Bölüm 110: On Bin İblis Canavarı Düzenini Oluşturmak

avatar
4486 3

Tales of Demons & Gods - Bölüm 110: On Bin İblis Canavarı Düzenini Oluşturmak


 

Çeviri: Nameless Customer 

 

Ye Ziyun'un kendi kendine konuştuğunu görünce Nie Li kendini gülmekten alamadı.

Nie Li, Ye Ziyun'a yaklaşarak ellerini açtı ve gülümseyerek "Ziyun tekrar karşılaştık." dedi.

 

Ye Ziyun kafasını kaldırdı ve şaşkın gözlerle Nie Li'ye baktı. Şaşkınlığını attıktan sonra bir çekirge misali yerinden zıpladı.

 

Ye Ziyun panik içinde "Neden buradasın?" diye istemsizce bağırdı.

 

Nie Li sırıtarak "Neden burada olmayayım ki? Tabi ki Xiao Yu ile birikte burada yaşamaya geldim." dedi.

 

Nie Li etrafına bakındı. Gözüne Ye Ziyun'un kaldığı yerin yanındaki küçük yapı çarptı ve "Şu andan itibaren burada kalacağız." dedi.

 

Ye Ziyun hemen Nie Li'nin kolundan tutup çekiştirdi ve onu avluyu terk etmeye zorladı. Nie Li yüzünde sinsi bir gülüşle Ye Ziyun'a baktı ve "Baban sana söylemedi mi?" diye sordu.

 

Ye Ziyun durdu ve "Bana ne söylemedi mi?"


Nie Li alnını tokatladı ve sanki bir şeyleri yeni anlamış bir tavır takınarak "Yani sen bilmiyorsun?"

 

"Neyi bilmiyorum?"


"Senin baban kabul etti."


"Neyi kabul etti?"

 

Ye Ziyun gittikçe daha çok merak ediyordu.


"Baban seninle evlenmemiz gerektiğini söyledi. Seninle yarın evleneceğiz."
Nie Li içinde kahkahalar atmasına rağmen hiç renk vermedi.

 

Ye Ziyun'un gözleri genişledi şaşkınlık dolu bakışlarla "Ah…? Bu nasıl mümkün olabilir?" dedi.

 

Nie Li masum bir ifade takınarak "Neden mümkün olmasın ki? Baban tarafından basıldıktan sonra avluma dönerken baban tarafından yakalandım ve sorguya çekildim. Ben toy olduğumu söyledim ve özür diledim lakin baban çok kızgındı ve "Haneme sürdüğün bu kara lekeyi temizleyeceksin." dedi ve beni seninle evlenmeye zorladı . Bunun için yapabileceğim bir şey yoktu baban çok ısrar etti." dedi.

 

Ye Ziyun'un yüzü endişelerden dolayı kıpkırmızı bir şekilde "Sen…. Nasıl böyle olabiliyorsun? Biz kesinlikle evlen…"

 

Ye Ziyun'un bu utangaç hali Nie Li'nin kalbinin sallanmasına neden oldu. Geçmişteki hatıraları aklına geldi. Bu hayatta kesinlikle onunla birlikte olacaktı.

 

Nie Li aklını dinginleştirmek için elinden geleni yaptı. Nie Li ellerini açtı ve "Bu konuyla ilgili olarak ben ilk başta evlenmek istemedim ancak baban evlenmemizi aklına koymuştu. Bu konuda bana çok baskı yaptı ve beni mecbur bıraktı." dedi.

 

Ye Ziyun öfkelendi ve Nie Li'nin ayağına vurdu "Nie Li benimle evlenmeye isteksiz miydin? Yani ben seninle evlenmeye layık değil miyim?" diye çıkıştı 

(Ç.N: Bütün bayanlar aynı hemen değişiyorlar.)

 

Nie Li abartılı bir şekilde ayağını tutarak "Elbette layıksın! Nasıl layık olmazsın ki?" diye bağırdı.

 

Ye Xiu, Nie Li ile Ye Ziyun arasındaki karmaşayı izledi ve kendini gülmekten alamadı. Ye Ziyun ne kadar da büyüdü diye düşündü. Soylu kimliğinden dolayı arkadaşı yok gibiydi. Kendini sürekli eğitimine vermişti. Uzun zamandır Ye Ziyun'u böyle hayat dolu görmemişti.

 

Ye Xiu Nie Li'nin Ye Ziyun ile hali hazırda bir ilişkileri olduğunu düşünüyordu. Sadece Ye Zong birlikte olmalarına izin vermemişti ve buda daha çok çatışma ortaya çıkarmıştı. Eğer durum buysa Ye Xiu Ye Zong'u, Ye Ziyun ve Nie Li'nin birlikte olması için ikna etmeye çalışacaktı. (Ç.N: ADAMSIN) Sonuçta kızı ne olursa olsun bir gün evlenecekti.

 

Ye Xiu'nun bilmediği şey ise Ye Ziyun'un Nie Li için sadece arkadaşça hisler beslediğiydi. Baştan sona bir kene gibi Ye Ziyun'a Nie Li yapışmıştı. Ye Ziyun çok nazik olduğu için onu nasıl reddedeceğini bilmiyordu.

(K.N: Düşün derim her şeyin çözümü var :) )


"Tamam. Ben gidip odama bakacağım. Bir süre burada kalacağım."
dedi.

 

Nie Li çevresine baktı ve gözleri Ye Ziyun'un kaldığı yere sabitlendi. Sonra Ye Ziyun'un kaldığı yere doğru yürümeye başladı.

 

Bu sahneyi gören Ye Ziyun hemen panikledi. Nie Li daha önce odasına girmişti. Bu yüzden hala utanç içindeydi. Bu yüzden Nie Li'yi bir daha görmemeye karar vermişti ve şimdi Nie Li tekrar odasına girmeye çalışıyordu.

 

Bir odada Nie Li ile birlikte yaşamak mı?

 

Ye Ziyun aklına bu düşünce geçince dehşete düştü. Genellikle Ye Ziyun sakin ve nazikti. O başkalarına karşı hep yumuşaktı ve kibar konuşurdu. Başkalarıyla iletişime girerken hep kibardı. Lakin şimdi sakin olamıyordu.

 

Yüzü kıpkırmızı olmuştu. Nie Li ye bakıp "Nie Li odamda yaşamana kesinlikle izin vermeyeceğim Eğer içeri girmek istersen..."

 

Nie Li gülerek "Neden böyle heyecanlı davranıyorsun? Odanda yaşayacağımı kim söyledi? Benim daha içeri bakmama bile izin vermiyorsun. Ben kendi küçük odama gideceğim." dedi ve bavulunu alıp yürümeye başladı.

 

Nie Li'nin arkasından bakarken yanakları artık yanıyordu.

 

Nie Li'nin gerçekten sinir bozucu olduğunu düşündü.

 

Ancak Nie Li'yi tekrar görmek içten içe onu sevindirmişti. Ye Ziyun'un gözleri buğulanmıştı. Onun hiç arkadaşı yoktu bu yüzden onu sürekli rahatsız eden Nie Li gibi birisine sahip olmak güzeldi. Nie Li ne kadar yanındayken onu kızdıracak şeyler yapıyor olsa da o olmadığında özlüyordu.

 

Bu nasıl bir duyguydu? Ye Ziyun emin olamıyordu.

 

Son zamanlarda hayatında üzüntü mutluluk ve kahkaha vardı. Ye Ziyun yaşadığını hissediyordu.

 

Nie Li Ye Ziyun'un yanındaki binaya doğru yürürken ilerideki yapıyı göstererek "Xioa Yu sen orada kalacaksın." dedi.

 

Xiao Yu ilerideki binaya baktı ve bağırdı "Senin kaldığın binada birçok oda var neden benim diğer binada kalmamı istiyorsun?" diye sordu.

 

Ye Xiu, Nie Li'nin sözlerini duyunca hemen araya girdi ve "Xiao Yu daha çok küçük. Seninle yaşaması daha uygun. Hem böylelikle ona daha rahat göz kulak olabilirsin." dedi.

 

Nie Li gözlerini kıprıştırdı ve Ye Xiu'ya baktı. O keskin bakışları her şeyi görüyor gibiydi.

 

Ye Xiu'ya biraz garip geldi ve rahatsız oldu. Bakışlarını kaçırdı.

 

Nie Li'nin planlarını hemen anlamıştı. Ye Zong başka türlü Ye Ziyun ile yaşamasına bu kadar kolay izin vermezdi. Muhtemelen Ye Zong bu akşam Nie Li'yi izlemek için diğer binaya yerleşecekti.

 

Nie Li zaten bunu tahmin etmişti. İzleneceğini bile bile Ye Ziyun ile yaşamayı istedi çünkü Nie Li Ye Ziyun'un gerçekten yalnız olduğunu biliyordu. Annesi erkenden ölmüş onu babasıyla yalnız bırakmıştı. Babası da şehir meselelerinden dolayı Ye Ziyun'a ilgi gösterememişti. Yalnızca ayda birkaç kez onu ziyaret ediyordu. Ye Ziyun son derece yalnızdı.

 

Nie Li hiçbir zaman Ye Ziyun'dan yararlanmayı düşünmemişti. Zaten Ye Ziyun'un yeri hiçbir şekilde doldurulamazdı. Onun tek isteği Ye Ziyun'un mutlu olmasıydı.

 

On Bin İblis Canavarı düzenine gelirsek onu oluşturacaktı. Zaten onu fazla zorlayacak bir şey değildi.

 

Ye Xiu, Nie Li'nin yanına gelerek "Hadi On Bin İblis Canavarı Düzenini oluşturmaya başlayalım." dedi.

 

"Neden bu kadar acele ediyorsun? Daha yeni geldim. Bırak da biraz dinleneyim." dedi.

 

Ye Xiu "Gümüş Seviye Şeytan Ruhçusu olan birisi olarak yedi gün yedi gece uykusuz kalsan da yorulmazsın. Hem On Bin İblis Canavarı Düzeni önemli bir konu." dedi.


"Sizin için önemli bir mesele benim için değil. Önce malzemeleri hazırlayın. Sonrada gereken iblis canavarları toplayın."
dedi.


"Hazırda bir miktar Kara Altın Seviye İblis canavarı var."


"On tane güçlü silah…"

 

Ye Xiu, Nie Li'ye hevesle bakarak "Çoktan hazırlandı." dedi.

 

On Bin İblis Canavarlı Düzen için ne gerekirse gereksin Lordun konağı hemen temin edebilirdi. Bu Nie Li'nin hoşnutsuzca Ye Xiu'ya bakmasına neden oldu. Bulunması zor olan malzemeler çoktan toplanmış durumdaydı. Lord Konağı oldukça zengindi.

 

Nie Li'nin farkında olmadığı şey birçok uzmanın tüm kıtada avlandıklarıydı. Bunlar döndüklerinde yanlarında birçok değerli hazine getiriyorlardı. Bu hazinelerin hepsi genelde Lordun Konağında toplanıyordu.

Nie Li iç karartıcı bir sesle "Güzel hadi On Bin İblis Canavarlı Düzen kurmaya başlayalım." dedi ve bir harita çıkardı. "Bu lordun konağının genel hatları." dedi.

 

Ye Xiu şok içinde Nie Li'ye baktı. Bu sadece genel hatları mıydı? Lordun konağı çok ağır korunurdu ve hiçbir şekilde harita sızdırılmış olamazdı. Nie Li bu komplike haritayı nasıl elde etmişti?

 

Ye Xiu'nun ne düşündüğünü tahmin eden Nie Li. "Ye Yan'ı Lordun konağının üzerinde uçurdum ve bu haritayı çizdim." dedi.

