Bölüm 263: Gökyüzü Ruhu Enstitüsü

avatar
9859 9

Tales of Demons & Gods - Bölüm 263: Gökyüzü Ruhu Enstitüsü


Çevirmen: AllenWalker  Düzenleyen: Asile

 

Ejderha Kalıntıları Bölgesi

 

Bu dünyada çok fazla güçlü uzman bulunuyordu. Doğru yolda ilerleyen uzmanlar İlahi Tüyler, İlahi İşaret, Değişmeyen, Bin Çiçek, Gökyüzü Kaynağı ve Gökyüzü Ateşi tarikatlarına katılıyorlardı. Şeytani yolu takip eden uzmanlar ise Şeytan Tanrısının, Beş Ok Şeytanı, Kızıl Ay tarikatlarına katılıyorlardı. Ayrıca kendilerini dış dünyadan gizlemiş tarikatlarda bulunuyordu.

 

Bu tarikatlar uzun zaman önce kurulmuş olup şimdiye kadar sayısız uzman yetiştirmiş tarikatlardı.

 

Ejderha Kalıntıları Bölgesin’in Doğu Kısmında.

 

Bu muazzam genişlikteki bölgenin tamamı İlahi Tüyler Tarikatı’na aitti.

 

Kimse İlahi Tüyler Tarikatı’nın ne zaman kurulduğunu bilmiyordu. Bu tarikat yüzlerce milyon insanın yaşadığı şehirleri yönetmektedir. Sadece dış saha öğrencilerini saymaya kalkarsan bir kaç milyon insanı saymak zorunda kalırdın. İlahi Tüyler Tarikatı’nda kaç tane uzmanın var olduğunu kimse bilmiyordu.

 

İlahi Tüyler Tarikatı; Dış Saha, İç Saha ve Cennet olmak üzere üç kısımdan oluşuyordu. Sıradan insanlar, Dış Saha’ya bile girmeyi başaramıyorlardı. İç Saha’ya ait bilgiler daha azdı. Cennet’in ise tamamen efsane olduğuna dair dedikodular yayılmaktaydı.

 

Sahalardan hariç, İç Saha’nın içerisinde bulunan Gökyüzü Ruhu Enstitüsü diye bir yer daha vardı. Uzaklarda bulunan bazı şehirlerden ve küçük dünyalardan gelen bir çok dahi burada gelişim yapmaktaydılar. Gökyüzü Ruhu Enstitüsü tarikattan bağımsız bir krallık gibiydi. Milyonlarca öğrenciye sahip bir okuldu.

 

Gökyüzü Ruhu Enstitüsü dağların derinliklerinde bulunuyordu. Yapıları ormanın içerisinde yer alıyorlardı ve görünüş olarak muhteşem gözüküyordu.

 

Xiao Yu, Nie Li, Lu Piao ve Guan Yi ormanın içindeki küçük bir patika yoldan ilerliyorlardı. Guan Yi, yirmili yaşlarda Yarı Tanrı Seviyesine ulaşmış bir uzmandı. Onun ailesi Cehennem Şehri’nde bulunan Xuyu Klanıydı. Ten renklerinin kırmızı olması dışında insanlarla aynı yapıya sahiplerdi.

 

Guan Yi çok kibirli bir yüze sahipti ve Nie Li onun bu ifadesinden rahatsız oluyordu. Aynı ustaya sahip olmalarına rağmen daha tek bir kelime bile etmemişlerdi.

 

Gökyüzü Ruhu Enstitüsü’nden bir kaç öğrenciyle karşılaşmışlardı. Şu anda on yılda bir yapılan öğrenci kabul töreni vardı. Bundan dolayı bu alanda bulunan her uzman Gökyüzü Ruhu Enstitüsü’nün öğrencisi olabilirdi.

 

Xiao Yu yol boyunca Enstitüyle ilgili bilmeleri gereken konulardan bahsetmeye başlamıştı. "Gökyüzü Ruhu Enstitüsü kendi içinde beş bölgeden oluşmaktadır. Her bir bölge güç sıralamasına göre birbirinden ayrılmışlardır. Bölgeler arası güç sıralamasında Merkez Bölge birinci sırada, Doğu Bölgesi ikinci sırada, Batı üçüncü; Kuzey ve Güney en az güce sahip bölgelerdir. Bölgenizi belirlemek için testlere tabii tutulacaksınız." dedi.

 

Daha sonra Guan Yi'ye baktı ve "Bir de size anlatmam gereken önemli bir husus var. Efsane Seviye veya Yarı Tanrı Seviyede olsanız da fazla küstah davranmanızı tavsiye etmem.  Şu anda Ejderha Kalıntıları Bölgesindesiniz ve Efsane Seviye veya Yarı Tanrı seviyenin en düşük seviye olduğunu bilmenizi isterim. Ejderha Kalıntılar Bölgesi’nde gelişim beş aleme ayrılmıştır. Sırasıyla Göksel Kader Alemi, Göksel Yıldız Alemi, Göksel Mihver Alemi, Ejder Daosu ve Martial Ancestor. Her bölge kendi içerisinde dokuz kademeye ayrılmıştır. Göksel Kader Alemi’nin altındaki gelişim seviyeleri Dünya Kader Alemi’nin içerisinde yer almaktadır. Kader Ruhu’nu oluşturamamış insanlara bu bölgede gelişimci denilmemektedir."

 

Xiao Yu'nun sözlerini duyduktan sonra Guan Yi şok olmuştu. Cehennem Bölgesinde Yarı Tanrı Seviyesindeki bir uzman zirvede yer alıyordu. Fakat buradaki uzmanların gözünde bir hiçti.

 

Guan Yi, Nie Li'ye bakmaya başladı. Nie Li'den çok hoşlanmıyordu. İkisi de Cehennemin Efendisi’nin öğrencisi olmasına rağmen Nie Li ustasına göre daha fazla önem arz ediyordu. Üstüne birde Nie Li, Cehennemin Efendisi’nin oğluyla yakın bir ilişkiye sahipti. Guan Yi kendisini dışlanmış gibi hissediyordu.

 

Nie Li, Guan Yi'nin kendisinden pekte hoşlanmadığının farkındaydı. Fakat bu konuyu çokta umursamıyordu. Onun iki düşmanı vardı birisi Şeytan Lordu diğeri ise Bilge İmparator’du. Guan Yi onun düşmanı olarak sayılabilecek bir yeteneğe sahip değildi.

 

Xiao Yu'nun rehberliğinde üçlü bir avluya gittiler, burada öğretmenler bazı öğrencilerin isimlerini söyleyip teste tabi tutuyorlardı. Bu öğretmenlerin hepsi uzun cüppeler giymektelerdi ve her biri etrafına boğucu bir aura yayıyordu. Bu öğretmenler en azından Göksel Kader Aleminde olmalılardı.

 

Xiao Yu bir öğretmenin yanına gitti ve "Bu, oradaki üç öğrencinin referans mektubudur." dedi.

 

Bu öğretmen otuzlu yaşlarında gibi duruyordu ve üzerinde gümüş renginde uzun bir cüppe vardı. Başını kaldırıp Xiao Yu'yu fark ettiği zaman biraz şaşırmış bir ifadeyle "Xiao Yu, bu sensin." dedi.

 

Bu öğretmeni duydukları zaman diğer iki öğretmende başını çevirip ona bakmaya başladılar.

 

Gümüş renkli cüppe giyen öğretmen Nie Li ve diğerlerine baktı ve "Referans mektubunu okudum, onları buraya getir." dedi.

 

Xiao Yu kafasını onaylama anlamında salladı, Nie Li ve diğerlerine dönerek "Beni takip edin." dedi.

 

Nie Li, Xiao Yu'nun adını duydukları zaman şok olan diğer iki öğretmene bir bakış attı. Görünüşe göre Xiao Yu'nun Gökyüzü Ruhu Enstitüsü’nde bir ağırlığı vardı. Xiao Yu hala kader ruhunu oluşturamamış gibiydi.

 

Birkaç koridordan geçerek binlerce öğrencinin bulunduğu geniş bir avluya çıktılar.

 

Xiao Yu arkasını döndü ve "Öğrenci olmak için buraya gelenleri bir teste tabi tuttuklarını daha önce söylemiştim. Bu test sizin Ruhani Kökünüz’ün ne kadar güçlü olduğunu ölçecek. Ruhani Kökler üçe ayrılmıştır. Cennet, Dünya ve İnsan. Bunların her biri de kendi içinde dokuz seviyeden oluşuyor. Bir gelişimcinin Ruhani Kök derecesi ne kadar güçlü olursa Cennetin Enerjisini  o kadar iyi özümseyebilir." dedi.

 

"Senin Ruhani Kök derecen nedir?" diye sordu Lu Piao.

 

"Ben Yedinci Seviye Cennet Ruhani Kökü’ne sahibim." dedi.

 

Xiao Yu'nun derecesini söylediği zaman Nie Li şok geçirmişti. Xiao Yu'nun yeteneğinin bu kadar iyi olacağını hiç düşünmemişti. Bundan dolayı Xiao Yu'nun hala Kader Ruhu oluşturmayı başaramamasını da biraz garip bulmuştu. Normalde Yedinci Seviye İnsan Ruhani Kökü’ne sahip bir gelişimci yetenekli olarak kabul edilirdi. Beşinci Seviye Dünya Ruhani Kökü ve üzerindekilere dahi denilirdi. Cennet Ruhani Kökü’ne sahip olanlara rastlamak son derece zordu. Koskoca İlahi Tüy Tarikatı’nda muhtemelen Cennet Ruhani Kökü’ne sahip binden fazla gelişimci yoktur.

 

"Yedinci Seviye Cennet Ruhani Kökü güçlü mü sayılıyor?" diye sordu Lu Piao Nie Li'ye bakarak.

 

Lu Piao'nun sorusunu duyan diğer öğrenci adayları ona garip ifadelerle bakmaya başlamıştı. Bu çocuk bir salak mı? Böyle bir soru sormak gerçekten cesurmuş! Cennet Ruhani Kökü’ne sahip olan insan görmek son derece nadir gerçekleşen bir olaydır! Üçüncü Seviyenin üstüne dahilerin dahisi deniliyordu. Yedinci Seviye ve üzeri ise cennete meydan okuyanlar olarak adlandırılıyor!

 

Garip bakışların kendisine yönlendiğini fark eden Lu Piao kafasını öne eğdi. Çok saçma bir soru sorduğunu fark etmişti.

 

Nie Li, Xiao Yu'ya bakmaya başladı. Onun yaşına gelmiş ve Yedinci Seviye Cennet Ruhani Kökü’ne sahip bir gelişimci çoktan Kader Ruhu’nu oluşturmuş olmalıydı. Peki o zaman neden hala Kader Ruhu’nu oluşturamamıştı? Nie Li'nin kafası çok karışmıştı.

 

Nie Li bu teste önceki hayatında girmişti. Önceki hayatında Ruhani Kökü’nün seviyesi Yedinci Seviye Dünya Ruhani Kökü’ydü. Fakat Zamansal Şeytan Ruhuna Sahip olduğu için Nie Li'ni gelişim Seviyesi önceki hayatında Savaşçı Daosu’nun zirvesine ulaşmıştı.

Allen: Bu Savaşçı Daosunun ne olduğu açıklanmadı daha önce.

 

Her ne kadar bu hayatında Zamansal Şeytan Ruhu Kitabı’na sahip olmasa da önceki hayatında edindiği bilgileri hala hatırlıyordu.

 

"Bu Ruhani Kök testini hiç sevmedim. Ben böyle testlerden çok korkuyorum. Bu tür testlerde hep sonuncu oluyorum." dedi Lu Piao.

 

"Ruhani Kök testinin Ruh Gücü testi gibi testlerle alakası yoktur. Tekniğine uygun olarak çalışmaya devam et. Ruhani Kökün çok iyi olmasa da güç olarak çok yükseklere çıkmayı başarabilirsin. Çok fazla kafana takma." dedi Nie Li, Lu Piao'nun omzuna vurarak.

 

Guan Yi Lu Piao'ya bakarak gülmeye başladı. Böyle bir testten korkmak vasatlara uygun bir olaydı.

 

Sınava giren öğrencilerin sayısı sabit bir şekilde artmaya devam etti.

 

"Üçüncü Seviye İnsan Ruhani Kökü, geri gönderin!"

 

"İkinci Seviye İnsan Kökü, geri gönderin!"

 

Lu Piao, Xiao Yu'ya garip bir yüz ifadesiyle bakarak "Geri gönderin derken?" dedi.

 

Xiao Yu "Geri gönderin demek, enstitü bu uzmanları öğrencisi olarak kabul etmiyor demektir. Gökyüzü Ruhu Enstitüsü, Beşinci Seviye İnsan Ruhani Kökü’nü ve üzerindeki seviyeleri öğrencisi olarak kabul eder. Daha altında olan ise geri gönderilir." dedi.

 

Xiao Yu'nun söylediklerini duyduğu zaman Lu Piao kafasını kaplumbağa gibi içeri çekti. Geri gönderilme olayı çok korkunçtu. Onlar beş sene boyunca Minik Dünya’ya gidemeyeceklerdi. eğer enstitü onları kabul etmezse ne olacaktı? Bu düşünce neredeyse Lu Piao'nun çığlık atmasına sebep oluyordu

 

Guan Yi, Lu Piao'ya baktı ve küçümseyici bir ses tonuyla "Çöp!" dedi.

 

Guan Yi'nin söylediği kelimeyi duyduğu zaman Nie Li sinirli bir şekilde "Sen kime çöp diyorsun lan!" dedi.

 

Nie Li, arkadaşlarıyla alay edilmesine izin vermeyen bir tipti.

 

Guan Yi, Nie Li'ye baktı ve "Kime söylediğimi gayet iyi biliyorsun!" dedi.

 

Xiao Yu kaşlarını çattı. Xiao Yu'da Guan Yi'den hoşlanmamıştı. Fakat Xiao Yu ileri doğru bir adım attı ve Nie Li'yi durdurmak için  "Gökyüzü Ruhu Enstitüsü kendi sınırları içerisinde kavga edilmesine kesinlikle izin vermeyen bir okuldur. Bu kurala uymayan kişi katı bir şekilde cezalandırılır. Aylarca Donmuş Mahzenler’de hapsedilirler." dedi.

 

Guan Yi'den her ne kadar hoşlanmasa da cezalandırılmamak için onunla uğraşmaya devam etmedi.

 

Xiao Yu, Guan Yi'ye baktı ve soğuk bir ses tonuyla "Hepiniz babamın öğrencilerisiniz. Umarım daha fazla sorun çıkarmazsınız. Bu size son uyarımdır!" dedi.

 

Xiao Yu'nun sözlerini duyan Guan Yi özür dilemek için "Genç Efendi Xiao Yu, az önce boşboğazlık yaptım. Kusuruma bakmayın lütfen." dedi.

 

Guan Yi soğuk terler dökmeye başladı. Xiao Yu'nun, Nie Li ve Lu Piao'nun tarafını tutacağını düşünmemişti. Xiao Yu'yu sinirlendirmenin saçma bir hareket olacağının farkındaydı. Nie Li ve Lu Piao'dan hoşlanmasa da Xiao Yu'yu sinirlendirmemek için onlarla fazla uğraşmamaya karar verdi.

 

Dört kişi sohbet ederek bizimkilerin yanına doğru geliyorlardı. En önde yürüyen gençten kötü auralar yayılıyordu. On yedi-on sekiz yaşlarında gibi duruyordu ve yüzünde kibirli bir gülümseme vardı.

 

Bu genç tuhaf bir ses tonuyla "Bu bizim Batı Bölgesi’nde bulunan süper dahi Xiao Yu değil mi? Burada sizinle karşılaşmayı hiç düşünmemiştim. Bu ne tesadüf!" dedi.

 

"Hua Ling söyleyeceğin bir şey varsa söyle. Yoksa laga luga yapma. Seninle sohbet edecek bir ruh haline sahip değilim." dedi Xiao Yu soğuk bir ses tonuyla.

 

Nie Li, Xiao Yu ve Hua Ling arasındaki düşmanlığı fark etmişti. Arkasında bir kaç tane adamı vardı ve onun güç seviyesi Göksel Kader Alemiydi.

 

Hua Ling gülerek ellerini Xiao Yu'nun omzuna atmaya çalıştı. Fakat Xiao Yu ellerini geri itti. Hua Ling gülerek kollarını geri çekti ve "Genç Efendi Xiao, her zamanki gibi çok kabasın!" dedi.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr