Bölüm 321: Sahte

avatar
11862 34

Tales of Demons & Gods - Bölüm 321: Sahte


 

Çevirmen: AllenWalker Düzenleyen: Asile

 

İlahi Tüyler Tarikatı’nda Gökyüzü Bulutu'nun koruması altındayken Nie Li'ye sıkıntı çıkaracak çok fazla insan olmayacaktı.

 

Gökyüzü Bulutu’nun tarikat içinde çok fazla bir gücü yoktu, onu özel kılan şey kimliğiydi. Hiçbir aile onu rahatsız etmek istemiyordu.

 

Önceki hayatında Nie Li, Gökyüzü Bulutu’nun hiçbir aileye katılmak istemeyen dahileri koruma altına aldığını duymuştu. Nie Li'nin ustası Ying Yueru'da gizlice Gökyüzü Bulutu'nun koruması altındaydı. Bundan dolayı kimse onunla uğraşmaya cesaret edemiyordu. Yüz yıl geçtikten sonra Gökyüzü Bulutu iyice yaşlandığından ve birde İlahi Tüyler Tarikatı’nın iç işleri daha da karmaşıklaştığından dolayı Ying Yueru'ya sıkıntı çıkartabilmişlerdi.

 

"Lütfen burada biraz bekleyin Kutsal. Ben gidip bir kaç kelime yazayım." dedi Nie Li.

 

Nie Li odasına gittiği zaman Yan Yang'a ve Mingyue Wushuang'a verdiği kelimeleri yazarken takındığı ciddiyetten daha da ciddiydi. Toplamda beş kelime yazmıştı. Bu yazdığı kelimeler Yan Yang'ın ve Mingyue'nin kelimelerine kıyasla daha derin bir niyet barındırıyordu.

 

Kelimeleri yazdıktan sonra Nie Li, Kutsal Kırmızı Ruh’un yanına geldi ve kelimeleri ona verdi.

 

"Bunlar için teşekkürler." dedi Kutsal Kırmızı Ruh hafifçe gülümseyerek.

 

"Kutsal çok naziksiniz." dedi Nie Li saygılı bir şekilde.

 

Kutsal Kırmızı Ruh’tan sonra bir çok insan Nie Li'den kelime almak için gelmişti. Nie Li onları geri çevirmemişti. Nie Li kelimelerin içerdiği niyetlerin derinliğini gelen insanların önceki yaşamında ne kadar güçlü olduklarına göre belirlemişti. Bazıları oldukça derin niyet barındırıyordu bazıları gelişi güzel yazılmıştı.

 

Ejderha Mührü Ailesi.

 

Long Tianming'in çalışma odası.

 

Long Tianming yavaşça kağıdı açtı, kağıtta yazılı olan üç kelimeyi gördüğü zaman tatmin olmuş bir şekilde gülümsedi. Nie Li gerçekten zeki biriydi. Nie Li, Yan Yang'a ve Mingyue Wushuang'a iki kelime vermişti. Ama kendisine üç tane vermişti.

 

Bakışları kağıdın merkezinde yazılı olan güçlü 'kılıç' kelimesine odaklanmıştı.

 

Bu kelimenin şekli önceki kelimeyle aynıydı.

 

Yan Yang ve Mingyue Wushuang bu kelimenin içindeki niyeti hissetmekte başarılı olurken kendisi başaramamıştı. Bu olay Long Tianming'i oldukça mutsuz etmişti. Bunun anlamı onun yeteneğinin Yan Yang ve Mingyue Wushuang'ın yeteneğinden daha mı kötü olduğuydu?

 

Ya da daha önce yeterince konsantre olamamış mıydı?

 

Long Tianming bütün dikkatini kağıtta yazılı olan 'kılıç' yazısına verdi ve içinde barındırdığını niyeti hissetmeye çalıştı. Aniden ışığın sıcaklığını ve karanlığın soğuğunu hissetti. Sadece bir anlığına olsa bile bunları hissetmeyi başarmıştı.

 

Onun 'kılıç'ın içindeki niyeti hissetmesi çok kolaydı. Görünüşe göre Yan Yang ve Mingyue Wushuang'dan çokta geride değildi. Onun daha önce bu kelimenin barındırdığı niyeti hissetmemesinin sebebi konsantre olmamasıymış. Long Tianming'in hafifçe gülümseyerek niyeti hissetmeye devam etti. Fakat Long Tianming çok derin bir niyet hissedememişti. Sadece bu kadar niyete karşı Yan Yang ve Mingyue Wushuang yüz elli bin Ruhani Taş vermiş olamazlardı değil mi?

 

'Kılıç' kelimesinin içindeki niyetin bir kısmını hissetmiş olabilir miydi?

 

Long Tianming odağını çekmeden kelimenin içindeki niyeti hissetmeye çalıştı. Fakat Long Tianming az önce hissettiği niyetten başka bir niyet hissetmeyi başaramamıştı.

 

Bu imkansızdı!

 

Yan Yang ve Mingyue Wushuang'dan gerçekten de çok daha mı gerideydi?

 

Sürekli olarak denedi fakat hiçbir şey hissetmeyi başaramadı.

 

Long Tianming'in aklında çok sinirlenmesine sebep olacak bir düşünce oluşmuştu. Belki de Nie Li bu kelimeyle oynamıştı. Fakat bu kelime önceki kelimeyle aynı şekle sahipti. Üstelik az önce bu kelimeden bir şeyler hissetmeyi başarmıştı. Fakat bu hissediş sadece bir anlıktı.

 

Zaman yavaşça akmaya devam etti. Bir saat, iki saat...

 

Long Tianming ne kadar denerse denesin, kelimenin içinde barındırdığı herhangi bir niyeti hissetmeyi başaramamıştı.

 

Kahretsin!!!

 

Long Tianming yumruklarını sıktı ve masaya vurdu. Yan Yang'dan ve Mingyue Wushuang'dan daha geride olduğunu düşünmek onu deli ediyordu. Ejderha Mührü Ailesi’nin bir numaralı dahisiydi ve o bununla gurur duyuyordu. Long Tianming kendisini her zaman Yan Yang'ın rakibi olarak görüyordu.

 

Fakat kelimenin içindeki niyeti hissedemeyince kalbini bir yenilgi hissi kaplamıştı.

 

"Nie Li bir şeyler mi yaptı acaba?" diye düşünürken kaşlarını sıkıca çatmıştı. Ama bunu doğrulayamamıştı.
Nie Li'nin kendisi için yazdığı üç kelime de çok güçlü görünüyordu, gelişigüzel yazılmış olamazlardı.

 

Açıkçası Nie Li, Long Tianming'e bir iyilik yapmış gibiydi. Nie Li bu sene gelmiş birisiydi ve Long Tianming, Nie Li'nin kendisini kızdırmayı düşünecek kadar salak birisi olmadığını hissediyordu. Bundan dolayı üç kelimede herhangi bir yanlışlığın olduğunu düşünmekten vazgeçmişti.

 

Geriye tek seçenek kalıyordu, Long Tianming bu kelimelerin içinde barındırdığı niyeti hissetmekte başarısız olmuştu.

 

Bu kelimelerin içinde herhangi bir niyetin olup olmadığını başkasına da kontrol ettiremezdi. Long Tianming çok gururlu bir insan olduğundan dolayı kendisinin Yan Yang ve Mingyue Wushuang'dan daha geride olduğu gerçeğini kimsenin bilmesine izin veremezdi.

 

Long Tianming'in ruh hali gitgide sinirli bir hal alıyordu ve en sonunda kağıdı fırlatarak "Piç! Bunun içinde herhangi bir niyet yok!" diye bağırdı.

 

Long Tianming siniri yatışana kadar bekledi. Daha sonra tekrar masaya oturdu.

 

Kağıdı tekrar eline aldı ve kelimelerin içinde barındırdığı niyetleri hissetmeye tekrardan çalışmaya başladı.

 

Gökyüzü Bulutu Salonu.

 

Başpapaz Gökyüzü Bulutu kelimelerin yazılı olduğu kağıtları eline aldı ve içindeki niyetleri kavramaya başladı. Bir süre geçtikten sonra gözlerinde bir parıltı oluştu.

 

Gökyüzü Bulutu bir iç çekti ve "Ben birkaç tane sıradan kelimenin bu kadar çok Cennet ve Dünya Yolu anlayışı içereceğini hiç düşünmezdim. Her ne kadar bu kelimeleri kendisi yazmış olmasa da bu kadar iyi kopyalayabilmesi de oldukça etkileyici. Bu kelimeyi yazmak için içindeki niyeti öncelikle kendisinin kavraması lazım!" dedi.

 

Bu çocuğun yeteneği gerçekten de olağanüstüydü. Gelecekte çok güçlü birisi olabilirdi.

 

Gökyüzü Bulutu bile kendisinin bu kelimeleri bu kadar iyi yazabileceğini düşünmüyordu.

 

"Yeni gelenler sınıfındaki Minik Dünya’dan gelen çocuk oldukça ilginçmiş." dedi Gökyüzü Bulutu gülümseyerek. "Minik Dünya gerçekten de dahilerin doğduğu yer olma unvanını hak ediyor. Bu çocuğun gelecekte neler yapacağını çok merak ediyorum."

 

Nie Li'nin odasının içinde Yu Yan gelişiminden uyanmıştı.

 

Nie Li artık kimsenin kendisinden kelime istemeye gelmeyeceğinden emin olunca On Bin Mil Nehirler ve Dağlar resmini çıkarıp masanın üstüne koydu.

 

Yu Yan, Ning'er'le konuşuyordu. Nie Li'nin On Bin Mil Nehirler ve Dağlar resmini görünce onun yanına uçtu ve "Nie Li bu nedir?" dedi.

 

Yu Yan, On Bin Mil Nehirler ve Dağlar resmine baktı ve ondan yayılan sonsuz uzay zamanı hissedince şok oldu.

 

"Bu resmin adı On Bin Mil Nehirler ve Dağlardır. İçinde çok sayıda gizem barındırıyor. Ning'er, Büyük Abla Yu Yan lütfen beni koruyun. Eğer birisi buraya gelirse benim burada olmadığımı söyleyin. Ben bu resmin üstündeki yazıt desenleri kırmaya çalışacağım." dedi Nie Li.

 

Ning'er şok olmuş bir şekilde Nie Li'ye bakmaya başladı. Ning'er, On Bin Mil Nehirler ve Dağlar resmini Nie Li'nin elinde görmeyi beklemiyordu. Tarikatın kıdemlileri bile bu resmin kullanımlarını bulmayı başaramamışlardı. Nie Li bulabilir miydi?

 

"Tamamdır. Ben dışarıda duracağım. Büyük Abla Yu Yan sen içeride kal." dedi Ning'er. Nie Li muhtemelen birisinin onu rahatsız etmesinden endişeleniyordu. Bundan dolayı Ning'er kapının dışında bekleyip Nie Li resimle ilgilenmeyi bitirene kadar kimseyi içeri almayacaktı.

 

Ning'er ve Yu Yan, Nie Li'yi korumaya hazırlanıyorlardı. Birisi içerde diğeri dışarıda duracaktı.

 

Nie Li son derece düzenli bir yazıt desen çizmek için Ejderha Kan Soylu bir şeytan ruhunun şeytani kanını kullandı. Yazıt deseni aktifleştirdikten sonra onu dış dünyadan hızlı bir şekilde izole etti.

 

Nie Li, resme yaklaştı ve onun aurasını hissetmeye çalıştı. Üzerinde bulunan mühürleme amaçlı kullanılan yazıt desenleri incelemeye başladı. Dış kısmında On Bin Ruhani Kilit vardı. Görünüşe göre bu resim sağlam bir duvarla kaplanmıştı. Dışarıdan bakanlar onun içinde neyin olduğunu anlamayı başaramazdı.

 

Bu resmin gerçek kullanımı bulmak için Nie Li bu duvarı parçalamak zorundaydı.

 

Nie Li dikkatli bir şekilde bir kere daha resmi incelemeye başlamıştı ki resmin içinde gizlenmiş farklı bir niyet hissetti. Bu niyet resmin bir önceki sahibinin niyeti olmalıydı. Niyetin gücünü inceledikten sonra Nie Li bu uzmanın en azından Dövüş Atası Aleminde olan bir uzman olduğunu düşünmeye başladı.

 

Nie Li acı bir şekilde gülümseyerek "Şaşırmadım. Büyük bir tarikatın en güçlü uzmanlarından birinin bu resmi yüz bin Ruhani Taşa satmak isteyeceğine hiç inanmıştım. Bu hazinenin ne için kullanıldığını bulamasa bile bunu kendisine saklamalıydı." dedi.

 

Dövüş Atası Aleminde olan birisinin seviye atlaması çok zordu. Seviye atlamasını sağlayabilecek antik bir hazineyi nasıl bu kadar kolay elinden çıkarırdı ki?

 

"Muhtemelen niyetini buraya resmin nerede olduğunu bulabilmek için bıraktı. Birisinin şifresini çözmesini bekliyordu. Şifreyi çözen biri ortaya çıkarsa resmi ondan çalmayı amaçlıyordu." dedi Nie Li. Eğer onun yerinde başkası olsaydı bu hileye çabucak düşerdi. Fakat bu resim Nie Li'nin eline geçmişti!

 

Nie Li'nin algısı son derece keskindi. Bu adamın arkasında bıraktığını niyeti nasıl hissedemeyecekti ki?

 

Bu resmi satan uzman resmi bilerek bu açık arttırmada satmıştı. Bu açık arttırmaya katılanların hepsi birer dahiydi. Ve sayıları da bir hayli fazlaydı. Aralarından birisi illaki bu resmin kullanışını bilirdi değil mi? Eğer birisi bu resmi bu kadar iyi bir fiyata alıyorsa bu resmin kullanımlarını bildiğini kabul ediyordu demekti.

 

Karşı taraf Dövüş Atası Aleminde bulunan bir uzmandı. Nie Li onun niyetinden şimdilik kurtulmayı başaramazdı. Eğer niyeti silmeye çalışırsa karşı taraf bunu bilecekti ve hemen resmin yerini tespit edecekti. Nie Li ve Gu Bei'nin şu anki güçleri Dövüş Atası Aleminde bulunan bir uzmanı savuşturacak kadar iyi değildi.

 

Nie Li ne yapmalıydı?

 

Nie Li çenesini okşarken düşüncelere daldı.

 

Nie Li aklına bir anda bir fikir geldi.

Allen: Şaşırdık mı?

 

"Hat Sanatını kullanarak başka bir resim yapacağım!" dedi. Nie Li On Bin Mil Nehirler ve Dağlar resminin boyutunda bir kağıt çıkardı. Hızlıca resmin kopyasını çizmeye başladı. Dış hatların tamamladıktan sonra manzara kısmına geçti. Kısa bir süre sonra önünde bir tane daha On Bin Mil Nehirler ve Dağlar resmi ortaya çıktı.

 

Resmi bitirdikten sonra Nie Li şeytani kanı kullanarak yazıt desen mühür düzenini resmin üzerine geçirdi. Yazıt desen ortaya çıktı ve kendisini sahte On Bin Mil Nehirler ve Dağlar resminin içine gizledi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44236 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr