Bölüm 275: Ruh Damgası

avatar
9982 17

Tales of Demons & Gods - Bölüm 275: Ruh Damgası


Çevirmen: AllenWalker  Düzenleyen: Asile

 

 

Nie Li, Lu Piao'ya yüz tane Ruhani Taş verdikten sonra Xiao Yu'nun evine doğru yürümeye başladılar.

 

İkili kapıdan içeri girdiği anda Xiao Yu yanlarına geldi ve "Nereye kayboldunuz? Eve geldiğim zaman sizin burada olmadığınızı fark ettim, sizi aramaya çıkacaktım fakat sizin nereye gittiğinizi bile bilmiyordum!" diye çıkıştı.

 

Nie Li, Xiao Yu'nun yüzündeki endişeli ifadeyi gördüğü zaman biraz etkilenmişti. Her ne kadar Xiao Yu ile yeni tanışmış olsalar da Xiao Yu onlara oldukça iyi davranmıştı. Son zamanlarda Nie Li’nin Xiao Yu hakkındaki görüşleri değişmeye başlamıştı. Onunla arkadaş olabileceğini düşünüyordu. Her ne kadar biraz kız gibi davransa da bunda büyütülecek bir şey olmadığına karar vermişti.

 

"Ufak bir gezintiye çıkmıştık ve gezinti sonunda Ruhani Taş bulmayı başardık. Bunlar senin." dedi Nie Li ve Xiao Yu'ya bir kese attı.

 

Xiao Yu keseyi yakaladıktan sonra içine baktığı zaman şok olmuştu. Kesenin içinde yaklaşık olarak altmış tane Ruhani Taş vardı.

 

Xiao Yu anında kafasını iki yana salladı ve "Bu Ruhani Taşları nereden buldunuz? Bunları kabul edemem." dedi.

 

"Dediğim gibi ufak bir gezintiye çıktık. Gezintinin sonucunda beş yüz tane Ruhani Taş elde ettik. Biz kardeş değil miyiz? Kabul et gitsin." dedi Lu Piao. Gu Bei'ye yaptığı gibi Xiao Yu'nun da omzuna kolunu atacaktı fakat Xiao Yu güzel bir hareketle ondan kurtuldu.

 

Xiao Yu çok şaşırmıştı. Nie Li'nin bu taşları nasıl elde ettiğine dair herhangi bir fikri yoktu. Tekrar başını iki yana salladı ve "Ben bu Ruhani Taşları kabul edemem! Geri alır mısınız lütfen!" dedi. Konuşmasını bitirdiği zaman keseyi Nie Li'ye doğru uzattı.

 

Nie Li, Xiao Yu'nun elini havadayken tuttu ve geri ittirdi. "Biz buraya geldiğimiz zaman bize iki tane Ruhani Taş vermiştin. Biz onları kabul ettik. Şu anda bizim çok sayıda Ruhani Taşımız var ve doğal olarak bir kısmını sana veriyoruz. Eğer bu taşları kabul etmezsen bizi arkadaş olarak görmediğini düşünmeye başlayacağız!" dedi.

 

Xiao Yu elini geri çekti ve utangaç bir ifadeyle "Bunun benim yaptığım şeyle bir ilgisi yok. Ben size sadece iki tane Ruhani Taş verdim. Fakat siz bana altmış tane veriyorsunuz." dedi.

 

"Nasıl alakası yok?" dedi Nie Li kaşlarını çatarak ve devam etti "Senin o zamanlar sadece on iki tane Ruhani Taşın vardı ve iki tanesini bize verdin. Şimdi bizde beş yüz tane var sana verdiğimiz miktar hiçte fazla değil. Senin yaptığınla bizim yaptığımızın hiçbir fark yok! Üstelik bir de senin evinde kalıyoruz. Eğer bu taşları kabul etmezsen buradan başka bir yere taşınırız." dedi.

 

Xiao Yu bir kaç dakikalığına tereddüt ettikten sonra kafasını onaylama anlamında sallayarak "Tamam. Kabul ediyorum." dedi.

 

"Evvet! Sıkıntı kalmadığına göre biz odamıza gidiyoruz. Görüşürüz!" dedi Nie Li ve Xiao Yu'nun cevap vermesine fırsat bile vermeden arkasını dönüp uzaklaştı.

 

Xiao Yu, Nie Li'nin gidişini izlerken bir şeyler demek istedi fakat diyecek bir şey bulamadı. Elindeki Ruhani Taşlara bakmaya başladı. Dün Nie Li tedavi karşılığında sadece beş tane Ruhani Taş almıştı. Üstünden sadece bir gün geçmesine rağmen beş yüz tane taşla birlikte geri dönmüştü. Xiao Yu ne düşüneceğini bilmiyordu.

 

Lu Piao'da Xiao Yu'ya veda ettikten sonra odasına gitti.

 

Nie Li odaya girdikten sonra Jindan'ın içinde bulunduğu keseyi odanın bir köşesine bıraktı. Bu kadar Ruhani Taşın yardımıyla gelişimini hızlı bir şekilde arttırabilirdi.

 

Yu Yan, Nie Li'nin kolunun içerisinden dışarı çıktı. Nie Li'nin kolunun içerisinde gelişim yapıyordu. Nie Li'nin aurasının gelişim için oldukça kullanışlı olduğunu fark etmişti. Nie Li'nin kolunun içerisinde Cennet Enerjisini arttırmaya çalışmak dışarıya oranla katbekat daha iyiydi.

 

"Yu Yan abla, bu Ruhani Taşları alarak gelişim yapabilirsin." dedi Nie Li gülerek. Yu Yan'a içinde Ruhani Taşlar barındıran bir kese verdi.

 

"Teşekkür ederim Nie Li. Bu Ruhani taşların ne kadar değerli olduklarını biliyorum." dedi Yu Yan gülümseyerek. Yu Yan, Nie Li ile tanıştığı zamandan bu yana, onun arkadaşlarına ne kadar yardım ettiğini görmüştü ve onun çok güvenilir bir insan olduğunu da düşünüyordu.

 

Nie Li gülümsedi ve "Yu Yan abla çok kibar birisin. Olanları sende gördün ufak bir yardım karşılığı beş yüz tane Ruhani Taş elde ettim. Gelecekte daha fazla Ruhani Taşım olacağına emin olabilirsin. O yüzden kafana takmana bile değmez." dedi.

 

Nie Li'nin o güzel gülüşünü gördüğü zaman Yu Yan biraz duygusallaşmıştı. Çok uzun süredir yaşamasına rağmen kendisine iyi davranan kişi sayısı oldukça azdı. Nie Li'de bu insanlardan biriydi.

 

Yu Yan, Nie Li'nin omzuna kondu ve onun yanağını öptü. "Ne kadar değersiz olursa olsun yine de teşekkür ederim. Eğer sen olmasaydın ben hala Kara Kaynak’ta hapis hayatı yaşıyor olacaktım." dedi.

 

Yu Yan'ın öpücüğü karşısında Nie Li donup kalmıştı. Kara Cehennem Kulesi’nde yaşadığı olaydan sonra Yu Yan'da bir değişim olduğunu hissediyordu.

 

Fakat şu anki Yu Yan öncesine göre daha nazik ve daha insansı davranışlarda bulunuyordu.

 

Nie Li gülümseyerek "Önemli değil. Ben pratik yapmaya başlıyorum." dedi.

 

Eline bir tane Ruhani Taş aldı ve içindeki Cennet Enerjisini özümsemeye başladı. Ruhani Taşın içinden bir enerji dalgası dışarı çıktı ve direkt olarak Nie Li'nin Ruh Bölgesi’ne girdi.

 

Nie Li'nin omzunda oturmaya devam eden Yu Yan'ın gözlerinde karmaşık bir ifade vardı. Nie Li'ye bakarken yanakları kızarmıştı.

 

Nie Li'nin gelişime başladığını görünce Ruhani Taşların yanına gitti ve kendisi de eğitimine başladı.

 

Nie Li hızlıca Ruhani Taşın içindeki enerjinin hepsini özümsemişti. Taşın içindeki Cennet Enerjisi Nie Li'nin dantianında herhangi bir kıpırdamaya sebep bile olmamıştı.

 

Nie Li'nin bu durumla ilgili ikinci Ruhani Taşı özümsemeye başlamaktan başka yapabileceği bir şey yoktu.

 

İkinci taş, üçüncü taş...

 

Onuncu taşı özümsedikten sonra bile Nie Li'nin ruh bölgesinde herhangi bir enerji dalgalanması oluşmamıştı. Taşın içindeki enerjiler Nie Li'nin Ruh Bölgesine girdiği zaman sanki bir avuç toprağın denizde dağılıp gözden kaybolması gibi özümseniyordu. Ruh bölgesinde değişen tek şey asmaydı. Gitgide güçleniyordu. Asmanın üzerinde oluşan tohum çiçek açmıştı ve enerji özümsedikçe daha da güzelleşiyordu.

 

Bu asmanın bu kadar hızlı gelişmesinin sebebi muhtemelen Cennet Enerjisiydi. Asma Cennet Enerjisini hiç durmadan özümsemeye devam ediyordu.

 

Asma Cennet Enerjisini özümsedikçe Nie Li gelişim seviyesinin biraz biraz arttığını hissedebiliyordu. Nie Li acı bir şekilde gülümsemeye başladı. Üç yüz tane Ruhani Taşın onu uzun bir süre idare edeceğini düşünüyordu. Fakat tahmin ettiği gibi olmamıştı, Ruhani Taşların içindeki Cennet Enerjisini çok hızlı özümsüyordu.

 

Ruh Bölgesinde büyümekte olan asmanın doğası hakkında herhangi bir bilgisi olmasa da Nie Li bu asmanın kendinden bir parça olduğunu hissetmeye başlamıştı. Asma büyüdükçe gelişim seviyesinin de artacağını düşünüyordu.

 

Nie Li, Ruhani Taşların içindeki Cennet Enerjisini özümsemeye devam etti.

 

Yirminci taş, otuzuncu taş...

 

Özümsediği Ruhani Taş sayısı dur durak bilmeden artmaya devam ediyordu. Nie Li Cennet Enerjisini özümsemeye devam ettikçe gelişim seviyesinin sonunda gözle görülür bir şekilde arttığını hissetti.

 

Nie Li şu anda Dört Yıldız Efsane Seviyedeydi ve kısa zaman sonra Beş Yıldız Ruhani Seviyeye ulaşacağını hissediyordu. Şu anda düşündüğü tek şey Göksel Kader Aleminin duvarına çok hızlı bir şekilde ulaşmaktı.

 

Göksel Kader Alemine girdiği zaman gelişim seviyeleri tamamen değişecekti.

 

Uyumakta olan Jindan sanki bir şeyler hissetmiş gibi bir anda gözlerini açtı. Yerde duran enerjisi özümsenmiş Ruhani Taşları gördüğü zaman onların yanına hızlı bir şekilde gitti ve lokum yermiş gibi Ruhani Taşları yemeye başladı.

 

Nie Li daha fazla seviyesini arttırmamaya kadar verdi. Bir anda bu kadar güçlendiği zaman Ruh Bölgesi dalgalı bir deniz gibi olabilirdi. Bundan dolayı ilk önce sahip olduğu gücü pekiştirmek istiyordu. Gözlerini açtığı zaman Jindan'ın boş Ruhani Taşların yarısını yediği fark etti. Yerde taş kırıntıları bulunuyordu. Jindan'ın karnı şişmişti. Bu küçük adamın yüzünde tatmin olmuş gibi bir ifade vardı.

 

Bu küçük adam boş Ruhani Taşları lokum yiyormuş gibi yiyordu!

 

Nie Li, Jindan'ın taşları yediğini gördüğü zaman ne diyeceğini bilemedi. Bir kaç dakika düşüncelere daldı ve daha sonra Cennet Enerjisi özümsenmemiş bir Ruhani Taş aldı ve Jindan'a verdi.

 

Jindan, Ruhani Taş önüne düştüğü zaman sanki bir hazine bulmuş gibi taşı kanatlarının arasına aldı ve herhangi birinin çalmasından endişeleniyormuş gibi etrafa bakmaya başladı. Kimsenin çalmayacağından emin olduğu zaman taşı aldı ve çiğnemeye başladı.

 

Jindan taşı yemeyi bitirdikten sonra yanında duran boş Ruhani Taşlara daha fazla ilgi göstermeyi bıraktı ve başka bir enerji dolu taş istermişçesine Nie Li'ye bakmaya başladı.

 

Bu küçük adam ağzının tadını gerçekten iyi biliyordu. Enerjisi özümsenmemiş taşların daha faydalı olduğunu hemen anlamıştı.

 

Nie Li kafasını iki yana salladı ve "Şu anda çok fazla Ruhani Taşa sahip değilim. Sana sadece bir tane verebilirim. Eğer daha fazla Ruhani Taş istiyorsan benim dediklerimi dinlemek zorundasın." dedi.

 

Nie Li'nin söylediklerini duyduğu zaman Jindan onun ne demek istediğini anlamış gibi kafasını onaylama anlamında aşağı yukarı salladı.

 

Bu küçük adamı kandırmak çok kolaydı. Önceden Nie Li, Jindan'ın aurasını yenilemeye çalıştığı zaman bir engelle karşılaşmıştı. Bu kez Nie Li, Jindan’ın içine Cennet Enerjisini aktardı.

 

Nie Li bir kere daha Jindan'ın aurasını yenilemeye çalıştı. Bu sefer Jindan onu engellemek istemediğinden dolayı fazla bir dirençle karşılaşmamıştı. Nie Li, Cennet Enerjisini Jindan'ın içine gönderdikçe Jindan'ın geldiği soyun çok korkutucu olduğunu fark etti.

 

Bu güç Celastial Qilin'in sahip olduğu güçten bile daha fazlaydı.

 

Nie Li çok şaşırmıştı. Jindan'ın yetişkin olduğu zaman ne kadar güçlenmiş olacağını tahmin bile edemiyordu. Nie Li ufak ufak Jindan'ın içine Ruh Damgasını yerleştirmeye devam etti. Ruh Damgası oluşmaya devam ettikçe Nie Li, Jindan ile arasındaki bağında kuvvetlendiğini hissediyordu.

 

Nie Li bir adım daha ileri gitmek istedi fakat Jindan'ın Ruh Bölgesi’nden kendisine karşı direnç gösteren bir enerji dalgalanması hissetti.

 

Görünüşe göre daha fazla ilerleyemeyecekti. Nie Li bu ilerlemenin bile yeterince iyi olduğunu düşündüğü için şansını fazla zorlamadı. Ruh Damgası yavaş yavaş tamamlanacak bir şeydi. Birden tamamlamak isterse daha büyük sıkıntılar çıkabilirdi.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr