Bölüm 149: Kar Rüzgarı Ruhani Mücevheri

avatar
5402 4

Tales of Demons & Gods - Bölüm 149: Kar Rüzgarı Ruhani Mücevheri


 

Çeviri: AllenWalker Düzenleme: Accoladia

 

Nie Li, Duan Jian’ın yanında ses çıkarmadan beklemeye başladı. Önceki hayatında kendisi de sevdiği kişileri kaybettikten sonra çekilen acının nasıl bir şey olduğunu öğrenmişti. Bundan dolayı şu anda önünde ağlayan Duan Jian ile empati kurabiliyordu.

 

Duan Jian çektiği bu acıya göre hala güçlü kalabiliyordu. Birkaç dakika geçtikten sonra Duan Jian yüzündeki gözyaşlarını sildi ve ayağa kalktı. Nie Li’nin önüne yürüdü ve bir dizinin üstüne çöktü “Duan Jian her dakika efendisinin emrindedir!” dedi.

 

Onun düşünceleri oldukça basitti. Nie Li ona intikamını alma fırsatı vermişti ve bu andan sonraki geri kalan hayatı boyunca Nie Li onun tanrısı olmuştu. Nie Li’nin ondan ne istediği hiç fark etmeksizin onun sözlerinden asla dışarı çıkmayacaktı.

 

Nie Li etrafı bir süre aradıktan sonra bir uzaysal yüzük bulmuştu. Uzaysal yüzüğün içinde Elli tane Işık Taşından başka çok sayıda silah, zırh ve ilaç vardı. Nie Li’nin asıl şaşırdığı konu ise uzaysal yüzüğün içinde birkaç on yıl yaşamaya yetecek kadar yiyecek olmasıydı.

 

Bu Işık Taşlarıyla birlikte istedikleri zaman bu dünyayı terk edebilirlerdi. Daha sonra ölen diğer muhafızların yüzüklerinin içine baktı. Bu yüzüklerin içindeki materyaller Sikong Jue’nin yüzüğünde ki materyaller kadar iyi kalite de olmasa iyi sayılabilecek kalitedeydiler.

 

“Bugün itibariyle on gün sonra biz Gümüş Kanat Kabilesinde büyük bir kargaşa çıkartacağız ve bu kargaşadan yararlanarak XiaoNing’er, Lu Piao ve diğerlerinin kaçmasına yardım edeceğiz.” dedi Nie Li. İlerideki büyük bir dağa bakarak “Duan Jian, bu bölgede yaşayan ailelerin durumları hakkında bir şeyler biliyor musun?” diye sordu.

 

“Efendime saygılarımı sunarım. Bu bölgede toplamda on üç aile var. Bunların birbiri arasındaki ilişkiler çok karmaşık. Bazı aileler kendi aralarında ittifak kurmuş vaziyetteler. Bu aileler bazı ailelere karşı kin tutuyordu ve diğer ailelerde kendi bölgelerini savunmakla yetiniyorlar. Bu ailelerin en güçlü üç ailesi sırasıyla Gümüş Kanat Ailesi, Kutsal Ateş Ailesi, Kül Kurtları Ailesidir. Bu üç ailede de Efsane Seviye uzman bulunmaktadır geri kalanların çoğunluğu ise Kara Altın seviye uzmanlardan oluşmaktadır. Onlar bu dağlarda çok uzun yıllar hayatta kaldıklarına göre kendilerini koruyacak bazı yöntemleri vardı. Bu on üç aileden başka burada çok sayıda köyde vardır. Onların en güçlü uzmanları genellikle Altın Seviye uzmanlardır. Bu köylerin çoğunluğu diğer ailelere haraç veriyorlardı. Aksi takdirde bu köyler on üç aileden bir tanesi tarafından istila edilirdi. İstila eden aile köydeki her kişiyi kendi kölesi yapabilirdi.”

 

Üç tane Efsane Seviye uzman ve çok sayıda Kara Altın Seviye uzman ha, Nie Li bu bölgede bu kadar çok sayıda güçlü uzman olmasını beklemiyordu. Fakat bu bölgede iblis ruhlarının olmamasından dolayı kendilerine uygun şeytan ruhu bulmaları çok çok zor bir ihtimaldi. Hal böyle olunca bu Efsane Seviye uzmanlar sadece dövüşçü sınıfıydı. Şeytan Ruhçusu değillerdi. Bu uzmanların gücü Lord Ye Mo ile kıyaslanırsa bir hayli güçsüz kalırlardı.

 

Bu Efsane seviyeye sahip aileler dağlarda belli bölgelerin kendilerine ait olduklarını ileri sürdüler ve kendi kurallarına uymayan insanları ise bastırmaya çalıştılar. Bundan dolayı güçlerini kötüye kullanan aileler de ortaya çıkmıştı. Nie Li, Duan Jian’a baktı ve “Bu on üç aile arasında en dürüst aile hangisi peki?” dedi.

 

“Efendime saygılarımı sunarım. Bu on üç aile arasında en dürüst aile Kutsal Ateş Ailesi olmalı. Onların gücü Gümüş Kanat Kabilesinden sonra ilk sırada yer alıyor. Çünkü Gümüş Kanat Kabilesi şu ana kadar diğer aileleri kendi himayesi altına almaya çalışıyordu fakat Kutsal Ateş Ailesi diğer dört aileyle ittifak kurup her seferinde onları engelliyordu. Bundan dolayı Gümüş Kanat Kabilesi şu ana kadar harekete geçmeye cüret edemiyorlardı. Bunlara ek olarak, bu on üç ailenin ortak olarak kullandığı bir ticaret şehri vardı ve bu şehir on üç ailenin bölgesi dışında olduğu için oldukça kaotik bir ortam oluşturuyordu. Yaşlı Piç Sikong Yi hep bu şehrin yönetimini elinde tutmak istiyordu. Bu isteğinden dolayı diğer on bir aile bu şehrin yönetimini Kutsal Ateş Ailesine verdiler. Bu diğer on bir aile Kutsal Ateş Ailesinin bu şehri adil bir şekilde yöneteceklerine inanıyorlardı.” dedi.

 

“Şehir mi?” Nie Li kaşlarını çattı ve “Sözleşme gününe hala on gün olduğuna göre gidip bu şehre bir göz atalım bakalım. Belki bir şeyler keşfedebiliriz.” dedi.

 

Ç.N: Daha ne keşfedeceksin amk. Bilmediğin beş vakit namaz☹

 

Duan Jian endişeli bir şekilde “Kesinlikle olmaz. Bu şehirde bir çok ailenin gözü ve kulağı olan insanlar bulunuyor. Aynı zaman da Gümüş Kanat Kabilesinin de bir çok adamı orada yaşıyor. Eğer biz oraya gidecek olursak, oraya gittiğimizin haberi bir dakika içinde Yaşlı Piç Sikong Yi’nin kulağına gidecektir.” Dedi.

 

“Bu meseleyle ilgili endişelenmene gerek yok.” dedi Nie Li. Küçük bir kap çıkardı ve içindeki kremi yüzüne sürdü. Hızlı bir şekilde yüzü şekil değiştirdi ve başka birisinin yüzüne dönüştü.

 

Duan Jian şaşırmış bir şekilde Nie Li’ye bakıp kaldı. Nie Li bir anda başka bir görünüşe bürünmüştü bundan dolayı birkaç dakikalık şok geçirmişti.

 

“Sen de dene.” dedi Nie Li elindeki kabı Duan Jian’a uzattı.

 

Duan Jian da kullandı ve onun yüzü çok çirkin birisinin yüzüne dönüştü.

 

“Hahaha” Duan Jian’ın yüzünü gördükten sonra Nie Li gülmesine engel olamamıştı. Duan Jian’ın bulut kremini kullandığı ilk sefer olduğundan dolayı bu kadar çirkin birinin görünüşüne bürünmüştü. Ama yine de ilk sefere göre fena değildi.

 

Duan Jian’ın yeni hali biraz sert ve garip görünüyordu. Hızlıca Gümüş Kanat Kabilesinden olan beş kişinin bedeni gizledi.

 

“Woooshh!! Wooooshh!! Woooshh!!” İki kişi Duan Jian’ın önderliğinde hızlıca on üç ailenin ticaret merkezi olan şehre doğru ilerlemeye başladı.

 

Bu dağa şeytan canavarlarının saldırmasının hayli zor olduğundan dolayı bu kadar büyük bir şehir inşa edilebilmişti.. Mağazalar millerce uzunluğundaki yol boyu sağlı sollu uzanıyordu. Buradaki binaların çoğu kalın ağaç dallarından yapılmıştı hatta bu savunma hattı bile vardı. Çoğu insanın üstünde sade elbiseler vardı ve çoğunun tezgahı da yerde bulunuyordu.

 

On üç aileye ek olarak, diğer yerleşim yerlerinden de çok sayıda insan buraya geliyordu. Bu şehirde ki insanların çoğu yeterli beslenmemiş bir vaziyetteydiler.

 

Nie Li, Duan Jian’dan burada yemek bulmanın oldukça zor olduğunu dair bir şey duymuştu. On üç ailenin şehirlerde yaşayan insanlara göre daha iyi durumda olduklarını öğrendi fakat bu on üç ailenin de yemeklerini ve kıyafetlerini bulmakta zorluk çektiği zamanlar oluyormuş. Bu dünyada bulunan şeytan canavarlarının tatları biraz garipmiş bundan dolayı onların etinden faydalanmak bir hayli zor oluyormuş. Bu şeytan canavarlarının sadece ufak bir kısmının eti yenebiliyormuş ve onlarda sürekli avlandıklarından dolayı nesilleri bir hayli az kalmıştı. Bu insanlar yiyeceklerinin büyük bir kısmını dağlardaki meyvelerden ve bitkilerden karşılıyorlarmış.

 

Bu dünyada yemek her şey demekti!!

 

Nie Li’nin yemekle ilgili hiçbir sorunu yoktu. Şanlı Şehrin etrafı şeytan canavarlarıyla dolu olduğundan dolayı günlük öldürülen şeytan canavarlarının eti tüm şehri doyurmaya yetiyordu. Ayrıca Şanlı Şehir de çok fazla tarım arazisi de bulunuyordu. Bu dünyaya gelmeden önce Nie Li, çoktan iki yıl boyunca yetecek kadar gıdayı uzaysal yüzüğüne depolamıştı. Üstüne bir de beş tane Altın Seviye muhafızların yüzüklerindeki gıdayı eklersek Nie Li’nin yemekle ilgili hiçbir sıkıntısı yoktu.

 

Yiyecek dışında bir çok şey Nie Li’nin kalbinin titremesine sebep olmuştu.

 

Arıtılmamış Kan Kristalleri bu dünyada ufak bir et parçasıyla takas edilebiliyordu. Bir tane Ejder Ruhu taşı sadece bir torba yemekle takas ediliyordu. Acaba burada yaşayan insanlar bu taşların değerini biliyorlar mıydı?

 

Kan Kristallerini bir kenara atarsak, Ejder Ruhu Taşları bir silahın yapımında kullanılabilirdi. Bu taşları silahın yapımında kullandığın zaman silahın kalitesi en azından birkaç kat artardı.

 

Bu ürünler dış dünyada oldukça zor bulunan materyallerdi. Fakat bu dünyada istemediğin kadar vardı. Sadece bu materyalleri satan birkaç tane dükkan görmüştü.

 

Nie Li’nin elinde heyecanlı bir şekilde Ejder Ruhu taşı tuttuğunu gören Duan Jian “Bu dağlarda çok sayıda farklı cevher çıkartabileceğim madenler bulunmaktadır. Cevherler burada çok fazla bulunuyor.” dedi.

 

Bu cevherler burada çok mı fazla bulunuyor? Nie Li eline birkaç tane Ejder Ruhu taşı aldı ve Duan Jian’a doğru tutarak “Bu taşların kullanımı hakkında bir fikrin var mı?” diye sordu.

 

“Eğer bu cevher eritilip ok başlıkları olarak üretilirse Şeytan Canavarlarına karşı öldürücü bir silah olarak kullanılırlar. Burada bulunan ailelerin hepsi ok başlıklarını bu cevherden yapmıştır.” dedi Duan Jian ve devam etti “Aynı zamanda bu ok başlıklarıyla bir şeytan canavarını vurduğun zaman şeytan canavarının bedenini hemen eritiyorlar. Bundan dolayı bu ok başlıklarının kullanımı bu dünyada çok fazladır.”

 

Ok başlıkları yapımında mı kullanılıyor? Tek kullanımlık bir silahta mı kullanıyorlar? Nie Li tüm bunları öğrendikten sonra ne diyeceğini bilemedi. Bu basitçe çok değerli bir cevherdi ve bu şekilde mi kullanıyorlardı?

 

“Duan Jian, bunlarla bin tane Kan Kristali, bin tane Ejder Ruhu Taşı ve biraz da bu taşlardan al.” Dedi Nie Li. Uzaysal yüzüğünden biraz gıda çıkartıp Duan Jian’a verdi.

 

Nie Li bu değerli cevherlerin her birini almak istiyordu. Onun bakışları diğer marketleri taramaya başladı taki bir ögenin üstünde durana kadar.

 

Bu oldukça garip bir eşyaydı. Küre şeklindeki bu eşya ruh kuklasını andırıyordu. Karmaşık bir metalden yapılmıştı. Nie Li bu eşyayı süzerken onun bir büyük ustanın elinden çıktığını hissetmişti. Fakat bu eşyanın kullanımına gelirsek Nie Li bile ne için kullanıldığını bilmiyordu.

 

Ç.N: Etti mi sana dört!!☺

 

Bu eşyayı satan adam eski yırtılmış kıyafetler giyen yaşlı bir adamdı. Onun bedeni oldukça inceydi. Onun bulutlaşmış gözlerinde herhangi bir canlılık hissi yoktu ve açtığı tezgahta sadece birkaç parça eşya vardı.

 

Nie Li elini küre şeklindeki nesneye attı ve incelemeye başladı. Bu metalik yapının içinde parlak bir kristal bulunuyordu. Kristalin içinde ise sürekli şekil değiştiren bir kar fırtınasına benzer bir görüntü vardı.

 

Nie Li bu sahneyi gördükten sonra birkaç dakikalığına donup kalmıştı. Bu nesne Efsanevi Kar Tipi Ruhani Mücevheri olmalıydı.

 

Ç.N: Etmedi dört ☹

 

“Genç efendi elinizde tuttuğunuz nesne benim ailemin nesiller boyu aktardığı bir hazinedir. Eğer ailem şu anda bu kadar açlık çekmeseydi onu satmayı aklımın ucundan bile geçirmezdim.” dedi yaşlı bir adam. Sesi oldukça boğuk ve zayıf geliyordu.

 

“Bunun fiyatı ne kadardır acaba?” dedi NieLi.

 

“Beş çanta gıda verirsen yeter.” dedi yaşlı adam.

 

“Beş çanta gıdaya mı bunu satıyorsun?” diye bağırdı Nie Li bir anda. Bu bir çeşit şaka filan mıydı? Beş çanta gıdaya bir tane Kar Rüzgarı Ruhani Mücevheri mi alınabiliyordu? Bu Kar Rüzgarı Ruhani Mücevheri dokuz muhteşem cevherlerden bir tanesiydi. Bu Kar Rüzgarı Ruhani Mücevherini bir Kar Tipi şeytan ruhunun üstünde kullansaydın onun ruh gücünü birkaç kat artırırdı. Ayrıca bu şeytan ruhunun dövüş yeteneklerinin içerdiği güç miktarı da artardı.

 

Ç.N: Ye Ziyun level up!!

 

Bu basitçe Tanrı Seviyesi bir nesneydi.

 

“Beş çanta gıda çok mu pahalı oldu? O zaman üç çanta gıda malzemesi versen yeter.” dedi Yaşlı adam. Nie Li dikkatli bir şekilde bakıyordu. Nie Li'nin az önce verdiği tepkiden dolayı korkmuş gibi gözüküyordu.

 

“Öhööm! Öhöööm!” NieLi kuru kuru öksürdü. Yaşlı adamın davranışından dolayı bir şeyler anlamıştı. Karanlık Çağ sırasında birçok nesnenin nasıl kullanıldığına dair bilgiler ortadan kaybolmuştu. Eğer bu nesne bu yaşlı adamın ailesinin kurucusunun ellerinde bile olsaydı hiçbir işe yaramayabilirdi. Eğer bu nesneyi bir yemekle takas edebilirlerse atalarından kalan bu nasıl kullanıldığını bilmedikleri nesneyi ellerinde tutmanın onlara faydası olur muydu?

 

Yaşlı adam çaresizce Nie Li’ye baktı ve “Tamam o zaman iki çanta gıda malzemesi ver. Daha fazla fiyatı düşüremem.” dedi.

 

Ç.N: Lan Nie Li adamı ne zor durumda bırakıyon. Ver işte adama beş çanta. Eline mi yapışır amk. ☹

 

Nie Li yaşlı adama dikkatlice baktı ve bu adamın bu değerli mücevheri kullanabilmesinin imkanı yoktu. Şu anda ona en gerekli şey yemekti.

 

“Yirmi poşet gıda malzemesi ve beş kilo et!! Bunların hepsi senin!” NieLi sağ elini oynattı ve uzaysal yüzüğünden bir yığın gıda malzemesi ortaya çıktı. Eğer daha fazla miktarda gıda malzemesi verseydi bu yaşlı adam onları taşmakta zorluk çekebilirdi.

 

Ç.N: Adam! Adam! Lan Aferin NieLi.

 

Bu kadar gıda malzemesini bir arada gören Yaşlı Adam birkaç dakika olduğu yerde dondu kaldı. Kendine geldikten sonra gözlerinden yaşlar akarak Nie Li’ye doğru yürümeye başladı.

 

Bu kısmı okuduktan sonra niyeyse bu şarkı aklıma geldi. Yaşlı adam için bir dal sigara yakalım ☹ Üzdün be dayıı!!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44239 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr