Swallowed Star - SS 431: Baypas

---

 

 

 

“9 iplik?”

 

“13, Ganwu evren ülkende 100’ün üzerinde rekabette ilk 20’ye giren hiç çöp olmamıştı, bu sefer 2 tane olacağını kim bilirdi ki!”

 

“Haha, Mo So haklı! Burada 1008 evren ülkesi var ve 2 yer aldınız.” Çevresinde ölümsüzlerin hepsi güldü ve pullu zırhlı devi eğlendirdi. Luo Feng’in performansı son derece şaşırtıcı olmasına rağmen kendi evren ülkelerinde zirve güçler olan ölümsüzler için hala çöpten farkı yoktu.

 

“Ao Gu Si gezegeni kardeşlerinin ikisi de ilk 20’ye ulaşmadı mı?” Pullu zırhlı dev yüzünde bir gülümseme sergiledi.

 

“Haha, seni çöp, gerçekten nasıl güleceğini biliyorsun.”

 

“Çok nadir.”

 

“100 çağ boyunca onunla üç kere karşılaştım, bu onu gülümserken gördüğüm ilk sefer.”

 

“Gururlu. Bu yüzden tabii ki gülümseyecek”.

 

Etraftaki ölümsüzlerin hepsi sohbet ederek gülüyordu. Burada toplamda 1008 ölümsüz bulunuyordu ve pullu zırhlı dev doğal olarak daha iyi geçindikleriyle birlikte oturuyordu! Bu güçlü ölümsüzlerden bazıları arkadaş, bazıları düşman, bazıları uzak veya yakın ilişkiler içerisindeydi. Doğal olarak kendi takımlarını oluşturarak sohbet ettiler.

 

“Haha, Ganwu evren ülkesinden bu Luo Feng hakkında ne düşünüyorsunuz?” Pullu zırhlı dev etrafındaki ölümsüzlere baktı.

 

“Uzay tekniği 10,000 ipliğin ikinci seviyesine ulaşmak, Nan Shen Donanımının 9 bıçağını çekebilme kapasitesinde olması…” bakışları okyanus misali olan koyu yeşil saçlı devasa burunlu bir adam hesapladı, “Temelleri çok sağlam, tutumu düzenli ve sakin, potansiyeli çok devasa! Şu anki gücü ile ilk 10’a girebilir!”

 

“Gerçekten ilk 10’a girebilir.”

 

“Eğitim uzayında kesinlikle ilk 5’e girebilir. Gerçek arena müsabakasında ilk 10’a girebiliyor olmalı.” Diğer ölümsüzler onayladı.

 

Eğitim, tam olarak birinin gerçek gücünü yansıtmıyordu.

 

Çünkü….

 

Eğitim 1v1 müsabakalarla kıyaslandığında tamamen farklıydı. Bir ruh okuyucu denetçisi ruhsal silahı üzerinde kendini uzaklaştırarak uzaktan saldırabilirdi. Diğer taraftan bir dövüşçü saldırmak ve öldürmek için menzile girmek zorundaydı…. Ayrıca robot kuklaları ve metal yaşam formlarıyla birlikte diğer varlıkların ruhsal saldırılara duyarlılığı olmaması bazılarının tüm gücünü açık etmesini zorlaştırıyordu.

 

Tıpkı önceden İlk 20’ye girmesi beklenen mutlak dahi…. Uluyan tanrı klanından Hipnozcu, Jia Lai Xi gibi.

 

Bu Hipnozcu Jia Lai Xi kendi evren ülkeleri seçiminde sadece rakiplerine bakarak onları yenmişti, tüm bu süre boyunca rahattı. Lakin eğitim uzayı süresinde robot kuklaları v.b’ne karşı hipnozunun hiçbir etkisi bulunmuyordu ve ruhsal saldırılar işe yaramazdı.

 

Bu yüzden….

 

Hipnozcu Jia Lai Xi eğitim uzayı turunda sadece 189’uncu sıraya çıkabilmişti. Bu zayıf olduğu anlamına mı geliyordu?

 

Plazada bir milyonun üzerinde dahi Luo Feng’in Altıncı kule Birinci katta yolunu yapışını izliyordu.

 

“Majesteleri, bu Luo Feng çok güçlü.” Çelikten yapılma gibi görünen demir gibi bir adam usulca söyledi. Yanındaki gümüş zırhlı siyah saçlı genç Manka Prensi bu turda 18’inci sıradaydı. Gözleri ekrandaki Luo Feng’e sertçe bakarken parladı, konuştu, “Hm, kabul ediyorum, önceden yanlış karar vermişim.”

 

Önceden Manka prensi şunu bile söylemişti, “Görünen o ki artık bunu sürdüremeyecek. Beşinci kulenin Yedinci katını geçemeyecek. Tahminimce son sıralaması 9 veya 10 civarı olacak. Benden daha yüksek olmasına rağmen eğitim uzayı 1 v 1 maçtan farklıdır. 1v1 maçta kesinlikle dengim değil. Onu yenebileceğim konusunda kendime güveniyorum!”

 

Hala önceki özgüveni taşıyordu.

 

Lakin şuan…..

 

“Ne kuvvetli bir rakip ama.” Manka gencinin gözleri kristaller gibi parlayarak tamamen Luo Feng’in üzerine kilitlendi, “10,000 iplik eğitimi yapıyor. Çoktan İkinci seviyede 9 ipliğe erişmiş… hm, gerçekten de güçlü bir rakip. Eğer İlkel gizli bölgeye girmek isteseydim… Bu Luo Feng devasa bir engel olurdu, kesinlikle onu yeneceğim!” Bunu takiben yumruklarını sertçe sıkarken şimşek çatırtıları parladı.

 

…..

 

“Luo Feng!” dağınık saçlı yalın ayaklı vahşi genç Vahşi Rong Jun sertçe ekrana bakarken usulca söylüyordu, “Çoktan bu kadar korkutucu olmuş. Lakin kimse beni durduramaz, kesinlikle en güçlüsü olacağım, kesinlikle!”

 

……

 

Siyah cübbeyle kaplı bir genç diğer dahilerin arasından ekrana bakarak usulca söyledi, “Luo Feng? Sahne ışıklarının tadını çıkar, sadece izle, çok hızlı şekilde hepinizin bilmesini sağlayacağım…. Bu eğitim uzayının sadece deve yaratık bokundan ibaret olduğunu! Hepinizi yeneceğim! Ölüm Tanrısı Bolan da buna dahil…”

 

……

 

Seçkin ve en olağanüstü dahilerin hepsi burada toplanmıştı. Hiçbiri kolayca kabul etmiyordu. Hepsi mutlak özgüven ve gurur taşıyordu! Lakin neredeyse hepsi Luo Feng’i uğraşması kolay olmayan bir rakip olarak bellemişti.

 

…..

 

“Artık devam edemez.”

 

“Düşmek üzere.”

 

“Güçlü olmasına rağmen diğer taraftan altıncı kulenin zorluğu beşinci kule ile kıyaslandığında çok daha fazla. Ah, yaralandı.”

 

“Yakında bitecek.”

 

Dahilerin hepsi tartışmaya başladı.

 

Altıncı kulenin birinci katında savaş çoktan en çılgın noktasına ulaşmıştı.

 

“Hepiniz geberin gidin!” Luo Feng’in gözleri şaşırtıcı bir öldürme arzusuyla doluydu. Bedeni kan lekeleriyle kaplıydı, göğsünde bir delik bile vardı. Kara bulut mekiği üzerinde dururken hareketi tahmin edilemez 9 görüntüsü onu takip ediyordu. 9 görüntü sürekli olmasa da bir daire oluşturmuştu, ve 9 görüntünün içerisi neredeyse Luo Feng’in mutlak alanıydı.

 

Hareketleri kestirilemezdi!

 

Son derece çevikti!

 

“Gümbür….” kıllı kan mamutları yeri göğü kaplayarak tepindi. Devasa bedenleri çarpışıyordu. Bu büyük miktarda mamutun kendi alanları vardı. Sayısız alan yayıldığından tüm savaş alanının onların bölgesi olmasını beraberinde getirmişti, Luo Feng hiçbir şekilde kaçınamıyordu.

 

“Ölüm Tanrısı Bolan’ın bile yedinci kulenin birinci katını geçememesine şaşmamalı.” Luo Feng düşündü, “Güç zıplaması çok fazla, beşinci kulenin yedinci katından çok daha yüksek.”

 

Doğru.

 

Altıncı kulenin yedinci katında Ölüm Tanrısı Bolan hala çok rahattı. Hiç fazla enerji harcıyor gibi görünmüyordu. Lakin yedinci kulenin birinci katına girdiğinde tüm gücünü sergilemesine rağmen yine de başarısız olmuştu. Ve Luo Feng şu anda sıkıntıyı hissedebiliyordu… gücü 9 ipliği idrak ettikten sonra artmış olmasına rağmen.

 

Lakin altıncı kulenin birinci katı basitçe fazla zordu.

 

“Peng!” bir kıllı kan mamutu kuyruğu Luo Feng’in bedenine vurarak hareketini böldü. Çoktan zihinsel olarak yorulmuş Luo Feng kaçınmak için sıkı bir mücadele verdi fakat etrafındaki demir toynaklar tarafından vuruldu.

 

Bunu takiben her taraf karardı ve bilincini kaybetti.

 

…

 

Dahiler savaşındaki son katılımcı Luo Feng 6,892 kıllı kan mamutu öldürmüştü. Bu önceden bu katta dövüşen 2-6 arasıyla kıyaslanabilirdi.

 

Son sıralama, 3!

 

Luo Feng etrafındaki uzayın döndüğünü ve plazada ortaya çıktığını fark etti. İnsan ırkının farklı evren ülkelerinden gelen tüm dahiler oraya baktı.

 

“Hm?” Luo Feng’in bakışları onların üzerinde gezerek hızlıca Ganwu evren ülkesi takımını belirleyerek oraya ilerledi.

 

“Bu Luo Feng.”

 

“Son sıralama 3, daha önce onu hiç duymamıştım, yine de bu kadar güçlü.”

 

“Eğitim uzayı süreci boyunca bir anda birçok kişi  hiç yoktan ortaya çıktı. Lakin bu Luo Feng, görünenler arasında en güçlüsü!”

 

Etraftaki çeşitli tartışmaları duyan Luo Feng Ganwu evren takımına geri yürüdü.

 

“Zırdeli, gerçekten beni şaşırttın, gerçekten gözü pek adammışsın!” Yeşil saçlı genç Fırıldak bağırdı.

 

“Luo Feng, tebrikler.”

 

“Tebrikler.”

 

Aslında Luo Feng’e tam olarak yakın olmayan gençler de gülümseyerek onu tebrik etti. Sonuçta oradaki insanların %99’u ilk 1000’e girmesi için hiç umut olmadığını düşünüyordu.

 

“Luo Feng, Rong Jun beni takip edin.” Şu kalın ses Luo Feng ve Rong Jun’un kulaklarında bir anda yankılandı.

 

“Hm?” Luo Feng ve Rong Jun plazadaki alana bakmak için döndü. 1008 ölümsüz çoktan ayağa kalkmış ve kendi takımlarına doğru uçuyordu. Pullu zırhlı adam anında Ganwu evren ülkesi takımına ulaşarak bağırdı, “Hepiniz koğuşlarınıza ilerleyin.”

 

Gümbür...

 

1008 takım dahi ölümsüzlerin liderliğinde koğuşlarına döndü.

 

Gökdelen 0825, kat 1.

 

Ganwu evren ülkesinden 1000 dahi orada durdu.Pullu zırhlı devin baskısıyla hepsi son derece saygılı ve sessizdi.

 

“Bu sefer Ganwu evren ülkemizin performansı çok iyi!” pullu zırhlı devin sesi tüm salonda yankılandı. Övülmeleri onlar için nadir bir durumdu, “İlk 100’e giren Luo Feng ve Rong Jun gibi Sanal Evren Şirketine doğrudan girme hakkı kazananlar dışında burada ilk 7300’e giren 3 kişi daha var.Bunlar kalan 900 yer için yarışabilecekler.”

 

“Ve bu beşi dışındaki diğer herkes…”

 

“Zirve dahiler yarışmanız burada bitiyor.” pullu zırhlı adam konuştu.

 

Ganwu evren ülkesinden dahiler hafifçe rahatsız oldu. O kadar uzun süre mücadele ettikten sonra bile şu anda basitçe elenmişlerdi.

 

“Hepiniz şimdi buradan ayrılabilir ve gerçekliğe dönebilirsiniz. Ayrıca bir süre bekleyebilir ve Sanal Evren Şirketinin takımları oluşturmasıyla otomatik olarak evren kıtalarınıza dönebilirsiniz.” Pullu zırhlı dev konuştu, “ Luo Feng, Rong Jun, siz beşiniz beni takip edin!” bunu takiben yürüyüş yolu boyunca uzun sıralar oluştu.

 

Luo Feng, Rong Jun ve diğer üçü takip etti.

 

Büyük salondaki atmosfer depresifti.

 

“Bitti.”

 

“Yolculuğumuz son buldu.”

 

“Haha, herkes başarısız olduğumuzu düşünse bile yine de Ganwu gizli bölgesine girmemiz teklif edildi, bu da fena değil.”

 

“Doğru!”

 

“Şimdi daha zayıf olmama rağmen gelecekte hala zayıf olacağıma inanmıyorum! Şuan yalnızca Yıldız Seviyesindeyiz…. eğitim süreci daha yeni başladı.Hala evren seviyesi, Alan Lordu, Sektör Lordu seviyeleri bulunuyor, yolculuğumuz hala uzak ve uzun!”

 

“İyi dedin!”

 

“Sanal Evren Şirketinin çekirdeğine girsen bile ölümsüz olması hala çok zor! Ve Ganwu gizli bölgesi de ebedi ölümsüzler üretebilir!”

 

“Doğru!”

 

“Hadi gidip içelim.”

 

Bu genç adam ve bayanların hepsinin Ganwu gizli bölgesine girmeye hakkı vardı.Doğrudan gerçekliğe dönen birkaçı dışında büyük bir kısmı plazadaki restoranlara girdi.

 

…..

 

Bu sırada Ganwu evren ülkesinin 1000 dahisi iki kısma ayrıldı.

 

Çoğu Ganwu gizli gölgesine girdi.

 

Birkaçı Sanal Evren Şirketi çekirdeğine girdi.

 

Geleceğin neler getireceğini...Kimse bilmiyordu.