Bölüm 238: Yasayı zorla ele geçirmek!

avatar
9443 4

Tales of Demons & Gods - Bölüm 238: Yasayı zorla ele geçirmek!


Bölüm Başlığı: Yasayı zorla ele geçirmek!

Halatlar Xiao Yu'ya her çarptığından onda yeni yaralar açmaya devam ediyordu.

"Belki, önümde diz çöküp merhamet etmem için yalvarırsan ve Ming Fei'nin orospu çocuğu olduğunu söylersen seni hızlı ve acısız bir ölümle mükafatlandırabilirim. Aksi halde seni evcil hayvanım yapar ve Allah'ın her günü sana işkence yaparak kalbimdeki Ming Fei'ye karşı olan öfkemi azaltmaya çalışırım" dedi. Ölüm Tanrısı çok eğleniyormuş gibi bir de kahkaha attı.

Xiao Yu gayet soğuk bir ses tonuyla "Sen tam bir orospu çocuğusun!" diye bağırdı.

Ölüm Tanrısı bir şey söylemeden önce bir süre sessiz kaldı. Daha sonra sinsi bir ses tonuyla "Benim güzel teklifimi reddettiğine göre yaşayacakların için beni suçlama!"

Pa! Pa! Pa!

Beş veya altı tane halat bir anda çelik kadar sertleşti ve Xiao Yu'un bedenine battı. Her tarafa kan sıçradı ve Xiao Yu'nun kaburgalarından bir tanesi paramparça oldu. Bu acıya daha fazla katlanamayan Xiao Yu acı dolu bir çığlık attı.

"Hahaha! Daha fazla bağır! Bağırışların o yaşlı piç tarafından duyulursa daha da güzel olur aslında." diye bağırdı Ölüm Tanrısı sesi gayet tatmin olmuş bir şekilde çıkıyordu.

Xiao Yu'nun ağzının kenarından kanlar akarken O önüne bakarak sinirli bir şekilde "Seni orospu çocuğu, cesaretin varsa beni öldürürsün!" diye bağırdı.

"Hahaha! Seni öldürmek mi? Seni çok basit bir şekilde öldürürsem tatmin olamam ki. Seni çok yavaş bir şekilde öldüreceğim! Senin acı çığlıklarını sefil bakışlarını görmek istiyorum geçmişte yaşamış olduğum tüm kötü anıları sana da yaşatacağım! Bugün nihayet intikamımı alabileceğim. Şu anda hissettiğim tek duygu tatmin olma duygusudur! Yarı Tanrı Seviyesinde ki uzmanları özümsedikten sonra fiziksel bedenimi tekrar oluşturacağım. Daha sonra ise seni yanıma alarak o yaşlı piçten intikamımı almaya gideceğim!" dedi Ölüm Tanrısı ve devam etti. "İkinizi sonsuza kadar üzüntüye boğduğuma emin olacağım!!"

Ölüm Tanrısının kahkaha attığı sırada gökyüzünde duran iki devasa el titremeye başladı ve daha sonra parçalandı.

"Neler oluyor?" Ölü Tanrısı gökyüzünden yayılan büyüleyici aurayı hissettiği zaman titremişti.

Nie Li yaşıyordu!

Devasa eller parçalandığı zaman ortalık toza bulanmıştı. Tozlar yavaş yavaş dağılırken tam ortasında bir silüet görülmeye başladı. Bu silüetin arkasında harika bir çift kanat vardı, birisi beyaz birisi siyah olmak üzere. Nie Li'nin kollarının her birinde şiddetli alevler vardı bunlar Işığın ve Karanlığın yasalarıydı. Ayrıcı kollarında ölümün kara aurası tarafından ateşlenen kül grisi bir kol zırhı da oluşmuştu.

Mezarın ortasında duran siyah kalbe sessiz bir şekilde bakan Nie Li'nin gözlerinden korkutucu bir ölüm niyeti yayılıyordu.

"Bu imkansız!! Sen ölüm yasamı özümsemeyi mi başardın? Benim yasamı zorla ele mi geçirmeye çalışıyorsun? Bunu yapmayı aklının ucundan bile  geçirme!!" diye bağırdı Ölüm Tanrısı aynı zamanda Nie Li'ye doğru sayısız halat gönderdi.

Fakat bu halatların her biri Nie Li'nin bir kaç metre yakınına geldikleri zaman bir anda kül oldular.

Nie Li sakin bir şekilde yürümeye başladı ve aynı zamanda "Gerçek şu ki, Senin İlahi Kıvılcımların parçalandığı zaman çoktan Ölüm Tanrısı olmaktan çıkmıştın. Seninle diğer Yarı Tanrı Seviyesindeki uzmanlar arasında çok büyük bir fark yok artık; tek fark var o da senin Ölüm Yasası üstündeki kavrayışın diğerlerine göre daha fazla. Bundan dolayı cennet ile dünya arasındaki bütün Ölüm Yasası sana meyilli olmuştur. Fakat eğer birisi senden daha derin bir şekilde Ölüm Yasasını kavramayı başarabilirse doğal olarak Ölüm Yasası o kişiye doğru akmaya başlayacaktır."

"Ne demek istiyorsun?" Ölüm Tanrısının sesi artık sakin çıkmıyordu.

"Benim Ölüm Yasası üstündeki kavrayışım senin kavrayışını çoktan geçti. Bundan dolayı senin İlahi Kıvılcımların benim tarafımdan ele geçirildi." diye sakin bir şekilde açıkladı Nie Li.

"Bu imkansız!!! Ben on binlerce yıl yaşamış olan Ölüm Tanrısıyım! Nasıl olurda senin kavrayışın benimkinden fazla olabilir?" diye bağırdı Ölüm Tanrısı aynı zamanda Nie Li'ye doğru sayısız halat gönderdi. Fakat her bir halat Nie Li'nin bir kaç metre yakınına geldiği zaman toz haline dönüştürler ve Nie Li'ye dokunamadılar.

Nie Li sakin bir şekilde yürümeye devam ederken "Sen şişenin dibindeki kriket gibisin. Sadece şişenin içindeki dünyayı görebiliyorsun. Fakat şişenin dışında seni gözlemleyen birileri her zaman vardır..." dedi.

Nie Li'nin sözlerini duyduktan sonra Ölüm Tanrısı daha fazla titremeye başladı ve "Sen o bölgeden mi geldin?" diye sordu.

Nie Li, Ölüm Tanrısının da o bölgeyi bildiğini hiç düşünmemişti. Bir kaç saniye düşündükten sonra "Galiba öylede diyebilirsin." dedi.

Nie Li'nin son sözünden sonra Ölüm Tanrısı tüm umudunu yitirmişti. Son seferde Cehennem Bölgesinin Efendisine yenildiği zaman o da bunları demişti. O bölgede bulunan sayısız ve çok güçlü uzmanlar Minik Dünyanın içinde olan biten her şeyi izliyorlardı. Onların gözünde Ruhani Tanrı olarak çağrılan uzmanlar karıncadan farksızlardı.

Kendisi gibi olan Ruhani Tanrıların hepsi sadece yasaların ruhlarıydılar. O bölgede kendileri en düşük seviyede bulunuyorlardı.

"Ben hala teslim olmadım. Benim on binlerce yıldır üzerinde çalıştığım ölüm yasam senin daha ilk seferde kavradığınla kıyaslanamaz bile! Öl!!" Ölüm Tanrısı çılgınca saldırmaya devam etti fakat onun hiçbir saldırısı Nie Li'ye etki etmedi. Nie Li'den vazgeçip Xiao Yu'yu öldürmeyi düşündüğü anda Xiao Yu'yu tutan halatları toz haline geldi.

Xiao Yu yere düştü, hemen yırtılmış kıyafetlerini çıkarmadan üzerine yeni bir kıyafet giydi daha sonra Nie Li'ye bakmaya başladı. Bu sefer Nie Li kendisini kurtarmıştı. Xiao Yu, asla Nie Li'nin Ölüm Tanrısını geçebileceğini düşünmemişti. Her ne kadar Nie Li'nin seviyesi Kara Altın olsa da bazı konular hakkında ki bilgisi çoktan Xiao Yu'nun bildiklerini geçmişti.

Nie Li'nin geleceği ne kadar parlak olacak acaba? Xiao Yu tahmin bile edemedi. Xiao Yu bir zamanlar babasından Minik Dünyayı her türden güçlü uzmanların oluşturduğunu duymuştu. Bu çok güçlü uzmanlar Minik Dünyayı sadece izleyebiliyorlardı, Minik Dünyaya giremiyorlardı. Sadece Minik Dünyada doğmuş olan kişiler istedikleri gibi girip çıkıyorlardı. Dahası Minik Dünyada bulunan her bir yasa enerjisi aslında bir gelişim tekniğiydi.

Şu anda Nie Li üç tane yasanın enerjisini özümsemeyi başarmıştı. Bir adım daha atıp İlahi Kıvılcımlarını oluşturursa Ruhani Tanrı olurdu. İşte o zaman Nie Li'nin gelecekte ulaşacağı gelişim seviyesi tahmin bile edilemezdi.

Nie Li ortada duran kalbe adım adım yaklaşmaya başladı. Attığı her adımda ayağının altında dalgalanmalar yaşanıyordu. Her ne kadar Nie Li ve Ölüm Tanrısının kullandığı Ölüm Yasası aynı olsa da Nie Li'nin kavrayışı Ölüm Tanrısının kavrayışından çok daha derindi. Bundan dolayı Cennet ve Dünya arasındaki tüm Ölüm Yasaları, Ölüm Tanrısına değil de Nie Li'ye doğru akıyordu.

Tüm bu olanlardan sonra Ölüm Tanrısı, Nie Li için artık bir tehdit olmaktan çıkmıştı.

Bir anda Nie Li'nin durumu tuhaf bir aşamaya geçti. Bedenin içinde bulunan iki yasa özümsemiş olan Uzun Dişli Panda Ölüm Yasasını özümsemedi. Fakat Karanlığın Yasasını özümsemiş olan Gölge İblisi Ölüm Yasasını da özümsedi. Bu iki yasayı özümsediğinden dolayı Gölge İblisi daha da güçlü bir hale geldi.

"Bu imkansız! Bu nasıl olabilir? Ben kabul etmiyorum!!!" Ölüm Tanrısı çaresiz bir şekilde bağırmaya devam etti fakat kendisi de biliyordu ki Ölüm Yasası artık başka birisinin kontrolü altındaydı.

"Boa çabalama, artık çok geç!"

Nie Li yavaşça kalbin yanına doğru ilerledi ve daha sonra elini kalbin üzerine koydu. Kalp hızla soldu ve çöktü.

Ölüm Tanrısı öfkeli bir şekilde kükredi fakat onun bu dünya üzerindeki varlığı artık ortadan kayboldu.

Siyah kalbin dışında mezarda ortadan kayboldu.

Nie Li derin bir nefes aldı. Eğer kendisi ve Xiao Yu kazara buraya koşup bu tuzağa düşmemiş olsalardı Nie Li, Ölüm Tanrısını öldürmeyi düşünmezdi. Ölüm Tanrısı ortadan kaybolduktan sonra Nie Li'nin kalbine bir hüzün çöktü.

Bu Minik Dünyada, tüm Ruhani Tanrılar, Ölüm Tanrısı, Yu Yan hepsi birer satranç taşlarıydılar. En güçlü kişi bu dünyayı oluşturan kişiydi. Eğer birisi bu Minik Dünyadan Kurtulmayı başarmazsa bu dünyayı oluşturan kişinin satranç taşından başka bir şey olmayı başaramayacaktı.

Cehennem Bölgesinin Efendisi, Ejderha Kalıntıları Bölgesine girme yöntemini bildiğine göre Nie Li onun yardımıyla bu Minik Dünyadan çıkmayı başarabilirdi.

Xiao Yu bir kaç tane iksir içtikten sonra Nie Li'nin yanına doğru yürümeye başladı.

Nie Li, Xiao Yu'ya baktı ve "Nasılsın?" diye sordu.

"İyiyim." dedi Xiao Yu ve devam etti "Bu seferki yardımların için teşekkür ederim."

Nie Li hafifçe gülümseyerek "Ben sadece seni kurtarmadım, kendimi de kurtardım." dedi.

Nie Li'nin sözlerinden sonra Xiao Yu, Nie Li'ye bakmaya devam etti. Tüm bu olanlardan sonra Xiao Yu, Nie Li'ye olan görüşlerini biraz değiştirdi. Nie Li onu kurtardıktan sonra ondan herhangi bir şey istemeye yeltenmemişti.

"Yeni kıyafetlerini giyemeden önce yırtık olanları çıkartman gerekmez miydi? Senin bu davranışın nasıl bir hobidir?" dedi Nie Li garip bir şekilde Xİao Yu'ya bakıyordu. Nie Li ilk tanıştıkları zamandan bu zamana kadar Xiao Yu'nun biraz garip olduğunu düşünmüştü. Fakat önceki hayatından tanıştığı çok garip insanlarda vardı. Xiao Yu tek değildi.

Nie Li'nin garip bakışlarını fark ettiği zaman Xiao Yu arkasını dönerek soğuk bir ses tonuyla "Sen neden umursuyorsun ki? Ben böyle olmaktan mutluyum." dedi.

"Tamam o zaman bir şey demedim say." dedi Nie Li ellerini iki yana açarak. Her ne kadar kafası biraz karışmış olsa da fazla önemsememişti.

Bu sırada tutsak olan Yarı Tanrı Seviyesindeki uzmanlar zincirlerinden kurtulmuşlardı ve Nie Li'nin olduğunu tarafa doğru geliyorlardı. Az önceki sahneyi gördükten sonra kalplerinde Nie Li'ye karşı bir korku duygusu oluşmuştu. Az önce olanları tam olarak kavrayamasalar da kendilerini Nie Li'nin kurtardıklarından eminlerdi.

Ölüm Tanrısının oluşturmuş olduğu iki devasa elin Nie Li'ye herhangi bir hasar vermediğini görmüşlerdi! Bundan dolayı onların kalbleri şu anda Nie Li'ye karşı korku ve saygı ile doluydu.

"Bizi kurtardığı için Genç Efendiye sonsuz minnetlerimizi sunarız. Benim İlahi Ejder Ailem bu iyiliğinizi sonsuza kadar hatırlayacaktır! Genç Efendinin bizden herhangi bir isteği olursa lütfen çekinmeden söyleyin. İsteğinizi yerine getirmek için elimizden gelen her şeyin en iyisini yapacağımıza emin olabilirsiniz."

"Aynısı benim Parlayan Elf Ailem içinde geçerlidir. Bizi kurtardığınız için size sonsuz minnetlerimi sunarız. Eğer genç efendinin herhangi bir isteği varsa size hizmet etmekten mutluluk duyarız."

Burada bulunan bütün Yarı Tanrı Seviyesindeki uzmanların hepsinin savaş tecrübeleri bir hayli fazlaydı. Nie Li'nin kendilerini kurtardıklarını bilmelerinden başka onun gücünün ne kadar muhteşem olduğunun da farkındalardı. Gelecekte Nie Li'nin ulaşacağı gelişim seviyesinin ne kadar muhteşem olacağını aşağı yukarı tahmin edebiliyorlardı. Eğer onlar Nie Li ile yakın bir ilişki kurabilirlerse bu ilişkiden dolayı gelecekte çok fazla yarar sağlayabilirlerdi.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr