Bölüm 315: Üstün Kılıç Niyeti

avatar
11907 33

Tales of Demons & Gods - Bölüm 315: Üstün Kılıç Niyeti


 

Çevirmen: AllenWalker  Düzenleyen: Asile

 

Öğrencilerin çoğu Nie Li'nin yazmış olduğu 'Kılıç' kelimesine baktığı zaman herhangi bir derinlik hissedemiyordu. Onlar herhangi bir Yol Niyeti bile hissetmiyorlardı.

 

Öğrencilerin çoğu dalga geçmemek için kendilerini tutmuş olsa da geri kalanlar kendilerini tutamamıştı.
Gerçekten de Nie Li oraya kendini salak durumuna düşürmek için çıkmıştı!

 

Gu Bei bir anda bu kelimeden bir şeyler hissetmeye başladı. "Nie Li gerçekten de bir dahi. Onun Yola karşı olan kavrayışı Yan Yang gibi uzmanların çok üstünde." dedi.

 

Gu Bei bakışlarını 'kılıç' kelimesine odakladığı zaman kendisine doğru yayılmakta olan kılıç niyeti hissetmeye başlamıştı. Bu kelime herhangi bir Yol Niyetiyle yazılmamıştı fakat yine de çok derin bir Yol Niyeti barındırıyordu.

 

Bu en çok şaşırdığı şey olmuştu Gu Bei'nin.

 

Nie Li'nin yazmış olduğu 'kılıç' Gu Bei için yazılmıştı. Gu Bei'nin kılıç üzerindeki anlayışı diğerlerine oranla çok daha güçlüydü. Sonuçta Gu Bei, önceki hayatında sadece kılıç niyetiyle Dövüş Atası Alemine girebilmeyi başarmıştı. Bu kelime özünde sonsuz bir Kılıç Yolu Niyeti içeriyordu. Eğer Gu Bei bu kelimeyi anlamayı başarırsa gelişimi için çok yararlı bir şey elde etmiş olacaktı.

 

Gu Bei'nin söylediklerini duyduktan sonra Murong Yu alaycı bir ses tonuyla "Yan Yang'ın çok mu ötesinde? Biraz fazla abartmıyor musun? Nie Li ile aran ne kadar iyi olursa olsun senin bu lafına kimse inanmayacaktır. Veya bu alanda bulunan üç tarikatın en dahi öğrencilerinin hissedemediği sen hissediyorsundur." dedi.

 

Li Xingyun da Nie Li'nin yazmış olduğu 'kılıç' kelimesini dikkatlice incelemişti. Fakat Li Xingyun da bir şey hissetmeyi başaramamıştı. Xiao Ning'er'de Li Xingyun ile aynı durumdaydı. Sessizce oturmaya karar vermişlerdi. Onlar Gu Bei'nin Nie Li'yi övmek için bunları söyleyeceğini düşünmüyorlardı. Bundan dolayı 'kılıç' kelimesine daha fazla odaklandılar ve bir şeyler hissetmeye çalıştılar.

 

Gu Bei küçümseyici bir ses tonuyla "Ne söylersen söyle! Umrumda değil! Bu kelimenin içerdiği niyeti hissedemiyorsanız bu sizin kaybınız." dedi.

 

Long Yuyin kaşlarını iyice çatmıştı. Nie Li'nin yazmış olduğu bu 'kılıç' kelimesi üstün bir kılıç niyeti içeriyor olabilir miydi? Eğer böyleyse kendisi neden herhangi bir Yol Niyeti hissedememişti. Belki kendisinin yeterli gücü yoktu! Bu Gu Bei'nin anlamayı başarıp da kendisinin başaramayacağı bir şeydi belki de.

 

Bu 'kılıç' kelimesinin barındırdığı kılıç niyeti ne tür bir niyetti? Long Yuyin’in kalbi bu merakı gidermek için arzuyla dolmuştu.

 

Ye Xuan'da bu kelimeyi uzun bir süre incelemişti fakat bu kelimeden yayılan herhangi bir niyet hissedememişti. Bu lanet olası kelime de neydi böyle? Sanki Gu Bei'nin söylediklerine inanacaktı! Alanda bulunan üç tarikatın dahilerini geçti, Yan Yang'ın bile hissedemeyeceğini bir şeyi Gu Bei gibi aylak bir serseri mi hissedecekti?

 

Alanda çeşitli konuşmalar yankılanıyordu. Bu konuşmaların ortak özelliği alaycı bir ifadeydi.

 

Öğrencilerin hepsi Yan Yang, Long Tianming ve Mingyue Wushuang'a bakmaya başladı. Bu kelimeyi değerlendirmek bu üç dahiye kalmıştı. Eğer bu üç dahi de bir şey hissedememişlerse Nie Li sadece bir salak olarak kalacaktı.

 

Long Tianming hafifçe gülümsedi ve "Küçük Kardeş Nie Li'nin 'kılıç' kelimesi gerçekten de iyi yazılmış bir kelime. Fakat bu kelimeden herhangi bir Yol Niyeti hissetmeyi başaramadım. Açıkçası az önce yazılan 'Aşk' daha iyiydi." dedi.

 

Long Tianming'in sözlerinden sonra öğrenciler Nie Li'nin bilerek gizemli olmaya çalıştığını düşünmeye başladı. Long Tianming bile bu kelime herhangi bir Yol Niyeti hissedememişti. Bu kelime sıradan bir kelimeydi!

 

Nie Li, Long Tianming'in bu kelimeden herhangi bir kavrayış elde etmesini hiç istememişti. Long Tianming'in söylediklerini duyduğu zaman rahat bir nefes almıştı. Daha sonra gülümseyerek "Gerçekten de bu sıradan bir Hat Sanatı kullanılarak yazılmış bir kelimedir. Kıdemli Kardeş Long Tianming ve diğer öğrenciler bundan herhangi bir kavrayış elde edemediyse öyle olsun. Bu kelimeyi geri alıyorum o zaman." dedi.

 

Nie Li kelimeyi Qin Ye'nin elinden geri aldı. Biraz daha bakarsa Long Tianming’in bir şeyler hissetmesinden korkuyordu.

 

Gu Bei'nin bu kelimenin içindeki niyeti hissetmesinin tek sebebi Nie Li ile uzun süredir birlikte gezdiğinden dolayı onun aurası tarafından etkilenmiş olmasıydı. Üstüne bir de Gu Bei'nin kılıca karşı olan kavraması Long Tianming'den çok daha iyiydi.

 

Herkesin farklı uzmanlıkları bulunuyordu sonuçta. Gu Bei'yi kılıç yolunda geçebilecek çok fazla insan yoktu.

 

Nie Li kelimeyi Qin Ye'den almıştı ki Yan Yang sesli bir şekilde "Bekle!" dedi.

 

Alanda bulunan tüm öğrenciler Yan Yang'a bakınca onun kafasının biraz karıştığını düşündü. Biraz sersemlemiş gibi duruyordu. Sorunu mu vardı acaba? Yan Yang alana geldiği ilk andan bu zamana kadar ketum bir tavır sergilemişti. Çok fazla konuşmamıştı. Nie Li'ye seslenmesi alandaki öğrencilerin şaşırmasına sebep olmuştu.

 

Onun kaşları çatıktı.

 

Yan Yang bu kelimeye ilk baktığı anda bu kelimenin kendine özgü bir hissi olduğunu düşünmüştü. Daha sonra odaklanarak bakmayı denedi ve kelimenin sınırsız bir niyet içerdiği hissetti. Uzun bir süre baktıktan sonra içindeki niyetin ne kadar fazla olduğunu hissedebilmişti.

 

Yan Yang bu kelime üzerinde ne kadar düşünürse o kadar fazla şaşırıyordu. Bu kadar genç birinin böyle bir niyet ortaya koyması şok ediciydi! Bu üstün niyetin yanında kendisinin Go oyununda ortaya koyduğu niyet bir hiçti!

 

Yan Yang bu sonsuz kılıç niyetinin içinde kaybolmuştu. Üzerinde ne kadar fazla düşünürse bu kelimenin içerdiği kılıç niyeti o kadar derinleşiyordu. Sanki o geniş bir okyanusa düşmüş bir yağmur tanesiydi.

 

Öğrenci kalabalığının şaşkın bakışları altında Yan Yang iç çekerek Nie Li'ye baktı. Normalde kendi niyetinin akranları arasında zirvede durduğunu düşünüyordu. Fakat bu kelimenin içerdiği niyeti gördüğü zaman her gökyüzünün üstünde başka bir gökyüzünün olduğunu düşünmeye başladı. Her zaman daha güçlü birisi olacaktı!

 

Nie Li çok gençti fakat bu yaşında kılıç niyetinde elde ettiği kavrayış korkutucuydu.

 

Yan Yang, Nie Li'ye seslendikten sonra kelimeye bakmaya devam etti.

 

Yan Yang'ın ifadesini gördüğü zaman Long Tianming kaşlarını çatmıştı. Nie Li'nin elinde tuttuğu kelimenin içinde bir niyet var mıydı? Long Tianming de kelimeye bakmaya başladı.

 

Mingyue Wushuang'ın gözleri de bu kelimenin üzerindeydi. Mingyue, bu kelimeden Yan Yang'a kıyasla daha az bir kavrayış elde etmiş olsa da bu kelimenin barındırdığı sonsuz niyeti hissedebiliyordu. Ama bu niyete ne zaman yaklaşmaya çalışsa başarısız oluyordu.

 

Alandaki öğrenciler bu üç dahinin dikkatlice Nie Li'nin elinde tuttuğu kelimeye baktığını gördükleri zaman onlarda kelimeye tekrardan bakmaya başladı. Bu kelime gerçekten de bir niyet barındırıyor olabilir miydi? Barındırmasa bu üç dahi neden bu kadar dikkatli bu kelimeye bakacaklardı ki değil mi?

 

Yan Yang sessiz bir şekilde kelimeye bakmaya devam etti.

 

Nie Li, Yan Yang'ın, kelimenin içindeki kılıç niyetini hissetmeyi başardığını anlamıştı.

 

Nie Li'nin yazmış olduğu kılıç kelimesinin orijinali zirveye ulaşmayı başarmış bir uzman tarafından yazılan On Bin Cennetsel Gerçek Niyet kitabında bulunuyordu. Bu kelimenin yapısı bu uzmanın sınırsız niyetini barındırıyordu. Nie Li'nin yazmış olduğu bu kelime,zirveye ulaşmış uzmanın öğretilerin sadece temel yapısını içeriyordu. Fakat buna rağmen Yan Yang'ın kelimenin içindeki niyeti tamamen kavrayabilmesi bir kaç gün sürerdi.

 

Bu tek kelimeden her kişi kendi niyetine özgü kavrayışlar elde edebilirdi. Bazı insanlar bu kelimeden farklı derin kılıç niyetlerini bile kavrayabilirdi.

 

Yang Yang bunu kavrayana kadar devam etmek isterse sonunu getiremezdi. Bunu tamamen kavrayabilmesi için birkaç gün lazımdı ona.

 

Nie Li daha fazla kelimeyi göstermek istemiyordu. Long Tianming bir şeyler hissederse kötü olurdu.
"Bu kelimenin gerçek niyetleri bir Yol Niyeti kullanılmadan yazılır. Sonuçta bu sadece bir kelime! Bugün burada bu kelimeyi yazmam hepinizin görmesi içindi. Bu kelimeden bir şeyler kavrayanlar olduysa bunun sizin kaderinizde olduğunu düşünün." dedi Nie Li gülümseyerek ve devam etti "Fakat bugünlük bu kadar." dedi.

 

Yan Yang, Nie Li'nin kağıdı katladığını görünce hayal kırıklığına uğramıştı. Birkaç günlük zamanı olsaydı bu kelimin içinde barındırdığı niyeti tamamen kavrayabileceğini düşünüyordu. Eğer kavrayabilseydi gelişimine büyük katkı sağlamış olurdu.

 

Her şeye rağmen Yan Yang az önce yaşadıkları karşısında çok şaşırmıştı. Ayağa kalktı ve saygılı bir ses tonuyla "Ders için teşekkürler." dedi.

 

Yan Yang'ın sözlerini duyan alandaki öğrenciler bir ölüm sessizliğine bürünmüşlerdi. Az önce Nie Li ile dalga geçenler ağızlarını açamıyorlardı. Onlar hala neler olup bittiğini anlayamamışlardı. Onlar kelimeye ne kadar bakarlarsa baksınlar hiçbir şey hissedememişlerdi. Fakat Yan Yang'ın yalan söylemeyeceğini de düşünüyorlardı. Acaba bu kelime onların hissedemeyeceği kadar derin bir niyet mi içeriyordu?

 

Gu Bei, Murong Yu ve Ye Xuan'a bakarak "Ben demiştim. Nie Li'nin yazdığı kelimenin içindeki niyet bu üç dahinin niyetlerinin çok daha ötesinde!" dedi.

 

Ye Xuan ve Murong Yu şok olmuşlardı. Sersemlemişlerdi.

 

Ye Xuan’ın kafası çok fazla karışmıştı. Bu gerçekten inanılmaz bir durumdu. Ona göre Nie Li daha Göksel Kader Alemine girememiş bir çocuktu nasıl bu kadar iyi bir niyete sahip olabiliyordu ki? Yan Yang'ı gerisinde bırakacak kadar hem de! Sadece bu da değil, kelimeye ne kadar bakarsa baksın herhangi bir niyet hissetmeyi başaramamıştı.

 

Fakat Yan Yang bile herkesin önünde yenildiğini kabul etmişti. Onun seviyesindeki insanlar Nie Li gibi önemsiz birisi için asla yalan söylemezdi.

 

Murong Yu'nun kaşları çatılmıştı. O da diğer öğrenciler gibi neler olup bittiğini anlayamamıştı. Üzgün olmasının bir sebebi de Nie Li'nin yazdığı kelimeden herhangi bir niyet hissetmeyi başaramamıştı. Nie Li'nin aşağısında olma hissi onu çok kızdırıyordu.

 

Xiao Ning'er ise sadece gülümsüyordu. Nie Li'nin kelimesinden herhangi bir niyet hissetmeyi başaramasa da yine de onunla gurur duyuyordu. Ejderha Kalıntıları Bölgesi’nde uzmanlar arasında bile Nie Li eşsizdi. Nie Li ile kimse yarışamazdı.

 

Long Yuyin yumruklarını sıkarak oturuyordu. Gu Bei bile Nie Li'nin yazdığı kelimenin içerisindeki niyeti hissetmeyi başarabilmişti. Fakat kendisi başaramamıştı. Bu Gu Bei'nin gerisinde kaldığını göstermiyor muydu? Nie Li'nin yazdığı kelimenin içindeki niyet ne tür bir niyetti acaba? Dövüş Sanatı Yoluna takıntılı olan onun gibi birisi için bu onun çok ilgisini çekmişti.

 

O kelimenin içindeki niyeti bilmek istiyordu!

 

Kalbini kaplayan merak hissinden kurtulamıyordu. Bir bedel ödemek zorunda kalsa bile Nie Li'nin yazdığı kelimenin içindeki bu niyeti hissetmek istiyordu!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr