Bölüm 283: Bunu Sen İstedin!

avatar
11561 25

Tales of Demons & Gods - Bölüm 283: Bunu Sen İstedin!


Çevirmen: AllenWalker  Düzenleyen: Asile

 

 

Wang Yang, Han Jing ve arkadaşları da Aziz Ruh Sahası’na girmişlerdi fakat fazla zaman geçmeden geri çıktılar. Sahip oldukları yeteneklerle on veya yirmi basamak yukarı çıkmayı başarabilmişlerdi. Daha fazla yukarı çıkmayı başaramadılar. Aziz Ruh Sıralamasına baktıkları zaman Nie Li'nin sıralamasının çok yukarıda olduğunu gördükleri zaman şok geçirmişlerdi.

 

Onların hepsi Aziz Ruh Sahası’nda bulunan yoğun miktarda ki Cennet Enerjisiyle iletişim kurmanın zorluğuna ilk elden şahit olmuşlardı. Bundan dolayı Nie Li'nin sıralaması onları çok ağır bir baskı altında bırakmıştı. Onlar Aziz Ruh Sahas’ından dışarı çıktıkları zaman Nie Li çoktan üçüncü sıraya yerleşmişti.

 

Üçüncü sıra! Bu nasıl bir şakaydı!

 

En güçlü yeni gelen Long Yuyin'i bile geride bırakmıştı.

 

Nie Li’ye kıyasla Long Yuyin bir çöptü!

 

Bu sahneyi gören her öğrencinin kafası biraz karışmıştı. Batı Bölgesi’ne gidecek beş kişiden üçü çoktan belli olmuştu, Long Yuyin, Jin Yan ve Gu Bei. Kalan iki yer onlara kalmıştı! Nie Li'yi saf dışı bırakmak istiyorlardı fakat nasıl olacaktı da Nie Li'yi saf dışı bırakabileceklerdi ki? Sahip oldukları güçle Nie Li'ye ne yapabileceklerdi ki?

 

Hua Ling, Aziz Ruh Sıralamasına baktığı zaman sinirlenmişti. Xiao Yu’nun bu kadar yüksek sıralamada bulunması ona çok koymamıştı. Fakat şu anda Nie Li, Xiao Yu'yu bile geride bırakmıştı. Bulunduğu sıra diğer öğrencilerin sadece izleyebilecekleri bir sıraydı. Oraya ulaşmayı asla başaramayacaktı! Bu çaresizlik kanının kaynamasına sebep olacak kadar yoğundu!

 

Her ne kadar Küçük Cennet Bölgesi’nden gelen öğrencilerin yetenekleri yeterli seviyede olsa da Nie Li'ye kıyasla onların hepsi koca bir hiçten ibaretlerdi!

 

Hua Ling biraz kasvetli hissetmeye başlamıştı. Sanki birisi kendisine güzel bir tokat atmış gibiydi. Üçüncü Sıra!! Küçük Cennet Bölgesi’nden gelen yeni öğrencilerin hiç biri bu sıraya ulaşamazlardı!

 

Aynı sırada Aziz Ruh Sıralamasına bakan öğretmenlerin de hepsi çok şaşırmışlardı.

 

Yeni gelen birisinin üstüne bir de ilk denemesinde Aziz Ruh Sıralamasının üçüncü sırasına yerleşmesi Cennetlerin mantığına ters düşüyordu. Böyle bir yetenek onlarca yılda bir görülen bir yetenekti!

 

Nanmen Tianhai bir süre düşündükten sonra Huang Yu'ya baktı ve "Nie Li'nin böyle bir sürpriz yapmasını hiç beklemiyordum." dedi.

 

"Evet. Gerçekten de büyük bir sürpriz yaptı! Aziz Ruh Sıralamasının Üçüncü Sırası! Böyle bir yeteneği kesinlikle korumalıyız. Ejderha Mührü Ailesi bile olsa ona kimsenin elini sürmesine izin vermemeliyiz." dedi Huang Yu.

 

Şu anda Nie Li olağanüstü bir yetenek olduğunu göstermişti, bundan dolayı Gökyüzü Ruhu Enstitüsü onu kesinlikle korumalıydı.

 

Aynı zaman zarfı içinde Kutsal Kırmızı Ruh'da Aziz Ruh Sahası’ndaki olayları izliyordu.

 

Kutsal Kırmızı Ruh bir iç çekti ve "Ruhani Ateşi yaktığın zaman senin olağanüstü bir yeteneğe sahip olduğunu anlamıştım. Şimdi ise bunun kanıtını gösterdin bize, sen gerçekten de olağanüstü bir yeteneğe sahipsin. Senin sadece bir sene öğrencim olacak olman çok üzücü." dedi.

 

Böyle şaşırtıcı bir yeteneğe sahip olduğundan dolayı Nie Li bir çok oluşumun dikkatini çekmeyi başarmıştı.

 

Nie Li, dışarıda ne kadar büyük bir karmaşa çıkarttığının farkında değildi. Üstüne bir de burada çok hızlı bir şekilde gelişim seviyesini arttırmayı başardığı için şu anda Beş Yıldız Efsane Seviyeye ulaşmayı başarmıştı. Aynı zamanda Ruh Bölgesinin içinde kırmızı renkte bir Ruh Niyeti belirtileri oluşmuştu.

 

Bu Ruh Niyeti onun ilk Kader Ruhunun şekil alacağının belirtisi miydi?

 

Sıradan insanların Kader Ruhları renksiz oluyordu. Önceki hayatında Nie Li'nin de Kader Ruhları renksizdi. Fakat bu hayatında Kader Ruhu kırmızı renkte gibi duruyordu.

 

Şu anda daha tam olarak şeklini almamıştı. Bir Kader Ruhunun rengini sadece Kader Ruhu şeklini tamamen alınca bilebiliyordun. Ruh Bölgesinde bir tuhaflık olduğunu hissetmesine rağmen Nie Li bunun üzerinde fazla kafa yormamaya karar vermişti. Gözlerini açtığı zaman Long Yuyin'le göz göze geldiler.

 

Long Yuyin, yüz otuz birinci adıma çıkmayı bir kaç kere daha denemişti fakat adımını her attığında karşılaştığı güçlü tepki kuvvetinden dolayı her defasında geri çekilmek zorunda kalmıştı.

 

Nie Li, Long Yuyin'e bakarak "Kaybettin!" dedi.

 

Long Yuyin yumruğunu sıkıyordu. Her ne kadar gerçeği kabul etmek istemese de her şey gözlerinin önünde gerçekleşmişti. Sinirden dudaklarını kanayana kadar ısırdı.

 

Nie Li, gururunu hiç acımadan çiğnemişti.

 

"Eğer bahis oynamaya cesaretin varsa yenilgiyi kabul etmeye de cesaretin olmalı!" dedi Long Yuyin ve elinde bir kırbaç belirdi. Kırbacı Nie Li'ye fırlattı. Kafasını kaldırıp Nie Li'ye baktı ve "Bugün kaybetmiş olabilirim fakat bugünden sonra ben, Long Yuyin, sana ikinci bir kez kesinlikle kaybetmeyeceğim. Ben, Long Yuyin, Ejderha Mührü Ailemin gücünü kullanmayacağım. Sana karşı dürüstçe kazanacağım!" dedi.

 

Nie Li, Long Yuyin'e bakarken önceki hayatında olanları hatırladığından dolayı kaşlarını çatmıştı. Geçmiş hayatındaki Long Yuyin her ne kadar Ustasını öldürmüş olsa da şu anda önünde duran Long Yuyin on dört on beş yaşlarında bir çocuktan başka bir şey değildi. Her ne kadar biraz zorba bir tipi olsa da önceki hayatında ki Long Yuyin'den tamamen farklıydı.

 

Tekrar hayata döndüğü zaman Ustasının ölmesine izin vermeyeceğine dair kendisine yemin etmişti.

 

Long Yuyin gibi bir kadının tek ihtiyacı olan şey acımasız bir ders verdikten sonra uzaklara gönderilmesiydi.

 

Nie Li kırbacı eline aldı ve Long Yuyin'e bakmaya başladı. Kırbacı tam havaya kaldırdığı zaman Ustasının ona önceki hayatında söylediği sözler aklına geldi.

 

"Su gibi erdemli ol, çünkü su kin gütmez!"

 

"Kininin havada bir duman gibi gözden kaybolmasına izin ver!"

 

Önceki hayatında Ustasının kendisine öğrettiği şeylerin çoğunu unutmuştu. Her ne kadar Ustasının sözünden çıkmayıp Long Yuyin'i öldürmese de Ejderha Mührü Ailesi’ne bir kaos çıkartmıştı.

 

Fakat şu anda karşısında önceki hayatındaki gibi kötü niyetli bir insan yoktu. Karşısında on dört on beş yaşlarında olan bir kız çocuğu vardı. Her ne kadar zorba ve kibirli bir kişiliğe sahip olsa da Nie Li ona karşı olan nefretini bastırmayı kalbinde başarmıştı. Bu hayata yeniden başladığından dolayı Long Yuyin'in Ustasına zarar vermesine izin vermeyecekti.

 

Kırbacı tutan elini yavaşça aşağı indirdikten sonra Long Yuyin'e baktı ve "Git. Sana üç kere kırbaçla vurma isteğim artık kalmadı. Buna değmezsin!" dedi.

 

"Sen..." Long Yuyin gözlerini iyice açtı ve öfkeden deliye dönmüş bir şekilde Nie Li'ye bakmaya başladı. Nie Li'nin sözleri onu aşağılamaktan başka bir şey içermiyordu! Nie Li'ye göre kendisi hareket etmesine değecek kadar güçlü bir rakip değildi!

 

Nie Li, kırbacı Long Yuyin'in önüne attı ve hiçbir şey demeden arkasını dönüp basamaklardan aşağı inmeye başladı. Bu kesinlikle küçümsemekti!

 

"Gitmene izin vermedim!" dedi Long Yuyin, Nie Li'yi durdurmuştu.

 

Nie Li kaşlarını çattı ve ciddi bir ses tonuyla "Senin için zamanımı boşa harcayamam. Defol!"

 

Long Yuyin, inatçı bir şekilde kırbacı eline aldı ve Nie Li'ye doğru uzattı. Soğuk bir ifadeyle Nie Li'ye bakarak "Ben yenildiğimi kabul ediyorum. Sen her ne kadar istemesen de bana üç kere kırbaçla vuracaksın! Bu üç kırbaç darbesini yedikten sonra ben, Long Yuyin, sana bir kere daha meyden okuyacağım ve bu üç kırbaç darbesini sana geri iade edeceğim! Ben sözlerimde oldukça ciddiyim! Ben, Long Yuyin, bunların hepsini sana ödeteceğim! Beni aşağılamak için kullandığın her bir kelimeyi sana geri vereceğim!!" dedi.

 

Karakteri geçmişteki karakteriyle aynıydı. Nie Li'yi kendisinden tiksindirmeyi başarabiliyordu.

 

"Madem bu kadar istiyorsun sana kaba davranacağım için beni suçlamamalısın!" dedi Nie Li ve Long Yuyin'in elinden kırbacı aldı. Kırbacı aldıktan sonra soğuk bir ifadeyle Long Yuyin'e bakarak "Long Yuyin, sen kim olduğunu sanıyorsun? Sence yeteneğin diğer insanlara bir karıncaymış gibi davranabileceğin kadar iyi mi? Kalbinde herhangi bir nezaket olmadığından dolayı canlılara birer otlarmış gibi davranıyorsun!! Birisi senin yoluna çıktığı zaman onları öldürmekten başka bir şey yapmıyorsun! Senin gibi bir kadına ahlaksız demek bile tam anlamıyla yeterli değildir!" dedi.

 

Nie Li'nin kalbindeki bütün kin bir anda gün yüzüne çıktı!

 

"Senin Ejderha Mührü Ailen çok mü güçlü? Eğer çok güçlüyse neden Şeytan Tanrısının Tarikatı’na saldırmıyorsunuz? Tarikatın içindeki dahilerin önünü kesmekten başka herhangi bir şeyde iyi misiniz? Böyle bir Aile, İlahi Tüyler Tarikatı’nı mahvetmeden önce parçalansa dahi iyi olur!"

 

Nie Li'nin sözlerini duyan çevredeki öğrenciler sanki bu cümleleri kendileri söylemiş gibi rahatlamışlardı. Açıkçası İlahi Tüyler Tarikatı dahi olmayan öğrencileri baskı altında bıraktıran kurallara sahipti. Tüm bu öğrencilerin Ejderha Mührü Ailesi’ne karşı söylemek istedikleri çok fazla şikayetleri vardı fakat hiç biri bu şikayetleri dile getirecek kadar güçlü değillerdi. Bugün Nie Li onların yerine bu kelimeleri söylemişti!

 

"Ve sen, kendini dahi sanan kişi, sen Ejderha Mührü ve İlahi Tüyler Tarikatı’nda bulunan bir parazitten başka bir şey değilsin. Bu kadar fazla gelişim kaynağına sahiptin fakat şu ana kadar çok az bir gelişme gösterdin. Sence bu yetenekle diğerlerine onlardan üstünmüşsün gibi davranmaya hakkın var mı?" dedi Nie Li soğuk bir ifadeyle gülümseyerek ve devam etti "Bana göre çok fazla kaynağı olmasa da adımları yavaş yavaş atan ama çalışmaktan bir an olsun bile vazgeçmeyen insanlar gerçek dahilerdir. Senin gibi insanlar çöpten başka bir şey değildir, gelişim kaynaklarını da çöpe çevirmekten başka bir işe yaramıyorsun!"

 

Long Yuyin'in yüzü griye dönmüştü ve aynı zamanda yumruklarını çok sıkı bir şekilde sıkıyordu. Fakat Nie Li'ye karşılık vermeden kafasını öne eğmiş bir şekilde olduğu yerde durmaya devam ediyordu.

 

Nie Li kırbacı arkaya doğru savurup Long Yuyin'in yanakları ve omzunun üzerine oturacak şekilde salladı. "Bu darbe İlahi Tüyler Tarikatı’nda daha önce aşağılamış olduğun öğrenciler için!"

 

Long Yuyin her ne kadar Ejderha Kanı Soyuna sahip olsa da bu kırbaç darbesi teninin kızarmasına sebep olmuştu.

 

Nie Li'nin kırbaç darbesi Long Yuyin'in bedenine doğrudan bir enerji girmesine sebep olmuştu.

 

Nie Li kırbacı bir kere daha salladı ve bu sefer Long Yuyin'in göğsüne vurdu. Göğsünün orayı kapan kıyafet yırtılmıştı ve altında kırmızı bir çizgi oluştu.

 

"Bu kırbaç darbesi benim içindi! Bu iddiayı belirlemendeki sebep senin üç kırbaç darbenin beni öldürmeye yetecek olduğunu düşünmendi. Ben sadece sana ait olanı geri veriyorum!" dedi Nie Li.

 

Bu doğrudan aşağılamaktı!

 

Long Yuyin göğsünü elleriyle kapattı. Gözleri sulanmıştı. Fakat hala olduğu yerde durmaya devam etti. Bu sefer Nie Li'ye sırtını dönmüştü.

 

"Aslında benim sana vurmak gibi bir niyetim yoktu. Sana vurmak sadece ellerimi kirletmekten başka bir şeye sebep olmaz. Bunu sen istedin! Son darbeye gelirsek; bu da Ustam için..." Nie Li önceki hayatında Ustasının Long Yuyin tarafından öldürülüşünü hatırladı. O anda bile Ustası Long Yuyin'den intikamını almamasını istemişti.

 

Her ne kadar ikinci hayatında olsa da bu acı kalbinin derinliklerinde yer alıyordu.

 

Nie Li kırbacı geriye savurduktan sonra Long Yuyin'in sırtına vurdu. Kırbaç Long Yuyin'in sırtına çarptığı anda keskin bir ses çıkarmıştı. Kırbacın temas ettiği tüm kıyafetler parçalanmıştı.

 

Bu kırbaç darbesi Nie Li'nin gazabını içeriyordu, bundan dolayı hiçte güçsüz değildi.

 

Long Yuyin'nin bedeni ne kadar sağlam olursa olsun bu darbe karşısında inlemişti. Nie Li'den aldığı üç kırbaç darbesi onun yüzünün griye dönmesine sebep olmuştu. Çocukluğundan bu zamana kadar hiç böyle bir aşağılanmaya maruz kalmamıştı!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr