Bölüm 300: Saygı

avatar
12423 32

Tales of Demons & Gods - Bölüm 300: Saygı


Çevirmen: AllenWalker  Düzenleyen: Asile

 

 

Long Yuyin olduğu yerde bir süre durmuştu. Daha sonra Ying Yueru'nun evine doğru sessizce yürümeye başladı. Nie Li'nin sözleri kafasında sürekli olarak dönüyordu. Ying Yueru'nun kaderi Long Yuyin'in ellerindeydi fakat, kendisi, onu gerçekten de öldürmek istiyor muydu?

 

Bu soru hakkında bir süre düşünemeye devam etti. Sonuçta Ying Yueru onun kıdemli ablasıydı. Ustasıyla olan meseleye gelince Long Yuyin'in bilmediği bir şeylerin olduğunu düşünmeye başlamıştı.

 

Tam da Nie Li'nin söylediği gibi Ying Yueru başkalarını incitmektense kendisini incitecek bir kişiliğe sahipti.

 

Nie Li, Xiao Yu'nun avlusuna gelmişti.

 

Xiao Yu, Nie Li'nin geldiğini görünce "Nereye gitmiştin?" diye sordu.

 

Nie Li gülümseyerek "Eski bir arkadaşı görmeye gittim." dedi.

 

"Eski bir arkadaş mı?" Xioa Yu'nun kafası karışmıştı. Nie Li buraya kısa bir süre önce gelmişti. Eski bir arkadaşıyla burada karşılaşma ihtimali bile yoktu.

 

Nie Li, Xiao Yu'ya bu meseleyi daha fazla açıklamak istemedi. Anında Xiao Yu'nun hemen arkasında duran Huang Ying'e baktı ve onu selamladıktan sonra "Demek sende buradasın." dedi.

 

"Nie Li, merhaba!" dedi Huang Ying. Tatlı bir şekilde gülümsedi ve hızlı bir şekilde iki eliyle Xiao Yu'nun kolunu tuttu.

 

Nie Li anlamlı bir şekilde gülümsedi ve "Ben odama gidiyorum. Siz kaldığınız yerden devam edin." dedi.

 

Xiao Yu'nun yüzü Nie Li'nin sözlerinden dolayı kızarmıştı. "Nie Li, yanlış anladın."

 

Nie Li gülümseyerek "Yanlış mı anladım? Siz sadece dürüst bir şekilde muhabbet etmiyor muydunuz?" dedi. Aynı zamanda Huang Ying'e bakarak göz kırptı. Daha sonra arkasını döndü ve odasına doğru gitti.

 

Huang Ying'in yüzü de kızarmıştı. Fakat hala Xiao Yu'nun kolunu bırakmamakta kararlıydı.

 

Nie Li odasına girdiği zaman Yu Yan'ın havada süzülerek gelişim yapmakta olduğunu gördü. Yu Yan'ın tüm bedeni altın renkli alevlerle çevriliydi. Alevler durmadan yanıyordu ve odanın sıcaklık derecesini de bir hayli arttırmışlardı.

 

Odanın içi güçlü bir enerji dalgasıyla dolmuştu.

 

Nie Li, Yu Yan'ın kendisinden önce Göksel Kader Alemine gireceğini düşünmüyordu. Dahası Yu Yan'ın Göksel Kader Alemindeki gücü diğer uzmanlardan biraz daha farklı duruyordu. Bundan dolayı Nie Li, Yu Yan'ın ne kadar güçlü olduğunu bilmiyordu. Yu Yan'ı diğer uzmanlarla kıyaslayamıyordu.

 

Altın Alevler havayı bile eritiyormuş gibi duruyordu.

 

Yu Yan'ın gelişim yapmakta olduğunu görünce Nie Li onu rahatsız etmemişti. Kafasını zemine çevirdi ve bir köşede kıvrılıp yatmakta olan Jindan'ı gördü. Bu küçük elemanın günlük olarak yaptığı iki şey vardı; yemek yemek ve yatmak. Nie Li'nin asıl şaşırdığı şey ise Jindan'ın her öğünden sonra uzun bir uykuya yatmasıydı. Uyandıktan sonra ise onun enerjisi uyumadan önceki enerjisine kıyasla çok daha güçlü bir hale geliyordu.

 

Bu küçük adamın gelişim hızı çok korkutucuydu.

 

Ruh bölgesinde bulunan Ruh Düzeninden dolayı Nie Li, Lu Piao'nun özümsediği Ruhani Taşlardan sonra Göksel Kader Alemine girdiğini hissetmişti. Nie Li ise hala Göksel Kader Alemine girmeyi başaramamıştı...

 

Özümsediği Cennet Enerjisi miktarından dolayı onunda şu ana kadar çoktan Göksel Kader Alemine girmiş olması gerekiyordu. Fakat özümsediği Cennet Enerjisinin büyük kısmını ruh bölgesinde bulunan Asma özümsemişti, kendisine çok az bir miktar kalmıştı.

 

Nie Li'nin bu konuda yapabileceği pek bir şey yoktu. Gelişimine devam edecekti.

 

Zaman yavaşça akmaya devam etti.

 

Her ne kadar yeni katılmış bir kaç öğrenci Gökyüzü Ruhu Enstitüsü’nde birkaç küçük karmaşaya sebep olsa da çok geçmeden ortalık sakinleşmişti. Sonuçta burada gelişim her şeyden önce geliyordu.

 

Li Xingyun tarafından bir uyarı aldıktan sonra Hua Ling'de kendi köşesine çekilmişti.

 

Murong Yu ise İğrenç Harabelerde’ki önceki rekorunu kırmış olsa da biraz mutsuz gibi duruyordu. Nie Li'nin İğrenç Harabelerde avlanmak yerine dışarı çıkabileceğini düşünmemişti. Nie Li'ye daha fazla sorun çıkartamayacağının farkına varması onun canını sıkan asıl şeydi.

 

Diğer öğrenciler de odak noktalarını gelişimlerine çevirmişlerdi.

 

Günler ardı ardına geçmeye devam etti.

 

Nie Li günlük yüz ila iki yüz Ruhani Taş özümsüyordu. Buna rağmen Nie Li'nin sahip olduğu Ruhani Taş miktarı sürekli olarak artmaya devam ediyordu. Ruhani Taş miktarının sürekli olarak artmasının sebebi Nie Li'nin günlük olarak Tanrı seviye gelişim kapasitesine sahip sıradan Şeytan Ruhları rafine etmesiydi. Bu şeytan ruhlarını bazen Gu Bei'ye kuzenlerine satması için veriyordu, bazen de direkt olarak Li Xingyun'a satıyordu. Bu ikisine verdiği şeytan ruhları haricinde pazarda sattığı şeytan ruhları da vardı.

 

Uzaysal yüzüğünün içindeki Ruhani Taş miktarı korkutucu bir hızla artmaya devam ediyordu. Nie Li aynı zamanda durmadan Ejderha Kan Soylu Şeytan Ruhları da alıyordu, tabi aldığı bu şeytan ruhlarının gelişim kapasitesi sıradandı.

 

Nie Li, Li Xingyun'a ne kadar çok şeytan ruhu satarsa karşılığında aldığı Ruhani Taş miktarı da aynı orada artıyordu. Li Xingyun, Nie Li'nin bu şeytan ruhlarını nereden bulduğunu bilmiyordu, aynı zamanda bilmekte istemiyordu. Sonuçta bu tür durumlarda sırlar her zaman olurdu. Yani bu konu hakkında ne kadar çok soru sorarsa Nie Li ile arasının o kadar kötüleşeceğini biliyordu.

 

Hu Yong ise Nie Li'nin Li Xingyun ve Gu Bei ile olan yakın bağından dolayı korkmuş ve geri çekilmişti.

 

-----

 

Kutsal Kırmızı Ruh’un bugünkü dersi bir kez daha fiziksel eğitimdi.

 

Sınıftaki öğrencilerin hepsi aynı anda Nie Li ve Long Yuyin'e bakmaya başladı. Bir önceki derste Nie Li, Long Yuyin'i açık ara farkla yenmişti. Bu ikili bir kere daha kapışmayacaklardı değil mi?

 

Long Yuyin tereddüt ederek ilerlemeye başladı. Nie Li'nin yanına geldi ve kızarmış bir yüzle birlikte yumuşak bir ses tonunda "Seninle eğitim yapabilir miyim?" diye sordu.

 

Kıyafeti onu güçlü ve cesur biriymiş gibi gösteriyordu. Buna bir de güzelliğini eklersek ona bakan her erkeği kendinden geçirebilirdi. Long Yuyin'in hırçın tavırları insanların ondan uzak durmasına sebep olmuştu. Ama şu anda Long Yuyin oldukça nazik bir şekilde konuşmuştu ve bunu gören diğer öğrencilerin hepsi şok olmuştu.

 

Long Yuyin o zalim olarak bildikleri kız mıydı hala? Bu kız farklı birisi olabilir miydi?

 

Sadece diğer öğrenciler değil, Lu Piao ve Gu Bei'de şok olmuşlardı.

 

Lu Piao gözlerini ovdu ve "Ben hala uyuyorum galiba?" dedi.

 

Nie Li, Long Yuyin'in ne kadar gergin olduğunu görünce gülümsemesini engelleyemeden "Tabi!" dedi.

 

Öğrencilerin hepsi gördükleri bu olay karşısında dumura uğramışlardı. Beyinleri yaşadıkları bu olayı idrak edemiyordu! Tam olarak burada ne yaşanıyordu acaba?

 

Bu Nie Li bir önceki sefer Long Yuyin'e "Benden ne kadar uzak olursan o kadar iyi!" dememiş miydi?

 

Bu ikilinin değişimleri öğrencilerin algılayamayacakları kadar hızlı bir şekilde gerçekleşmişti. Bu kadar kısa zamanda bu ikisi neler yaşamışlardı acaba? Bu durumun bir perde arkası olmalıydı!

 

"Ben zina kokusu alıyorum... Nie Li, Tanrıça Ziyun ve Ning'er'in arkasında bir şeyler çevirmiyorsun değil mi?" dedi Lu Piao.

 

Kutsal Kırmızı Ruh bile bu durum karşısında biraz da olsa şaşırmıştı. Bu ikisi birbirine karşı çok öfkelilerdi, nasıl bu kadar sakinleşmişlerdi ki? Her neyse, bu olanlar onun için iyiydi. Sonuçta öğrencileri arasında olan bu tür öfke onun istemediği bir şeydi. Gururlu dahiler arasında her zaman bu tür sıkıntılar olsa da sıkıntılı bir durumdu.

 

Eğitim sonunda başlamıştı ve öğrenciler birbirleriyle kapışmaya başlamışlardı.

 

Long Yuyin'in yüz ifadesi yavaş yavaş ciddi bir ifadeye dönüştü. Zıpladı ve Nie Li'ye doğru bir kaç tekme attı.

 

"Saldırıların her ne kadar uzun menzilli olsa da birkaç tane zayıf noktası bulunuyor. Sen çok yavaşsın!" dedi Nie Li. Aynı zamanda Long Yuyin'in saldırılarını karşıladı, üstüne üç tane yumruk salladı. Bir yumruk baldırına, diğer yumruk baldırının biraz daha üstüne ve son yumruk karnına. "Bu bölgelerin hepsi senin zayıf noktan."

 

Long Yuyin bu üç yumruktan dolayı geri çekildi aynı zamanda yüzü biraz solmuştu. Uç vuruştan dolayı biraz canı acıyordu. Nie Li'nin kendisinden çok daha güçlü olduğu bir kere daha ortaya çıkmıştı.

 

Aslında Nie Li güç bakımından Long Yuyin'den daha zayıftı. Sonuçta Long Yuyin Ejderha Kan Soyuna sahipti. Fakat Nie Li'nin dövüş sanatları konusunda sahip olduğu bilgiler Long Yuyin’in sahip olduğu bilgelerin çok daha ilerisindeydi.

 

Long Yuyin Nie Li'nin söylediği şeyler hakkında düşününce hepsinin oldukça doğru olduğunu fark etti ve Nie Li'ye daha fazla saygı duymaya başladı. Bu bilgiler ışığında Nie Li'ye bir kere daha saldırdı.

 

Nie Li'nin ifadesi biraz daha katıklaşmıştı. "Burası, burası ve burası. Senin reaksiyon hızın oldukça yavaş ve saldırılarının açısı doğru değil. Yanlış yapıyorsun!"

 

Tekrar ve tekrar Long Yuyin sürekli olarak yere yapışıyordu. Fakat ayağa kalktığı her seferde bir önceki kalkışından daha fazla heyecanlanıyordu. Nie Li kendisine çok katı davransa da onun söylediği şeyler Long Yuyin'in saldırılarını daha da iyi hale getiriyordu. Daha önceki öğretmenlerinden daha iyi bir öğretmendi Nie Li!

 

Sınıftaki diğer öğrencileri Long Yuyin'in heyecanlı ve birazda çılgınca ifadesini görünce değişmişlerdi. Bu kız çıldırmıştı!

 

Kutsal Kırmızı Ruh bu ikilinin kapışmasını şok olmuş ve birazda utanmış bir yüz ifadesiyle izliyordu. O, bir daha kimsenin gözünün içine bakamayacağını hissediyordu.

 

Onun fiziksel güç konusundaki bilgisi ve kavrayışları Nie Li ile kıyaslanamazdı.

 

Bir öğretmen olarak Nie Li'ye fiziksel güç konusunda herhangi bir bilgi veremeyeceğini fark etmişti.

 

Long Yuyin'in kalbi Nie Li'ye karşı saygıyla dolup taşıyordu. Ona göre mükemmel olan saldırıları Nie Li'ye göre kusurlarla doluydu. Long Yuyin hızlı öğrenen bir kişi olduğundan dolayı Nie Li'nin ona vermiş olduğu bilgiler onun çok hızlı bir şekilde gelişmesine olanak sağlıyordu. Bu kapışmaları sayesinde Long Yuyin, Nie Li'nin gelişim yolundaki kavrayışlarının kendisinin çok daha ilerisinde olduğunu fark etmişti.

 

Kalbinde gizlice dehşete kapılmıştı. Nie Li gerçekten de Ying Yueru'nun mu öğrencisiydi? Bu aynı zamanda Ying Yueru'nun Nie Li'den bile daha fazla şey bildiğini göstermez miydi?

 

Long Yuyin, Nie Li'nin öğretilerini bir sünger gibi emmeye devam etti. O, Nie Li'nin öğretilerinden faydalanırsa gücünü ilerde çok fazla arttırmayı başarabileceğini düşünüyordu.

 

Nie Li, Long Yuyin'e bir şeyler öğretilebileceğini düşünmeye başlamıştı. Küçük yaşlarından beri kimse onu düzgün eğitmediğinden dolayı böyle bir kişiliğe sahip olmuştu. Sadece kendisinden güçlü olanlara saygı duyuyordu. Her ne kadar Morung Yu gibi kendisinden güçlü olanlar olsa da Long Yuyin onların gücünün sadece kendisinden daha büyük olmalarından geldiğini düşünüyordu. Nie Li ise kendisiyle aynı yaşta olmasına rağmen kendisinden çok daha güçlüydü. Bundan dolayı Nie Li'ye karşı büyük bir saygı duyuyordu.

 

Nie Li her ne kadar Long Yuyin'i çok ağır bir şekilde azarlamaya devam etse de Long Yuyin sessiz bir şekilde bu azarların hepsini dinledi. Kapışmaya devam ettikçe Long Yuyin, Nie Li'yi bir öğrencinin ustasını dinlemesi gibi dinlemeye başladı.

 

Sınıftaki diğer öğrenciler olan biteni ağızları açık şekilde izliyorlardı. Öğrencilerin hiçbiri Nie Li'nin böyle bir kızı nasıl evcilleştirdiğini anlamamıştı. Long Yuyin’in diğer öğrencilerle konuşurken sahip olduğu kana susamışlık onların korkmasına sebep oluyordu. Ama Nie Li'nin karşısında uysal bir koyun gibi davranıyordu.

 

Kısa süre sonra ders bitmişti.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr