Bölüm 329: Toplu Katliam!!

avatar
12207 30

Tales of Demons & Gods - Bölüm 329: Toplu Katliam!!


 

Çevirmen: AllenWalker  Düzenleyen: Asile

 

Dış Dünya, İlahi Tüyler Tarikatı’nın Kuzeyi, Ling Jade Tanrı Gölü.

 

Ling Jade Tanrı Gölü havada süzülen küçük bir dağa benzetilebilirdi. Kenarlarından aşağı sular akıyordu.

 

Dağın dibinde ise zaman zaman Ruhani Taş üreten bir su havuzu bulunuyordu.

 

Tanrı Gölleri, çevrelerindeki Cennet Enerjisini özümseyerek Ruhani Taş üreten yerlerdi. Burada çok fazla Tanrı Gölü olduğu için Ejderha Kalıntıları Bölgesi’ndeki Cennet Enerjisi oldukça azdı. Fakat Ejderha Kalıntıları Bölgesi’nde gelişim yapan uzmanlar Ruhani Taşlardan Cennet Enerjisini özümseyebildikleri için sıkıntı yaşamıyorlardı.

 

Tanrı Gölleri yaşam süreleri bakımından bir çiçeğe veya bitkiye benzetilebilirdi. Bir Tanrı Gölünün en verimli olduğu zamanlar ilk üç bin yıllık zamandı. Üç bin yıldan sonra Tanrı Gölü yavaş yavaş kurumaya başlardı. İlk üç bin yıllık zaman içerisinde çok fazla Ruhani Taş üretme kapasitesine sahiplerdi.

 

Ling Jade Tanrı Gölü ise aşağı yukarı beş bin yıl yaşındaydı. Bir yılda en fazla bir kaç bin Ruhani Taş üretebilirdi. Bu miktardan dolayı gücü normalin üstünde olan birlikler bu gölü fazla umursamıyorlardı. Böyle olunca da bu göl Hua Ling ve adamlarının eline geçmişti.

 

Hua Ling aldığı iyi haberlerden dolayı Ling Jade Tanrı Gölü’nü ziyarete gelmişti. Bu haberlerden birisi Ling Jade Tanrı Gölü’nün iyileşme belirtileri göstermeye başlamış olmasıydı. İkincisi ise Xiao Yu adamları tarafından öldürülmüştü. Bu iki haber de Hua Ling'i oldukça mutlu etmişti.

 

Uzun süre önce Hua Ling, Xiao Yu'ya bilenmişti. Xiao Yu kendisine her zaman üstten bakıyordu. Bir de görünüşü çok iyiydi. Ne zaman dışarı çıksa kızlar hemen onun peşinden koşmaya başlıyordu. Bu durum da Hua Ling'i sinirlendiriyordu.

 

"Bunu Xiao Yu kendisi istedi. Gelecekte ne zaman Dış Dünya’ya çıksa onun peşinden gidip onu öldüreceğim!! Kim onun babasına benim babamla savaş dedi ki?!!" diye söylendi Hua Ling. Daha sonra Ling Jade Tanrı Gölü’ne bakmaya başladı. Bu göl onun dış dünyadaki temeliydi. Her sene bu gölden bir kaç bin Ruhani Taş elde ediyordu. Her ne kadar diğer göllere göre kötü olsa da hiç yoktan iyiydi.

 

Hua Ling toplamda altmış adama sahipti. Elde edilen Ruhani Taşların birazı bu adamlara gidiyordu. Aynı zamanda bu gölü korurken gelişim de yapabiliyorlardı. Sonuçta bu göl kurumak üzereydi ve kimse bu göl için savaşmak istemiyordu.

 

Küçük Cennet Bölgesi’nden gelenlerin kurduğu tek birlik onlar değildi. Dış Dünya’nın iç kesimlerinde Küçük Cennet Bölgesi’nden gelen uzmanların elde ettiği Tanrı Gölü'de vardı.

 

Gelişim yaparlarken üç kişinin aurası onların menziline girmişti.

 

Hua Ling bir anda soğuk bir şekilde bakmaya başladı. Daha sonra kahkaha atarak "Xiao Yu çöpü bir kere daha buraya geldiğine göre tam akıllanmamış galiba. Yaşamaktan sıkılmış olmalı. Yanında iki tane daha arkadaş getirerek bizi yenebileceğini mi sanıyor acaba?" dedi.

 

Hua Ling Xiao Yu'nun gücü hakkında oldukça bilgiliydi. Minik Dünya’dan Ejderha Kalıntıları Bölgesi’ne gelen çok fazla uzman yoktu. İlahi Tüyler Tarikatı’nda ise sadece birkaç kişi vardı.

 

Xiao Yu'yu öldürseler bile Xiao Yu'nun yardım isteyebileceği kimse yoktu.

 

Buna rağmen Xiao Yu bir kere daha onların karşısına çıkmıştı. Kafasını bir yere mi çarpmıştı acaba?

 

Nie Li, Lu Piao ve Xiao Yu havada süzülerek Ling Jade Tanrı Gölü’nü izliyorlardı.

 

Nie Li'nin bakışları Hua Ling'e kilitlendi.

 

Lu Piao bağırarak "Hua Ling çık dışarı!" dedi.

 

Wossh!! Woshh! Woshh!! Bir anda altmışa yakın kişi havada süzülmeye başladı.

 

Hua Ling üçlüye baktı ve gülümseyerek "Xiao Yu görünüşe göre bir kere daha ölmek istiyorsun. Kendini öldürmek istemeni anlarımda diğer ikisinin ölümüne neden sebep oluyorsun?" dedi.

 

"Hua Ling, Xiao Yu ile uğraşmak için çok fazla kişiden yardım alıyorsun!" diye bağırdı Lu Piao işaret parmağıyla da Hua Ling'i işaret ediyordu. "Bunu olayı nasıl çözüme kavuşturalım? Bizden özür mü dileyeceksin? Yoksa kendini öldürterek durumu mu eşitleteceksin?"

 

"Özür dilemek mi?" dedi ve kahkaha atmaya başladı Hua Ling, sanki çok komik bir fıkra duymuşta ona gülüyor gibiydi. "Siz beyin yerine ne taşıyorsunuz acaba? Siz salaklar dış dünyanın enstitünün içerisiyle aynı olduğunu mu düşünüyorsunuz? Aptallar sizi!!"

 

Hua Ling'in yanında bulunan diğer öğrenciler de gülmeye başladı. Bu üç kişi gerçekten salaklıktan başka bir şey yapmıyorlardı şu anda. Sadece üçü altmış kişiye karşı çıkmaya gelmişti.

 

Nie Li sakin bir şekilde Hua Ling'e baktı ve "Sen benim arkadaşıma zarar verdin. Bunun bedelini ödeyeceksin! Sahip olduğunuz her şeyi Xiao Yu'ya yaptığınız şeyin bedeli olarak burada bırakın ve siktir olun gidin. Eğer sözümü dinlerseniz hepinizin canınızı bağışlarım." dedi.

 

Nie Li'nin sözlerini duyduktan sonra Xiao Yu'nun yüzü hafiften kızarmıştı. Kafasını önüne eğmişti. Onun ne düşündüğünü kimse bilmiyordu.

Allen: Sen nasıl bir tipsin ya.

 

"Saçmalıyorsun! Bizden tazminat mı almak istiyorsun? Dış Dünya’da güçlüler istediği her şeyi yapar! Sadece üç kişiyle bize karşı gelebileceğinizi düşünüyorsanız yaşamaktan sıkılmış olmalısınız!" dedi Hua Ling ve elini ileri doğru sallayarak "Kardeşlerim şu üç salağı Ruh Salonuna geri gönderin!" dedi.

 

Altmış kişi Nie Li ve diğer ikisinin etrafını sardı.

 

"Sen de güçlünün istediği her şeyi yapabileceğini kabul ettiysen diyecek başka bir sözüm yok." dedi Nie Li soğuk bir şekilde Hua Ling'e bakarak.

 

Nie Li'nin sözleri bittiği anda Hua Ling ve adamlarının hareket etmesini engelleyen güçlü bir enerji dalgası yayılmaya başladı.

 

Bu enerjinin gücü başka bir seviyedeydi!

 

Li Xingyun, Nie Li'ye yardım etsinler diye bir tane Göksel Mihver Alemi uzmanı ve birkaç tane de Göksel Yıldız Aleminde bulunan uzman göndermişti. Hua Ling’in adamları ise sadece Göksel Kader Alemindelerdi. Aralarındaki güç farkı çok fazlaydı.

 

Hua Ling zorluklarla kafasını çevirdi ve etrafının çok güçlü uzmanlar tarafından sarıldığını fark etti. İki yüz civarı uzman onların etrafını sarmıştı! Hua Ling bu adamlara liderlik eden uzmanı tanıyordu. Bu eleman Li Xingyun'un adamlarından biriydi!

 

"Hua Ling görünüşe göre hafıza kapasiten oldukça düşük. Patron Xingyun'un sana Nie Li'den uzak durmanı söylediğini hatırlıyorum. Ama sen hatırlamıyor gibisin. Yapacaklarım için beni suçlamanı istemiyorum!" dedi Li Hu. Hemen ardından güçlü bir enerji dalgası Hua Ling ve adamlarının üzerine doğru ilerlemeye başladı.

 

Hua Ling bu baskıdan dolayı kan tükürmek üzereydi. Nie Li yanında destek kuvvet getirmişti. Nie Li ve Li Xingyun arasında ufak bir ticari ilişki vardı; Nie Li, Li Xingyun'dan bu kadar adamı almayı nasıl başardı? Hua Ling bu olaya bir türlü anlam veremiyordu sonuçta Nie Li'nin bu bölgede herhangi bir arkası yoktu.

 

Li Xingyun'un Cennet Yolu Birliği, genç nesiller arasındaki en güçlü birliklerden birisiydi. Bu birlik Hua Ling'in başa çıkabileceği bir birlik değildi.

 

"Patron Xingyun ile aramda hiç kötü bir olay geçmedi. Neden onlara benimle dövüşmelerinde yardım ediyor?" dedi Hua Ling, Li Hu'ya bakarak.

 

"Bu seni ilgilendiren bir konu değil. Şu anda biz Genç Efendi Nie Li'nin emri altındayız. Sizin kaderiniz onun elleri arasında." dedi Li Hu. Eğer Li Xingyun'un talimatı olmasaydı Li Hu, Hua Ling ile uğraşmaya yeltenmezdi bile.

 

"Hepsini öldürün!!!" diye bağırdı Nie Li. Hua Ling'in de dediği gibi dış dünyada güçlü ne isterse onu yapardı. Sayısız uzman burada gelişim kaynağı elde etmek için birbirlerini öldürmüşlerdi.

 

Bu insanlar Xiao Yu’yu öldürmüşlerdi. Eskilerin de dediği gibi "Bir taviz verdin mi senden on taviz isterler.". Ama Nie Li dişe diş görüşünü benimsemiş bir insandı. Gerçi bu durum dişe diş değildi dişe karşı kafa almak gibi bir şey olmuştu.

 

Li Xingyun'un adamları Hua Ling ve adamlarına doğru yaklaşmaya başlamışlardı.

 

Tehlikeyi önlemek için Li Xingyun Nie Li'ye iki yüz adam vermişti. Bunların birazı Göksel Yıldız Alemindeydi. Hatta aralarından birisi Göksel Mihver Aleminde olan Li Hu idi.

 

Hua Ling onlara karşı gelmenin herhangi bir getirisi olmadığının farkına varmıştı. Soğuk bir yüz ifadesiyle Li Hu'ya baktı ve "Li Xingyun'un bu üç salağa neden yardım ettiğini bir türlü anlayamıyorum. Fakat Küçük Cennet Bölgesi’nin adamlarını öldürmenin kolay olacağını düşünmeyin. Eğer bizi öldürürseniz Küçük Cennet Bölgesi’nin birlikleri ile savaş başlatmış olursunuz. Li Xingyun, Küçük Cennet Bölgesi’nin uzmanlarını kızdırmaktan korkmuyor mu? Li Xingyun, Kül Alevi Ailesi’nin sadece üçüncü sıradan halefi. Bu kadar fazla düşman edinmek Patrik olma yolunda ona sadece zarar verir." dedi.

 

Hua Ling, Li Hu'yu geri çekilmesi için ikna etmeye çalışıyordu fakat bu girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

 

Eğer işin içinde Nie Li olmasaydı Li Xingyun bu kadar adamı görevlendirmezdi. Fakat bu istek Nie Li'den gelmişti. Kendisine Tanrı Seviye gelişim kapasitesine sahip Ejderha Kan Soylu şeytan ruhunu veren kişi. Bu şeytan ruhuna kıyasla bu yaptığının hiçbir önemi yoktu.

 

Li Hu gülümseyerek "Bizi tehdit mi ediyorsun? Bizim Cennet Yolu Birliğimiz hiç kimseden korkmamıştır. Savaş başlarsa başlasın!" dedi.

 

Hua Ling son çabasının boşa çıktığını görünce hayal kırıklığına uğramıştı. "Madem ısrarcısınız öyle olsun. Ben bugün burada düşeceğim ama bunun intikamını bir gün kesinlikle sizden alacağım!" diye bağırdı.

 

Havada süzülmekte olan Li Hu saldırıya geçti.

 

Boom!! Boom!! Boom!!

 

Bu saldırılar  Hua Ling ve adamlarına çarptığı zaman etraf kan gölüne dönmüştü!

 

Tek taraflı bir katliamdı!!!

 

Lu Piao gördüğü sahne karşısında dilini yutmuştu. Li Hu ile konuştuktan sonra Li Hu'nun Li Xingyun'a çok sadık olduğunu anlamıştı. Fakat Li Hu'nun gücünün bu kadar fazla olmadını hiç beklemiyordu. Altmışa yakın Göksel Kader Alemi gücünde adamı bir dakika içerisinde öldürmüştü.

 

Li Hu'nun gücü Hua Ling ve adamlarını tamamen baskı altına almıştı.

 

Hua Ling ve adamlarını öldürmek Xiao Yu için alınan intikamdı!

 

"Genç Efendi Nie Li, bunlar Hua Ling ve adamlarının uzaysal yüzükleri." dedi Li Hu.

 

Dış Dünya’da öldüğün zaman üzerinde ne var ne yok hepsini burada düşürüyordun. Sahip olduğun her şey öldüğün zaman dış dünyada kalıyordu. Bundan dolayı insanlar dış dünyaya geldikleri zaman yanında çok fazla değerli eşya getirmiyordu. Bundan dolayı Hua Ling ve adamlarından elde edilen uzaysal yüzüklerin içinde çok değerli eşyalar bulunmuyordu.

 

Nie Li, Li Hu'ya gülümseyerek baktı ve "Cennet Yolu Birliğinden kardeşlerime yardımları için çok teşekkür ederim. Sizlerin iyiliğini ödemezsem nasıl bir insan olurum? Neden bu yüzüklerin içindeki eşyaları kendi aranızda paylaşmıyorsunuz?" dedi. Nie Li, Li Hu'nun verdiği yüzükleri bir el hareketiyle tekrar Li Hu'ya verdi.

 

Li Hu hızlıca "Buraya gelmemiz Genç Efendi Li Xingyun'un emriydi. Bunları alamayız." dedi.

 

"Endişelenme. Bunları size hediyem olarak düşünün. Sizler bana bir meseleyi halletmemde yardım ettiniz. Bırakın ben de size teşekkür edeyim. Li Xingyun ile ben konuşurum. Eğer bu hediyeleri kabul etmezseniz beni önemsemediğinizi düşünürüm." dedi Nie Li.

 

Li Hu bir süre düşündükten sonra uzaysal yüzükleri kabul etmişti.

 

"Siz burada biraz oyalanın, benim yapmam gereken küçük bir iş var." dedi Nie Li ve Ling Jade Tanrı Gölü’ne doğru ilerlemeye başladı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr