Bölüm 214: Tuhaf Dönüşüm

avatar
9834 5

Tales of Demons & Gods - Bölüm 214: Tuhaf Dönüşüm


Çeviri: AllenWalker Düzenleme: RubyCrow

 

Sadece güçlerini hızlı bir şekilde arttırarak, Şanlı Şehir’in bir sonraki sıkıntısında kendi güçlerini de yardım etmek amaçlı kullanabilirlerdi.

Şu anda gelişimlerinin çok önemli noktasındaydılar. Eğer olayın tam ortasında dursalardı, şu ana kadar ki elde ettikleri dramatik bir şekilde düşüşe geçecekti.

Nie Li pratiğe devam ettikçe daha fazla ruh gücü ve yasaların gücünü özümsüyordu. Yıldırım Tanrısının Meteor Kılıcı önünde çok parlak ışıklar yayarak sessizce süzülüyordu. Görünüşe göre kılıçta çevredeki enerjiyi özümsüyordu.

Yıldırım Tanrısının Meteor Kılıcı yasaların gücünü ve ruh gücünü emerken sanki enerjiyi sürekli emen bir girdap gibi duruyordu.

Nie Li aniden çevredeki ruh gücü ve yasaların gücünün çok daha zenginleştiğini hissetti ve anında Uzun Dişli Pandayı daha fazla ruh gücü özümsemesi için kullandı.

Yıldırım Tanrısının Meteor Kılıcından etrafa yıldırımlar salmaya başladı ve görünüşe göre bu yıldırımların içinde bir şeyler vardı. Nie Li'nin aklına birden bir fikir geldi ve odak noktasını kılıca yönlendirerek onun içini taradı. Bilinci garip bir enerjinin içine çekildi ve çok derin bir duruma giriş yaptı.

O sıralarda Wugui Ailesine mensup olan Efsane Seviye uzmanlar On Bin Şeytan Canavarı Düzeni'nin içinde hapsolmuşlardı ve düzenden dışarı kaçmayı başaramıyorlardı. Onların safında bulunan sıradan uzmanlar Ye Mo tarafından tek tek katlediliyordu. Sıradan Uzmanların içinde ki Efsane Seviye uzman tıpkı koyun sürüsünün içine girmiş vahşi bir kaplana benzetilebilinirdi. Elinin bir salınımıyla beş veya altı Kara Altın Seviye uzmanlar bedenleri buzlar tarafından sarılmış bir şekilde yere çakılıyordu, bu uzmanların yanında Gümüş ve Altın Seviye uzmanların halini söylemeye bile gerek yoktu.

Kendi adamlarının durmadan öldürülmesini izleyen Efsane Seviye uzmanların gözleri sinirden kıpkırmızı bir hale bürünmüştü.

Wugui Ailesinin Efsane Seviye uzmanlarının arasında ki bir uzman soğuk bir ses tonuyla "Wu Yue, İlahi Kan Yasaklanmış Tekniğini kullan." dedi.

Wu Yue bir anlığına tereddüt etti. İlahi Kan Yasaklanmış Tekniğini kullanarak Düzenin içinde ki uzmanları dışarı çıkartmayı başarabilirdi fakat bunun sonucunda kendi gelişimi büyük hasar alacaktı.

"Eğer şu anda kullanmazsan, daha sonra kullanmak için çok geç olabilir!" dedi başka bir Efsane Seviye uzman.

Wu Yue kullanmak için hala tereddüt ederken, düzenin merkezinde bulunan Ye Zong'un gözlerinde soğuk parıltılar oluştu ve iki eliyle çok hızlı bir şekilde bazı işaretler çizdi. Bir anda On Bin Şeytan Canavarı Düzeni bazı sert değişimler geçirdi. Düzenin içinde bulunan On Bin Şeytan Ruhlarının enerjileri bir araya toplanmaya başladı ve yukarıdan aşağıya doğru sanki bir dağ düşüyormuş gibi bir görüntü oluştu.

Bu görkemli güç uzmanların üstüne doğru düşerken, Efsane Seviye uzmanlardan bir tanesi kendi gücünü kullanarak bu dağa karşı direnmek istedi ve dağa karşı bir yumruk savurdu.

Boom!!!

Benzersiz bir güç Efsane Seviye Uzmana çarptı ve onu ezmeye başladı.

"Bu nasıl olabilir? Ahhh!!....." Efsane Seviye uzman acı dolu bir çığlık attı fakat çığlığı yarıda kesilerek bedeni patladı.

Bang!!! Bang!! Bang!!

Anında iki tane Efsane Seviye Uzman daha ölmüştü.

On Bin Şeytan Canavarı Düzeni’nin gücü çok fazlaydı Efsane Seviye uzmanları bile zorlanmadan öldürmeyi başarabiliyordu.

Toplamda on bir tane Efsane Seviye uzman On Bin Şeytan Canavarı Düzeni’nin içine korkusuzca girmişti ve şu anda aralarından üç tanesi ölmüştü.

Bu sahneyi gören Wu Yue'nin gözleri daha da kızarmıştı. O, eğer şu anda İlahi Kan Yasaklanmış Tekniğini kullanmazsa hepsini bu düzenin içinde öleceğini anlamıştı.

Roooaaar!!!

"Beni takip edin!" Wu Yue ışıklar içinde parlakken öfkeli bir şekilde bağırdı ve On Bin Şeytan Canavarı Düzeni’nin dışına doğru ilerlemeye başladı.

Geri kalan yedi Efsane Seviye uzmanda onu takip etti.

Bang! Bang! Bang!

On Bin Şeytan Canavarı Düzeni’nin içinde bulunan Kara Altın Seviye Şeytan Ruhları Wu Yue'nin etrafını saran kanlı sise dokundukları anda patlamaya başladılar.

Wu Yue çıldırmış bir şekilde hiç durmaya niyeti yokmuş gibi ileri doğru yürümeye başladı.

Bu sahneyi gören Ye Zong kaşlarını çatarak eliyle bir kaç mühür çizdi.

Düzenin içinde büyük el şeklinde bir imge havada ortaya çıktı ve direk olarak Wu Yue'nin üstüne doğru uçtu.

Kendisine doğru gelen eli görmesine rağmen Wu Yue eli savuşturmayı denemedi ve kılıcını çekerek kendisine doğru gelen ele doğru savurdu.

Booom!!!

Wu Yue'nin kılıcı anında parçalandı, yine de büyük elin ortasında büyük bir delik açmayı başarmıştı, On Bin Şeytan Canavarı Düzeninden dışarı çıktı.

''Onun bu düzenden dışarı çıkabileceğini hiç düşünmemiştim." diye düşündü Ye Zong içinden üzgün bir şekilde. Ye Zong On Bin Şeytan Canavarı Düzenini hala tam kapasitede kullanamıyordu, bundan dolayı Wu Yue kaçmayı başarabilmişti. Dahası Wu Yue'nin yasaklanmış tekniği çok güçlüydü, bir anda Yarı Tanrı Seviyeye geçiş yapabilmişti, bundan dolayı On Bin Şeytan Canavarı Düzeni onu engellemeyi başaramamıştı.

Fakat, düzenden dışarı çıktığı anda Wu Yue ağız dolusu kan tükürdü ve bedeni tekrar orijinal haline dönmüştü. Dışarı çıkmak için Wugui Ailesine ait yasaklanmış tekniği kullanmıştı, bundan dolayı gelişim konusunda geri kalan hayatı boyunca acı çekecekti. Üstüne bir de düzenin içinde ki savaşta hasar alıp yaralanmıştı, büyük ihtimalle bu yaralardan üç sene boyunca kurtulamayacaktı.

Yedi Efsane Seviyeden birisi daha düzenden dışarı çıktı ve Wu Yue'yi desteklemeye başladı.

Yedi kişilik Efsane Seviye uzmanların lideri olduğu yerde durdu. Kafasını geri çevirdi ve düzenin merkezinde duran Ye Zong'a bakmaya başladı. Daha sonra ezici bir şekilde bağırarak "Bugün, Wugui Ailesi olarak biz Şanlı Şehir tarafından tuzağa düştük, bu meselenin peşini kesinlikle bırakmayacağız ve bize yaşattıklarınızı size on katıyla yaşatacağız. Bu s*ktiğimin düzeni şimdilik sizleri korumayı başardı, fakat bir sonraki sefer koruyamayacak. Bir sonraki gelişimizde öldürdüğünüz her bir kardeşimiz için her birinizi tek tek öldüreceğim!" dedi.

Ye Zong soğuk ifadelerle gökyüzünde duran Wugui Ailesinin uzmanlarına bakarak "Bu sefer size küçük bir ders verdik. Eğer bir kere daha gelmeye cesaret ederseniz, buraya gelen her kişinin ölümünden bizzat kendim emin olacağım. Eğer Şanlı Şehri istila etmek isteyen olursa, buyurun gelin o kapasiteye sahip misiniz değil misiniz göreceğiz!"

Wugui Ailesinin Efsane Seviye uzmanları yaralıların arkasında onları koruyarak geri çekilmeye başladılar.

Asla yaralı bir kaplanı kovalama! Sonuçta hala yedi tane Efsane Seviye uzman onlara eşlik ediyordu. Ye Mo, Ye Zong ve geri kalan bütün muhafızlar arkalarından kovalasalar bile onlara karşı pek bir şey yapamazlardı.

Wugui Ailesinin ordusu bir dalga gibi geri çekildiler. Bu ilk savaş çok uzun sürmemiş olsa da Wugui Ailesinin kaybı bir hayli fazlaydı. Fakat tüm bunların yanında Şanlı Şehrin kozlarından bir kaç tanesi de açığa çıkmıştı. On Bin Şeytan Canavarı Düzeni bir daha ki sefere pek etkili olmayabilirdi.

Wugui Ailesinin geri çekilmesini izlemesine rağmen Ye Zong'un kalbi daha da gerilmişti. Bu sefer Wugui Ailesi sadece Şanlı Şehrin nasıl bir yer olduğunu öğrenmek için gelmişlerdi. Onlar bu kadar Efsane Seviye uzmanın Şanlı Şehri almak için yeterli olacağını düşünmüşlerdi. Fakat onların On Bin Şeytan Canavarı Düzenine karşı kullanabilecekleri hiç bir metotları olmadıkları için bu kadar fazla kayıp yaşamışlardı. Wugui Ailesinin ikinci ordusu bu kadar güçsüz olmayabilirdi.

Fakat yine de iyi haber ilk ordu geri çekilmeye zorlanmıştı. Wugui Ailesi’nin göndereceği ikinci ordu iki ay içinde burada olamazdı. Bu sürede Şanlı Şehrin hazırlık yapması için yeterli bir zaman olarak görülebilirdi.

Ye Mo'nun Cehennem Bölgesinde yaptığı bir kaç araştırma sonucu Şanlı Şehrin var olduğunu bilen iki aile vardı. Bunlar Kara Lonca ve Wugui Ailesiydi. Bu iki ailede Şanlı Şehri kendi ceplerinde gördükleri için Şanlı Şehrin varlığını başka hiç bir aileyle paylaşmamışlardı. Bundan dolayı Şanlı Şehir açığa çıkmamıştı.

Eğer Şanlı Şehrin varlığı Cehennem Bölgesinde ki on beş şehirde açığa çıkacak olursa Şanlı Şehir çok büyük felaketlerle karşılaşabilirdi.

Şu anda Wugui Ailesiyle ilgilenmek zorundaydılar. Gelecekteki meseleler gelecekte halledilirdi.

Nie Li'nin bilinci Yıldırım Tanrısının Meteor Kılıcın içine girdi ve bazı derin bilgiler kavramaya başladı. Yıldırımların sonsuz boşluğu doldurduklarını gördükten sonra, yıldırımların içinde bazı gizemli şeylerin gizlendiğini fark etti. Onun bilinci yıldırımların da içine girmeye çalıştı. Aniden büyük bir patlama sesi yankılandı ve bir yıldırım Nie Li'nin bilincinin üstüne çaktı.

Yıldırım tarafından vurulan Nie Li sanki bedeni patlamak üzereymiş gibi bir acı hissetmeye başladı.

Bu tür bir acı ruhunun derinliklerine bile işlemiş gibiydi.

Nie Li bilincini geri çekmeye çalıştı fakat bilincinin etrafı yıldırımlar tarafından sarılmıştı.

Booom!!! boooom!!! boooom!!

Acımasız yıldırımlar Nie Li'nin bilincine sürekli olarak düşmeye devam ediyordu, sanki onun ruhunu parçalamaya çalışıyorlardı.

Tssssssssss!!!!

Acıdan dolayı Nie Li derin bir iç çekti. Nie Li bilincini tamamıyla geri çekmeye çalıştı fakat bu etkili güç onun bilincinin üstünde tam anlamıyla hâkimiyet kurmuş gibiydi.

Yıldırım Tanrısının Meteor Kılıcı görünüşe göre bu dünyada yapılmış bir kılıç değildi.

Yıldırımlar tarafından çarpıldığı zaman, yıldırımların bilincinin içinden geçerek ruh bölgesine girdiğini hissetti. Normalde bu yıldırımlar ruh bölgesini yok etmek için harekete geçmişlerdi ama aniden ruh bölgesinde ki gizemli asma harekete geçti. Ruh bölgesinde ki yıldırımlar bir anda ortadan kayboldu.

Her ne kadar bu acıya zar zor dayanabilse de, bu mucizevi değişimi hissetmişti. Yıldırımları ruh bölgesinde ki asmanın içine doğru çekmeye çalıştı.

Aynı anda Ye Ziyun, Ziao Ning'er ve diğerleri ruh bölgelerine girmeye çalışan tuhaf enerjiyi hissetmişlerdi. Onlar zar zor bu yıldırımlardan dolayı açığa çıkan enerjileri görmeyi başarabilmişlerdi. Görünüşe göre bu yıldırımlar onların ruh bölgesini yok etmeye çalışıyorlardı.

Bu Yıldırım Tanrısının Meteor Kılıcından dışarı çıkan enerjiydi. Her ne kadar bu enerji kılıcın sahip olduğu enerjinin küçük bir parçası olsa da Ye Ziyun ve diğerlerine etki etmek için yeterli bir enerjiydi.

Ruh güçlerini anında yoğunlaştırıp, şeytan ruhlarıyla birleştiler ve bu enerjiye karşı çıkmaya çalıştılar.

Yazıt Desen Düzeni çok hızlı bir şekilde dönmeye başladı ve etrafa göz alıcı bir ışık yaydı. Yazıt Desen Düzeni bazı değişikliler geçirdi ve düzenin etrafında garip çizgiler ortaya çıktı.

Havada süzülen Tanrıça Yu Yan bile bu durumu gördüğü zaman afallamıştı. O asla bir yazıt desenin kendi kendine değişim geçirebileceğini düşünmemişti hatta daha da derin bir düzene dönüşmüştü. Üstüne Yıldırım Tanrısının Meteor Kılıcının yaydığı enerji bile onun korkmasına sebep olmuştu.

Bu enerjinin saflığı Yasaların Gücünün bile ötesindeydi.

Bu büyük özel kılıcı gören Yu Yan aniden bir şeyler hatırladı ve şok oldu. "Bu kılıcın Yıldırım Tanrısının Meteor Kılıcı değil mi? Yıldırımın Ruhani Tanrısı bile bu kılıcı tam anlamıyla kontrol edebilmeyi başaramamıştı. Yıldırımın Ruhani Tanrısının İlahı Kıvılcımları dağıldıktan sonra bu kılıcı hiç bir yerde bulamamışlardı. Ben bu kılıcın asla Nie Li'nin elinde olduğunu düşünmezdim!"

Bu gizemli Yıldırım Tanrısının Meteor Kılıcı, Yıldırımın Ruhani Tanrısı tarafından bile tam anlamıyla kontrol edilememiş bir kılıçtı. Onun söylediklerine göre bu kılıç bir meteor kullanılarak dövülmüştü ve bu dünyaya ait bir kılıç değildi.

Yeni oluşan Yazıt Desen Düzeninin Nie Li ve diğerlerinin etrafını sardığını gören Yu Yan'ın kalbinde ki şüpheler daha da artmıştı. Yu Yan, Nie Li ve diğerlerini Düzenin dışına çıkarıp çıkarmayacağını bilemiyordu. Bu yazıt desen düzeninin Nie Li'ye kazancı ne olabilirdi?

Tüm yazıt desen düzeni gökyüzüne doğru ulaşabilen bir ışık parıltısı yaydı, sanki muazzam kutsal bir sütun gibiydi.

Nie Li kaşlarını çattı ve ruh bölgesinde ki yıldırımların bir örümcek ağı gibi ruh bölgesinin içinde yayıldığını hissetti. Nie Li yıldırımların yayıldığı yeri bulmaya çalışırken ruh bölgesinde bir kişinin görüntüsünün yavaş yavaş ortaya çıktığını fark etti. Bu görüntü Ye Ziyun'a aitti ve sessizce olduğu yerde oturuyordu etrafı yıldırımlar tarafından sarılmış gibiydi.

Aniden oluşan bu sahne Nie Li'nin bir süreliğine şaşırmasına sebep olmuştu. Ye Ziyun neden sınırına ulaştığı anda ruh bölgesinde ortaya çıkmıştı?

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr