Swallowed Star - SS 362: Ming Yu ile Görüşme

---

 

 

Çevirmen: 我吃小说 ( I Eat Novels)

 

“İyi değil.” Luo Feng’in ifadesi değişti.

 

Aslında orduyu düzene sokmakla görevliyken Luo Feng’i gördüğü anda Nuolan Shan’ın gözleri parladı ve bir anda fırladı.

 

“Ne şans ama! Gerçekten bu çöpe denk geldim, haha… onunla gerçekte karşılaşmak, şimdi beni bıktıran bu meseleyi bitireceğim. Statümle, kim beni durduracak?” Nuolan Shan özgüven doluydu, engin evrende gerçekten de bu bakım bir evren seviyenin pozisyonu bir yıldız seviyeden on milyonlarca kat daha yüksekti!

 

Evren seviyeye yarıp geçmek yukarı doğru dev bir adımdı.

 

Evren Seviye birinin Yıldız Seviye birini öldürmesi karınca öldürmek gibiydi. Ve Nuolan Shan Luo Feng karıncasını öldürmeye hazırlanmıştı!

 

......

 

Cang Lan Yıldızının düz karasında Üç Balta Dağı uçarak indi ve toplanmaya hazırlandı.

 

Ve uzakta Nuolan Shan ordunun merkezine doğru ilerlemeye devam etti.

 

“Bu Üç Balta Dağı ordusu, Nuolan Shan, senin gibi Yüz Kaplan Yapısından biri burada ne arıyor, ne istiyorsun!!!” Güçlü yırtıcı ruhsal enerji bir anda 70 bin kişilik orduya aktarılarak geniş kaşif ordusunun dönüp bakmasına neden oldu.

 

Bir anda uzaktan atılan insan silüetini fark ettiler… Nuolan Shan!

 

“Bu Nuolan Shan mı?”

 

“Yüz Kaplan Yapısından biri mi?”

 

“Yüz Kaplan Yapısından biri burada ne arıyor?” Kaşif ordusu bir anda tartışmaya boğuldu.

 

70 bin kişi onu izlerken uçmakta olan Nuolan Shan bir anda durdu, ifadesi çirkinleşmişti, usulca yakınarak, “Şu Luo Feng’in billuru yerinde, sadece bir yıldız seviyeolsa dafasulye genetik enerjisini herkese mesaj iletmek için kullanabildi, bu, bu fazla kibirli!”

 

Bir orduda bir küçük askerin herkesin duyabileceği kadar yüksek sesle yayın yapması mı?

 

Teoride normal olarak askerler bu kadar yüksek sesle bağırmaya cüret edemezdi. Diğer yandan Nuolan Shan bilmiyordu ki… Luo Feng Üç Balta Dağı organizasyonunun askeri değildi.

 

“Nuolan Shan, dur.”

 

“Dur.”

 

“Burada ne halt ediyorsun?”

 

Bir anda diğer tanıdık yöneticiler uçarak geldi, bu beşi Üç Balta Dağı organizasyonuna bağlı Evren Seviyelerdi. Beşinin de çirkin ifadeleri vardı.

 

“Bu kaşiflerin çoğu dünyanın içinde dünyadan hazinelerle geldiler. Sektör Lordları ve Alan Lordları onları karşılamaya gelmedi. Nuolan Shan, sen, Yüz Kaplan Yapısından biri , gerçekten de ordumuza dalmaya ve hazineleri çalmaya cüret mi ediyorsun? Bir evren seviye, kesinlikle bu kadar cesur olmamalı!” beş evren seviye öfkelendi.

 

“Beş efendi.” Nuolan Shan bir gülümseme bıraktı.

 

“Nuolan Shan, ordumuza dalmak mı istiyorsun?” Beşi ona doğru baktı.

 

“Hayır, kesinlikle hayır.” Nuolan Shan iletişim kurdu, “Tek bir evren evren seviyeden başka bir şey değilim, Cang Lan Yıldızında benden güçlü olan aralıkta bin ila on binler var. Alan Lordları ve Sektör Lordlarının burada oluşuyla böylesine bir şeyi düşünmeye bile cüret etmem. Sadece kişisel bir düşmanımı gördüm, bugün onu görmeyi beklemiyordum, bu yüzden bunu şimdi halletmeyi düşünmüştüm.”

 

“Ah.” Beş evren seviye onayladı.

 

“Düşmanın kim?” Beşi arasında uzun yapılı bir adam demirden yapılma saçlarıyla konuştu.

 

“Luo Feng deniyor, orduda sadece küçük bir asker.” Nuolan Shan konuştu.

 

“Küçük asker mi?” Beşi bakıştı.

 

“Beş efendi ,bana bir küçük askeri vermek sorun olmayacaktır değil mi?” Nuolan Shan lafı dolandırmadı, sonuçta düzeni sağlayan birçok evren seviye ve alan lordu bulunuyordu. Eğer içeri dalmaya cüret ederse diğer organizasyonlar bile hiç kimse bir şey yapamazdı. Yüz Kaplan Yapısı onunla kişisel olarak ilgilenirdi.