 

İşte böyle! Ye Xiu anladı. Lordun Konağı çok ağır korunuyordu ve normal bir insan giremezdi ancak konağı bir kuştan korumak için bir sistem icat edilmemişti.


"Doğru, Kurucu Lord Ye Yan nerede?"
diye sordu Ye Xiu. Nie Li geldiğinde Ye Yan'ı getirmediğini fark etti.

 

Nie Li "Ben Karanlık Loncanın yerini tespit etsin diye şehrin dışına uçurttum." dedi. Karanlık Lonca çok gizliydi. Yüzyıllardır Şanlı Şehir'de gizlenmiş ve zamanla çok güçlü hale gelmişlerdi. Şanlı Şehir'in dışında bir yeraltı krallığı bile açmışlardı.

 

Şanlı Şehir çeşitli aileleri defalarca Karanlık Loncayı yok etmeye çalıştılar ancak hiçbir zaman yerlerini tespit edemediler. Efsane Seviye Şeytan Ruhçusu Ye Mo bile Karanlık Lonca hakkında bir şey yapamadı.


"Oh."
Ye Xiu başını salladı. Kendi kendine 'Acaba Nie Li, Ye Yan'ın bu kadar itaatkar olması için hangi methodu kullandı' diye düşündü.

 

Göksel Kutsal Sınıra girdikleri günlerde Ye Yan'dan ders alırken, Ye Yan tarafından süründürülmüşlerdi. Sürekli azarlanmıştılar. Şimdi ise Ye Yan Nie Li'nin sözlerini dinliyor hatta onun ayak işlerini yapıyordu.

 

Bu kesinlikle inanılmaz bir şeydi!


-----------110. bölümün altına yerleştirilirse çok sevinirim…. Teşekkürler------

Merhaba arkadaşlar ben Nameless Costumer. Siz değerli okuyucularımıza küçük bir açıklama yapacağım. Eğer başımızı ağrıtırsam lütfen yorumlarınızda belirtiniz.

İlk olarak zaten hepiniz fark etmişsinizdir TDG serisinin iki çevirmeni var. Biri değerli kardeşim Allen Walker(umarım ismini doğru yazmışımdır) diğeri de ben. İki çevirmen olduğundan dolayı bazen anlatımda ve kelime seçimlerinde farklılıklar gözünüze çarpabilir. Bu konuda anlayışınız için teşekkür ederim.

İkinci mesele de bir hevesle atladığım çevirmenlik maceramda anladığım en büyük şey : yapılan yorumların ne kadar büyük bir yakıt kaynağı olduğudur. Allen Walker la konuştuğumuzda ( Bu hafta kaç bölüm alabilirsin ? yada kaç bölüm güncel verelim vb.) önceki güncellerin yorumlarına bakıyoruz ve çok ve olumlu yorumlar almışsak emin olun en yoğun olduğumuz hafta bile bir şekilde güzel bir güncel ortaya koyuyoruz. ( örneğin Geçen Çarşamba ki güncel tamamen 103. Bölümün altındaki yorumlardan gelen gazla oluşmuştur ki o yoğunlukta nasıl çıktı hala anlamış değilim :D ) Yani sadede gelirsem’ ALLAH Yorum yapan Klavyenize Zeval Vermesin’

Heee bu arada sanmayın ki sadece son verilen bölümün altında ki yorumlara bakıyoruz. Kendi adıma konuşmam gerekirse verilen bütün bölümlerin altında ki yorumlara tek tek bakıyorum.
Bu arada editörlüğümü yapan arkadaşa da teşekkür ediyorum. Bu kadar yazım yanlışını Word bile düzeltemezken o bu kadar uğraşıp okunacak hale getiriyor. Lütfen yorumlarınızda ona da ufaktan bir teşekkür etmeyi unutmayız (Bunu yazmasaydım muhtemelen bu yazıyı okumuyor olurdunuz :D)

Hepinize teşekkürler……

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr