Bölüm 233: Antik Mezar.

avatar
9018 5

Tales of Demons & Gods - Bölüm 233: Antik Mezar.


Bölüm Başlığı: Antik Mezar.

 

Xiao Yu uzaysal yüzüğünden yarı transparan bir kıyafet çıkarttı ve "Bunu kulan." dedi.

Bu kıyafet parçası yaklaşık iki metre kareydi ve üstünde çeşitli işlemeler vardı.

"Bu 'İz Kaybedici' yazıt deseni." dedi Nie Li gözleri yazıt desenlerin üstünde geziyordu ve gözleri şaşkınlıktan dolayı açılmıştı.

Xiao Yu büyülenmiş gibi Nie Li'ye baktı. O, Nie Li'nin asla bu yazıt deseni tanıyabileceğini düşünmemişti. Nie Li'nin yazıt desenler üstündeki bilgisi gerçekten de büyüleyiciydi.

"Üstümüze bu bez parçasını örteceğiz ve yazıt desenini aktif hale getireceğim. Bu bizi görünmez yapacak." dedi Xiao Yu.

"Tamam." dedi Nie Li kafasını onaylama anlamında sallayarak. Xiao Yu'nun bu yöntemi ikisini iskelete fark ettirmeden mezarın girişine götürmeye başarabilirdi. İz Kaybedici yazıt deseninin gücü gerçekten de fazlaydı.

Nie Li'nin Gölge İblisi de kullanıcısını görünmez yapmayı başarabilen oldukça nadir şeytan ruhlarından bir tanesiydi. Herhangi bir kıyafete gerek duymadan Nie Li mezarın içine rahatlıkla girebilirdi. Fakat Nie Li, Xiao Yu'nun dost mu düşman mı olduğunu bilmediği için Gölge İblisinin gücünü onun önünde göstermek istemiyordu.

"Daha fazla beklemeye gerek yok. Gidelim." dedi Xiao Yu. Sağ eliyle ufak bir hareket yaptı ve kıyafeti üstlerine attıktan sonra yazıt deseni aktifleştirdi.

İkisinin görüntüleri bir anda ortadan kayboldu.

Yarı Tanrı Seviyeli uzmanlar hala iskeletle savaşıyorlardı. İskeletin sahip olduğu güç basitçe çok fazlaydı ve uzmanların mezara yaklaşmalarını engellemeye yetiyordu. Fakat uzmanlar ve iskelet şiddetli bir şekilde savaşmaya devam ederlerken Nie Li ve Xiao Yu yavaşça mezarın girişine doğru ilerliyorlardı.

Nie Li, Xiao Yu'nun hemen arkasındaydı.

Hoş bir parfüm kokusu havayı kaplamıştı. Nie Li parfümü koklayınca yüzünde garip bir ifade oluştu. Bir erkek böyle bir parfüm sıkıyor ha, bu Xiao Yu gerçekten de hanım evladı.

Allen:Hanım evladı, bir kadınımsı olarak düşünün.

Nie Li iki elini Xiao Yu'nun beline koydu.

"Sen ellerini nereye koyduğunu sanıyorsun?" dedi Xiao Yu sesi öfkeli bir tonda çıkmıştı.

"Bu kıyafet çok dar, ikimizin rahat bir şekilde hareket edebileceği geniş bir alan yok burada. Ben sadece sana biraz daha yaklaştım. Ellerimi koyduğum yerin nesi var? İkimizde erkeğiz." dedi Nie Li kızgın bir ses tonuyla. Xiao Yu gerçekten de baş belası bir insandı.

"Çek ellerini oradan!" diye yükseldi Xiao Yu. Sesi çok öfkeli bir tonda çıkmıştı.

Tsk! Nie Li dudaklarını büktü. Xiao Yu kendisini çok yüksekte görüyordu. Sadece ufak bir fiziksel temasta bulunmuştu, fakat Xiao Yu kuyruğuna basılmış bir kedi gibi tepki vermişti.

Nie Li kasvetli bir hale büründü fakat yine de ellerini geri çekti. İkili yavaş yavaş mezarın girişine doğru ilerlediler ve önlerine bir taş kapı çıktı. Taş kapının taş plaklarının üstünde çeşitli yazıt desenler oyulmuştu ve bu iki plakayı birbirlerine sıkıca kenetlenmiş gibi gösteriyordu. Ayrıca kapıda anahtar deliği olarak gözüken iki tane oyuk yer alıyordu.

"Bu kapıyı anahtarımız olmadan nasıl açmayı planlıyorsun?" diye sordu Nie Li kaşlarını çatmıştı.

"Bu kapıyı açmak için illa ki bir yöntemim vardır değil mi? Rahat ol!" dedi Xiao Yu. Taş kapının üstünde ki yazıt desenleri incelemeye başladı. Kapıyı nasıl açacağını düşünüyordu bir yandan da.

Yazıt desenlere baktığı anda Nie Li bu kapıyı açmak için çoktan çözüm bulmuştu. Fakat Xiao Yu kendinden çok emin bir şekilde konuştuğundan kapıyı nasıl açacağını görmek için ona izin verdi.

Nie Li, Xiao Yu'yu izlemekten sıkılınca gökyüzünde devam eden savaşı izlemeye başladı. Yarı Tanrı Seviyeli uzmanların savaşı çevreye çok fazla zarar veriyordu. Gökyüzü tamamen kararmıştı herhangi bir ışık izine rastlanamazdı, etrafta gezen Yasaların Enerjisi gökyüzünü parçalayacakmış gibi patlıyorlardı.

Nie Li devam eden savaştan etkilenmişti ve bedeninde bulunan iki yasaya odaklandı. Acaba kendisi ne zaman yasaların gücünü önünde savaşan Yarı Tanrı uzmanlar gibi kullanmayı başarabilecekti?

Her ne kadar Nie Li iki yasayı tamamen kavramayı başarsa da Üç Yıldız Kara Altın Seviye olduğundan dolayı onun gerçek gücü Yarı Tanrı seviyeye ulaşamamıştı, henüz. Bundan dolayı kullanabileceği yasaların enerjisinin miktarı çok fazla miktarda değildi.

"Hala bitirmedin mi?" diye sordu Nie Li, Xiao Yu'ya.

"Tabi ki bitirmedim. Bu kapının bu kadar kolay bir şekilde açılacağını mı düşünüyordun? Bu kapının üstüne üç yüz tane yazıt desen yerleştirilmiş ve hepsi de oldukça nadir görülen yazıt desenler. Ben bu yazıt desenleri tek tek etkisizleştiriyorum. Bu kadar yazıt desenin kolay bir şekilde etkisiz hale getirebileceğini düşünebiliyor musun cidden?"

"Tamam. Her neyse, devam et hadi!" dedi Nie Li.

Xiao Yu, taş kapanın üstünde ki yazıt desenleri incelemek için biraz eğildiğinden dolayı bel kısmı açık bir haldeydi. Nie Li istemsizce onun beline baktı. Xiao Yu'nun poposu çok eski bir değirmen taşı gibi yuvarlaktı. Bu mükemmel yuvarlaklık onu gören insanları şaşkına döndürmeye yeterde artardı.

Nie Li kendi kendini tokatladı. Aklından neler geçiyor senin? Xiao Yu bir erkek!

Her ne kadar o bir erkek olsa da Xiao Yu'nun görünüşü bir çok kadını kıskandıracak güzellikteydi. Hatta onun bedeni ve teni erkekleri bile cezbedebilirdi!

Bir süre daha geçmesine rağmen Xiao Yu hala kafasını yazıt desenlerden kaldırmamıştı. Düşüncelere dalmış gibi bir görünüşü vardı.

"Hey, hızlı ol. Eğer biraz daha gecikirsen iskelet bizi fark edebilir." dedi Nie Li.

Xiao Yu kaşlarını çattı ve üzgün bir ses tonuyla "Bana baskı yapmayı kes artık! Dikkatimi dağıtıyorsun. Ben şimdiden elli tanesini etkisiz hale getirdim!" dedi.

"Sadece elli tanesini mi etkisiz hale getirdin?" dedi Nei Li ve devam etti "İki yüz elli tane daha var, ne kadar sürede halletmeyi düşünüyorsun acaba?" dedi.

"Baskı yapmayı kes dedim. Madem bu kadar çok yakınıyorsun, neden sen devam etmiyorsun?" dedi Xiao Yu sinirli bir ses tonuyla.

"Kenara çık." dedi Nie Li, Xiao Yu'yu yan tarafa doğru itti.

Kumaşın altında ki alan çok dar olduğundan dolayı Nie Li Xiao Yu'nun göğüslerini ellerini koydu ve istemsizce sıktı. 'Hmm çok düz ve herhangi bir his yok. Bu eleman kesinlikle erkek!' diye düşündü Nie Li.

"Ne yaptığını sanıyorsun?" Xiao Yu havaya zıpladı. Yanakları boynuna kadar kıpkırmızı bir hale dönmüştü. Neredeyse kumaştan dışarı çıkacaktı.

"Dikkat et! Bizi ele vereceksin! Ne var yani biraz ittirdiysem? Erkek değil misin sen?" diye söylendi Nie Li sinirli bir şekilde.

"Sen..." Xiao Yu sinirden deliye dönmüş bir şekilde ağır ağır nefes alıyordu. Daha sonra somurtarak Nie Li'nin arkasına geçti.

"En, popon bana değiyor. Biraz daha yana kayabilir misin?" dedi Nie Li. Xiao Yu'nun poposunun kendisine değdiğini hissetmişti. Yumuşak ve rahat bir his... Tüyleri diken diken olmuştu ve Xiao Yu'nun erkek olduğunu kendisine bir kere daha hatırlattı.

"Dinime küfreden müslüman olsa!!" Burada asıl rahatsızlık verenin sen olduğu belli, boşuna çabalama!" dedi Xiao Yu.

"Alan çok dar. Bana her zaman üç metre uzakta durmam gerektiğini söylemeye devam edecek misin?" diye sordu Nie Li sinirlenmişti. Böyle küçük bir kumaş parçasının içine sıkılmış iki yetişkin erkeğin düştüğü duruma bak!

Xiao Yu bunalmıştı. Neden korkunç bir duruma dönüşen bu fikri ortaya atmıştı ki?

"Sen..." Xiao Yu tam Nie Li'ye sert bir şekilde cevap verecekti ki, Nie Li'nin yazıt desenler üstünde pür dikkat çalıştığını fark etti. Daha fazla uzatmadı ve bakışlarını gökyüzünü çevirdi. 'Peki. Görelim bakalım sen kaç dakika içerisinde açmayı başarabileceksin bu kapıyı?' diye düşündü.

Xiao Yu, Nie Li'nin yazıt desenler üzerinde ki bilgisinin bir hayli fazla olduğunu bilse de Nie Li'nin bu kapıyı açma süresinin kendisininkiyle eşit olacağına inanıyordu. 'Hmph! Sen bana yavaşsın dedin değil mi? Peki madem bu yazıt desenlerin ne kadar karmaşık olduğunu kendi gözlerinle gör de ondan sonra konuş!' diye düşündü.

Xiao Yu tam bunları düşünürken Nie Li arkasını döndü ve "Yazıt desenleri etkisiz hale getirdim. Fakat kapıyı açmak için hala anahtarımız yok. İçeri giremeyeceğiz." dedi.

"Ne?!! Yazıt desenleri kırmayı başardın mı?" Xiao Yu şok olmuştu. Nie Li'nin parmağının gösterdiği yere baktı ve yazıt desenlerin bir noktada birleştiğini gördü.

"Yazıt desenlerin hepsini bir bir kırmana gerek yok. Onları bir bir kırmaya çalışsan bile bir daire çizip başladığın noktaya geri geldiğini fark edeceksin zaten. Yanıltıcı olan yazıt desenleri ortadan kaldırırsan asıl önemli olan yazıt deseni bulabilirsin. Bu üç yüz tane yazıt desen arasında asıl görevi gören beş tane yazıt desen var, diğerleri insanları yanıltmak için koyulmuş yazıt desenlerdir. Asıl görevi gören beş yazıt deseni etkisiz hale getirdiğin zaman problemi ortadan kaldırmış olursun." dedi Nie Li sakin bir şekilde açıklamıştı.

Xiao Yu etkisiz hale getirilen yazıt desenleri incelemeye başladı inceledikçe daha fazla şaşırmıştı. Xiao Yu, bu yazıt desenleri tek tek etkisiz hale getirmeyi düşünmüştü, O, yazıt desenleri böyle bir yöntemle etkisiz hale getirileceğini bilmiyordu. İki yüz doksan beş yazıt desenin sadece kafa karıştırmak için konulduğundan bi haberdi.

Nie Li kafasını kaldırdı ve bir iç çekti. Daha sonra "Senin çok uzun bir zaman boyunca halledemeyeceğin şeyi bir kaç nefeslik sürede hallettim." dedi.

"Sen..." Xiao Yu, Nie Li tarafından bir kere daha alay edildiğinden dolayı biraz depresif bir hale bürünmüştü. Nie Li'nin yazıt desenler üstünde ki bilgisi onun hayallerini aşmıştı. Her ne kadar Nie Li'nin ağzı bozuk olsa da yetenekleri bir hayli iyiydi. Xiao Yu, Nie Li'yi yanında getirmesinin yanlış bir karar olmadığı kanısına vardı.

"Kenara çekil, kapıyı açacağım." dedi Xiao Yu.

Xiao Yu'nun sözlerini duyan Nie Li şaşkın bir ses tonuyla "Bunu yapabileceğine emin misin? Basit yazıt desenleri kırmakta başarısız olan sen, anahtarsız bu kapıyı açabileceğini mi düşünüyorsun?" dedi.

"İddiaya girerim ki sen bunu bilmiyorsundur. Bu anahtar girişi Cehennem Bölgesinde kullanılan yaygın bir giriştir. Neredeyse bütün Yarı Tanrı Seviyesinde ki uzmanların hepsi bu anahtara sahiptir." dedi ve Xiao Yu uzaysal yüzüğünden bir anahtar çıkarttı. Daha sonra kapının üstünde ki anahtar deliğine soktu anahtarı.

Yazıt desenler parlak bir ışık yayarak anahtarların üstünde toplanmaya başladı. Kapı açılmıştı.

Bu sahneyi gördükten sonra Nie Li çok şaşırmıştı. "Yaygın bir anahtar girişi...Tamam. Sen kazandın." dedi.

Xiao Yu gururlu bir şekilde gülümsedi. Bunca zamandır Nie Li tarafından bastırılmaya çalışılsa da sonunda onu yenmeyi başarmıştı.

"İçeri girme vakti." dedi.

Taş kapı bir kişinin içeri girebileceği kadar açılmıştı. Xiao Yu önden Nie Li arkadan kapıdan içeri girdi.

Yarı Tanrı Seviyesinde ki uzmanlar kapının açıldığı gördükleri zaman bir huzursuzlaşmışlardı. Bir çoğu iskeletten kurtulup kapıdan içeri girmeyi düşündü. Fakat iskelet onların hepsini güzel bir şekilde engelleyebiliyordu. Onlar bu kadar kısa sürede mezarın içine girmeyi başarabilecek birilerinin olduğunu düşünmemişlerdi.

"Kapı açıldı,Hadi bastırın!!"

"İlk olarak iskeleti öldüreceğiz. İskeletteki Ölüm Tanrısının İlahi Kıvılcımlarını alın."

Yarı Tanrı Seviyesinde ki uzmanlar ardı ardına saldırmaya başladılar. Bazıları iskeleti öldürmeye çalışırken diğerleri de kapıdan içeri girmek için çabaladı. Bir anda savaş alanına kaos hakim olmuştu.

Bu sıralarda Xiao Yu ve Nie Li çoktan mezarın içine girmeyi başarmışlardı. Mezarın derinliklerine doğru ilerlemeye başladılar...

Mezarın içi karanlıktı daha derinlerde nelerin saklı olduğunu kim bilebilirdi ki...








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44348 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr