Çevirmen: AllenWalker   Düzenleyen: Asile

Dersten sonra Long Yuyin avlusuna gitmişti. Nie Li'nin öğretileri hala beyninin içinde dönüyordu. Bu öğretiler üzerinde ne kadar düşünürse o kadar çok bir şeyler kavrıyordu.

Long Yuyin sonunda kuyunun dibindeki kurbağa olduğunu anlamıştı. Gökyüzü, kuyunun duvarlarından görebildiği kadar büyüktü onun için. Gerçekte dünyanın ne kadar büyük olduğunu bilmiyordu. Nie Li'nin bilgisi onun hayal edemeyeceği kadar fazlaydı. Bu dünyada Long Yuyin iki kişi karşısında kendisini baskı altında hissediyordu. Bunlar Nie Li ve Ustasıydı. Hatta o kadar fazla saygı duyuyordu ki Nie Li'yi ustası olarak kabul etmeye razıydı.

Bu düşünceler kafasında dolaşırken Long Yuyin'in yanına birisi geldi.

Long Yuyin bir anda ciddi bir hale büründü ve "Hu Yong?" dedi.

Hu Yong yüzünü asmış bir şekilde "Long Yuyin, senin Nie Li ile birlikte eğitim yaptığını duydum? Hatta onunla nazik bir şekilde konuşmuşsun! Beni onunla mı aldatıyorsun?" dedi. Long Yuyin'in Nie Li ile birlikte eğitim yaptığını duyduğu zaman neredeyse sinirden kuduracaktı.

Hu Yong'un sözlerini duyduktan sonra Long Yuyin yüzünü astı ve "Hu Yong bir kere daha sakatlamamı mı istiyorsun? Nie Li benimle dövüşüp de kazanan tek kişi. Bana gelişim konusunda yardımcı oluyor. Ona saygı duyuyorum. Eğer götün yiyorsa benimle bir kere daha birebir kapışmak ister misin?" dedi.

Hu Yon, Long Yuyin'den yayılan güçlü dövüş niyetini hissedince ufaktan korkmaya başladı.

Long Yuyin şaka mı yapıyordu yoksa ciddi miydi? Birebirde onun rakibi olamayacağını ikisi de biliyordu. Hu Yong'un Ruhani Kökü, Cennet Ruhani Kökü bile değildi. Long Yuyin'e karşı gelemeyeceğinin farkına vardıkça Nie Li'den daha fazla nefret etmeye başlıyordu. Fakat Nie Li'ye karşı da bir şey yapamayacağının farkındaydı. Bu durum onu daha fazla sinirlendiriyordu.

Hu Yong çok sinirli bir şekilde "Ben senin nişanlınım!!" diye bağırdı. Daha fazla tutamamıştı kendisini.

Long Yuyin kaşlarını çattı ve "Seninle nişanlanmayı hiçbir zaman kabul etmedim. Senin gibi bir çöp benim nişanlım olamaz. Eğer benim nişanlım olmak istiyorsan beni yenmen lazım." dedi.

Hu Yong, Long Yuyin'i yenemeyeceğinin farkındaydı ve bundan dolayı da arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı.

Hu Yong, Nie Li ve Long Yuyin'den bunun intikamını alacağına dair  kendisine söz vermişti. "Long Yuyin bu yaptıklarını unutmamanı sağlayacağım. Seni bu yaptığına pişman edeceğim!!"

Long Yuyin homurdanarak "Hmph! Bunu nasıl yapacağını merek ediyorum." dedi. Long Yuyin sorunlarını her zaman kendi yöntemleriyle halleden birisiydi. Ejderha Mührü Ailesi’nin büyükleri bile ona ellerini süremezlerdi, aile içerisindeki konumu oldukça özeldi. Long Yuyin, birinci sıradan Patrik olma şansını bazı sebeplerden dolayı kaybetmiş olsa da kimse ona dokunamıyordu.

Aile içi çatışmalarla hiç ilgilenmemişti. Onun tek ilgi duyduğu şey vardı o da Dövüş Sanatları Yoluydu. Long Yuyin’in yeteneği oldukça iyiydi.

Üstüne birde Long Yuyin, Göksel Kader Alemine ulaşmayı başardığı zaman Ejderha Kan Soylu bir şeytan ruhuyla da birleşebilecekti. Bu büyükbabasının ona vermiş olduğu bir hediyeydi. Şeytan Ruhuyla birleştikten sonra Long Yuyin'in aile içinde ki durumu eski konumuna kıyasla boyut atlayacaktı.

Bundan dolayı Long Yuyin, Hu Yong'u hiç kafasına takmamıştı. Long Yuyin'e göre Hu Yong sadece lafta bir şeyler yapabilen birisiydi.

Hu Yong'la nişanlandığını ilk öğrendiği zamanlarda Long Yuyin gidip onu sakatlamıştı. O zaman bile ne Hu Yong'un ailesi ne de kendi ailesi ona hiçbir şey yapamamışlardı.

Gün hızlıca geçip gitti.

Sonraki derslerde Kutsal Kırmızı Ruh partnerinizle çalışın dediği zaman Long Yuyin direkt olarak Nie Li'nin yanına gidiyordu. Bundan dolayı He Yinyin, Nie Li'ye daha fazla yaklaşamamıştı.

Long Yuyin, gelişim konusunda sıkıntı yaşadığı zaman direkt Nie Li'nin yanına gitmeye başlamıştı. Sorunu karşısında Nie Li'nin verdiği cevaplar onu bu sorundan kurtarıyordu. Nie Li bu sorunlara karşı cevapları çok hızlı veriyordu. Long Yuyin tüm bunlardan dolayı Nie Li'ye daha da fazla saygı duymaya başlıyordu. Bazı zamanlarda Nie Li, Long Yuyin'i azarlıyordu. O zamanlarda Long Yuyin karşılık bile vermiyordu. Long Yuyin zaman geçtikçe Gu Bei ve Lu Piao'ya karşı da nazik davranmaya başlamıştı.

Fakat Nie Li ve arkadaşlarından başka kimseyle yakınlaşmıyordu.

Bu zaman zarfında Nie Li'de boş durmuyordu ve gelişime devam ediyordu. Ara sıra Long Yuyin'e yardımcı oluyordu başka yaptığı pek bir şey yoktu.

Lu Piao on gün içinde Göksel Kader Alemine girmeyi başarmıştı. Nie Li ise bir ay geçmesine rağmen hala Göksel Kader Alemine girememişti.

Nie Li, Göksel Kader Alemine girmeyi başaramamış olsa da Aziz Ruh Sıralamasında üçüncü sıraya ulaşmayı başarmıştı. Ve bu sıranın ödüllerini çoktan almıştı. Bir tane Seviye Dört Eser, Üç tane Ruhani Taş Özü, bir tane Mükemmel Seviye gelişim kapasitesine sahip Ejderha Kan Soylu şeytan ruhu ve bin tana Ruhani Taş kazanmıştı.

Seviye Dört Eser, Celastial Zırhıydı. Güçlü savunması olan göğüs zırhıydı. Sıradan uzmanlar bu zırha zarar dahi veremezlerdi. Celastial Zırhı, Kader Ruhunun dağılmasını önleyebilen bir zırhtı ve bundan dolayı da giyenin kaçmasını kolaylaştırabiliyordu. Minik Dünya’da, Şeytan Lordu bacaklarını kaybettikten sonra Kader Ruhunu korumak için Seviye Üç bir Eser kullanıp kaçmayı başarmıştı. Celastial Zırh, Şeytan Lordu’nun kullandığı zırhtan biraz daha iyiydi.

Sıradan bir Beş Kader Göksel Kader Aleminde bulunan bir uzman bu eseri parçalayabilmek için baya bir zorlanırdı. Ama rakipte saldırı tipi bir eser olursa işler değişebilirdi.

Seviye Dört Eserler oldukça değerli hazinlerdi, onu bulmak için son derece saf bir şansa ihtiyacın olurdu genelde. Onu uzun yıllar arayıp da bulamayan uzman sayısı çok fazlaydı. Seviye Dört bir eserin fiyatı kabaca on bin Ruhani Taş civarıydı. Sıradan gelişimciler için bu miktar tüm hayatları boyunca kazandıkları miktardan daha fazlaydı.

Dahası üç tane de Ruhani Taş Özü elde etmişti. Her bir Ruhani Taş Özü yaklaşık olarak bin Ruhani Taş ediyordu. Ayrıca, Mükemmel Seviye gelişim kapasitesine sahip Ejderha Kan Soylu bir şeytan ruhu da elde etmişti. Bu şeytan ruhu da çok pahalıydı.

Nie Li şu ana kadar Tanrı Seviye gelişim kapasitesine sahip sıradan şeytan ruhu satımından toplamda otuz bin Ruhani Taş elde etmişti. Üstüne sıralamadan elde ettiği ödülleri ekleyince elde ettiği birikim çok iyiydi.

Bu miktar düşük sınıf bir Tanrı Gölü’nün bir yılda ürettiğine eş değerdi.

Eğer Hu Yong, Jin Yan ve Hua Ling Nie Li'nin bu kadar kısa sürede bu kadar fazla Ruhani Taş elde ettiğini bilselerdi kıskançlıklarından çatlarlardı.

Nie Li, Celastial Zırhını üzerine geçirdi ve gelişimine devam etti. Üzerinde bu zırh olunca kendisini daha da güvende hissediyordu.

Nie Li, üç tane Ruhani Taş özü çıkardı ve Cennet Enerjisini özümsemeye başladı. Bu üç Ruhani Taş Özüyle bile Göksel Kader Alemine girmeyi başarmamıştı. Ama ruh bölgesindeki Cennet Enerjisinin tamamen Ruh Bölgesini doldurduğunu da hissediyordu. Onun Göksel Kader Alemine girebilmesi için ufak bir ipucu lazımdı.

Önceki yaşamında bu kadar Ruhani Taş özümsemiş olsaydı çoktan Göksel Kader Alemine girmişti. Nie Li, Ruh Bölgesindeki Asmanın bu kadar çok Cennet Enerjisi emebileceğini hiç düşünmemişti.

Mükemmel Seviye gelişim kapasitesine sahip Ejderha Kan Soylu şeytan ruhuna gelince Nie Li bu şeytan ruhunu kendisi için saklamayı düşünmüyordu. Bu kalitedeki bir şeytan ruhu kendisine yakışmazdı. Göksel Kader Alemine girdiği zaman Nie Li'nin Tanrı Seviye gelişim kapasitesine sahip Ejderha Kan Soylu bir Şeytan Ruhu elde etmesi lazımdı.

Nie Li, Mükemmel Seviye gelişim kapasitesine sahip Ejderha Kan Soylu şeytan ruhunu dışarı çıkardı. Nie Li'nin elinde bu şeytan ruhundan başka otuz bin tane daha Sıradan gelişim kapasitesine sahip Ejderha Kan Soylu şeytan ruhu vardı. Bunların hepsini ona Gu Bei vermişti. Bu şeytan ruhlarından bazıları direkt olarak Gu Klanı’nın depolarından alınmıştı. Bu kadar güçlü bir klanın bu kadar düşük seviyeli şeytan ruhlarına ihtiyacı yoktu.

Nie Li normalde, Ejderha Kan Soylu şeytan ruhlarını rafine etmek için Göksel Kader Alemine girmeyi bekliyordu. Fakat gelişim seviyesinde en ufak bir ilerleme kat edemediği için rafine etme işlemine başlamaya karar verdi.