Bölüm 322: On Bin Mil Nehirler ve Dağlar

avatar
12483 29

Tales of Demons & Gods - Bölüm 322: On Bin Mil Nehirler ve Dağlar


 

Çevirmen: AllenWalker Düzenleyen: Asile

 

Nie Li sahte resmin üzerine yazıt desenleri yerleştirmeye başladı. Yazıt deseni katmanının üzerine bir yazıt desen katmanı daha yerleştiriyordu. Dış katman On Bin Ruhani Kilitti. Bu düzen bile yazıt desenlerde uzman olmayan bir Dövüş Atasını engellemeye yeterdi. Ayrıca daha derinlerde bir kaç tane daha yazıt desen düzeni bulunuyordu.

 

İki saate yakın bir süre geçtikten sonra On Bin Mil Nehirler ve Dağlar resmiyle özdeş bir resim daha ortaya çıkmıştı. Daha sonra Nie Li, gerçek resimde saklı olan niyeti sahte resme aktartmaya başladı.

 

"Kötü bir taklit olmadı be!" dedi Nie Li gülümseyerek. Gizlice Gu Bei'nin adamlarına bu resmi dış dünyaya çıkarıp bir savaştan kaçarken yere düşürmelerini sağlamayı düşünmeye başladı. Böylece sahte olan resim başka bir tarikatın uzmanlarının eline geçmiş olacaktı. Böylece Dövüş Atası Aleminde olan uzmanın gerçek olan resme dair herhangi bir bilgisi kalmayacaktı.

 

"Ama, Dövüş Atası bu resmin sahte olduğunu anlarsa kötü olurdu!"

 

Nie Li, Dövüş Atası Aleminde olan bir uzmanı hafife almaya cesaret edemezdi. Sonuçta karşısındaki kişi bir Dövüş Atasıydı ve ne gibi teknikleri olduğunu hiç bilmiyordu. Kim bilir belki sahtesinden yola çıkarak gerçeğinin yerini bile bulabilirdi.

 

'En azından bu sahte resim bana biraz zaman kazandırır. Dövüş Atası resmin üzerindeki niyeti hissettiği sürece biraz beklemeyi tercih eder. Sonuçta resmi içini göremediği için satmıştı. Alan kişinin resmin kullanım yollarını bulabilmesi için zamana ihtiyacı vardı ve Dövüş Atası da bundan dolayı bir süre beklemeyi tercih edecektir. Bu da baya bir zaman kazandırmış olacak. Resmin bir kaç kez el değiştirmesine izin vermek en iyisidir. Bu şekilde, çok daha güvenli olacak.' Nei Li içinden düşündü.

 

Nie Li sahte resmi uzaysal yüzüğüne koydu. Hafifçe gülümsedi ve orijinal resmin üzerindeki yazıt desenleri niyetiyle bozmaya başladı.

 

Dövüş Atasının hissettiği On Bin Ruhani Kilit resmin üzerindeki yazıt desenlerin sadece ufak bir kısmıydı. On Bin Ruhani Kilidin dışında resmin içinde bir kaç katmanda daha yazıt desen bulunuyordu. Düşüncesizce On Bin Ruhani Kilidi açmaya çalışmak bir tepkiye yol açabilirdi.

 

On Bin Ruhani Kilidin üzeride sayısız açma girişimi izleri bulunuyordu. Bu birilerinin On Bin Ruhani Kilidi açmaya çalıştığını gösteriyordu. Ama muhtemelen büyük bir tepkiyle karşılaşmıştı. On Bin Ruhani Kilidin altında daha güçlü bir yazıt desen daha vardı. Birisi On Bin Ruhani Kilidi açarsa altında bulunan yazıt desen düzeni tarafından bir tepkiyle karşılaşacaktı.

 

"Dövüş Atası bile olsa, yazıt desenler üstünde en az elli sene çalışmamışsa bu yazıt desen mührünü açmaya çalışmanın acı çekmek istemekle bir farkı olmayacaktı." dedi Nie Li gülümseyerek. Dövüş Atasının bu resmi satmasındaki ana sebepte bu olmalıydı. Onun bu yazıt desen düzeni için yapabileceği bir şey yoktu.

 

Zirve seviyede bir uzman bir zamanlar Nie Li'ye "Sadece erdemli olanlar gerçek hazineleri elde edebilir." demişti. Fakat onun bu dediği yanlıştı. "Sadece yeteneği olanlar hazineleri elde edebilir." doğru olan buydu.

 

Bu hazineyi kullanmak isteyen kişi hazineye ulaşabilecek yeteneğe sahip olmalıdır. Önceki sahibi olan Dövüş Atası bu resmin üstündeki yazıt desen düzenlerini kıracak yeteneğe sahip olmadığı için bu resmi kullanamamıştı.

 

Nie Li yüzlerce yıl Zamansal Şeytan Ruhu Kitabının içerisinde tek başına sürekli olarak yazıt desenler üzerinde çalışmıştı. Eğer bu kadar çalışmasaydı o da bu resmin üzerindeki yazıt desen düzenlerini açamazdı.

 

Nie Li fırçayı eline aldı ve şeytani kana batırdıktan sonra yazıt desenleri çizmeye başladı. Çizgiler resim tarafından özümsenmeden önce parlak bir ışık yayıyorlardı.

 

Boom!! Boom!! Boom!!

 

Nie Li'nin oluşturduğu yazıt desenler resmin içindeki yazıt desenlerle çarpışmaya başladı. Sürekli olarak patlayıp ortadan kaybolmaya devam ettiler.

 

Nie Li hızlı bir şekilde hiç durmadan yazıt desen oluşturmaya devam etti. Oluşturduğu yazıt desenler resmin içindeki yazıt desenlerle çarpışıyordu.

 

Boom!! Boom!! Boom!! Boom!! Boom!!

 

Resmin içinde derin ve kısık patlama sesleri meydana geliyordu. Aynı zamanda resimden göz kamaştırıcı bir ışık güçlü bir enerjiyle birlikte etrafa yayılmaya başladı.

 

Nie Li güçlü enerji dalgasından dolayı bir adım geriye gitti. Ayrıca ışıktan gözlerini korumak için ellerini gözlerinin önüne getirdi. Resimden çıkan bu enerji resmin sızdırdığı ufak bir enerji olmasına rağmen çok güçlüydü. Nie Li bu enerjinin dışarı çıkmasını engellemek için daha önce yazıt desen oluşturmuş olmasaydı tarikatta bulunan bir çok uzman bu enerjiyi hissedebilirdi.

 

Nie Li her ne kadar bir adım geri çekilmiş olsa da yazıt desen oluşturmaya hiç durmadan devam etti.

 

"Yakında tamamlanacak!" dedi Nie Li. Kalbi deliler gibi atmaya başlamıştı. Kısa bir süreliğine olsa da durmaya cüret edemiyordu. En ufak bir duraksamada resmin içindeki yazıt desen mühürleri tekrar ortaya çıkacaktı. Bu son derece karmaşık bir süreçti ve Nie Li sürekli olarak zihnini zorlamaya devam ediyordu.

 

Ohmmm!!

 

Sınırsız bir enerji dalgası Nie Li'ye doğru yayılmaya başladı.

 

Nie Li bu sınırsız enerji tarafından yutulacağını hissetmeye başlamıştı. Bedeninde ve Ruh Bölgesinde yoğun bir acı hissi ortaya çıktı. Bu antik ilahi bir eserin içinde barındırdığı enerjisin sadece ufak bir kısmıydı. Bu bile Nie Li’nin kendisinden geçmesini sağlamak üzereydi.

 

Bedenindeki tüm kemiklerin neredeyse parçalanacaklarını hissetmeye başlamıştı.

 

Ama Nie Li şu anda durursa yaptıklarının hepsinin boşa gideceğini biliyordu.

 

Buraya kadar gelmeyi başarmıştı. Baştan başlamaya hiç istekli değildi!

 

Nie Li zar zor bu acı hissine dayanarak yazıt desen oluşturmaya devam etti. Daha sonra sol elinin baş parmağını ısırdı ve kanlar akmaya başladığı anda resmin üzerine bastırdı.

 

Nie Li yazıt desenleri oluşturmayı bitirdikten hemen sonra baş parmağını resme bastırmıştı. Bu olayın hemen ardından resmin içine doğru bir enerji yayılımı gerçekleşti. Bu kanından gelen enerjiydi. Nie Li bedenindeki tüm enerjinin resme aktığını hissediyordu. Enerji resme aktıkça Nie Li zayıflıyordu.

 

Nie Li nefessiz kalmıştı. Akciğerlerini zorlayarak derin bir iç çekti. On Bin Mil Nehirler ve Dağlar resmi ile başarılı bir şekilde bağlantı kurduğunu hissediyordu. Yavaş yavaş Nie Li'nin bedeninden dışarı çıkan geri bedenine dönüyordu.

 

Acı bir şekilde gülümsedi. Sonunda bu resmi bastırmayı başarmıştı.

 

On Bin Mil Nehirler ve Dağlar resmi sonunda onun kan soyuyla bağlanmıştı.

 

Nie Li resim ile ufak bir bağlantı kurmuştu. Sağ eliyle resme dokundu  ve resim Nie Li'nin Ruh Bölgesinde ortaya çıktı.

 

Gerçekten de bu resim Antik bir hazine olarak adlandırılabilirdi.

 

Nie Li bu hazineyle bağlantı kurduğundan resim ruh haline dönüşerek onun Ruh Bölgesine girmişti. Nie Li'nin Ruh Bölgesi çökmedikçe On Bin Mil Nehirler ve Dağlar resmi Nie Li'nin ruhu nereye giderse onu takip edecekti. Eğer Nie Li'nin ruhu kaybolursa işte o zaman On Bin Mil Nehirler ve Dağlar resmi özgürlüğüne kavuşacaktı.

 

Nie Li sağ elini hareket ettirdi ve resmi dışarı çağırdı. Resim Nie Li'nin hemen önünde süzülmeye başladı. Nie Li bir düşüncesiyle resmin içine girdi.

 

On Bin Mil Nehirler ve Dağlar Resminin içi.

 

Nie Li resmin içine girdiği zaman dağların arasında akmakta olan nehirleri gördü.

 

Resmin içi on binlerce mil genişliğindeydi. Farklı büyüklükteki dağların arasında zikzaklı nehirler vardı. Ve etrafta bitkiler de bulunuyordu. Burada çok zengin Cennet Enerjisi bulunuyordu. Küçük bağımsız bir yerdi burası. Dağ yamaçlarında çok fazla Ruhani bitkilerde yetişmekteydi.

 

Burası bağımsız bir alan değildi, bağımsız bir bölgeydi!

 

Şu anda Nie Li sadece resmin içine girip çıkabiliyordu. Geri kalan kullanımlarını hala bilmiyordu. Efsanelerde yer alan bilgilere göre bu resim uğruna sayısız savaş meydana gelmişti. Sürekli olarak el değiştirmişti bu resim. Sahiplerinin birbiri ardına ölmesinden dolayı bu resme uğursuz lakabı takılmıştı.

 

Fakat Nie Li bu durumu pek umursamıyordu. Onun kullanımlarına gelirse, onları öğrenmek için uzun bir süreye ihtiyacı vardı.

 

Nie Li içinden 'Jindan ve Yu Yan bu bölgede gelişim yapabilirler.' diye düşündü. Daha sonra bir şey daha hatırladı ve uzaysal yüzüğünden Kabusun İblis Çömleğini çıkardı.

 

Kabusun İblis Çömleği bir tür enerjiyle aktif edilmiş gibi havada süzülürken dönemeye başladı. Çömlekten bir anda göz kamaştırıcı bir ışık yayılmaya başladı. Çömleğin üzerindeki resimler daha da çok belirginleşmişti. Çömleğin ağız kısmından bir duman çıktı ve alanda dağıldı.

 

Daha sonra gizemli bir enerji dalgası Çömleğin içine girdi ve onu beslemeye başladı.

 

Demek söylentiler doğruymuş! On Bin Mil Nehirler ve Dağlar resmi diğer ilahi eserleri besleyebiliyormuş!

 

Nie Li Kabusun İblis Çömleğinin sürekli olarak güçlendiğini hissetmeye başlamıştı.

 

Bir sonraki rafine etme işlemini burada gerekleştirmeye karar verdi.

 

Nie Li bir süre bir şeyler düşündükten sonra Yıldırım Tanrısının Meteor Kılıcını da çıkardı. Kılıç ortaya çıktığı anda çevrede yıldırım topları oluşmaya başladı ve kılıca doğru hareket etmeye başladı. Yıldırım Tanrısının Meteor Kılıcı yıldırımlar tarafından beslenirken çömlek gibi o da havada süzülmeye başladı.

 

Nie Li sonunda Göksel Kader Alemine girmeyi başarabilmişti. Yıldırım Tanrısının Meteor Kılıcını eskiye oranla daha iyi kullanabilirdi. Fakat kılıcı şimdilik burada bırakmaya karar vermişti. Böylece kılıç daha da güçlenmiş olacaktı.

 

Resmin diğer kullanımları öğrenmek için Nie Li çok heyecanlanmıştı.

 

Kabusun İblis Çömleği ve Yıldırım Tanrısının Meteor Kılıcı Nie Li'nin elinde bulunan diğer hazinelerden çok daha değerliydi.

 

Bu üç ilahi hazine Nie Li'nin gücünün temelini oluşturacaktı. Fakat şu anda Nie Li bu hazinelerin güçlerinin on binde birini bile açığa çıkartamıyordu.

 

Nie Li bir düşünceyle resimden dışarı çıktı.

 

Nie Li’yi korumak için odada bulunan Yu Yan şok geçirmişti. Nie Li'nin buraya getirdiği resim ne tür bir hazineydi? İstediğin gibi içine girip çıkabiliyordun.

 

Nie Li odanın içindeki bariyeri kaldırdı ve Yu Yan'a bakmaya başladı. Hafifçe gülümsedi ve "Büyük Abla Yu Yan bu resmin adı On Bin Mil Nehirler Ve Dağlardır. İçinde çok geniş bir alan bulunuyor. Bugünden itibaren resmin içinde gelişim yapabilirsin." dedi.

 

"Resmin içinde ayrı bir boyut mu vardı? Üstelik orada gelişimde yapabiliyorsun öyle mi?" Yu Yan çok şaşırmıştı. Uzaysal yüzük gibi eşyaların içinde herhangi bir canlı yaşamını sürdüremezken bu resmin içinde gelişim bile yapabiliyordun!

 

Nie Li'nin bu resmi incelerken çok ciddi görünmesinin hatta bariyer bile oluşturmasının sebebini şimdi anlamıştı. Bu resim olağanüstü bir hazineydi!

 

"O zaman içine gidip bir bakayım." dedi Yu Yan. Resmin içinin nasıl bir yer olduğunu çok fazla merak ediyordu.

 

Nie Li sağ elini açtı ve Yu Yan uçarak sağ eline kondu. Daha sonra odanın diğer köşesinde yatmakta olan Jindan'ı yakaladı. Üçü bir ışık demetine dönüşerek On Bin Mil Nehirler ve Dağlar resminin içine girdi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44307 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr