Bölüm 278: Sıralamadaki Değişim

avatar
10512 22

Tales of Demons & Gods - Bölüm 278: Sıralamadaki Değişim


Çevirmen: AllenWalker  Düzenleyen: Asile

 

 

Önlerinde ilerlemekten olan Xiao Yu'da kafasını kaldırdığı zaman güzel kızı gördü. O bile bu kızın güzelliği karşısında iç çekmesini engelleyemedi. Cennet ve Dünya arasında böyle bir güzellik... Kız aniden gözlerini açtı. Onun gözleri bir pınar suyu kadar berraktı.

 

Kız Xiao Yu'nun yanından geçerken gülümsedi ve basamaklardan aşağı doğru inmeye devam etti.

 

Her adımı narin ve güzeldi. Ona bakanları mest ediyordu. Kıyafetleri rüzgardan dolayı uçuşuyordu.

 

Çevredeki bütün öğrencilerin bu güzellik karşısında ağızları açık kalmıştı. Bu kızın yanında geri kalan her şey siyah beyaz gibiydi. Renksiz ve önemsiz.

 

Kız Xiao Yu'yu geçtikten sonra Nie Li ve Lu Piao'ya doğru ilerlemeye başladı. Gözleri Nie Li'nin üstünde kilitlendi ve gülümseyerek "Merhaba, ismin nedir? Seninle daha önce tanışmış mıydık?" dedi.

 

Onun delici bakışları sanki baktığı her şeyin içini görüyormuş gibiydi.

 

"Hayır." dedi Nie Li kafasını iki yana sallayarak. Önceki hayatında ustasının kendine söylediklerini hatırlamıştı. "Sen benim felaketimsin." Bundan dolayı bu hayatta Ustasıyla yakın bir ilişki kurmak istemiyordu Nie Li, hayatını güzel bir şekilde yaşamasını istiyordu.

 

Kız, Nie Li'ye şaşırmış bir ifadeye bakmaya devam etti. Bu çocuk kendisini gerçekten de tanımıyor muydu? Kaşlarını çatmıştı. Her ne kadar gelişim seviyesi çok yüksek olmasa da İlahi Şans yolundan ilerlediği için tanıştığı kişilerin kaderlerini az çok görebiliyordu. Fakat Nie Li'nin kaderini görmekte başarısız olmuştu. Bu çocuğun kaderini hesaplamaya çalıştığı zaman kaostan başka bir şey görmüyordu.

 

Neden Nie Li ona sanki kendisini çok uzun süredir tanıyormuşçasına bakıyordu? Bu ifade sahte değildi!

 

Kız bir şeylerin garip olduğunu hissediyordu, sanki Nie Li ile daha önce tanışmış gibiydi.

 

Dudaklarını ısırdı ve "Benim adım Ying Yueru, senin adın ne?" dedi.

 

Nie Li kızın ismini söylemesini beklemiyordu. Biraz şaşırmıştı. Önceki hayatında Ustasıyla uzun bir süreliğine birlikte olsa dahi Ustası ona ismini söylememişti. Peki bu hayatında neden Ustası ona tanıştıkları ilk anda ismini söylemişti?

 

Bu güzel kızın Nie Li ile konuşmak için ilk adımı kendisinin attığını gören çevredeki öğrenciler Nie Li'yi kıskanmışlardı. Uzun zamandır bu kızla konuşmak istiyorlardı fakat bunu yapmaya cesaret edemiyorlardı. Onlar bu güzel kıza sadece uzaktan bakmakla yetiniyorlardı. Onlar kızın Nie Li ile konuşmasını hiç beklemiyorlardı.

 

Bir kaç saniye sessizliğe bürünen Nie Li gülümseyerek "Benim adım Nie Li." dedi.

 

"Nie Li, Nie Li..." diye mırıldandı Ying Yueru kaşlarını çatmış bir şekilde ve devam etti "Neden ismin bana çok tanıdık geliyor? Sanki daha önce bu ismi duymuş gibiyim." dedi.

 

Nie Li kafasını kaldırdı ve kıza bakmaya başladı. Ustası bu hayatta ismini nereden duymuş olabilirdi ki?

 

"Her neyse, hatırlayamadım." dedi Ying Yueru gülümseyerek. Onun gülümsemesini gören öğrenciler donup kalmışlardı.

 

Baya ilerlemiş olan Xiao Yu arkasını dönmüştü. Nie Li ve Ying Yueru'nun muhabbet ettiğini gördüğü zaman bir anlığına duraksadı. Daha sonra arkasını dönüp Nie Li ve Lu Piao'ya doğru ilerledi.

 

"Nie Li, neler oluyor? Bu kızı tanıyor musun?" dedi Xiao Yu sesini Nie Li'ye aktardı. Ying Yueru'ya endişeli bir ifadeyle bakıyordu. "İlahi Tüyler Tarikatı’nın içindeki insanların kimlikleri karmaşık olabiliyor. Bu kızın kökenini bilmediğinden dikkatli olsan iyi edersin."

 

Xiao Yu'nun sözlerini duyduktan sonra Nie Li sadece gülümsedi. Her ne kadar Ying Yueru bu hayatta Nie Li'yi tanımasa da Nie Li onu çok iyi tanıyordu. Onun kalbi saf ve nazikti. Bir kişiye asla zarar vermek istemezdi.

 

"Sıkıntı yok. O bize asla zarar vermez." dedi Nie Li sesini Xiao Yu'ya aktardı.

Allen: Aktarmayı sadece kendi aralarında seslerini iletiyorlarmış gibi düşünün. İkisi dışında hiç kimse bu sesi duyamıyor.

 

"Onunla daha yeni tanışmana rağmen onun bize zarar vermek istemediğinden nasıl emin olabiliyorsun?" dedi Xiao Yu mutsuz bir şekilde.

 

"Biliyorum." dedi Nie Li.

 

Nie Li'nin gözlerinde hayranlık ifadelerini gördüğü zaman her ne kadar sebebini  bilmese de Xiao Yu sinirlenmişti. "Madem ona bu kadar çok güveniyorsun, yapabileceğim bir şey yok."

 

Xiao Yu arkasını döndü ve Nie Li’yi görmezden gelerek yukarı doğru çıkmaya başladı.

 

Nie Li, Xiao Yu'dan böyle bir tepki beklemiyordu. Biraz şaşırmıştı açıkçası. Onun sorunu ne acaba?

 

Ying Yueru, Xiao Yu'nun mutsuz bir şekilde arkasını dönüp gidişini izledikten sonra gülümseyerek Nie Li'ye baktı ve "Görünüşe göre arkadaşın beni hoş karşılamıyor. Fakat adını hatırladım Nie Li. Seninle kısa zaman sonra bir daha görüşeceğimizi düşünüyorum." dedi.

 

Ying Yueru gülümseyerek basamaklardan aşağı doğru inmeye başladı. Onu güzelliği bütün öğrencilerin bakışlarını kendisine çekmişti.

 

Bu kız çok güzel!!!!

 

Ying Yueru gözden kaybolduktan sonra ona bakan bütün öğrenciler Nie Li'ye düşmanca bir ifadeyle bakmaya başladı. Bir çok öğrenci Ying Yueru'yu uzun zaman önce görmüşlerdi fakat hiçbiri onun arkasının sıradan olduğunu düşünmediği için ona yaklaşmaya cesaret edememişti. Sonuçta yüz otuzuncu basmağa kadar ulaşmayı başaran bir kişi hiçte sıradan sayılmazdı.

 

Burada bulunan öğrencilerin çoğu Ying Yueru'ya baktığı zaman ona ulaşmanın imkansız olduğu hissine kapılıyordu. Fakat Nie Li hiçbir şey yapmadan Tanrıça olarak gördükleri insanla konuşmuştu. Bundan dolayı Nie Li'ye karşı bir düşmanlık duymaya başladılar.

 

Lu Piao, Nie Li'ye baktı ve alaycı bir ses tonuyla "Görünüşe göre buradaki öğrencilerin bir numaralı düşmanı olmayı başardın." dedi.

 

Fakat Lu Piao'da böyle güzel bir kızın Nie Li ile neden konuştuğunu anlayamamıştı. Acaba Nie Li'nin bedeninde güzel kızları kendine çekmeye yarayan bir hazinemi saklıydı?

 

"Onlara aldırma. Başkalarının bakışlarına ya da alaylarına can sıkmaya mahal yok. Asıl endişen kendinden yana olmalı, çünkü senden güçlü olanlar sana hiçbir şekilde dikkat etmeyeceklerdir." dedi Nie Li ve basamaklardan tırmanmaya başladı.

Allen: Asile bu paragrafı düzenler misin? Türkçem yetmedi.

Asile: Hafiften İngilizcesine de baktım, umarım aktarabilmişizdir :D

 

Lu Piao bir süre Nie Li'nin ne demek istediğini anlamaya çalıştı. Bu cümleyi ne kadar çok düşünürse o kadar fazla anladığını fark etti. Nie Li neden birden bire böyle felsefi şeyler söylemişti ki? Fakat daha fazla düşünmeye çalışmadı. Basamaklardan yukarı doğru çıkmaya devam etti.

 

Xiao Yu yüz yirminci basama geldiği zaman nefesini tuttu. Yukarı doğru adım atmak istedi fakat daha fazla ilerleyemeyeceğini fark etti. Görünüşe göre Cennet ve Dünya ile iletişime geçme yeteneği az önceki kızdan biraz daha gerideydi. Her ne kadar istemese de daha fazla ilerlemeye çalışmadı.

 

Xiao Yu arkasını dönüp Nie Li ve Lu Piao'ya baktığı zaman biraz sinirlenmişti. Nie Li az önce bir kızla yeni tanışmasına rağmen bu kızı kendisine karşı savunmuştu. Somurtarak olduğu yere bağdaş kurup oturduktan sonra pratik yapmaya başladı.

 

Aziz Ruh Sahası’nın dışında.

 

Burada bulunan öğrenciler arasında hararetli bir tartışma patlak vermişti.

 

"Bu nasıl olabilir? Xiao Yu on birinci sırada!"

 

"Bir hata olmalı! Bir kaçınız gidip Aziz Ruh Sahası’na bakın bakalım. Çünkü onun on birinci olması imkansız! Xiao Yu hile yapmış olmalı!" dedi Hua Ling sinirli bir şekilde. O, Xiao Yu'nun kendisini bu kadar fazla gerisinde bıraktığı gerçeğini bir türlü kabullenememişti.

 

Xiao Yu çöpü nasıl on birinci olabilir!!!

 

Hua Ling öfkede deliye dönmek üzereydi. O her zaman Xiao Yu'ya karşı bir korku besliyordu. Sonuçta Xiao Yu, Yedinci Seviye Cennet Ruhani Kökü’ne sahipti ve büyük bir atılım yapıp yapmayacağını tahmin edemiyordu. Şu anda korktuğu tam olarak başına gelmişti.

 

Bu sırada Xiao Yu'nun on birinci sıraya kadar çıktığını gören Yan Hao hayretler içerisindeydi. Xiao Yu artık onun uğraşabileceği bir insan olmaktan çıkmıştı. O ne kadar denerse denesin en çok yükselebileceği sıra yüz yirmi birinci sıraydı. Fakat Xiao Yu on birinci olmayı başarmıştı. Bu sıra onun hayallerinden bile daha yüksekte yer alıyordu.

 

Geçmiş kayıtlara göre ilk yirmide yer alan öğrenciler İlahi Tüyler Tarikatı’nda çok güçlü uzmanlar haline geliyorlardı.

 

Kendisi ile Xiao Yu arasında çok büyük bir fark oluşmuştu şu anda.

 

Yan Hao şaşkın bir şekilde sıralamaya bakıyordu. Geçmişte Xiao Yu sadece yakışıklıydı. Fakat şu anda Xiao Yu bir dahi olmuştu. Çöp olarak nitelendirilen kişi ise Yan Hao'nun kendisi olmuştu. Bu saatten sonra Xiao Yu ile nasıl rekabet edebilirdi ki?

 

Bir anda kalabalıktan birisi bağırdı.

 

"Bakın! Yeni gelen çocuklarda sıralamaya girdi!"

 

"Nie Li ve Lu Piao! Onlar Minik Dünya’dan gelen öğrenciler değil mi?"

 

Çevredeki bütün öğrenciler sıralamaya bakmaya başladı. Nie Li ve Lu Piao'nun sıralaması durmadan artıyordu. Lu Piao, seksen altıncı sıraya geldiği zaman durmuştu. Fakat Nie Li hala ilerlemeye devam ediyordu.

 

"Cennetler! Çocuk, Genç Efendi Jin Yan'ı geride bıraktı!"

 

Nie Li on altıncı sırada durmuştu. Bunu gören öğrenciler ağzı açık bir şekilde sıralamayı izliyordu.

 

Aziz Ruh Sıralamasındaki bu değişim öğrencileri şaşkına çevirmişti. Nie Li ve Lu Piao, Jin Yan ve Long Yuyin'in aksine, arkasında onları destekleyen güçlü bir aile olmadan bu başarıyı elde etmişlerdi. Bunu başarabilmek çok zordu!

 

Minik Dünya’dan gelenler gerçekten çok korkutucular!

 

Birisi on birinci, diğeri on altıncı! Onların daha ilk defa sıralamaya katıldıklarını saymıyorum bile! Eğer gelişimlerine devam ederlerse kaçıncı olacaklarını kim bilebilir ki? Eğer onlar ilk ona girebilirlerse çoktan Cennetleri yenmiş sayılırlar.

 

İlk on! Şu ana kadar kim bilir kaç öğrenci bunu hayal etmişti?

 

Üstüne bir de ilk ona verilen ödüller her öğrencinin arzuladığı bir şeydi.

 

İlk ona girebilmeyi başaran öğrencilere geleceğin çok güçlü uzmanları gözüyle bakılıyordu. İlk ona girebilen öğrenciler aynı zaman enstitünün ilgisini de üzerlerine çekiyorlardı.

 

Jin Klanı.

 

Jin Yan şu anda birleşmiş olduğu Şeytan Ruhunun savaş yeteneklerine çalışıyordu.

 

Bir hizmetçi hızlıca içeri girdi ve "Genç Efendi, haberler kötü!" dedi.

 

Jin Yan kaşlarını çatarak "Neymiş bu kötü haber?" dedi.

 

"Genç efendi, birileri sizi Aziz Ruh Sıralamasında geçti ve sizin yirmi beşinci sıraya düşmenize sebep oldu." dedi.

 

"Birileri beni mi geçti? Kimmiş bu?" dedi Jin Yan sakin bir şekilde. Sonuçta sıralamanın değişmesi gayet normal bir durumdu.

 

"Birinin adı Xiao Yu, on birinci sıraya kadar çıktı. Diğerinin adı ise Nie Li o da on altıncı sıraya ulaştı." dedi hizmetçi.

 

"Nie Li mi?" Jin Yan kaşlarını çatmıştı. Jin Yan, kendisiyle aynı sınıfta olan bir öğrencinin kendisini geçmesini beklemiyordu. Long Yuyin'den geride olduğu için endişelenmiyordu. Sonuçta onun konumunun ne kadar iyi olduğunu biliyordu. Long Yuyin'in gerisinde olmak kabullenilebilecek bir durumdu. Fakat Nie Li tarafından geride bırakılmak onu hayal kırıklığına uğratmıştı.

 

Jin Yan'ın bakışları değişti. Aziz Ruh Sahası’na gidip gelişim yapmak zorundaydı. Her ne olursa olsun Nie Li'yi geçmesi gerekiyordu!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44264 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr