Çevirmen: AllenWalker Düzenleyen: Asile

Yan Yang'ın yanı sıra alanda bulunan diğer öğrenciler de Nie Li'yi izliyordu.

Üç tarikatın öğrencileri alandan ayrılmadan önce birbirlerine selam vermişlerdi.

Ye Xuan, Ning'er'e selam vermek istemişti fakat Ning'er çoktan Nie Li ile birlikte arkasına bakmadan ayrılmıştı. Ye Xuan'ın kalbi sonbaharda solmuş yapraklar gibiydi. İlk başta kendisini Nie Li'den çok daha üstün görüyordu. Bundan dolayı Ning'er'in Nie Li'den vazgeçip kendisini seçeceğini düşünüyordu. Fakat şu anda acı acı Ning'er'in arkasından bakıyordu. Nie Li ile kapışamayacağının farkına varmıştı!

"Kıdemli Kardeş Ye Xuan yenilgiyi kabul etmedin, değil mi?" dedi Murong Yu.

"Kabul etmekten başka bir şey yapabilir miyim ki?" dedi Ye Xuan.

"Bu çocuğu gözünde fazla büyütüyorsun. Bir düşün bakalım. Onun gelişim seviyesi hala Göksel Kader Alemine ulaşmadı. O az önceki kelimeyi yazarken herhangi bir Yol Niyeti açığa çıkartmadı. Benim tahminim, bu çocuk şans eseri bir antik kitap buldu ve az önce yazdığı bu kelimeyi oradan kopyaladı. Bundan dolayı o kelime bu kadar derin bir niyet barındırıyordu." dedi Murong Yu.

Ye Xuan şok olmuştu. Açıkçası Murong Yu'nun söyledikleri kendisine de mantıklı gelmişti.

"Peki şimdi ne yapacağız? Nie Li, İlahi Tüyler Tarikatı’nın içerisinde olduğu sürece ona bir şey yapamayız." dedi Ye Xuan.

"Evet. İlahi Tüyler Tarikatı’nın içinde ona herhangi bir şey yapamayız. Fakat o ilerde kesinlikle dış dünyaya çıkacaktır. O zaman geldiğinde kıdemli kardeş Ye Xuan'ın yardımına ihtiyaç duyacağım." dedi Murong Yu.

Murong Yu, İğrenç Harabeler’de yaptığı şeyden dolayı Nie Li ile çoktan düşman olmuştu. Geri çekilmek için artık çok geçti. Nie Li kesinlikle kendisinden yaptıklarının intikamını almak isteyecekti. "Ayrıca ondan antik kitabı da almamız lazım."

Eğer Nie Li'nin güçlenmesine izin verirse İlahi Tüyler Tarikatı’nda daha fazla kalamayacağının farkındaydı.

"Bu kırgınlığımı giderebildiğin sürece sana elimden gelen bütün yardımı sağlarım." dedi Ye Xuan. Murong Yu'nun bahsettiği kitaba karşı büyük bir ilgi uyanmıştı Ye Xuan'da.

"O zaman Kıdemli Kardeş Ye Xuan'a şimdiden teşekkür ederim." dedi Murong Yu ellerini önünde birleştirerek. Ye Xuan, Ye Klanı’nın gücünün bir kısmını kullanabilirdi. Onunda yardımıyla Murong Yu, dış dünyayı Nie Li'ye dar edebilirdi.

Dış Dünya bu andan itibaren Nie Li için umutsuzluk toprağıydı.

Etkinlik bitmiş olsa da birçok öğrenci bu alanda kalıp sohbet etmeye devam etmişti.

Shen Ling gülümseyerek Ye Xuan'ın yanına geldi ve "Genç Efendi Ye Xuan, görünüşe göre Xiao Ning'er'in kalbinde çoktan başka birisi yer edinmiş. Bundan dolayı sana yardım edemeyeceğim." dedi.

Shen Ling çekici bir kızdı yürüdüğü zaman arkasında hoş bir koku bırakıyordu.

"Olsun, yine de Kıdemli Kardeş Shen Ling'e yardımları için teşekkür ederim." Ye Xuan, Shen Ling'den Ning'er'in yanında kendisinden bahsetmesini istemişti. Fakat bunun herhangi bir etkisinin olmayacağını Ye Xuan'da fark etmişti.

Murong Yu şaşırmış bir şekilde Ye Xuan'a bakmaya başladı. Ye Xuan'ın Ning'er'e karşı bu kadar takıntılı olacağını düşünmemişti. Onu elde etmek için bu tür yöntemleri bile denemeye çalışmıştı. Yine de bu Murong Yu'nun işine geliyordu. Ye Xuan Ning'er'e ne kadar takıntılı olursa Murong Yu'da Ye Xuan'ı o kadar fazla kullanabilirdi.

Hava sonunda kararmıştı.

Gu Bei, Nie Li ile vedalaştıktan sonra evine gitmişti.

Lu Piao ve Xiao Xue'da Lu Piao'nun odasına geçmişti. Kapı kapanır kapanmaz odadan sesler gelmeye başlamıştı. Birisi acı çekiyormuş gibi bağırıyordu.

Xiao Ning'er ve Nie Li gelen seslerden dolayı birbirlerine bakıp gülümsediler. Bu iki çifte kumru her zaman kavga etmeyi başarıyordu. Ama zaman geçtikçe Lu Piao akıllanmıştı veya Xiao Xue onu tamamen kontrolü altına almıştı.

Xiao Ning'er, Nie Li'nin odasına girdiği zaman biraz sersemlemişti. İlahi Tüyler Tarikatı’na geldiği zamandan bu zaman kadar Nie Li bu odada kaldığı için oda onun tanıdık aurasıyla kaplıydı.

"Bu avluyu Xiao Yu daha önceleri kiralamış. Bizde ondan faydalanıyoruz. Xiao Yu'nun nerede olduğunu bilmiyorum. Bugün erkenden çıkmış onu göremedim." dedi Nie Li gülerek. Xiao Ning'er'le birlikteyken kalbini bir mutluluk kaplıyordu.

Nie Li, Xiao Ning'er için Tanrı Seviye gelişim kapasitesine sahip Ejderha Kan Soylu şeytan ruhu rafine etmek için hazırlıklara başladı.

Odanın tam ortasında bir bölme ile ayrılmış bir küvet bulunuyordu. Bu Nie Li'nin kullandığı küvet idi. Ning'er Nie Li'nin burada duş aldığını düşününce yüzü biraz kızarmıştı.

Nie Li, Ning'er'in küvete baktığını fark ettiği zaman aklından bir şeyler geçti. Ning'er uzun bir yoldan gelmişti. Bundan dolayı ona bakarak "İstersen duş alabilirsin. Ben dışarıda beklerim." dedi.

"Gerek yok." dedi Xiao Ning'er. Burada çok uzun bir süre kalamayacaktı ondan dolayı Nie Li ile ne kadar fazla vakit geçirebilirse o kadar iyiydi. Ondan bir anlığına bile olsa ayrılmak istemiyordu. Ning'er kısa bir süre bir şeyler düşündükten sonra "Ben burada banyo yaparken sen de kalabilirsin. Sonuçta arada bir bölme var. Beni dikizlemeye çalışmadığın sürece sıkıntı olmaz. Aynı zamanda sohbette etmiş oluruz." dedi.

Aralarında her ne kadar bir bölme olsa da sonuçta aynı odanın içerisinde olacaklardı. Bundan dolayı Xiao Ning'er'in kalbi hızlanmıştı. Xiao Xue'nin kendisini cesaretlendirmek için yaptığı konuşmaları hatırlayınca birden gaza gelip bunları söylemişti.

Nie Li bir süreliğine düşüncelere daldı. Şeytan ruhunu avluda rafine etmek oldukça riskli bir hareketti. Herhangi bir sorunla karşılaşırsa birilerinin dikkatini çekebilirdi. Bundan dolayı kafasını onaylama anlamında salladı ve "Tamam." dedi.

Nie Li, Kabusun İblis Çömleğini çıkardı ve rafine işlemine başladı.

Nie Li rafine işlemine tüm dikkatini vermişti. Xiao Ning'er ayaklarını yere vurdu. Bu kadar zaman sonra İlahi Tüyler Tarikatı’na gelip Nie Li'yi görmüştü fakat Nie Li gidip başka bir işle meşgul oluyordu!

Xiao Ning'er bu sırada küveti suyla dolduruyordu. Daha sonra gizli bir şekilde Nie Li'ye baktı. Elbisesinin ipini çözerken kalbi çok hızlı bir şekilde atmaya başladı.

Elbisesini tamamen çıkardıktan sonra küvete girdi.

"Ning'er..." Nie Li dikkatini çömlekten çekti ve aradaki bölmeye baktı. Her ne kadar arada bölme olsa da Xiao Ning'er'in büyüleyici bedenini seçebiliyordu. Ning'er'in kokusu odayı kapladığından dolayı Nie Li burnunu kaşıdı.

Xiao Ning'er Nie Li'nin kendisine baktığını fark etmemişti. Nie Li kendisine cevap vermediği için küvete girmişti.

Nie Li gülümseyerek bakışlarını geri çekti. Daha sonra dikkatini çömleğe verdi ve Sıradan Seviye şeytan ruhlarını çömleğin içine koydu. "Ning'er, 'Yıldırım Ejderi' tekniğinde hangi seviyeye geldin?"

"Benim 'Yıldırım Ejderi' tekniğim şu anda Yıldırım Bölgesi Şekillendirme aşamasına ulaştı." dedi Xiao Ning'er ve devam etti " 'Yıldırım Ejderi' tekniği her bir aşama atladığında gelişim seviyemi üç seviye arttırmama yardımcı oluyor. Yıldırım Çağırma aşamasına girdiğim zaman İki Kaderdim. Şu anda Yıldırım Bölgesi Şekillendirme aşamasındayım ve gelişim seviyem Beş Kader oldu."

Nie Li, Xiao Ning'er'in söylediklerini duyduğu zaman iç çekmişti. 'Yıldırım Ejderi' tekniği oldukça güçlü bir teknikti. Kullanıcı zirve seviyeye ulaştırmayı başarabilirdi. Ayrıca Ning'er'in çok hızlı bir şekilde gelişmesine olanak sağlıyordu. Nie Li hızlı bir şekilde seviyesini arttırmak zorundaydı.

"Beş Kader olduğuna göre daha önce dış dünyaya çıkmışsındır." dedi Nie Li. Dış Dünya’ya çıkmak gelişimcinin hızlı bir şekilde gelişmesine yardımcı olabilirdi. Üstüne dış dünyada şok edici hazineler de bulabilirdin.

"Dış dünyaya daha önce bir kere çıktım. Üç tane Ejderha Kan soylu şeytan ruhu öldürmeyi başardım. Aynı zamanda bir kaç tane şifalı bitki topladım. Ama daha ileri gidecek cesareti kendimde bulamadım." dedi.

Ning'er sahip olduğu karakterden dolayı büyük bir grupla dış dünyaya çıkmazdı. Sonuçta bir grupla avlanmak oldukça karmaşık işlere sebep olabilirdi.

Dış Dünya gerçektende çok genişti. Dövüş Atalarının bile gidemediği bölgeler bulunuyordu. Eğer Göksel Kader Aleminden sonra birkaç cana sahip olunmasaydı uzmanlar bu kadar cesaretli davranamazdı.

Bu bölgedeki tarikatlar sadece kendi bölgelerini kontrol ediyorlardı. Dış dünyada çok sayıda Ejderha Kan Soylu şeytan canavarları ve Antik Soydan gelen şeytan canavarları bulunuyordu. Pek çok şeytan canavarına tarikatların en güçlü uzmanları bile bir şey yapamıyordu.

Tarikatların kendilerini koruyacak düzenleri olmasaydı dış dünyada bulunan Antik Soylu Şeytan Canavarları çoktan birkaç tarikatı yok etmiş olurdu.

Bunlara rağmen bir çok uzman Göksel Kader Alemine girdikten sonra değerli bir hazine için dış dünyaya çıkıyordu. Ayrıca dış dünyada kendilerine ait bir güce de sahip olabiliyorlardı.  Birçok tarikat dış dünyada belli bir güce sahip olmayan öğrencilerin tarikattın içinde güçlenmesine izin vermiyordu.

A.N: Burada güçten kastı gruplaşma. Lonca gibi.

Ayrıca birçok aile Patrik konumuna getirmeye karar verdikleri aile üyelerinin dış dünyadaki güçlerini de göz önüne alıyordu. Serada yetişen bir çiçek ailenin Patriği olamazdı.

"Anladım." dedi Nie Li. Xiao Ning'er'in karakterini bildiği için onun tek başına olmak istemesini oldukça normal bulmuştu. Onun bir avlanma grubuna girmesi zordu, kendi grubunu oluşturması daha da zordu. Bundan dolayı Nie Li, Xiao Ning'er'e hedefinden bahsetmemişti. Tek yapması gereken gelişimine odaklanmasıydı. Nie Li kendi işini kendisi görebilirdi.

Uzun bir süre rafine işlemine devam ettikten sonra Nie Li sonunda bir tane Tanrı Seviye gelişim kapasitesine sahip Ejderha Kan Soylu şeytan ruhu elde edebilmişti. Fakat bu şeytan ruhu mutasyona uğramamıştı. Elde ettiği şeytan ruhu Derin Kanatlı Gaddar Şahindi. Bu şeytan ruhu Xiao Ning'er ile uyumlu bir şeytan ruhu değildi.

"Şu anda birleşmiş olduğun şeytan ruhu ne? Cennetin Yıldırım Serçesi mi hala?" dedi Nie Li.

"Ben bir tane Olağanüstü Seviye gelişim kapasitesine sahip Ejderha Kan Soylu şeytan ruhuyla birleştim. Bana verdiğin Cennetin Yıldırım Serçesi yıldırım parıltısı kılıcına işlendi." dedi Xiao Ning'er. Nie Li'nin kendisine hediye etmiş olduğu Cennetin Yıldırım Serçesini nasıl çöpe atabilirdi ki?

Nie Li, Xiao Ning'er'in bir Olağanüstü Seviye gelişim kapasitesine sahip Ejderha Kan Soylu şeytan ruhuyla birleşmiş olacağını hiç düşünmemişti. Görünüşe göre İlahi İşaret Tarikatı öğrencilerine oldukça iyi bakıyordu.

İlahi Tüyler Tarikatı’nın iç çatışmaları İlahi İşaret Tarikatı’na göre daha yoğundu. Dahası İlahi Tüyler Tarikatı’ndan daha fazla kaynak elde edebiliyorlardı.