Bölüm 340: Kutsal Kılıç Niyeti

avatar
11503 31

Tales of Demons & Gods - Bölüm 340: Kutsal Kılıç Niyeti


 

Çevirmen: AllenWalker Düzenleme: Asile

 

Gu Klanı’nı birlikte kontrol etmek mi?

 

Gu Bei kalbinden kahkaha attı. Hayaletler gerçek olurdu ama Gu Heng kimseyle birlikte Gu Klanı’nı kontrol etmezdi. Gu Heng gibi herhangi ufacık bir kayba tahammül edemeyen insanın, Gu Bei ve ablasına yardım etmesi imkansızdı. Onları taht için kendisine rakip görüyordu. Yoksa bu kadar fazla adamla Şeytan Birliğini yok etmeye gelir miydi?

 

Gu Bei, Gu Heng'e bakarak kahkaha attı ve "Şeytan Birliğini dağıtmayı düşünmüyorum. Ben geri dönüp bu meseleyi seninle üç gün sonra tekrar konuşsam nasıl olur?" dedi.

 

Gu Bei salak birisi değildi. Gu Heng'in bu şekilde davranmasının bir oyun olduğunu anlamıştı. Gu Bei'de oyun oynama karar vermişti.

 

Gu Heng'in gözlerinde bir parıltı oluşmuştu. Üç gün sonra tekrar mı konuşmak istiyorsun? Çoktan Şeytan Birliğinin etrafını sarmıştı. Geri dönüp üç gün mü bekleyecekti birde? Bu nasıl bir şakadır?

 

"Küçük Kuzen Gu Bei, sen birliğin için herhangi bir ismi seçebilecekken gitti Şeytan Birliği ismini seçtin. Böyle bir isim Şeytan Tanrının Tarikatı ile kolaylıkla bağdaştırılabilir." dedi Gu Heng gülümseyerek. Daha sonra elini salladı. Yanındaki uzmanların hepsi bir anda saldırıya geçti.

 

Gu Heng, Şeytan Birliğini yok etmek istiyordu. 'Kendi isteğinizle dağılmak istemiyorsanız sizi dağılana kadar ezeceğim!' Eğer Şeytan Birliğinin herhangi bir üyesi dış dünyaya adım atarsa anında öldürülecekti.

 

"Büyük Kuzen Gu Heng şaka yapıyor olmalısın. Sıradan bir isim bu. Nasıl Şeytan Tanrısının Tarikatı ile bağdaştırabiliyorsun?" dedi Gu Bei sıradan bir şekilde. Aynı anda Lu Piao'ya bakmaya başladı. Adamlarını başka bir yönden kaçırmayı düşünüyordu.

 

"Ben sadece Küçük Kuzen Gu Bei'nin karanlık tarafa geçmesini önlemeye çalışıyorum. Bundan dolayı bugün sana güzel bir ders vereceğim." dedi Gu Heng. Hemen ardından bir kere daha elini salladı ve yanında getirdiği tüm uzmanlar Şeytan Birliğine karşı saldırıya geçti.

 

Gu Heng'in yanında on binden fazla uzman vardı. Şeytan Birliğinin ise bir kaç bin uzmanı vardı. Üstüne bir de Gu Heng'in adamları Şeytan Birliğinin adamlarından çok daha güçlüydü.

 

"Hepsini öldürün!"

 

Şiddetli bir savaş patlak vermişti. Şeytan Birliği katlediliyordu!

 

Aralarındaki güç farkı çok fazlaydı!

 

"Efendi Bei, Efendi Lu size kaçmanız için eşlik edeceğiz." dedi Heng Yan. Aynı zamanda Gu Bei ve Lu Piao'ya saldıran Göksel Yıldız Alemi uzmanlarına atıldı.

 

Gu Heng'in enerji saldırısı Şeytan Birliğinin üyesi olan onlarca Göksel Kader Alemi uzmanı bir anda öldürmüştü.

 

"Kaçmaya mı çalışıyorsunuz? Kaçmanıza izin vermeyeceğim!" dedi Gu Heng. Daha sonra bir ışık demetine dönüştü ve Gu Bei'ye atıldı.

 

Gu Heng, Göksel Yıldız Aleminin zirvesindeki bir uzmandı. O, Şeytan Birliğinin üyelerinin hepsinden çok daha güçlüydü. Aynı zamanda avuç içi saldırısında bulunduğu zaman çevredeki Cennet Enerjisi avuç içi şeklini alıyordu. Bu saldırıyı Gu Bei'ye de gönderdi.

 

Gümüş renkteki şimşekler avuç içinden yağmur gibi yapmaya başladı.

 

Boom!! Boom!!

 

Gümüş renkli şimşekler iki tane Göksel Yıldız Alemi uzmanı öldürmüştü.

 

Kısa bir mesafe uzakta bulunan Lu Piao hızlıca "Gu Bei, dikkat et!" diye bağırdı.

 

Gu Heng soğuk bir şekilde gülümsüyordu. Gu Bei gözlerinin önünden mi kaçacaktı? Peh! Gu Bei kendisiyle aynı seviyede bile değildi!

 

Avuç içi saldırısı Gu Bei'ye yöneldi ve Gu Bei'nin etrafını gümüş renkli şimşekler sardı.

 

Kendisine doğru gelen şimşekleri görünce Gu Bei bedeninin parçalanacağını hissetti.

 

Gu Heng tarafından mı öldürülecekti? Bunun olmasını hiç istemiyordu!

 

Gu Heng tarafından öldürüleceğini hissettiği zaman Gu Bei'nin zihninde Nie Li'nin yazmış olduğu 'kılıç' kelimesi belirdi.

 

Gu Bei kılıç konusunda tartışmasız bir süper dahiydi. Nie Li'nin yazmış olduğu 'kılıç' ona çok fazla kavrayış sağlamıştı.

 

Tam bu sırada Gu Bei çok farklı bir duruma girmişti.

 

Büyük bir nehir gibi Cennet Enerjisi Gu Bei'nin bedenine akıyordu. Cennet ve Dünya arasındaki sonsuz yıldızlar onun görüşünde belirdi. Bu parlak manzaranın tam ortasında antik bir kılıç duruyordu. Birkaç metre uzunluğunda üç inç genişliğindeydi.

 

Demek bu 'kılıç'ın içindeki sonsuz niyetti.

 

Gu Bei sağ eline odaklandı. Bu antik kılıcın kendi zekası var gibiydi. Gu Heng'in avuç içi saldırısına doğru ilerlemeye başladı.

 

Booom!!

 

Büyük bir patlamayla birlikte antik kılıç Gu Heng'in avuç içi saldırısının içinden geçti ve Gu Heng'e doğru ilerlemeye devam etti.

 

Gu Heng kendisine doğru gelen antik kılıcın her şeyi kesebilecek bir kılıç olduğunu hissetmişti. Antik kılıç tam Gu Heng'e çarpacakken Gu Heng saldırıdan kaçmayı bir şekilde başarmıştı.

 

Wossh!!

 

Bu antik kılıç Gu Heng'in yanağını çizip geçti. Gu Heng'in yanağından kanlar dökülmeye başladı.

 

Antik kılıç Gu Heng'in yüzünü çizdikten sonra ortadan kayboldu.

 

Gu Bei ağız dolusu kan tükürdü. Bu kılıcı şekillendirmek onun tüm Cennet Enerjisini tüketmesine sebep olmuştu. Kılıç niyetine karşı kavrayışı hala çok iyi değildi aksi taktirde Gu Heng bu saldırıyla çoktan ölmüş olurdu.

 

Cennet Enerjisini tüketmiş olmasına rağmen Gu Bei'nin yüzündeki heyecanlı ifadede hiç değişme olmamıştı.

 

Bu onun Kutsal Kılıç Niyetini hissetmeyi başardığı ilk seferdi.

 

Eğer burada ölürse sadece gelişim seviyesi bir seviye düşecekti. Ama az önce hissetmeyi başardığı Kutsal Kılıç Niyeti asla kaybolmayacaktı. Geleceği sınırsızdı bu niyetin.

 

"Hahaha Gu Heng, bunun olacağını hiç düşünmüyordun değil mi? Sen beni bastırmak istedin fakat karşılığında ben Kutsal Kılıç Niyetini kavradım. Ben bu niyete sahip olduğum sürece gelişim seviyem Göksel Kader Aleminde kalsa bile bir gün seni geçmeyi başaracağım. Sen hala beni bastırabileceğini düşünüyor musun?" dedi Gu Bei gururlu bir şekilde. Bugün burada ölse bile gram üzülmeyecekti.

 

Gu Heng sonunda güçlü kılıç niyetinin şokunu üstünden atmayı başarmıştı. Fakat kalbinde biraz da olsa korku kalmıştı. Eğer bir saniye daha geç tepki verseydi Gu Bei'nin kılıç niyeti kendisini öldürmüş olurdu. Gu Heng, Gu Bei gibi bir karıncanın kendisini öldürmeyi başarabileceğini hiç düşünmemişti.

 

Gu Bei nasıl Kutsal Kılıç Niyetini kavrayabilmişti? Neden bu niyeti kavrayan Gu Bei olmuştu ki?

 

Bu niyeti sadece efsanelerde duymuştu!

 

Eğer Gu Bei bu kılıç niyetine çalışmaya devam ederse bir gün kendisinden çok daha güçlü uzmanları yenmeyi başarabilirdi.

 

Kutsal Kılıç Niyeti sıradan birisinin kavrayabileceği bir şey değildi. Sadece Yollara karşı süper yeteneği olan dahiler bu niyeti kavrayabilirdi.

 

Eğer Gu Klanı’nın kıdemlileri Gu Bei'nin Kutsal Kılıç Niyetini kavradığını öğrenirlerse Gu Heng daha fazla Gu Klanı’na tutunamazdı.

 

"Kutsal Kılıç Niyeti de nedir? Şaka yapmayı bırak! Hahaha! Saçmalıyorsun!!" dedi Gu Heng. Gu Bei'nin böyle bir niyetini kavrayabileceğine asla inanmak istemiyordu. "Benimle kapışmak için hala çok çalışman lazım."

 

Boom!! Boom!! Boom!!

 

Şeytan Birliğinin üyeleri ardı ardına acımasızca öldürülüyordu.

 

Geride sadece iki yüze yakın adam sağ kalmıştı. Geri kalanlarda daha fazla dayanamayacaklardı zaten.

 

"Ne kadar Cennet Enerjin kaldı acaba?" dedi Gu Heng ve bir avuç içi saldırısı daha gönderdi Gu Bei'ye.

 

"Öl!!!"

 

Gu Heng bu saldırıda bulunurken temkinli davranmıştı. Gu Bei az önce onu öldürmeyi başarıyordu. Bunun olmasına bir daha izin veremezdi.

 

Gu Bei avuç içi saldırısının kendisine yaklaşmasını izlerken gülümsüyordu.  Bu saldırıdan kaçamayacağını biliyordu.

 

Bir anda başka bir enerji dalgası Gu Heng'in avuç içi saldırısını parçaladı.

 

Gu Heng saldırının geldiği tarafa bakınca beyaz cüppeli genci gördü.

 

"Sen!!!" diye bağırdı Gu Heng!

 

Bu genç Li Xingyun'du.

 

Li Xingyun gökyüzünde süzülürken beyaz elbisesi rüzgarda uçuşuyordu. Li Xingyun'dan çok güçlü bir enerji yayılıyordu. Bir anda Li Xingyun'un yanında iki üç bin civarı adam belirdi.

 

Tüm Cennet Yolu Birliği buradaydı!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr