Tales of Demons & Gods - Bölüm 249: İnceleme

---

Çeviri: AllenWalker Düzenleme: RubyCrow

 

 

 

Nie Li rakibinden yayılan korkunç bir baskının kendisine doğru geldiğini hissetti.

 

Öncesine göre daha da güçlü bir enerji dalgası yayıldı. Rakibinin gelişim hızı beşinci kata ulaştığında eskisine oranla daha da hızlanmış gibiydi.

 

Nie Li tam oturup pratik yapacaktı ki, beyaz cüppeli genç aniden ayağa kalktı ve Nie Li'ye doğru sayısız kara zincir göndermeye başladı.

 

Tek kelime etmeden saldırıya mı geçti?

 

Kendisine gelmekte olan zincirleri görünce Nie Li anında geriye doğru atladı.

 

Boom! Boom! Boom!

 

Beşinci kat, bir anda çıldırmış bir boğa gibi ilerleyen enerji dalgalanmalarıyla kaplandı.

 

"Seninle burada karşılaşmayı hiç ummazdım." dedi beyaz cüppeli genç gülümseyerek.

 

"Bu benim içinde sürpriz oldu, Şeytan Lordu." dedi Nie Li soğuk ifadelerle Şeytan Lorduna bakarak.

 

"Demek benim kim olduğumu çoktan tahmin ettin." dedi Şeytan Lordu ve aynı zamanda eliyle bir mühür oluşturdu.

 

Bedeni hızlı bir değişim geçirdi ve bir anda sekiz kollu beş altı metre civarında boyu olan bir deve dönüştü. Kocaman ellerine Hell Yasasının enerjisini katarak Nie Li'ye doğru bir yumruk savurdu.

 

Allen: Seride iki farklı Cehennem kelimesi geçiyor. Birisi Nether diğer Hell. Uzun zamandır kullandığım için Nether olanı Cehennem olarak çevirmeye devam edeceğim. Bu sebepten ötürü Şeytan Lordunun kullandığı Cehennem'i direkt Hell olarak yazacağım.

 

"Bu kadarını tahmin edemeseydim bir salaktan ne farkım kalırdı." dedi Nie Li fakat Şeytan Lordunun bileşmiş olduğu Şeytan Ruhunu gördüğü zaman şaşırmadan edememişti.

 

Nie Li, Şeytan Lordunun çok nadir olan Sekiz Kollu Kara Cehennem Zebanisi ile birleşebileceğini hiç düşünmezdi. Bu tür bir şeytan canavarı sadece Hell Bölgesinde görülürdü. Son derece korkutucu bir güce sahip olan bu şeytan canavarının aynı zamanda çok korkunç savaş yetenekleri de vardı. Genel olarak bu şeytan canavarı gizemli ve bilinmeyen bir şeytan canavarıydı.

 

Nie Li bile bu şeytan canavarının sadece bir kaç yeteneğini biliyordu.

 

Nie Li, Şeytan Lordunun Hell Yasasına karşı olan kavrayışının çok derin olduğunu hissetti hatta o kadar derindi ki Ruhani Tanrı Seviyesinden bir adım uzaktaydı.

 

Boom! Boom! Boom!

Hell Yasası tüm çevrede büyük bir patlamaya sebep oldu. Saldırılardan bir tanesi Nie Li'nin çok yakınına kadar gelmişti ve bu darbeden dolayı Nie Li geriye doğru uçmaya başladı.

 

Nie Li'nin ağzının kenarından kanlar akmaya başladı ve aynı zamanda Nie Li iç organlarının neredeyse patlamak üzere olduğunu hissetti.

 

Atladıktan sonra bir duvara indi ve kafasını yukarı doğru kaldırıp kükredi.

 

Hızlıca Işık ve Karanlığın yasalarını bir araya toplayarak bir beyaz bir siyah küre oluşturdu.

 

Yin-Yang Patlaması x10

 

Woosh! Woosh!

 

Siyah ve beyaz küreler kendi etraflarında dönerek Sekiz Kolu Zebaniye doğru uçmaya başladı.

 

İki küre birbirine çarpıp şiddetli bir şekilde patladılar, patlama Şeytan Lordunu da içerisine aldı. Nie Li bile bu patlamadan dolayı oluşan enerjiden dolayı geriye doğru itilmişti.

 

"Öldü mü?" Nie Li şok dalgasını bir nebze de olsa azaltmak için kollarını önünde çapraz olarak birleştirdi.

 

Kafasını kaldırdı ve Şeytan Lordunun ölüp ölmediği kontrol etmek için etrafa bakmaya başladı. Sonuçta Şeytan Lordunun sahip olduğu güç miktarını tam olarak bilmiyordu.

 

Yin-Yang Patlamasının etkisi daha bitmemişti ki Sekiz Kollu Zebani bir anda Nie Li'nin yanında belirdi.

 

Onun hareketleri Nie Li'nin tepki bile veremeyeceği kadar hızlıydı. Sekiz Kollu Zebani iki koluyla Nie Li'nin sağ ayağını tuttu ve onu havaya kaldırıp yere yapıştırdı.

 

Boom!! Boom! boom!

 

Sekiz Kollu Zebani hiç yorulma belirtisi göstermeden Nie Li'yi sürekli olarak havaya kaldırıp ardından yere yapıştırıyordu.

 

Allen: Hulk'un Loki'ye yaptığının aynısı.

 

Bu korkunç darbelere karşı Nie Li iç organlarının patlayacakmış gibi olduklarını hissetti ve enerjisi gitgide azaldığı için insan formuna geri döndü.

 

Plop! Plop!

 

Kollarında Ölüm Yasasını kullanarak bir koruma zırhı oluşturdu ve aynı zamanda sırtında bir siyah bir beyaz olmak üzere iki kanat çıkartarak Sekiz Kollu Zebaninin saldırılarını karşılamaya çabaladı.

 

Boom! Boom! Boom!

 

Bu iki uzman Beşinci Katta birbirlerine saldırırken arkalarında ardıl görüntüler oluşuyordu.

 

Korkunç şok dalgaları etrafa zarar veriyordu.

 

Eğer Kara Cehennem Kulesi sıradan bir yapı olsaydı veya burada bu iki kişiden başka bir uzman daha olsaydı, uzman ve yapı şu ana kadar ortaya çıkan enerji dalgaları tarafından tamamen yok edilirdi.

 

"Senin yeteneğinin çok korkutucu olduğunu kabul etmek zorundayım. Üç tane yasanın enerjisini kullanmayı başarabilmişsin. Fakat benim Üstün Fiziğimle kıyaslanınca senin gücün çok yetersiz kalıyor. Kader çoktan senin benim rakibim olamayacağını belirlemiş durumda." dedi Sekiz Kollu Zebani ile birleşmiş olan Şeytan Lordu.

 

Sekiz Kollu Zebaniden kırmızı parıltılar yayılmaya başladı. Onun güç seviyesi daha da artmıştı.

 

Nie Li, Şeytan Lordundan yayılan korkutucu baskıyı hissetti. Şeytan Lordu, onun geri doğmasından sonra karşılaştığı en güçlü rakipti. Şu anki sahip olduğu güçle Şeytan Lorduna karşı gelemezdi.

 

On Bin Ruh Hapsi Düzeni!

 

Şeytan Lordu öfke dolu bir kükreme savurdu ve ellerinden birisini yumruk haline getirip Nie Li'ye doğru savurdu.

 

Onun yumruğunda keder için sayısız ruh varmış gibi duruyordu. Ortaya çıkan bu korkunç baskı yoluna çıkan her şeyi toza çevirerek ilerlemeye başladı.

 

Nie Li, kalbinde şok olmuş durumdaydı. Şeytan Lordunun açığa çıkarttığı enerji çok çok fazlaydı. Onun hemen Ölüm Yasasını kullanarak enerji ile arasında kemikten duvarlar oluşturması gerekiyordu.

 

Boom! boom! Booom!

 

Kemikten duvarlar birbiri ardına kırılmaya başladı.

 

Nie Li, Şeytan Lordunun kullandığı bu tekniğin zayıf noktasını aramaya başladı fakat Şeytan Lordu çok güçlüydü. Onun enerjisi üstündeki hâkimiyeti Nie Li'nin bile rakip olamayacağı şekilde mükemmeldi.

 

Nie Li'nin bastırıldığını gören Yu Yan daha fazla dayanamadı. Elini salladı ve Nie Li'nin hemen önünde Alev Yasasından bir duvar oluşturdu.

 

Üstüne bir de Alev Zincirleri oluşturmaya başladı ve bu zincirleri bir araya getirdi. Zincirler bir araya geldiği zaman yılan halini aldılar ve Şeytan Lorduna doğru ilerlemeye başladı.

 

Şeytan Lordunun, On Bin Ruh Hapsi tekniği Nie Li'nin oluşturduğu bütün kemik duvarlarını kırmayı başardı ve Yu Yan'ın oluşturduğu alev duvarıyla temas edince yavaşlamaya başladı.

 

Kendisine doğru gelmekte olan alev yılanını gördüğü zaman Şeytan Lordu sekiz koluyla yılanı tuttu.

 

Boom! Boom! Boom!

 

"Sonunda yardımcın kendini göstermeye karar verdi." dedi Şeytan Lordu soğuk bir ses tonuyla.

 

Nie Li ağzının kenarından akan kanları eliyle sildi. Her ne kadar Nie Li'nin kendisini korumak için birkaç tekniği olsa da savaş uzarsa Şeytan Lorduna karşı bir şey yapamayacağının farkındaydı.

 

Şeytan Lordu çok güçlüydü!

 

Üstüne bir de Nie Li, Şeytan Lordunun bedeninde hala ortaya çıkartmadığı şeytani bir enerjinin olduğunu hissetti. Eğer bu enerjiyi serbest bırakmaya karar verirse sonucu felaketle bitebilirdi.

 

Yu Yan havada süzülürken soğuk bir ifadeyle Şeytan Lorduna bakıyordu. Her an tüm gücüyle saldırmaya hazırdı.

 

Fakat Yu Yan bile kalbinde Şeytan Lordunun rakibi olamayacağını düşünmeye başlamıştı.

 

Aniden, Şeytan Lordunun bedeni eski haline dönmeye başladı. Daha sonra Nie Li'ye baktı ve "Bu kavgadan sonra senin Ruh Konstelasyon uzmanı olmadığına emin oldum. Senin sahip olduğun bilgileri nasıl öğrendiğini merak etmeye başladım. Benim ilgimi çekmeyi başardın. Bugün seni öldürmeyeceğim. Açıkçası senin gelecekte ulaşabileceğin güç seviyesini görmek istiyorum." dedi.

 

Kavganın en başından bu zaman kadar Şeytan Lordu Nie Li'yi öldürmek istemiyordu. Sadece onun sahip olduğu güç seviyesini incelemek istemişti.

 

"Boş yapmayı bırak beni öldürmeye götün yemiyor değil mi?" diye karşılık verdi Nie Li. Şeytan Lordunun kendisinden daha güçlü olduğunu düşünmesini istemiyordu.

 

Her ne kadar şu anda bir Efsane Seviyeli uzman olsa da Nie Li gücünü arttırmak için sayısız gizli teknik biliyordu.

 

Şu anda bu teknikleri kullanarak Şeytan Lorduyla başa çıkabilirdi. Şeytan Lordunun gizli kozlarını bilmediği için kendiside gizli kozlarını ortaya çıkartmak istemiyordu.

 

"Oh. Kendinden baya eminsin." dedi Şeytan Lordu Nie Li'ye bakarak.

 

Her ne kadar Nie Li'nin sahip olduğu gücün kendisinden daha az olduğunu bilse de Nie Li’nin ortaya çıkartmadığı başka kozlarının da olduğunu hissetmişti.

 

Bu kozlardan dolayı Nie Li ile savaşmayı bırakmıştı. Şu anda onun gelişimi kritik bir noktadaydı ve önemsiz kişiler yüzünden sıkıntıya girmek istemiyordu.

 

Şeytan Lordu, havada süzülmekte olan Yu Yan'a bakmaya başladı. Eğer tahminleri doğruysa bu havada süzülmekte olan küçük kadın bedenini tekrar oluşturmakta olan bir Ruhani Tanrıydı. Bu küçük kadının gücü ölçülemeyen bir seviyedeydi.

 

Şeytan Lordu içinden 'İlk olarak Ejderha Kalıntıları Bölgesine gitmem gerek. Bu konu haricindeki bütün konular önemsiz.' diye düşündü.

 

Kara Cehennem Kulesinin beşinci katındaki savaş nihayet bitmişti.

 

Nie Li ve Şeytan Lordu gelişimlerini arttırmak için pratik yapmaya geri dönmüşlerdi. Her ne kadar aralarında hala düşmanlık olsa da şu anda kavgaya son vermişlerdi.

 

Bu tür bir durum Anatta Zihinsel Duruma girmekten daha zor bir durumdu. 

 

Ölüm Bölgesinin Dokuzunca Katmanında.

 

Cehennemin Efendisi ve diğer uzmanlar kendi aralarında konuşuyorlardı.

 

"Bu iki gencin sahip olduğu potansiyel sıra dışı. Onların birleştiği Şeytan Ruhları bile çok güçlü. Bu ikiliden hangisinin daha üstün olduğunu söylemek gerçekten çok zor." dedi Tian Hun gülerek.

 

"Korkarım ki yanlış düşünüyorsun. Beyaz Cüppeli genç diğerine göre biraz daha güçlü. Fakat diğer gençte hiç zayıf değil."

 

Ling Yun kaşlarını çatmış vaziyette önündeki suya bakıyordu. O, Nie Li ve Şeytan Lordunun tüm güçleriyle savaşmadıklarını düşünüyordu.

 

Xiao Yu arka tarafta geçen konuşmaları dinliyordu. Başlangıçtan bu zamana kadar Nie Li’nin sıradan birisi olmadığını düşünüyordu. O, Nie Li ve Şeytan Lordu savaşmaya devam etselerdi kimin kazanıp kimin kaybedeceğini tahmin etmenin imkânsız bir durum olacağına inanıyordu.

 

Küçük bir çocuk olduğu zaman Xiao Yu babasını takip etmişti ve İlahi Tüyler Tarikatına gitmişti. Şu anda ise ilk defa Minik Dünyada yaşayan birisi onun ilgisini çekmişti.

 

"Yu Yan'ında burada ortaya çıkacağını hiç düşünmezdim." dedi Ling Yun.

 

Tian Hun çayından bir yudum aldı ve sakin bir şekilde "Yu Yan, Ejderha Kalıntıları Bölgesinin varlığından haberdar olmayan düşük sınıf bir Ruhani Tanrı." dedi.

 

Bu yedi uzman arasından Cehennemin Efendisi hariç diğer altı kişi daha önce hiçbir zaman kendilerini Minik Dünyada göstermemişlerdi, hatta büyük savaşta bile. Bundan dolayı Yu Yan gibi Ruhani Tanrılar bu uzmanların varlığından bir haberlerdi.

 

Cehennemin Efendisi bir süre düşündükten sonra "Her ne kadar Yu Yan düşük sınıf bir Ruhani Tanrı olsa da, Ruhani Tanrılar arasında çıkan büyük savaş sırasında çok fazla uzman tarafından saldırıya uğrasa da bu uzmanlardan hiçbiri onun ruhunu parçalayamadı. Daha sonra zorla kendisini Kara Kaynakta gizlemek zorunda kaldı. Ayrıca Şeytan Klanın kolayca elde edemediği tek Ruhani Tanrıdır. Onun yanında olduğu çocukla birlikte İlahi Tüyler Tarikatına girmesine izin verelim derim." dedi.

 

"Kafana göre takıl." dedi diğer uzmanlar gülümseyerek.

 

Aniden, Cehennemin Efendisi bir şeyler hissetti ve gözleri ışıl ışıl parlamaya başladı.

 

"Cehennem bölgemize bir misafir geldi. Gidip onu karşılayalım." dedi Cehennemin Efendisi ve kara bir duman halinde gözden kayboldu.

 

"Misafir mi?" Xiao Yu babasının gittiği yöne doğru bakmaya başladı. Kafası karışmıştı. Babasının bahsettiği misafir kim olabilirdi ki?

 

Arkada kalan altı uzmana baktı. Onlarında yüzlerinde soğuk bir ifade vardı. Acaba o olabilir mi?