SS 422: Perde Kalkıyor

avatar
5562 14

Swallowed Star - SS 422: Perde Kalkıyor


 

 

 

Çin Yıl 2070, Eylül 5…

 

Sabah vakti, Luo Feng kendi evinin balkonunda durdu. Doğu ufku semalarında yükselen kızıl güneşe bakıyordu. Yaz olmasına rağmen sabah vakti hala  oldukça dondurucuydu.

 

“Erken kalkarak balkonda gün doğumunu izlemek..” Pijamaları içinde Xu Xin balkona yürüdü. Şuan orada bulunan Luo Feng’e bakarken, bu adam dünyanın zirvesine ulaşmış olmasına rağmen neredeyse tüm enerjisini uzun ve ardışık tahmin edilemez bir güç yolunda harcıyordu.

 

Bu konuda Xu Xin nihayetinde alıştığından en azından memnuniyetsiz yaklaşmıyordu.

 

Sadece belli zamanlarda kimsesiz ve yalnız hissediyordu, Luo Feng kendini eğitimine gömdüğünden ve kendini on yıl veya yarım aylık sürelerde tecrit ettiğinden durum bundan ibaretti.Tabii ki… Normalde Luo Feng hala ailesiyle çok ilgileniyordu.

 

“Doğru!” Luo Feng uzaktaki ufka bakarak güneşi izlerken gülümsüyor ve onaylıyordu.

 

“Geçen birkaç gündür tüm zamanını dojoda harcıyordun, görünen o ki uzun zamandır gün doğumunu görmüyordun.” Xu Xin söyledi, “Biraz olsun rahatlamalısın, kendine fazla yüklenme.”

 

Luo Feng eşine bakarak kolunu uzatarak nazikçe ona sarılırken usulca fısıldadı, “Eşim, üzgünüm.”

 

“Çoktan yaşlı bir çift olduk, böyle aşırı duygusal olmana gerek yok!” Xu Xin’in yüzünde bir kırmızılık emaresi belirdi.

 

“Hehe..” Luo Feng güldü.

 

“Yarın, başlıyor.” Luo Feng uzakta doğmakta olan güneşe bakarak haykırdı, “Bu tüm evren ülkelerinden milyonlarca dahinin toplanacak olduğu bir buluşma. Ganwu evren ülkesinin durumuna göre…. milyonlarca deha arasında yarısı kaynak yasalarının kapısından adımını atmış dahiler!”

 

Dev balta dojosunda kaynak yasalarının girişine adımını atmış evren seviye bir savaşçı bile yenilmez kabul ediliyordu.

 

Lakin aslında evrende bu kapılardan adımını atmış birçok Yıldız Seviye bulunuyordu.

 

Tüm insan ırkında bu tür dahilerden sadece 100 binlercesi kadarı bulunuyordu. Lakin 1008 evren ülkesinde ortalama her evren ülkesinde 100 tane olmak üzere.. Ganwu evren ülkesi lideri ölümsüzü, özellikle bu mutlak dahilerin Ganwu gizli bölgesine girmesi emrini vermişti. Bu onların ne kadar özel tohumlar olduğunu gösteriyordu.

 

Bu mutlak dahiler nasıl kendilerini Dev Balta dojosuna göndererek hayatlarıyla kumar oynayabilirdi ki.

 

Ölüm ihtimali buralarda fazla devasaydı.

 

Kara Ejder Dağı adası 9 yıldız koyu bölgesinde…

 

“Babacık!”

 

“Babam hepsinin en iyisi!”

 

İki Luo Feng’e benzer görünümlü gencin bakışları saygı ve hayranlıkla doluydu.

 

Bu çift ikiz Luo Feng’in oğulları, Ping Ping ve Küçük Hai idi. Yaş bakımından ikisi de şu anda 11 yaşındaydı. Doğduklarından beri mükemmel bir yetiştirmeye tabii tutulduklarından henüz yeni yürümeye başlamış bebekler sayılmalarına rağmen çoktan Öğrenci seviye 9’a ulaşmışlar ve Yıldız Gezgini olmuşlardı. Bu beden yapılarının Dünya’nın sıradan 14 veya 16 yaşındaki çocuklara benzemesine neden olmuştu.

 

Görünüm bakımından Xu Xin’in güzel görünümünü almış olduklarından ikisi de son derece yakışıklı gençlerdi. Sıradan görünen Luo Feng gibi değillerdi.

 

Yaşı büyük kardeş Luo Ping daha iyi bir mizaca sahipti, karakteri kibardı, gençliğinden beri değişimi çok daha belirgindi.

 

Daha genç olan Luo Hai, diğer taraftan gürültücüydü.

 

Sonuçta böylesine bir ev ortamında yetişmişlerdi. Öğretmenleri Di Fan ve Bai Kaluo gibi varlıklardı. İkisi de Evren seviye 9 savaşçılardı ( Bai Kaluo Luo Feng’den Yun Mo Gezegeni gizli tekniklerini aldığından geçen yıl Evren Seviye 9’a yarıp geçmişti). Evdeki görevli ve yardımcıların hepsi de Yıldız Seviye idiler.

 

Luo Feng’in şanı ile Luo Ping ve Luo Hai gençlikleri boyunca babalarına adeta tapıyordu!

 

Böylesine gurur duyulacak bir babayla…

 

Böylesine bir ev ortamında yetiştiklerinden Luo Ping ve Luo Hai karakterlerinde eksiklikleri olabilirdi.Lakin kemikleri yine de tek noktayı paylaşıyordu, güçlü olmak istiyorlardı! Bu ikizler hakkındaki özel şey her nasılsa ikisinin gençlik çağlarında sanal evrende savaşmaktan zevk almalarını beraberinde getiriyordu. Ruh okuyuculuk bakımından geç uyanmalarına rağmen yetenekleri önceki Luo Feng’den zayıf kalır değildi.

 

Diğer taraftan ikisi yine de dövüşçü olmayı seçmişti! Bu babaları Luo Feng’i bir şekilde çaresiz kılıyordu.

 

“Babacık en güçlüsü.” Küçük Hai yüksek sesle bağırdı.

 

“Haha.” Luo Feng gülmekten kendini alamadı.

 

“Üçüncü, hepsinin en iyisi!” Yanda duran Yıldırım Tanrısı yumruğunu savurarak bağırdı, “Sadece Ganwu evren ülkesini temsil etmenin dışında daha önemli mevzu…. Dünya insanlarını temsil etmen!”

 

“İyi dedin.” Luo Hong Guo onayladı ve bağırdı, yüzü neşeyle doluydu, “Küçük Feng, ikinci kardeşin iyi konuştu, biz Dünya insanlarının umudunu temsil ediyorsun. Evren ülkelerinde trilyonlarca gezegen olmasına rağmen, 1008 evren ülkesi bir araya eklendiğinde çok daha şaşırtıcı düzeye ulaşıyor. Lakin elinden gelenin en iyisini yapmak zorundasın, Dünya insanları için mücadele et.”

 

“Tamam.” Luo Feng başıyla onayladı.

 

Zihinde; Yıldırım Tanrısı, Hong veya Luo Feng olsun aidiyet hisleri güçlü bir alev misaliydi.

 

“İlk ben çıkıyorum.” Luo Feng büyük bir adım atarak ayrıldı.

 

Sanal evrenin birçok kıtasında, adasında, 1008 evren ülkesinden bir milyonun üzerinde dahinin hepsi ışınlanarak toplanma noktasına gidiyordu.

 

Ganwu yüzen adasında…

 

Shua!

 

Luo Feng yüzen adanın ışınlanma noktasında belirdi.

 

“Bay Luo Feng, lütfen bu yolu takip ediniz.” Işınlanma noktasının yanında duran Evren Seviye bir savaşçı, çalışma kıyafetlerini kuşanmış, gülümseyerek yandaki yolu işaret ediyordu.

 

“Sağ olasın.” Luo Feng gülümseyerek onayladı ve yolu takip etti.

 

Aynı sırada...

 

Luo Feng uzaktaki çiçek dizileriyle bezenmiş fazla uzakta olmayan güzel ve yeşilliklerle kaplı plazayı görebiliyordu, burada büyük miktarda insan toplanmıştı. Sadece tek bakışta en azından farklı görünümlü yüz adam ve hatun toplanmıştı. Lakin en az üçte birinin görünümü Dünya insanlarına yakındı, Dünya insanlarının görüntüsü daha bir ana görüntü olarak göze çarpıyordu.

 

“Luo Feng geliyor…”

 

“Bu Zırdeli!”

 

Birçok genç oraya baktı.

 

Bu 100’ünün hepsi isim listesinde yer edinen kişilerdi. Bu sefer Ganwu evren ülkesi 1000 dahi gönderiyordu.

 

“Luo Feng.”

 

“Hey, Zırdeli.”

 

İnsanların arasında çoğu Luo Feng’e el sallayarak gülümsedi. Kaybeden dairesi müsabakalarına katıldıklarından dolayı önceden tüm bu kişilere karşı 1v1 mücadele etmişlerdi.

 

“Fırıldak!”

 

“Ezme Luo.” Luo Feng iyi geçindiği bu gence geri el salladı.

 

Zaman geçtikçe dahiler alana ulaştı, her saniye daha fazla insan toplanıyordu. Vahşi Rong Jun da sonradan gelenler arasındaydı. Sonunda 1000 dahinin hepsi toplandı, bu 1000 kişi bir arada dururken birçoğu gerçek dünyadan birbirini tanıyordu veya karşılıklı müsabakada bulunmuşlardı. Bundan ötürü konuşmaya ve geçmişi anan muhabbetlere gömülmüşlerdi.

 

“Luo Feng gücün geçen sene epey yükseldi. Gelişiminin devasa olacağını biliyordum.” Vahşi Rong Jun Luo Feng’e doğru baktı.

 

Luo Feng 3 metre uzunluğundaki Vahşi’ye bakmak için döndü: “Zirve müsabakaları bekle, denedikten sonra beni bileceksin!”

 

“Bu özgüven?” Vahşi’nin gözleri parladı.

 

Aniden…..

 

“Gümbür!” Biçimsiz bir baskı tüm plazayı kapladı. 1000 dahinin hepsi yüzlerinin solduğunu hissetti, bedenleri istemsizce titriyordu. Ayak seslerini duyduktan sonra, pullu bir zırh kuşanmış ve kask giyen bir dev yürüdü. Enerjisi doğal olarak adeta ölüm getiren göksel bir varlığı andırıyordu.

 

Kana susamışlık yayan aurası herkesin ondan bir anda korkmasına neden oluyordu!

 

8 metre uzunluğunda bir dev! Bu önceki şu varlıktı.

 

“Ganwu evren ülkesinden 1000 dahi, ülke liderinin komutu doğrultusunda size liderlik edeceğim.” Devin sesi gümbürdedi, kaskın içerisindeki gözleri olağanüstü bir baskı hissi veriyordu, “Hepiniz beni Lord On Üçüncü olarak çağırabilirsiniz, anlaşıldı mı?”

 

“Anlaşıldı!”

 

1000 dahi birlik içinde cevap vermekten kendilerini alamadı, Luo Feng de buna dahildi.

 

“Ne korkutucu bir baskı.” Luo Feng alnından soğuk terler döküyordu, “Gerçekte irade gücü tek başına anında ruhumu parçalayabilir.”

 

Dehşet verici!

 

Pullu zırhlı devin önünde 1000 dahi zayıf küçük karıncalar gibiydi. Yoğun bir korku hissettiler, bu doğal bir refleksti, birinin irade gücü ne kadar güçlü olursa olsun bu tepkiyi bastıramıyorlardı.

 

“Rong Jun!” Pullu zırhlı devin bakışları genç Vahşi Rong Jun’un üzerine kilitlendi.

 

“Lord On Üçüncü.” Vahşi Rong Jun eğildi.

 

“Ganwu evren ülkemizden elenmemesi garanti olan tek dahimizsin. Ülke liderinin senden büyük beklentileri var. Sen… ülke liderimizi yüz üstü bırakma, anladın mı?” Pullu zırhlı dev konuştu.

 

“Evet.” Vahşi saygıyla cevapladı.

 

Pullu zırhlı devin bakışları gençler üzerinde gezerken soğukça söyledi, “Diğer herkes için, fazla umut yok!”

 

Bir anda bir grup genç yumruklarını sıkıca sıktı, bu grupla birlikte olan Luo Feng de kaşlarını çattı.

 

“Hmph! Hoşunuza gitmedi mi? Güç konuştuğunuz kelimelerden gelmez, savaşta gösterilir!” Pullu zırhlı dev soğukça söyledi, “Rong Jun dışında aranızda en güçlüsü Luo Feng’in standartlarında ve bilgilerimize göre müsabakada olağan üstü bir dahi var. Eğer Luo Feng ilk 5000’e girebilirse bile fena sayılmaz, ilk 1000’e girmek konusunda…. şansı her halükarda umutsuz!”

 

“Tabii ki!”

 

“Hepiniz mucizeler yaratabilirsiniz! Tarihte ortalama başlayan fakat bir anda zirve dövüşler sırasında patlayıveren mutlak dehaların olduğu durumlar mevcut.” Pullu zırhlı devin bakışları büyük grup üzerinde gezdi, bunu takiben konuyu değiştirdi, “Pekala, beni takip edin!”

 

Ganwu evren ülkesinin farklı yıldız alanlarından gelen mutlak deha grubu sadece buna katlanabilirdi.

 

….

 

Bunu takiben Luo Feng ve diğer dahiler, pullu zırhlı devin liderliğinde ışınlanma noktasına ulaştı ve sanal evrenin açtığı yepyeni bölgeye aktarıldı.

 

Bu geniş bir kıtaydı.

 

Luo Feng ve diğerleri, onlara liderlik eden pullu zırhlı dev de dahil olmak üzere toplamda 1001 kişi aynı anda bu büyük kıtada belirdi.

 

“Ganwu evren takımı, ileride 1008 gökdelen var. Evren ülkenizin takımı için 0825 numaralı gökdelen ayarlandı.” Beyaz cübbe kuşanmış orta yaşlı adam eğilerek saygıyla pullu zırhlı deve söyledi.

 

“Hm!”

 

Dev öfkeyle burnundan soludu ve gökdelene uçan yolda başı çekti.

 

“Wa!”

 

“1008 gökdelen, bir evren takımı için bir gökdelen mi?”

 

Uzağa bakıldığında, yüzük şeklinde düzenlenmiş 1008 gökdelen görülüyordu. 1008 gökdelen merkezdeki kuşlar ve hoş kokulu çiçeklerle bezenmiş bir gökdelenin etrafına sıralanmıştı. Bu plazanın içerisinde farklı evren ülkelerinden birçok genç adam ve hatun geziniyor ve sohbet ediyordu. Tek bakışta burada en az 10,000 kişi bulunuyordu.

 

“Alçal!” Pullu zırhlı adamın sesi gürledi.

 

Ganwu evreninden dahiler hızlıca alçalarak plazanın yanına iniş yaptılar. Düz bir yolu takip ederek gökdelen numara 0825’e ulaştılar. Plazada diğer gökdelenlere giden birçok yol vardı.

 

“Bakın, şu 0825 numaralı gökdelen Ganwu evren ülkesinin. Görünen o ki şu Ganwu evren ülkesinden gelen dahiler takımı.”

 

“Rong Jun, şu uzun olan Vahşi Rong Jun olmalı.”

 

“Wow! Gücü gerçekten aşırı.”

 

“Hangisi Rong Jun?”

 

“Rong Jun?”

 

Diğer evren ülkelerinden birçok dahi Ganwu evren ülkesin takımına bakarak konuşmaya başladı.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr