Bölüm Başlığı: Ders

Yarı Tanrı Seviyesindeki uzmanların hepsi Nie Li'nin güç seviyesinin kendilerinin güç seviyesinden fazla olduğunu tahmin ediyorlardı. Fakat gerçekte, Nie Li'nin gücü onların gücünden daha azdı. Bunun sebebi bu uzmanlar mezarın içinde uzun bir süre boyunca zorla tutulduklarından dolayı yasalarının gücü kısıtlanmıştı ve gerçek güçleri zayıflamıştı.

Üstüne bir de Nie Li, Ölüm Yasasından etkilenmemişti.

Xiao Yu, Nie Li'ye bakarak kısık bir ses tonuyla "Burada bulunan uzmanların hepsi Cehennem Bölgesinde bulunan bir çok güçlü aileye mensuplar." dedi.

Xiao Yu'nun söylediklerini duyduktan sonra Nie Li göz kapaklarını genişletti ve "Hepiniz çok naziksiniz. Sizlerin tehlikede olduğunu gördükten sonra Nasıl olurda size yardım etmezdim ki?" dedi.

"Genç efendinin bizden isteyeceği herhangi bir şey var mıdır acaba?"

"Benim herhangi bir isteğim yok." dedi Nie Li hafifçe gülümseyerek. Hemen ardından sanki bir şey hatırlamış gibi davrandı ve "Aslında bir şey var. Benim Kara Taş Şehrinde bulunan Wugui Ailesi ve Kara Lonca ile ilgili bazı sorunlarım oldu. Fakat bu konuyla uğraşacak vaktim olmadı..." dedi Nie Li.

Kızgın Elf Ailesinden olan Yarı Tanrı Seviyesindeki uzman "Böyle ufak bir mesele için nasıl olurda biz sizin yorulmanıza izin verebiliriz?" dedi.

"Doğru. Böyle küçük bir meseleyle sizin kişisel olarak ilgilenmenize gerek yok. Bu meseleyi biz hallederiz." dedi başka bir Yarı Tanrı Seviyesinde ki uzman.

Uzmanların Nie Li'nin kendilerinden daha büyük bir istekte bulunacaklarını düşünmüşlerdi. Böyle küçük bir istekte bulunacağını hiç beklemiyorlardı.

"Peki o zaman... Bu meseleyi size bırakıyorum. Çok teşekkür ederim." dedi Nie Li.

"Genç Efendi bize çok nazik davranıyor."

"Evet. Siz bizim hayatımızı kurtardınız. Nasıl olurda bu iyiliğe karşı böyle küçük bir meseleyle uğraşmayı reddedebiliriz ki."

Nie Li'nin yaptıklarını izlerken Xiao Yu eğleniyor gibi görünüyordu. Wugui Ailesi ve Kara Loncanın üstüne büyük bir felaket göndermişti Nie Li. Bu kadar güçlü aileler bir araya gelirse Wugui Ailesi ve Kara Lonca nasıl olurda bunlara karşı durabilirlerdi ki...

Onlar konuşurlarken Mezar tamamen parçalanmıştı. Mezarın dışında bulunan Yarı Tanrı Seviyesinde ki uzmanlar az önce büyük iskeleti yok etmeyi başarmışlardı. Yarı Tanrı Seviyesindeki uzmanlarından birisi çok fazla efor sarf ederek Dev İskeletin İlahi Kıvılcımlarının yarısını ele geçirmeyi başarmıştı. Tam İlahi Kıvılcımları ele geçirdiğine sevinmeye başlamıştı ki elinde tuttuğu İlahı Kıvılcımlar toz haline gelecek şekilde parçalandı.

"Siktir. Kandırıldık!" dedi Yarı Tanrı Seviyesindeki uzman. Kafasını çevirdi ve Mezarın rüzgarla birlikte yok oluşunu izledi.

Tüm bu olanlar sanki bir illüzyon gibiydi.

"Siktir! Bir hayaletle mi savaştık?"

Tüm çabaları boşa gitmişti. Yarı Tanrı Seviyesindeki uzmanların hepsi sinirli bir şekilde bu alanı terk etmeye başladılar.

"Genç Efendi, boş bir vaktiniz olduğu zaman benim Kutsal Ejder Ailemi ziyarete gelin lütfen."

"Aynısı benim Ateşli Elf Ailem içinde geçerli."

"Siz burada kalacaksanız, bizim size veda etmemizin zamanı geldi." Yarı Tanrı Seviyesindeki uzmanların hepsi ellerini önlerinde birleştirip Nie Li'ye karşı eğildikten sonra gittiler.

Xiao Yu bir süre bir şeyler düşündükten sonra "Kardeş Nie Li, bizimde vedalaşma zamanımız geldi." dedi.

Nie Li hızlı bir şekilde "Oh, Dikkatli git." diye karşılık verdi.

Nie Li'nin cevabını duyduktan sonra Xiao Yu'nun biraz canı sıkılmıştı.

Nie Li ile birlikte bir ölüm kalım durumu yaşamalarına rağmen şu anda Nie Li, kendisinin bir an önce gitmesini istiyor gibi davranıyordu.

Açıkçası Nie Li gerçekten de Xiao Yu'nun gitmesini istiyordu. Kalbinde hala Xiao Yu'ya karşı dikkatliydi. Xiao Yu gerçekten de çok güçlü birisiydi ve hala onun nereden geldiğini bilmiyordu. Eğer Xiao Yu onlarla birlikte takılmaya devam ederse başlarına bir felaket getirebilirdi. Nie Li her ne kadar Xiao Yu'nun hayatını kurtarmış olsa da Xiao Yu'nun nasıl bir insan olduğunu hala bilmiyordu. Önceki hayatında Nie Li bir çok kez yardım ettiği insanlar tarafından ihanete uğramış birisiydi.

"Kardeş Nie Li, Cehennem Efendisinin Öğrenci seçmelerine katılacaksın değil mi?" diye soru Xiao Yu.

"Evet." dedi Nie Li.

"O zaman, bizim bir kere daha karşılaşacağımızı düşünüyorum. Eğer yanınızda benim vermiş olduğum altın kağıdı getirirseniz hepiniz final sınavına girebilirsiniz. Sizin haberlerinizi bekliyor olacağım." dedi Xiao Yu ve devam etti, "Ning'er ve Ye Ziyun'a veda edemeyeceğim. Sizleri orada bekliyor olacağım." dedi.

Xiao Yu hızlıca uzaklaştı.

Xiao Yu'nun gidişini izlerken Nie Li gülümsemeye başladı. Ölüm Tanrısı tarafından hırpalandığı için hala mutsuz hissediyor gibiydi Xiao Yu. Yüzündeki yaralardan dolayı etrafta başka biriyle karşılamaktan çekindiği için gidiyor olabilirdi.

Nie Li kanatlarını çırptı ve kanatlarının içinde çok büyük bir miktarda gücün var olduğun hissetti. Daha sonra kantlarını ve kol zırhını geri çekti.

İstediği zaman kanatlarını ve kol zırhını geri oluşturabiliyordu.

Nie Li gizemli yumurtayı dışarı çıkarttı. Az önceki savaş sırasında görünüşe göre yumurta büyük bir miktarda Ölüm Yasası özümsemişti. Yumurtanın yüzeyinde bulunan çatlak çizgileri daha belirgin bir hale gelerek yumurtanın yüzeyini bir örümcek ağı gibi sarmıştı. Nie Li azda olsa yumurtanın içinde bir girdap olduğunu ve bu girdabın çevredeki yasa enerjisinin özümsediği hissediyordu.

Yumurtanın içindeki varlık her an yumurtayı kırıp dışarı çıkacakmış gibi duruyordu. Fakat kabuğu kırmaya ne kadar yakın olursa özümsemesi gereken enerji miktarı da aynı oranda artıyor gibiydi. Nie Li kabuğu kırmak için yumurtanın içine Yasa Enerjisi yönlendirmeye cesaret edemiyordu, yumurtanın kendi bedenindeki bütün yasa enerjisini özümsemesinden korkuyordu.

Xiao Ning'er ve Ye Ziyun hala aynı yerde sessizce bekliyorlardı. Mezarın yok oluşunu fark ettikleri zaman endişelenmeye başlamışlardı. Nie Li bir tehlikeyle karşılaşmış olabilir miydi?

Tam o sırada kendilerine doğru birinin yavaşça geldiğini fark ettiler. Bu gelen kişi Nie Li'den başka kim olabilirdi ki?

"Nie Li geri döndün." Ye Ziyun ve Xiao Ning'er'in yüzlerinde hemen bir gülümseme belirdi.

"Döndüm." dedi Nie Li.

Ye Ziyun, Nie Li'nin yalnız geldiğini fark ettiği zaman "Xiao Yu nerede?" diye sordu.

"O eleman büyük ihtimal sizi görmekten biraz utandı bundan dolayı evine gitti." dedi.

Nie Li'nin söylediklerini duyduktan sonra Ye Ziyun ve Xiao Ning'er'in kafası karışmıştı. Xiao Yu neyden dolayı utanmış olabilirdi ki?

"Nie Li biz az önce ruh bölgemize çok güçlü bir enerjinin aniden girdiğini hissettik. Seviye mi atladın?" diye sordu Ye Ziyun.

Nie Li gülümsedi ve "Bir başka Yasayı daha kavramayı başardım." dedi ve hemen gelişim seviyesini kontrol etti. Yol boyunca gelişim seviyesi büyük bir atılım gerçekleştirmişti. Şimdi, Ölüm Yasasını da kavradığından dolayı, Karşısında bir Efsane Seviye uzman çıksa bile yenilme korkusu olmadan, onunla savaşabilecek seviyeye gelmişti.

Fakat Efsane Seviye gelişim yolunun sadece başlangıcıydı. Nie Li bu gerçeğin gayet farkındaydı. Ejderha Kalıntıları Bölgesinde, herhangi bir sokaktaki herhangi bir uzman Efsane Seviye veya Yarı Tanrı Seviyesinde ki bir uzmanı kolaylıkla yenebilirdi.

Fakat bir uzman, Cennetsel Enerjiyle gelişim yapmaya başlarsa işte o zaman tamamen farklı ve gizemli bir aleme geçiş yapmış oluyordu.

Efsane Seviyenin bir üst seviyesi Göksel Kader Alemi olarak isimlendirilmişti. Bir kişi bu aleme giriş yaptığı zaman o kişi artık tek bir hayata sahip olmuyordu. Bir Kader, İki Kader, Üç kader... Her bir üst seviyeye geçtikleri zaman ruh bölgelerinde fazladan bir ruh daha ortaya çıkıyordu. Öldükleri zaman gerçek ruhları değil de ruh bölgelerinde bulunan sonradan oluşma ruhları kaybediyorlardı.

İşte bu seviye gelişimin gerçek başlangıcı olarak adlandırılıyordu.

Nie Li çoktan Ejderha Kalıntıları Bölgesine girmenin bir yolunu bulduğu için şu anda tek yapması gerek şey olabildiğince hızlı bir şekilde Göksel Kadar Alemine girmeye odaklanmasıydı.

Nie Li sürekli olarak bedeninin içinde Üç Yasa Enerjisini sirkülasyon ettiriyordu. Nie Li yürürken bile gelişim seviyesi artıyordu.

Nie Li, Ye Ziyun ve Xiao Ning'er Dokuz Katmanlı Ölüm Bölgesinin ilk katmanında Duan Jian ve diğerlerini aramaya devam ettiler.

Bu sıralarda Dokuz Katmanlı Ölüm Bölgesinin dışında;

Wugui Ailesinin çadırlarının olduğu bölgede aniden yirmiden fazla Yarı Tanrı Seviyesinde ki uzmanlar ortaya çıktı. Onlardan yayılan güçlü ve geniş aura Wugui Ailesinin üstüne baskı yapmaya başladı.

Bu enerji Wugui Ailesin de bulunan sıradan insanların kaldırabileceğinden çok daha fazlaydı.

Wugui Ailesinde bulunan Üç Tane Yarı Tanrı Seviyesindeki uzmanlar hızlı bir şekilde gökyüzüne uçmaya başladı. Wugui Ailesinin Patriği karşısında yirmiden fazla uzmanı görünce gözleri fal taşı gibi açıldı ve yüzü kül grisine döndü. Bu uzmanların arasında çok güçlü ailelerin üyeleri de yer alıyordu.

Bu aileler o kadar güçlülerdi ki Wugui Ailesinin onların karşısında hiç bir şansı yoktu.

Wu Hun'un kalbini anında bir panik kaplamıştı. Hangi geri zekalı ailesinin başına böyle bir sorunun gelmesine sebep olmuştu acaba?

Bu uzmanların karşısında Wu Hun nasıl oldurda küstah davranabilirdi ki? Wu Hun gayet saygılı bir ses tonuyla "Ben Wugui Ailesinin Patriği Wu Hun. Sizin hepinizi buraya ne getirmiş olabilir? Eğer bir sıkıntıya sebep olduysak özürlerimizi kabul edin lütfen. Eğer ailemizin bir üyesi size karşı bir suç işlediyse ona hiç merhamet etmeden hemen burada cezalandıracağımdan emin olabilirsiniz. Bizler Cehennem Şehrinde bulunan Kuzey Cehennem Ailesinin yan ailesiyiz. Bundan dolayı bize karşı hoşgörülü olmanızı istiyorum." dedi.

Wu Hun'un sözlerinden sonra Yirmiden fazla Yarı Tanrı Seviyesindeki uzmanların yüzünde herhangi bir ifade değişikliği olmamıştı.

"Sen Kuzey Cehennem Ailesinin adını ağzına alarak bizi korkutmaya mı çalışıyorsun? Şu anda Kuzey Cehennem Ailesinin Patriği bile gelse bizlerin Wugui Ailesini ortadan kaldırmasına engel olamaz!"

"Hıh! Kuzey Cehennem Ailesinin burada bulunan uzmanların ailelerinin hepsine karşı bir şey yapabileceğini mi düşünüyorsun?"

Bu sözlerden sonra Wu Hun'un kalbi titredi. Karşısında duran bu uzmanlar Wugui Ailesini yok etmeye mi gelmişlerdi?

"Lütfen öfkenizin sebebini söyleyin. Ben hala sizi neyin öfkelendirdiğini anlamış değilim. Wugui Ailem sizi nasıl sinirlendirmiş olabilir? Yanlış yaptığımız bir şey varsa direkt olarak düzelteceğiz." dedi Wu Hun çok saygılı bir ses tonuyla. Wugui Ailesinin Patriği olarak bir ağırlığa sahipti. Fakat şu anda bu uzmanların karşısında kafasını öne eğmekten başka şansı yoktu.

"Hıh, Wugui Ailesi son zamanlar kimi sinirlendirdi?" dedi uzmanlardan birisi.

Wu Hun bir süre boyunca düşünmeye devam etti. Fakat bu kadar aileyle bağlantılı kimi sinirlendirdiğini bir türlü bulamadı.

Aniden kafasında bir ihtimal belirdi. Acaba tüm bunlar Şanlı Şehir ile alakalı olabilir mi?

Şanlı Şehirde çok güçlü uzmanların olması gibi bir ihtimal olabilir miydi?

Wu Hun ne kadar düşünürse o kadar çok korkmaya başladı. Cehennem Bölgesindeki bu kadar aile Wugui Ailesini yok etmeyi kafalarına koymuşsa Wugui Ailesini haritadan tamamen silebilirlerdi.

Wu Hun hızlı bir şekilde "Yanlışımızın ne olduğunu fark ettik. Lütfen öfkenizi dindirin. Biz, Wugui Ailesi, kendimizi o Lord'a affettirmek için elimizden geleninin en iyisi yapacağımıza yemin ederiz." dedi.

Yarı Tanrı Seviyesindeki uzmanların hepsi bir süreliğine sessizliğe büründü.

"Genç Efendi bize Wugui Ailesine sadece bir ders verin dedi. Bizden Wugui Ailesini ortadan kaldırmamızı istemedi değil mi?"

"Öyle demiş olmalı. Daha Kara Lonca var."

"Wugui Ailesi özür dilediğine göre, Onlarla ilgili kararı Genç Efendiye bırakalım."

Nie Li onlara kesin bir şey söylemediğinden dolayı uzmanlar kendi kafalarına göre hareket etmek istememişlerdi. Şu anda yapılacak tek şey Wugui Ailesini yakalamak olacaktı.

Nie Li, Wugui Ailesine ve Kara Loncaya bu Yarı Tanrı Seviyesindeki uzmanlarla bir ders vermek istemişti. Nie Li, bu uzmanların üstünde kendi sözünün bu kadar etkili olacağını düşünmemişti. Onun bir sözüyle bu uzmanlar Wugui Ailesini tamamen ortadan kaldırabilirlerdi. Nie Li'nin konuşması kesin olarak bir şey belirtmediği için Yarı Tanrı Seviyesindeki uzmanlar bir şey yapmamışlardı.

Eğer Nie Li onlara Wugui Ailesini ve Kara Loncayı yok edin deseydi bu yirmiden fazla uzman hiç tereddüt etmeden bu iki aileyi de yok ederlerdi.Fakat şu anda kendi kafalarına göre davranıp Nie Li'yi sinirlendirmek istemiyorlardı.