 

“Kaşif ordusu tarafından elde edilen hazineler sektör ve alan lordları tarafından henüz alınmadı! Bu gibi zamanda tek bir asker bile sana verilemez.” Beş evren seviyenin hepsi sakin ve duruşları konusunda netti.

 

Nuolan Shan’ın ifadesi daha da çirkinleşti.

 

“Nuolan Shan, şu anda diğer evren seviyeler ve alan lorları buraya bakıyor, sanırım şimdi gitsen iyi olacak.” beşi ona bakarak söyledi.

 

Nuolan Shan dudaklarını ısırarak döndü ve hiçbir şey söylemeden ayrıldı.

......

 

Orduda…

 

Luo Feng uzaktan Nuolan Shan’ı izledi. Beş evren seviyesi tarafından geri çevrilerek acıyla ayrılıyordu.

 

“Nuolan Shan? Onu bir defada ve tamamen halletmek için bir fırsat yakalamalıyız!” Luo Feng içinden düşündü.

 

“Şu Nuolan Shan, kesinlikle onu öldürmek zorundayız.” Hong’un ifadesi ağırdı, iletti, “Aksi halde Nuolan Shan ailesinin dünyadaki hazinelere göz koymasıyla dünyamız asla huzur bulamayacak.”

 

“Lord Ming Yu’yu mu harekete geçirsek?” Yıldırım Tanrısı Hong ve Luo Feng’e baktı.

 

Luo Feng’in gözleri parladı.

 

Doğru!

 

Bir saniye içinde Ming Yu ile buluşacaklardı, evren 2 yıldız paralı asker olmakla beraber Alan Lordları arasında bile güçlü biriydi! Alan Lordu Ming Yu eğer isterse basit olurdu! Sonuçta seviye yükseldikçe yarıp geçmesi çok daha zorlaşıyordu. Aynı zamanda güçleri arasındaki fark da çılgın düzeylere ulaşıyordu.

 

“Sonradan hazineleri Ming Yu’ya verdiğimizde yardımını isteyebiliriz. Başarma şansımız çok yüksek.” Luo Feng onayladı.

 

“Luo Feng, Ming Yu’ya vermek için hangi hazineleri hazırladın.” Yıldırım Tanrısı iletti.

 

“Doğru, Luo Feng, bu problem hakkında ne düşünüyorsun.” Hong Luo Feng’e baktı, Luo Feng hazine takası süresince en büyük katkıyı sağlamıştı, ikisi Luo Feng’in karar vermesine müsaade edeceklerdi.

 

“Bir Seviye 5 iyi genetik enerji silahı.” Luo Feng söyledi.

 

“Sadece 1 mi?” Hong ve Yıldırım Tanrısı ona baktı.

 

“Aynen, sadece bir tane yeterli. Bu… fiyat bakımından Lord Ming Yu’nun tüm servetiyle bile satın alması zor olacak bir tane.” Luo Feng, Babata’nın rehberliğiyle hangi silahın ve fiyatlarıyla kıyaslayarak, yıldırım taşı takas fiyatı bakımından Ateş Tekerinden çok daha yüksek olan en kötü silahlarını verecekti.

 

Diğer yandan fiyat bakımından on kat daha yüksekti.

 

Ming Yu, bir Alan Lordu, Alan Lordları arasında güçlü olmasına rağmen muhtemelen tüm servetiyle bunu karşılayamazdı.

 

......

 

Zaman geçti, Üç Balta Dağı’nın kaşiflerinden hayatta kalanlar antik şehrin düz karasında konuşlandı. Birkaç güçlü kişi yanına adamlarını alarak uçmaya başladı. Zaman geçtikçe ordunun sayısı yavaşça azaldı. 70 bin,60 bin,50 bin, 40 bin…..

 

"Luo Feng!"

 

“Haha, sonunda dördünüzü buldum. Gerçekten neşeli bir ortam, haha.” Kayıtsız gülüş yankılandı, uzun ve sağlam Ming Yu havada süzüldü.

 

Luo Feng’in 4 kişilik takımıyla birlikte diğer 200’ü Ming Yu’ya uçtu.

 

“Efendim.” 200 kaşif hafifçe eğildi.

 

Luo Feng’in takımındaki dört kişi bir arada durarak saygıyla eğildi. “Lord Ming Yu.”

 

“Çok iyi, hadi villama gidip dinlenelim.” Ming Yu Luo Feng’in grubuyla birlikte diğer 200 maceracıyı alarak hızlıca ayrıldı.

 

20 km ötede antik şehrin dışında düz kara alanda.

 

Eski bir departman mağazasının rüzgarlıklarının altından, Nuolan Shan pencereden düz kara alana bakıyordu, Luo Feng’in Ming Yu ile ayrıldığını gördüğünde ifadesi muazzam şekilde değişti, “İyi değil! Luo Feng’in gerçekten de Ming Yu gibi birinin astı olduğunu ummazdım, ve görünen o ki Ming Yu ona iyi muamele ediyor.”

 

“Onu öldürmek… zor olacak!” Nuolan Shan şiddetle yanındaki bambuya vurdu, CHİ CHİ, parçalara ayrıldı.

 

Zarif bir yapının çimenlik alanın üzerindeki güzel bir villasında 200 kaşif toplanmıştı.

 

Luo Feng ve takımından dört kişi masanın etrafına Ming Yu ile oturdu.

 

Ming Yu tarafından getirildiğinden Luo Feng bir şekilde hoşnutsuzdu… orada bu kadar uzun zaman bekledikten sonra hiçbir Sektör Lordu görmemişti! Sektör Lordlarının hepsi kaşifleri alması için adamlarını gönderiyordu, hiç birisi kişisel olarak gelmiyordu.

 

“Söylemek gerekirse, bu macera gerçekten acınasıydı. Bendi denilen bir askeri gönderdim ve bana bir hazine getirmek üzere evren seviyeye yarıp geçti. Diğer yandan en düşük fiyatlı hazinelerden olmasına rağmen yine de pahalı bir hazineydi.” Ming Yu başını sallayarak iç geçirdi, “Kim düşünürdü kü yoldayken dokuzuncu prensin ordusunun saldırarak hazineyi ondan alacağını.”

 

Luo Feng, Hong ve Yıldırım Tanrısı bakıştılar.

 

Bu Lord Ming Yu gerçekten şanssızdı.

 

“O halde dünyanın içinde dünyadan kazançlarınız nasıl?” Ming Yu onlara baktı.

 

“Bir hazine takas ettik.” Luo Feng gülümseyerek Ming Yu’ya baktı.

 

Ming Yu’nun gözleri keskinleşerek bir anda şimşek gibi onlara baktı.

 

“Hangi hazine?” Ming Yu endişeli ve beklenti doluydu.

 

Luo Feng’in düşünceleri hareket etti ve bir anda 3 m uzunluğunda bir pala havada süzüldü. Yüzeyinde aşırı karmaşık desenler bulunuyordu. Tuhaf desenler insanın kalbinin titreten bir aura yayıyordu. Etrafındaki uzay titriyordu.

 

İnanılmaz devasa ve güçlü aura Luo Feng ve takımının yüzünün solmasına neden olmuştu.

 

“Lord Ming Yu, bu seviye 5 genetik enerji silahı Hava Kesen bıçak.” Luo Feng söyledi.

 

“İyi, iyi ,iyi.” Ming Yu’nun gözleri şiddetle yanarak sertçe bıçağa baktı.

 

Hazine!

 

Bendi’nin elde ettiği hazine bununla kıyaslandığında çok daha değerliydi! bu hava kesen bıçak inanılmaz pahalı bir silahtı.

 

Sonuçta Seviye 3 silahlar arasında en yüksek derecenin maliyeti birkaç yüz milyonken, en düşük maliyetli olan bir milyar kara ejder dolarıydı. Aralarındaki fark yüz kat kadardı! Bir teoriye göre… Seviye 5 genetik enerji silahları arasındaki fiyat farkı çok Sadece bir tanesiyle birkaç on tane ateş tekeri alınabilirdi.

 

“Luo Feng, hediyen kesinlikle büyük.” Ming Yu’nun ifadesi karmaşık bir şekilde Luo Feng ve takımına baktı, “ Hediyenizin fiyatını biliyor musunuz?”

 

“Astronomik bir fiyat!”

 

Luo Feng gülümsedi, “Fiyatı hayal edilemeyecek düzeyde, sadece bunu biliyorum.”

 

“Doğru, astronomik! Tüm servetim bir araya gelse bile bunun fiyatına yaklaşamaz.” Ming Yu Luo Feng’e baktı, “Önceden söylemiştim, sizi hor görmeyeceğim! Dökülün, her hangi bir istekte bulunun!”

 

“Bir adamı öldürmek istiyorum.” Luo Feng söyledi.

 

“Birini öldürmek, gücü nedir? Alan Lordu seviyesi falan?” Ming Yu kaşlarını çattı.

 

“Evren Seviye 9.” Luo Feng söyledi.

 

“Haha…” Ming Yu güldü, evren seviye 9? Onun için aşırı kolaydı.

 

“Onlardan 10 tanesini öldürsem bile bana verdiğiniz hava kesen bıçaktan aşağı kalır.”

 

“Şuna ne dersiniz.” Ming Yu bir süre düşündü, “Size bölgemin üçte birini vereceğim! Hayır…. bu sıkıntı getirebilir ve insanlar size gözlerini dikebilir. Tamam, 100 bin yaşam gezegeni vereceğim. Bugünden itibaren siz de haklarının yarısına sahip olacaksınız, diğer yarısı bende kalacak. Diğer yandan tüm normal işleri kazancını askerlerini yürütebilirsiniz, umursamıyorum.”

 

“Nakit konusunda…” Ming Yu bunun hakkında düşündü.