Çeviri: AllenWalker | Düzen: Sajapyu

Bölüm 357: Büyük Beşli

Kutsal Alevsizin bu sözleri alanda bulunan öğrencilerin beklentilerinin çok ötesindeydi. Hiç kimse Kutsal Alevsizin Nie Li'ye Şeytan Tanrısının Tarikatının bir casusu olduğunu söylemesini beklemiyordu.

Kutsal Alevsiz doğruyu mu söylüyordu yoksa kafasından mı uydurmuştu?

Doğu Bölgesinin öğrencileri olayları pür dikkat izliyordu. Öğrencilerin çoğunluğu Kutsal Alevsizin söylediklerine inanmamıştı. Kutsal Alevsiz kanıt göstermediği taktirde bu suçlama pek bir önem teşkil etmeyecekti. Burada bulunan öğrencilerin hepsi Nie Li ile Kutsal Alevsizin arasının iyi olmadığını fark etmişlerdi.

Huang Yu ve Nanmen Tianhai bu durum karşısında kaşlarını çatmışlardı. Kutsal Alevsizin ne tür bir kişiliğe sahip olduklarını az çok anlamışlardı. Nie Li'ye karşı kurduğu komplo başarısız olunca Kutsal Alevsiz ne yapacağını şaşırmıştı.

Bu sırada Li Xingyun Kutsal Alevsizi işaret etti ve "Aslında asıl casus olan kişi Kutsal Alevsizin ta kendisidir. Nie Li'nin potansiyelini fark ettiği için ona bu tür bir suçlamada bulunup Şeytan Tanrısının Tarikatının işlerini kolaylaştırmak için Nie Li'yi öldürmeye çalışıyor!" dedi.

"Li Xingyun söylediklerine bende katılıyorum!" dedi Lu Piao.

"Ben de katılıyorum." dedi Gu Bei.

"Ben de!!" dedi Long Yuyin ve Xiao Yu.

Bunları duyduktan sonra Kutsal Alevsiz sinirlenmişti. Li Xingyun ve diğerlerini işaret etti ve "Siz bana iftira atıyorsunuz! Hangi kanıtlara göre beni suçluyorsunuz?" dedi.

Kutsal Alevsizin söylediklerini duyduktan sonra Li Xingyun üç kere kahkaha attı ve "Peki o zaman sen hangi kanıtlara dayanarak Nie Li'yi casus olarak suçluyorsun? Ben, Li Xingyun, tüm onurumla garanti ederim ki Nie Li casus değildir!" dedi.

"Ben de!" dedi Gu Bei.

"Ben de!" dedi Long Yuyin.

"Siz..." Kutsal Alevsiz sinirden köpürmek üzereydi. Nie Li'nin yanında duran bu kadar insanın olmasını beklemiyordu. Üstüne bir de Li Xingyun, Gu Bei ve Long Yuyin öyle sıradan insanlar değillerdi. Eğer Nie Li’yi bir casuslukla suçlamak aynı zamanda büyük ailelerden gelen Li Xingyun, Gu Bei ve Long Yuyin'i casuslukla suçlamak oluyordu.

Kutsal Alevsiz ciddi bir ses tonuyla "Siz üçünüz Nie Li tarafından kandırılıyorsunuz! Sizce de Minik Dünyadan gelen herhangi bir arkası olmayan onun gibi birisi sizin gibi büyük ailelerin haleflerini kendi adına konuşmasını sağlaması şüpheli değil mi?" dedi.

Nie Li eliyle Kutsal Alevsizi işaret etti ve "Peki o zaman Kutsal Alevisizin beni casuslukla suçlamasını sağlayan kanıt nedir? Son yüzyıllarda Şeytan Tanrısının Tarikatının herhangi bir casusu acaba İlahi Tüyler Tarikatına sızmayı başarabilmiş mi? Gökyüzü Bulutu bile bana inanıp beni öğrencisi olarak kabul etti. Ama Kutsal Alevsiz sen Gökyüzü Bulutunun öğrencisi olan ve aynı zamanda senin küçük öğrenci kardeşin olan beni casuslukla suçluyorsun! Merak ediyorum da tüm bunların arkasında ne yatıyor? Kendine iltimas geçilmesi için mi bu kadar uğraşıyorsun?" dedi.

Nie Li'nin söylediklerinden sonra neye inanacağını bilmeyen bir kaç öğrenci Nie Li'ye inanmayı seçmişlerdi. Kutsal Alevsiz büyük ihtimalle Gökyüzü Bulutunun tek iyi öğrencisi olmak için bunları yapıyordu.

"Senden çekindiğimi mi düşünüyorsun? Hahaha!" diye kahkaha attı Kutsal Alevsiz ve devam etti "Arenaya çıkmayıp kaçacak kadar korkak olan bir kişiyi mi kendime tehdit göreceğim?" dedi.

"Sen sözlerine kanmayacağım! Tekrar söylüyorum. Eğer sen Dövüş Atası Alemindeki bir uzmana meydan okursan bende bu elemana meydan okuyacam!" dedi Nie Li sakin bir şekilde Guo Huai'yi göstererek. Nie Li, Guo Huai karşısında kazanma şansının ne kadar yüksek olduğunu tam olarak bilmese de bu şansın sıfır olmadığından emindi. Nie Li bir önceki karşılaşmada Jiao Ejderhasının tüm gücünü açığa çıkarmamıştı.

Fakat yine de Nie Li hayatını tehlikeye atmasına gerek olmadığına karar vermişti.

Kutsal Alevsiz Ejderha Yolu Alemindeydi. Nie Li ile bu kadar utanmazca bir yöntemle başa çıkmaya çalışmasını düşünmek... Nie Li'nin gelecekte çok daha fazla dikkatli olması gerekiyordu. Kutsal Alevsize kendisini öldürtecek bir şans vermemesi gerekiyordu.

Şu anda beş büyük uzman Dövüş Arenasında olan biteni fark etmişti.

Bu büyük beşli kendi aralarında konuşmaya başlamışlardı.

"Gökyüzü Bulutu, Nie Li senin mi öğrencin?"

"Evet." dedi Gökyüzü Bulutu.

"Gökyüzü Bulutu kesinlikle hızlı hareket etmişsin. Böyle bir yetenek yüzyılda bir gelecek kadar nadir!" dedi başka birisi.

"Tarikat Efendisinin ilgisini mi çekmeyi başardı acaba bu çocuk? Sen torununa önem versen daha iyi olmaz mı?" dedi başka birisi.

"Situ Beiyanın yeteneği kötü değil ama o Dövüş Atası Alemi duvarını zar zor geçebilir. O Sahip olduğu yeteneklerle en fazla bir bölgeye hükmedebilir. Onun İlahi Tüyler Tarikatının Efendisi olması çok zor."

"Tarikat Efendisinin Nie Li'ye karşı bu kadar umutlanmasını beklemiyordum. Neden Nie Li'ye siz rehberlik etmiyorsunuz?" dedi Gökyüzü Bulutu.

"Bir beyefendi asla başkasının öğrencisi çalmaz. Olağanüstü yeteneğe sahip ve kendi başının çaresine bakabilecek bir genç bulursak ona kesinlikle iyi davranmamız gerekiyor. Bizim kesinlikle Nie Li'yi gözlememiz lazım!" dedi birisi sakin bir ses tonuyla ve devam etti "Yüz yıl içinde İlahi Tüyler Tarikatının yönetimini genç nesle devredeceğiz. Bundan dolayı seçimimizde çok dikkatli davranmamız gerekiyor."

"Görünüşe göre Kutsal Alevsiz ile Nie Li arasında bir sıkıntı var. Gökyüzü Bulutu buna karışmayacak mısın?" dedi neşeli bir ses.

"Genç nesiller arasında geçen anlamsız bir tartışma bu. Karışmayı düşünmüyorum." dedi Gökyüzü Bulutu.

Bu üç sesin yanı sıra Nie Li'ye gözetleyen iki kişi daha vardı. On beş on altı yaşlarında bir gencin Tanrı Seviye gelişim kapasitesine sahip Ejderha Kan Soylu bir şeytan ruhuyla birleşip Dört Kader gücündeyken Altı Kader gücünde bir rakibi yenmesi oldukça nadir gerçekleşirdi.

Bu sırada Nie Li alandan gitmek üzereydi ki...

"Nie Li!"

Nie Li bu sesi duyduğu zaman kalbi hoplamıştı. "Başpapaz Gökyüzü Bulutu!"

"Guo Huai ile savaş. Elinden gelenin en iyisini yap. Geri çekilmene gerek yok. Senin Kader Ruhunu ben koruyacağım. Burada bulunan birkaç Lord senin gücünü ve potansiyelini görmek istiyor."

"Tamam." dedi Nie Li şoke olmuş bir biçimde. Gökyüzü Bulutu’nun bahsettiği Lordlar Büyük Beşlinin geri kalanları olmalıydı. Gökyüzü Bulutu Kader Ruhunu koruyacağını söylediği anda Nie Li'nin gözleri parlamaya başladı. Madem Büyük Beşli beni izlemek istiyor o halde onlara güzel bir şov sunalım!

Sonuçta Tarikat Efendisi olmak için Büyük Beşlinin onayını alması lazımdı.

Nie Li büyük beşlinin diğer üyelerinin kim olduğunu bilmese de onlardan birinin daha onayını almak kendisine gelecekte baya bir yardımcı olurdu.

Alanda bulunan öğrenciler, öğretmenler, Kutsal Alevsiz iki kıdemli öğretmen bu olanlardan bi haberlerdi. Büyük beşlinin burayı izlediğini bilmiyorlardı.

Kutsal Alevsiz Nie Li'nin ayrılışını izlerken pişmanlık duyuyordu. Fakat bir anda Nie Li geri dönmüştü.

Nie Li, Kutsal Alevsize baktı ve "İkinci karşılaşmaya çıkmaya karar verdim. Herhangi bir Eser giymeyeceğim." dedi.

Nie Li'nin sözlerini duyan alandaki herkes şok geçirmişti. Afallamış bir şekilde etrafa bakmaya başladılar. Nie Li'nin beynine bir şey olmuş olmalı! Daha birkaç saniye önce bu karşılaşmadan geri çekilmişti. Neden şimdi arenaya çıkmak istiyor ki?

Dört Kader gücündeki birisi Dokuz Kader gücündeki bir başkasıyla kapışacaktı!

Üstüne bir de Dokuz Kader gücündeki kesinlikle rakibini öldürmeye çalışacaktı!

Nie Li yaşamaktan vaz mı geçti? Açıkça kendi ölümüne doğru yürüyor! yürümeyi bırak koşuyor!!

Allen: Bilmem kaç bin yaşında adam bırakında yaşamaktan vazgeçsin. :(

Sajapyu: Hmm...