece uygun bir ruh silahıyla savaşta en üst düzey kahramanlıklar sergileyebilirdi.

 

Ayrıca, bir ruh silahının üretimi son derece karmaşık olduğundan fiyatları da çok pahalıydı.Seviye 2 yüksek kalite ruh silahının aşağı kalır yanı yoktu.

 

“Hehe.” Wei Lin denen öğrenci bir hatunun tenine masaj yaparmış gibi kibarca elindeki ruh silahını sıvazlıyordu. Bakışları tutkuluydu.

 

Uzaktaki bir masada Luo Feng ve Gao Sheng bakıyordu.

 

“Ruh silahı?”

 

Luo Feng sormadan önce bir süre boş boş baktı, “Babata, benim yüce mekiğim ve yay kesen bıçağım, hangi seviyede ruh silahları?”