Bölüm 337: Meridyenleri Açma

avatar
11837 36

Tales of Demons & Gods - Bölüm 337: Meridyenleri Açma


 

Çevirmen: AllenWalker Düzenleyen: Asile

 

Long Yuyin, Nie Li'nin gelişim tekniğini ve kavradığı Dövüş Sanatı Yolunu çok merak ediyordu.

 

Bu onun daha önce hiç bilmediği bir Dövüş Sanatı Yolu alemiydi.

 

Long Yuyin, Nie Li'ye hayranlıkla bakıyordu.

 

Nie Li ondan Patrik Pozisyonu için savaşmasını istedikten sonra, Long Yuyin babasının adamlarına haber göndermişti. Onlar büyük ihtimalle çok uzun bir süre geçmeden geri dönüş yaparlardı.

 

Long Yuyin kafasını kaldırdı ve Nie Li'ye bakmaya başladı.

 

Onun meridyenlerini açması lazımdı. Nie Li uzaysal yüzüğünden bir kaç tane iğne çıkardı.

 

Long Yuyin biraz gerilmişti. Sonuçta ilk defa yaşıtı olan bir erkekle aynı odada yalnız kalmıştı.

 

Nie Li hazırlıklarını bitirdikten sonra Long Yuyin'e baktı ve "Kıyafetlerini çıkar." dedi.

 

"Ne?" diye çığlık attı Long Yuyin.

 

"Eğer kıyafetlerini çıkarmazsan iğneleri nasıl batırmamı bekliyorsun?" dedi Nie Li. Nie Li önünde duran kişinin küçük bir kız olduğunu bildiği için fazla bir şey hissetmiyordu.

 

Long Yuyin tüm yüzü kızarmıştı. Bir kaç saniye geçtikten sonra dişlerini sıkarak yavaşça kıyafeti çıkarmaya başladı. İpek elbise aşağı doğru düşerken onun pürüzsüz cildi ortaya çıkmıştı. Göğüslerinin etrafında beyaz bir bandaj sarılıydı.

 

Onların serbest bırakıldığı zaman nasıl göründüğünü hayal etmek oldukça zordu.

 

Kafasını kaldırdı ve Nie Li'ye bakmaya başladı. Nie Li durması gerektiğini söylemediği için Long Yuyin elini bandaja doğru uzattı.

 

"Bekle, bu kadar yeter." dedi Nie Li hızlıca. Biraz terlemişti. Bu kadarı iğneleri yerleştirmek için yeterliydi. Eğer biraz daha ileri giderse durumu yönetmeyi başaramayacağını düşünüyordu.

 

Long Yuyin ellerini geri çekmesine rağmen hala gergindi. Allah’tan göğsünün etrafını sardığı bandaj çözülmemişti. Aksi halde ne yapacağını bilmiyordu.

 

Nie Li, Long Yuyin'in yanına geldi. Mum ışığı altında onun teni parıltılı bir taş gibi duruyordu. Saçlarını bağlamak için mavi bir kurdele kullanmıştı.

 

Nie Li onun arkasından geçerken bakışları onun beyaz boynuna kilitlenmişti. Bir iğneyi aldı ve omurgasını yakınlarında bir yere batırdı.

 

"En." Long Yuyin hafiften inlemişti. Normal koşullar altında bir iğne batmasından asla canı yanmazdı. Fakat Nie Li iğneyi batırdığı anda bedeninde şiddetli bir acı hissi dolaşmaya başlamıştı. Sanki on binlerce karınca onu aynı anda ısırmışlardı.

 

Acıdan sonra bedeninde bir sıcak his dolaşmaya başladı ve bacaklarında son buldu.

 

Şok edici bir enerjiydi!

 

Long Yuyin kan soyunda bu kadar güçlü bir enerjinin olmasını hiç beklemiyordu.

 

Nie Li ikinci bir iğne aldı ve onun belkemiğinin oraya batırdı.

 

Üçüncü iğne, dördüncü iğne, beşinci iğne...

 

Hızlı bir şekilde Nie Li iğneleri batırmıştı. Long Yuyin'in cildi hafiften kızarmıştı.

 

"İğneleri senin önemli meridyenlerine batırdım. Senin kan soyun yavaşça uyanacaktır. Uyandığı zaman senin tüm meridyenlerine saldıracak. Gelişim yapmaya odaklan." dedi Nie Li. Sonunda bitirmişti!

 

Nie Li, Long Yuyin'in meridyenlerini açmak için biraz enerji kullanmıştı. Bağdaş kurup oturmuş olan Long Yuyin'e bakmaya başladı. Daha sonra kapıyı açıp dışarı çıktı.

 

Aniden Nie Li'nin yanında birisi belirdi. Bu kişi Xiao Yu idi.

 

"Korkuttun beni! Kullandığın yetenek nedir? Hiç ses duymadım!" dedi Nie Li. Xiao Yu'nun aurasına karşı herhangi bir şekilde kendini korumaya almadığı için onun yanına kadar sokulmasını hissetmemişti.

 

Xiao Yu sinirli gibi duruyordu.

 

Xiao Yu'nun sinirli olduğunu fark edince Nie Li meraklı bir yüz ifadesiyle "Neler oluyor? Dış dünyada bir kere daha öldürülmedin değil mi?" dedi.

 

Xiao Yu, Nie Li'ye baktı ve ciddi bir ses tonuyla "Nie Li tüm bunları nasıl yapabilirsin? Ning'er'i hiç mi düşünmedin?" dedi.

 

"Ne yapmışım? Olay nedir?" dedi Nie Li bir anlığına şaşırmıştı. Daha sonra Xiao Yu'nun neyden bahsettiğini anlamıştı. Gülümseyerek "Long Yuyin'den mi bahsediyorsun? Hahaha, ne söylediğini kulağın duyuyor mu? Yaptıklarımın Ning'er'i aldatmakla ne gibi bir ilgisi olabilir?" dedi.

 

"Ne yaptığını sen çok iyi biliyorsun!" dedi Xiao Yu ve arkasını dönüp uzaklaştı.

 

"Hey Xiao Yu yanlış anladın!" diye bağırdı Nie Li.

 

Fakat Xiao Yu'nun onun söylediklerini dinlemeye hiç niyeti yoktu. Odasına girdi ve kapısını kapattı.

 

Nie Li donup kalmıştı. Xiao Yu'nun derdini anlayamamıştı. Kendisine açıklaması için şans bile tanımamıştı. Üstüne bu Xiao Yu'yu ilgilendiren bir mesele de değildi. Acaba Xiao Yu, Long Yuyin ile mi ilgileniyordu? Eğer durum buysa onun sinirlenmesi normal olabilirdi. Fakat Xiao Yu ve Long Yuyin birbirlerini kaç kere görmüşlerdi ki? Birbirlerini tanımıyorlardı bile!

 

Bu hanım evladı benimle ilgileniyor olamaz değil mi? Nie Li'nin bedenine bir anda buz gibi bir soğukluk girdi. Xiao Yu kızlar yerine erkeklere ilgi duyuyor olamazdı, değil mi?

K.N: :D

 

Nie Li bir aralar Xiao Yu'nun kız olmasından şüpheleniyordu. Sonuçta bu eleman çok güzeldi. Fakat Nie Li, Xiao Yu'nun kız olmadığını onaylamıştı. O sadece bir hanım evladıydı.

 

Bir süre daha düşündükten sonra Nie Li kafasını iki yana salladı ve bu tür düşünceleri kafasından attı. Çok fazla düşünüyordu!

 

Yaklaşık olarak bir saat sonra Nie Li'nin odasından güçlü bir enerji dalgası yayılmaya başladı.

 

Long Yuyin'in kan soyu sonunda uyanmıştı. Ondan yayılan enerjiye göre şu anda Beş Kaderdi. Üstüne bir de gelişim hızı çok fazla artacaktı.

 

Nie Li, Long Yuyin meridyenlerinin sonunda açıldığını bildiği için odaya girdi.

 

"Ah!" Long Yuyin çığlık attı.

 

Nie Li odanın içini görünce afallamıştı. Long Yuyin'in bütün kıyafetleri parçalanmıştı. Kendisini elleriyle korumaya çalıştı ama gençliğini koruyamadı. Nie Li anında başka tarafa bakmaya başladı.

 

Birkaç dakika sonra Long Yuyin kıyafetlerini giymiş bir şekilde yanına geldi. Yüzü kıpkırmızıydı ve kafasını sürekli aşağıda tutuyordu.

 

Ortam çok garipti!

 

Nie Li konuyu değiştirmek için "Nasıldı? Tüm meridyenlerin tamamen açıldı mı?"

 

"En, hepsi açıldı." dedi Long Yuyin utangaç bir şekilde. Nie Li'nin yöntemi çok güçlüydü. Nie Li'nin bu yöntemi kendisinin birkaç seviye birden atlamasına neden olmuştu. Sanki rüyadaymış gibiydi!

 

"Hepsinin açılmış olması güzel." dedi Nie Li gülümseyerek.

 

Long Yuyin kafasını onaylama anlamında salladı. Nie Li'ye karşı şükran doluydu. Bunun yanında kalbinde farklı bir duygu daha vardı. Garip bir duyguydu, kendiside bu duygunun ne olduğunu bilmiyordu.

 

"Eve gittiğin zaman gelişimini biraz daha güçlendir. Senin gelişimin kesinlikle atılım yapacaktır." dedi Nie Li gülümseyerek. Nefes aldıktan sonra devam etti "Gelişimin şu anda çok fazla güçlendi. Beni bile geçtin. Artık senin ustan olamam." dedi.

 

Long Yuyin anında kafasını kaldırdı ve "Ne olursa olsun sen benim her zaman ustam olacaksın!" dedi.

 

Nie Li gülerek "Şaka yapıyorum. Oldukça geç oldu artık evine gitsen iyi olur. Eğer birisi seni bu saatte burada görürse ne düşünür kim bilir?" dedi.

 

"Tamam." dedi Long Yuyin. Birkaç adım attıksan sonra geri döndü ve "Usta kısa süre sonra tekrar geleceğim." dedi.

 

Kapıdan dışarı çıktı ve hızlıca ilerlemeye başladı. Nie Li'nin kendisini durduracağını düşünüyordu.

 

Nie Li başka tarafa doğru dönerken gülümsüyordu. Long Yuyin bir kere gelmişti buraya ve Xiao Yu çoktan olayları yanlış anlamıştı. Eğer bir kere daha gelirse neler olurdu acaba?

 

Long Yuyin avludan dışarı çıktıktan sonra dar bir patikada ilerlemeye başladı.

 

Long Yuyin önüne bir anda birisi çıktı. Bu kişi Hu Yong'du. Yüzü karanlıktı ve sinirli gibi bir hali vardı.

 

"Long Yuyin gecenin bu saatinde nereden geliyorsun?" dedi Hu Yong. Ellerini yumruk yapmıştı.

 

"Sen beni mi takip ediyorsun?" dedi Long Yuyin soğuk bir ifadeyle. Yan taraftan yoluna devam etmeye başladı ve "Benim nereye gittiğim seni ilgilendirmez. Eğer beni bir kere daha takip edersen sonuçlarına katlanırsın." dedi.

 

"Long Yuyin senin içini sonunda gördüm. Sen bir sürtüksün! Sen aslında geceleri başka erkeklerin kucağına giden bir sürtüksün! Utanmazın tekisin!" dedi Hu Yong parmağıyla Long Yuyin'i işaret ediyordu. Daha fazla kendisini tutamamıştı.

 

"Ne dedin sen? Bir kere daha de bakim!" dedi Long Yuyin.

 

Hu Yong gaza gelmiş bir şekilde "Long Yuyin sana hakaret ettiysem ne olmuş yani? Nişanlım olduğunu unutma! Bana sadakatsizlik yaptın! O elemanı eninde sonunda öldüreceğim!" dedi.

 

Long Yuyin'in bakışları değişmişti. Fakat Hu Yong ile daha fazla uğraşmak istemiyordu. Onun öfkeli aurası Hu Yong'a kilitlenmişti.

 

Long Yuyin'den yayılan öldürme niyetini hissedince Hu Yong yutkunmuştu. Bir kaç saniye önce söylediği şeyleri çok fazla gaza geldiğinden dolayı söylemişti. Ama şu anda onları söylediğini pişmandı.

 

"Senin gibi bir çöp nasıl benimle evlenebilir ki? Sen arkanda ailen olunca kendini adam mı sandın? Senin gibi zayıf birisi benim nişanlım olamaz!" dedi Long Yuyin ve Hu Yong'a doğru yürümeye başladı. Sağ ayağını ileri doğru salladı ve tam olarak Hu Yong'un iki bacağının arasına vurdu.

 

Hu Yong'un ağzı o şeklini almıştı. Fakat hiç ses çıkarmamıştı. Yüzü bir anda kül beyazına döndü. İki eliyle bacaklarının arasını tutmaya başladı. Ayakları titriyordu ve daha fazla dayanamadı ve yere düştü.

 

Soğuk soğuk terliyordu. Long Yuyin'in saldırısı kritik bir yere çarpmıştı. Aynı bir önceki seferde olduğu gibi!
Hu Yong daha önce de Long Yuyin tarafından sakatlanmıştı. Fakat dersini hâlâ almamıştı.

 

"Genç Efendi iyi misiniz?"

 

"Genç efendi!"

 

Birkaç koruma hızlıca Hu Yong'un yanına geldi.

 

Long Yuyin son bir defa Hu Yong'a baktı ve yoluna devam etti.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44235 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr