Swallowed Star - SS 441: Veda

---

 

 

 

 

Küçük kardeşi aşırı heyecanlıydı ve hızlıca diğer herkesle bağlantı kurdu. Hepsi kısa sürede geldi. Hong ve Yıldırım Tanrısı bile gelmişti.

 

“Ne, Küçük Feng, uzun süre ayrılıyor musun?” Annesi Gong Xin Lan elinde olmadan haykırdı. Büyük miktarda hazinenin yardımıyla gelişip içeriden ve dışarıdan geliştiklerinden, annesi veya babası olsun ikisi de hala çok genç görünüyordu, 30’larında gibi görünüyorlardı.

 

// ben de tam onu soracaktım nasıl hala yaşıyorlar diye, ben klavyenin başında ölmek üzereyim de hahaha…

 

“Bu oldukça uzun.” Babası Luo Hong Guo elinde olmadan söyledi.

 

“En önemli olan…” Küçük kardeşi Luo hua söyledi, “Sadece seyahat etmesi 3 sene sürüyor ve dönmesi 3 yıl daha alacaktır. Ve karargahta uzun süre kalmak durumundasın. Sadece ilkel evrene katılımın 100 sene sürecek! Bu, bu basitçe….”

 

Luo Feng orada otururken huzursuz hissediyordu.

 

Sanal Evren Şirketinden 12 gün içerisinde Bai Lan yıldızından alınacağı hakkındaki bilgilendirmeyi henüz yeni almıştı. Postada katılımcıların ilkel evrende 30 yıl kalacağını söylüyordu. Lakin orada zaman dışarıdakinden farklı akıyordu, zaman bu uzayda daha yavaş akıyordu.

 

İlkel evrende 30 yıl asıl evrende 100 yıl gibiydi.

 

// Haa demek ki bizim sektör lordu da böyle bir hata yaptı….

 

İyi haber ise ilkel evrende olsa bile hala sanal evren ağına girebiliyordu.

 

“Hm?” Luo Feng eli sıkılıyormuş gibi hissetti. Dönerek yanındaki eşi Xu Xin’e baktı, ofis kıyafetleri içerisindeydi. Elini tutarken gözleri isteksizdi.

 

“Pekala, iyi ol.” Luo Feng nazikçe eline geri dokundu.

 

“Anne, baba, asında düşündüğünüz kadar ciddi değil. Dünya’dan ayrılıyor olsam da hala bu süre içerisinde sanal evrene girebilirim.” zoraki bir gülümseme bıraktı, “Sanal Evrenin %100 simülasyonunun gerçekte görüşmekten farkı yok.”

 

“%100 denilse bile diğer yandan babacık, hala gerçek değil.” Luo Hai elinde olmadan söyledi.

 

Luo Feng elini uzatarak iki oğlunu kendine çekti.

 

….

 

Onlardan ayrılmaya dayanamıyordu.

 

Gerçekten tüm ailesini arkasında bırakmaya dayanamıyordu. Diğer yandan Luo Hong Guo ve Gong Xin Lan ikisi de büyük Nirvana çağında bunu tecrübe etmişlerdi. Luo hua ve diğerleri de yutan yaratık felaketi v.b’ini tecrübe etmişlerdi…. Dünya zamanında tekrar tekrar olan felaketlerle birlikte algı becerileri açılarak evren hakkında daha fazla bilgiye erişmişlerdi. Neyi yapmanın doğru olduğunu anlıyorlardı.

 

“Üçüncü Kardeş, doğru şeyi yapıyorsun.” Luo Feng’in evinin önündeki çimenli yolda Luo Feng, Hong ve Yıldırım Tanrısı beraber durdu.

 

“Net şekilde gördüm.” Siyahlar içerisinde Hong uzaklara baktı, “Önceden Büyük Nirvana sırasında gençtim, sayısız yoldaş insan ölüyordu. Bizden birinin ayakta durması gerektiğini anladım. Kimse liderliği almadan hayatta kalamazdık! Bu yüzden Sınırların Dojosunu inşa ettim, rekabet yapısını inşa ederek insan dövüşçülerin güçlerini yükselttim.”

 

“Lakin!”

 

“Evren sadece Dünya’dan on binlerce kat daha tehlikeli.” Hong haykırdı, “Rekabet çok daha yoğun olacak. Sadece bak, trilyonlarca insan ırkı olmasına rağmen bazı ırklar tamamen köleleştirilmiş.”

 

Luo Feng onayladı, Yıldırım Tanrısı da onayladı.

 

“Neden köleleştirildiler? Çünkü ırklarından hiçbir gerçek mutlak savaşçıları yoktu. Irklarının kendisi yeterince güçlü değildi!” Hong başını salladı, “Eğer ırklarında sadece bir ölümsüz olsaydı, ölümsüz bölgede olmasa bile, evrende başka bir yerde olsa bile, sadece bir ölümsüz tek başına….Tüm köle tacirlerini kaçırabilir ve diğerlerinin gözünü korkutabilirdi!”

 

“1 yerli ırk.”

 

“Eğer yerli bir ırk evrene ilk kez girerse genellikle üç geri dönüşü olur. Birincisi üzerine basılır ve itaat ederler, yine de tamamdır. İkinci gelen hemen köleleştirilmeleri olur, ürünler gibi etrafta satılır, hatunlar garson olarak satılırken adamlar tehlikeli işler için satılır. Üçüncü gelen...yükselerek insan ırkları arasında güçlü bir ırk olmaktır. Tıpkı şuan Dünya’da olduğu gibi!”

 

“Dünya insanları, köleleştirilmedi ve üzerlerine basılmadı!”

 

“Üçüncü kardeş sayesinde!” Hong Luo Feng’e baktı, “Sen, samanyolu galaksisinin liderisin! Samanyolu galaksisinin lideri Dünya’dan birisi, ve lideri Sanal Evren Şirketinin çekirdeğine girerek içeride çok yüksek bir pozisyona ulaştı. Mutlak başlangıç gizli bölgesi… Kara Ejder Dağı imparatoru bile uğraşamaz, Ganwu evren ülkesi bile sana saygı duymak zorunda. Böylesine bir etkiyle kim Dünya insanlarına bulaşmaya cüret eder? Kim cüret eder?”

 

Luo Feng derin bir nefes aldı.

 

“Üçüncü kardeş, iyi iş çıkardın.” Hong derin bir nefes aldı ve söyledi, “İnsan ırkının yükselmesi için özellikle erken aşamalarda birinin öne çıkması, birinin liderliği ele alarak öncü olması gerek!”

 

“Üçüncü kardeş, Yıldırım Tanrısı ve Ben, şu anda hala zayıfız!”

 

“Dahiler savaşı sayesinde şuan iyi gidiyorsun. Lakin...dahilik birinin güçlü olduğu anlamına gelmez.” Hong vurguladı, “İnsanlar mevkin ve itibarın yüzünden seninle uğraşmaya cüret etmeyecek. Lakin düştüğünde ufacık gücümüzle nasıl dünyayı koruyacağız?”

 

Evren seviye köleler marketten bile satın alınabiliyordu. Hong ve Yıldırım Tanrısı sadece yıldız seviyeydi, nasıl Dünya’yı koruyabilirlerdi ki?

 

“Bu yüzden!”

 

“Üçüncü kardeş şimdilik yükü sırtlaman için sana güveniyoruz.” Hong haykırdı, “İkimiz de sıkı çalışacağız. 10,000 yıl içerisinde Dünya onu koruyacak üç kişiye sahip olacak. O vakit Dünya’nın kendisi yeni güçlü savaşçı nesilleri üretecek. O vakit gücü muazzam şekilde yükselecek ve güçlendiğinde bir kişinin diğerlerini yüklenmesi gerekmeyecek.”

 

Bir ırk nesilden nesile evren savaşçılar ürettiğinde, ara sıra bir alan lordu, hiçbir köle taciri artık onlarla uğraşmaya cüret etmezdi.

 

“Sıkı çalış!” Hong bağırdı.

 

“Rahatla, Üçüncü, seni çok hızlı kovalayacağız.” Yıldırım Tanrısı güldü.

 

“Üçümüz birlikte sıkı çalışacağız.” Luo Feng de gülümsedi.

 

Dünya için bu çok önemli bir çağ idi.

 

Muazzam bir değişim çağı.

 

Dünya insanları sayısız insan ırkı arasında orta seviyeye yerleştirilmiş olsun veya en alttan başlamış olsunlar, en sıkıcı ve tehlikeli işleri yapmak, en cüzi miktarlar ödenerek köleler olarak satılmak….Hepsi bu 10,000 seneye bağlıydı! Hong, Yıldırım Tanrısı ve Luo Feng bu üçü bunun farkındaydı.

 

Dünya’nın en güçlüleriydiler, eğer yükü sırtlanmazlarsa başka kim yapardı?

 

Gece vakti…

 

Yang Zhou şehri Batı yakası avlusu, ay ışığı yatak odasının penceresinden dolarken büyüleyiciydi.

 

Yatak odasının içerisinde ince battaniyeye sarılı iki beden sıkıca birbiri etrafına sarılmıştı, neredeyse delice birbirlerinin isteksizliğini dışa vuruyorlardı. Bir süre sonra…

 

Luo Feng pijamalarını giyerek balkona yürüyerek gökyüzündeki aya baktı.

 

Bu kendi evinin ayıydı!

 

Dünya’nın ayı!

 

Yüz yıl veya daha sonra geldiğinde bu sahneyi göremeyebilirdi.

 

“Yarın mı gidiyorsun?” Benzer şekilde pijamalarını giyen Xu Xin arkasından Luo Feng’e nazikçe sarılarak sırtına sırnaştı.

 

“Evet.”

 

Luo Feng nazikçe onayladı, “Üz...günüm.”

 

“Neden üzgünsün, zaten yaşlı bir çiftiz.” Xu Xin yanına yürüyerek ay ışığına bakarak güldü, “Zaman çok çabuk geçiyor. Göz açıp kapayıncaya kadar evlendiğimizden bu yana 10 sene geçmiş.”

 

// 10 sene geçince yaşlı çift mi oluyorsunuz. Ertesi gün boşanan tayfa kızlardansın herhalde. Bir de üzgünüm diyor diye laf yapıyor geri zekalı bir şey demeden gitse tribe girer kendini asarsın yine mal seni, harbi nohut kadar beyin yok ahahah

 

“Gerçekten hızlı.” Luo Feng onayladı.

 

10 senedir evliydiler. Bu 10 yılda üslere deniz yaratıkların saldırması, yutan yaratık felaketi, Nuolan Shan’ın dünyaya baskını, dünyanın içinde dünyada hazineler için mücadele ve son 5-6 yıl dahiler savaşıyla geçmişti…. Eşi onu gölgelerin ardından sessizce desteklemişti.

 

“Hala liseyi hatırlıyorum.” Xu Xin gülümsedi. “Hala dojoda öğrenciydin.”

 

“Önceden hala sade ve basit bir bayandın.” Luo Feng güldü.

 

“Ana mesele büyük babamın beni normal bir liseye göndermesiydi, pahalı özel okula göndermemesiydi.” Xu Xin söyledi, “Ve aile köklerimi açık etmemi veya aşk gibi şeylerden konuşmamı yasaklamıştı. Lakin dürüst olmak gerekirse Xu ailemizin yükselmesinin sebebi de büyük babam. Çok bilgili bir adam.”

 

Luo Feng onayladı.

 

Büyük Nirvana sırasında üsler ilk inşa edildiğinde Xu ailesi başlangıçta fazla arka plana sahip değildi, fakat büyük babasının sıkı çalışması sayesinde bu seviyeye ulaşmışlardı. Gerçekten olağanüstü bir şahsiyetti.

 

“Önceden bana gizlice arkadan bakardın.” Xu Xin gülümsedi.

 

“Haha.” Luo Feng de güldü.

 

“Hatta birkaç defa yakalanmıştın. Yakalandığında utanıyordun. Ben öyle olmasam bile.” Xu Xin elinde olmadan söyledi.

 

….

 

Evli çift gece boyunca konuştu. Yang Zhou şehrinden ayrılarak Dünya’da birçok yere uçarak etrafa baktılar.

 

Mısıra giderek Piramitleri gördüler, Antik Büyük duvarda vahşi doğadaki izlere bakıyorlardı.

 

Sonunda sarı nehrin önünde durdular.

 

İçerideki su yaratıkları çoktu. Luo Feng kıyıda durdu ve biraz toprağı kase olarak kullanarak nehir suyundan biraz aldı. Depo yüzüğüne koydu. Yanında Xu Xin bunu sessizce izledi.

 

“Hadi gidelim, geri dönüyoruz.” Luo Feng Xu Xin’in elini yakaladı.

 

Sou!

 

Alanı ışık ağına dönüşerek ateşlenmiş altın bir yıldıza dönüşerek Yang Zhou şehrine ilerledi.

 

…..

 

2071 18 Eylül…

 

Dünya insanlarının zirvesi Luo Feng, evren gemisine atlayarak Dünya’dan ayrıldı.Bu yolculuk çok uzun sürecekti ve döndüğünde dünya gözle görülür şekilde değişmiş olacaktı.

 

Bai Lan Yıldızı.

 

“Usta!” Köle muhafızı saygıyla söyledi.

 

“Hm.”

 

Luo Feng iki ruh kölesine bakmak için döndü. İkisi de Evren Seviye 9 idi. Ciddiyetle söyledi, “Di Fan, Bai Kalo, bu sefer Sanal Evren Şirketi karargahında yer alan ilkel evrene ilerliyorum. Yanımda birini götürmemin hiç yolu yok. Bu yüzden ikinizi de Dünya’da bırakmak zorundayım.”

 

“Anlaşıldı.”

 

Di Fan ve Bai Kalo onayladı.

 

“Zaten size tüm teknikleri verdim. Eğer anlamadığınız bir şey olursa sanal evren ağına girip benimle bağlantıya geçebilirsiniz.” Luo Feng ciddiyetle söyledi, “Sanırım yeteneklerinizle… ve size verdiğim tekniklerle bir daha görüştüğümüzde ikiniz de alan lordu seviyesine yarıp geçmiş olacaksınız.”

 

İki köle son derece yüksek yeteneklere sahipti. Tek mesele birinin önceden köle olması ve diğerinin hocasının Nuolan Shan olmasıydı. Uygun öğretmen olmadan iyi teknikler alamazdın.

 

Evrende birçok güçlü savaşçı iyi öğretmen ve tekniklere sıkışıktı, iyi öğretmenin talimatları güçlü bir savaşçının verimini 10 kat daha yükseltebilirdi.

 

“Hm?”

 

Luo Feng uzağa döndü. Antik yarı saydam siyah uzun bıçak gibi basit bir gemi yukarıdan alçaldı.

 

“Gitmeliyim.” Luo Feng döndü ve ciddiyetle Di Fan ile Bai Kalo’ya baktı, “Ben etrafta değilken ailemi korumama yardım edin. Dünyanın güvenliği konusunda… Sanal Evren Şirketinin gözdağı ile kimse gelip Dünya ile uğraşmaya cüret edemez.”

 

“Evet, usta.”

 

Di Fan ve Bai Kalo saygıyla söyledi.

 

Bunu takiben Luo Feng doğrudan basit gemiye doğru uçtu.