Bölüm 54: Ian'ın Performansı (4)

avatar
3347 4

Taming Master - Bölüm 54: Ian'ın Performansı (4)


 

 

Çeviri: Black3113 Düzenleme: Kharsmi

 

Bu 64 oyunculu turda, Ian’a karşı eşleşen Nişancı Millun'dan başkası değildi.

 

Millun, Baş Rahip görevi’ndeyken Ian'dan çalmak isteyen üç iğrenç üyeden biriydi.

Ç.N: Bkz. goblin kamp alanı bölümleri

 

'Bekle. Bu nişancı herif, o zaman 50.seviyede değil miydi?  O zaman, 50.seviyenin üstünde olduğuna eminim, peki buraya nasıl katılabildi?”

 

Doğrusu, Millun’un Baş Rahip görevindeyken seviyesi 51 idi.

 

Ancak, Ian'ın karşı hamlesi nedeniyle seviyesi 50’ye düştü ve o zamandan beri arena çaylak ligine katılmayı bekliyordu.

 

Ve muhakkak ki, Ian’ın rakibi de onu oldukça iyi hatırlıyordu.

 

“Ian, seni PK serseri! Halio’nun Kolyesini iyi kullanıyor olmalısın!”

Ç.N:  PK- oyuncu katili- player kill

 

Millun, Ian'a bakarken dişlerini gıcırdatıyordu.

 

Tekrar canlandığı zaman,  Halio’nun Kolyesi çoktan Ian tarafından ele geçirilmişti.

 

Bu sözlerle birlikte, Ian pis pis sırıtmaya başladı.

 

“Ya! Ama ben bu konu hakkında hiçbir şey bilmiyorum ki. Neden Halio’nun kolyesini bende arıyorsun?”

 

Elbette, Halio’nun Kolyesini açık artırmada oldukça pahalı bir fiyata sattığını çok iyi  hatırliyordu, ancak Ian, Millun’u kızdırmaktan zevk alıyordu.

 

Ve Ian’ın alay ettiğini duyan, Millun çileden çıktı

 

“Ergh… Bu velet! O zaman bizi zekanı kullanarak öldürmüş olabilirsin ama bugün seni öyle bir döveceğim ki tıpkı bir kağıt hamuruna benzeyeceksin.”

 

Ian’ın bakış açısından , bu zaten onun alt çizgisiydi ve çoktan  burnundan solumaya başlamıştı.

 

'Ne? Beni kağıt hamuru olana kadar dövecek misin? O zaman savaşsaydık bile bu herif benim elimde geberip giderdi be!’

 

Daha önce böyle tanışmış oldukları için, Ian bu iğrenç adamla birazcık daha oynamak istedi.

 

“Hey, sen, bu beden ön elemeleri mükemmel bir skorla geçmiş olan bir beden. Beni tam olarak nasıl dövmeyi planlıyorsun?”

 

Ian'ın oldukça rasyonel provokasyonunda bile, Millun, Ian'ı yenebileceğinden eminmiş gibi, onunla yarışırcasına  cevap verdi.

 

“Burada bütün maçlarını kazanmadan gelen, tek bir kişi bile var mı? Ayrıca, senin sırrını bile biliyorum.”

 

Bu arada, ikisinin konuşmasını gerçek zamanlı olarak tribünlerde dinleyen seyircilerin merakla dolu yüzleri vardı.

 

‘‘Hey, bu ikisi daha önce sahada çarpışmış!”

 

"Gerçekten mi? Bu ilginç görünüyor!”

 

Arenada aynı anda  32 maç gerçekleşiyordu ve toplam 64 oyuncu vardı, ancak seyircilerin çoğu Ian'ın ve Limlong’un maçlarında toplanmıştı.

 

İşte bu yüzden birçok seyirci maçın başlamasından önce Ian ve Millun’un konuşmasını ilgiyle dinledi.

 

Millun Ian’ın sırrını bildiğini söyleyince Ian gözlerini yuvarladı.

 

"Ne? Ne sırrı?"

 

Millun, dişlerini gıcırdatırken cevap verdi.

 

“Ön turları sadece saf gücünle ve mükemmel oyun yeteneğinle geçtiğini düşünmüyorsun, değil mi? Özellikle de sadece itemlerin sayesinde bu kadar ilerleyebildiğin göz önüne alınırsa?”

 

“...?”

 

Yüzünde şok olmuş bir ifade  bulunan Ian,  Millun’un bir sonraki sözünü bekledi.

 

Ve Millun’un öfke dolu sözleri sadece Ian’ın değil seyircilerin de şok olmuş bir şkilde bakmasına neden oldu.

 

“Senin kurt Familiar’ın! Sen onu ehlileştirmedin, bir çeşit Büyü Mühürleme Eseri kullanarak onu çağırabiliyorsun. İşte senin sırrın bu!”

 

Seyirciler gürültülü bir şekilde konuşmaya başladı.

 

“Şaşmamalı… Mantıksal olarak  lv 50 civarlarındaki bir  Çağırıcı için çok güçlü görünüyordu.”

 

"Doğru. Şimdi bütün sorular cevaplandı. Ben de böyle bir büyülü eserle çağırma yapabilseydim, muhtemelen çaylak ligini bile kazanabilirdim.”

 

“Wow, sonuçta herif zenginmiş, tabii ki en iyisi olacak.”

 

Millun’un beklenmedik saldırısı karşısında Ian inanılmaz derecede afallamıştı.

 

‘'Ne? Ly'i bir eser kullanarak çağırdığımı mı düşünüyor? Bütün bu zaman boyunca bu gerçeğe mi  inandı?”

 

Ve öfke içinde fokurdamaya başladı.

 

Oyun sırasında duymaktan en çok  nefret ettiği sözlerden biri de “zengin noob” idi.

Ç.N:  Ian neden kızmış sorusunun cevabı işte:
NEWBİE : (yeniyetme, çömez, vb.) dediğimiz arkadaşlar oyuna yeni başlayan, oyun hakkında çok şey bilmeyen ve hata yapan kişilerdir. Hata yaparlar çünkü daha iyisi nedir bilmezler ve büyük ihtimalle o durumla ilk defa karşılaşıyorlardır. Hiçbir şey hatasız öğrenilmez  ve rahatlıkla affedilebilirler.

NOOB :  Yeniyetme zamanlarındaki hatalardan ders almayıp aynı hataları tekrarlayan kişilerdir. Noob arkadaşlar, diğerlerini umursamayan, geri kafalı, oyun sırasında başınıza gelebilecek en kötü şeylerden biridir. Siz öldüğünüz zaman başınıza gelip oturup ‘zuahah öldün mü ‘diyen türlerdendir.



Millun’un provokasyonu devam etti.

 

“Uzun sözlere gerek yok, sadece bana gel! Kurdunu görmezden gelirsem ve önce seni öldürürsem her şey son bulacak. Hahhaa! ”

 

Ian, önündeki aptal adama kızmıştı ve ayrıca Millun’un sözlerine inanan seyircilere de küsmüştü.

 

‘’Ne, gerçekten bu sersemin sözlerine  inanıyorlar mı?”

 

Ve Ian'ın açıklayabilme şansı olmadan önce maçın başlayacağını belirten sistem mesajı çınlamaya başladı.

 

Maç 5 saniye içinde başlayacak.

 

Ian kelimenin tam manasıyla kudurmuştu.

 

“Hırrr, bu gerizekalı. Sen bittin aptal herif sadece 30 saniyelik işin var. ”

 

5… 4… 3…

 

Ian, Millun'da biraz kolay takılmayı planlıyordu ve onunla biraz oynamak istiyordu, sonuçta diğer maçların sona ermesini beklemek zorundaydı, ama kalbi bütünüyle değişmişti.

 

2… 1… Başlayın!

 

Maç başladığı anda, Ly Berserk yeteneğini  kullandı ve Millun'a doğru saldırıya geçti.

 

Grr- Grr-!

 

Ve Millun bunun olacağını biliyormuş gibi, kendini geriye doğru çekti ve okunu gerdi.

 

"Geber!"

 

Millun'un attığı okların uçları beyaz bir enerjiye sahipti.

 

Okçusunun seviyesini ranker seviyelere yükselten Ian, bunun tam olarak ne olduğunu biliyordu.

Ç.N:  Ranker- rütbeli, özel, yüksek seviye demek

 

‘Bu İndüklenmiş Ok. Yine de, bu oldukça iyi bir yetenek kitabı, nasıl ele geçirdi?”

 

İndüklenmiş Ok, Nişancılar'ın almak istediği gelişmiş yetenek kitaplarından biriydi.

 

Her ne kadar diğer yeteneklere göre düşük bir gücü olsa da, bir kez ateşlendiğinde onu atlatmak neredeyse imkansızdı.

 

Ian, vurulsa bile o kadar büyük bir hasar almayacağını biliyordu, ama yine de öylece dikilip vurulmaya niyeti yoktu.

 

‘’Ama benim kurşun geçirmez yeleğim var. Pıft.’’

 

Sırtındagarip şekilli bir yelek vardı, tam olarak ona uygun bir şekilde şekil değiştiren Bbookbbook Ian'ın sırtını koruyordu.

 

Ta-tat-

 

Ian, kasıtlı olarak sırtını oklara göstere göstere kaçmaya başladı.

 

Ian, İndüklenmiş Oklardan kaçıyormuş gibi görünüyordu.

 

Bunu gören Millun, yüksek sesle kahkaha attı ve bacakları hareket etti.

 

Bunun sebebi, Ly'nin onu yakalamasına izin veremeyeceği bir durumda oluşuydu.

Ç.N: Yani hem kaçıyor, hem ok atıyor.

 

“Kekeke, İndüklenmiş Oklardan böyle sıyrılabileceğini mi düşünüyorsun?”

 

Bir Nişancı olarak inanılmaz derecede yüksek çevikliğe sahip olan Millun, Ly'den oldukça iyi bir şekilde kaçmayı başardı ve İndüklenmiş Oklarla atış yapmaya devam etti.

 

İndüklenmiş Oklar becerisi, oyuncuların birebir çarpışması durumunda en güçlü beceri olarak değerlendirilirdi. Ve Ian'ın kuyruk gibi takip eden ondan fazla ok, Millun’un bir sevinç haykırışı çıkarmasına sebep oldu.

 

Bunun nedeni, Ly tarafından kovalanmasına rağmen indüklenmiş oklarının Ian’ı yakalama hızının, Ly’nin kendisini yakalama hızından daha hızlı olacağını düşünmesindendi.

 

Ve bir Savaşçı ya da Şövalye olmayan Ian'ın, ondan daha fazla İndüklenmiş Ok tarafından doğrudan vurulması halinde, hayatta kalamayacağını düşündü.

 

Ancak, bu sadece Millun’un hayalleriydi ve kısa bir süre sonra umutsuzluğa düştü.

 

Ting- Ting- Ti-Ting-!

 

Bunun nedeni, İndüklenmiş Okların Ian'ın sırtını vurmasıyla oluşan çarpışmada  bir sistem mesajının pat diye ortaya çıkmasıydı.

 

‘İndüklenmiş Ok‘ yeteneği,  Ian’ın  Familiar’ı ‘Bbookbbook’u  vurdu. 1 hasar puanı verildi.

 

‘İndüklenmiş Ok’ yeteneği, Ian’ın Familiar’ı ‘Bbookbbook’u vurdu. 1 hasar puanı verildi.

 

‘’Ne, 1 hasar mı? Ahh! Ve o lanet olası ‘’Bbookbbook’’ denen şey de  ne? ‘’

Ç.N:  Bbookbook ne mi? O herkesin korkulu rüyası. Hatta bizim kalamarın bile :D

 

Çember şeklindeki arenada, Ly'dan çok fazla efor sarfederek kaçan  Millun sadece diğer taraftan ona doğru koşan Ian'a doğru koşabilirdi.

Ç.N: Herkes birbirini kovalıyor. Tam komedi ya :D

 

‘Zayıf Nokta Yakalama’ yeteneği aktivite edildi. Hedefin zayıf noktası % 20'ye varan doğruluk oranı ve % 25'e varan kritik  isabet şansı ile gösterilecektir. Zayıf nokta vurulursa, ilave % 110'luk bir hasar verilecektir.’

 

Zayıf Nokta Yakalama becerisinin aktivite edilmesiyle Ian ve Ly, Millun'a her iki yönden de aynı anda hücum etti.

 

“Aaack-!”

 

Ve onun kaderi de bu şekilde mühürlenmiş oldu.

 

*****

 

Millun'dan dolayı geçici bir kargaşa olmuştu, ama Ian  8 oyunculu turda hiç zorluk çekmeden kolayca kazanmıştı.

 

Şimdi, yarı final maçları nihayet başlıyordu.

 

‘Hmm, şimdi bazı güçlü rakiplerle karşılacak mıyım?’

 

Tam o sırada, rakibi gibi görünen kullanıcı arenaya çıktı.

 

Rakibi, bütün vücudunu saran koyu gri bir cübbe giyiyordu. Ayrıca koyu siyah bir koni şapka takıyor ve bir elinde de bir kafatasıyla süslenmiş oldukça uzun bir asa tutuyordu.

 

Kim bakarsa baksın, bunlar Kara Büyücülerin kullandıkları tipik eşyalardı.

 

‘’Biraz zaman geçti ve tekrar bir Kara Büyücüyle karşılaştım. Bu rakibin nasıl olacağını merak ediyorum doğrusu.’’

 

Ian, yüksek seviyesinden başka bir becerisi olmayan Himenes’i hatırlayarak, rakibine baktı.

Ç.N: Himenes senin yüzünden acıların çocuğu oldu.

 

Ian, rakibinin görünüşünü biraz daha yakından incelediğinde, boyunun sadece göğsüne gelebilecek kadar kısa olduğunu ve hala pofuduk bebek yanaklarını kaybetmemiş bir bebek yüze sahip olduğunu gördü.

Ç.N:   https://sizdeduyun.com/wp-content/uploads/Tombul-Yanakl%C4%B1-Olman%C4%B1n-Do%C4%9Fal-ve-Bitkisel-Yollar%C4%B1.jpg

 

Kendi boyundan daha uzun bir asa tutan görünümü bile çok tatlıydı.

 

 Şu an itibariyle yarı finaller başladığı için, dış görünüş yanıltıcı olabilir.

 

Yine de, rakibin görünüşü yüzünden elinde değildi, Ian dikkati elden bırakmış ve yumuşamıştı.

 

Ian, ağzını açtığı gibi gülümsedi.

 

“Ben Ian’ım ve bunu dört gözle bekliyorum.”

Ç.N:  Ian diye yazılır, kalamar diye okunur.

 

Başka bir yere bakan Kara Büyücü çocuk, başını Ian’dan tarafa döndürüp pis pis ona  baktı.

 

Ve o inanılmaz derecede ciddi bir ifadeyle ve uygun olmayan bir sesle konuştu.

 

“Psh, sonunda, burada güçlü bir rakiple karşılaşıyorum. Bu maç hiç kolay olmayacak.”

 

“...?”

 

Sanki karşısında bir çocuk çizgi filminin ana karakteri ya da kötü geçmişini unutamayan acı çekmiş bir karakter vardı, Ian şok olmuştu.

 

Karşısında bu imajı yaratan rakibi sözlerine devam etti.

 

“Fakat, şayet yüce ben, kıtadaki en güçlü büyücü, burada kaybedersem, birçok insan üzülecek. Karanlığın Çağırıcısı! Kötülüklerin bugün sona erecek. Hazırlan."

Ç.N: Muahahhahha. Artık dayanamıyorum. Bütün manyaklar bizim kalamarı buluyor.

 

Hayır, kendisi Kara Büyücü olan kişi ona Karanlığın Çağırıcısı diye lakap mı takıyordu? Ian söylecek söz bulamıyorduç

 

Ve kendini kıtadaki en güçlü büyücü olarak adlandırmak…

 

Ian ürperdi ve farkında olmadan bir adım geri çekildi.

 

‘’Ne, ne oluyor be? Yoksa bu daha önce duyduğum 8. sınıf sendromu mu?’’

 

Onda 8.sınıf sendromu olduğu söyleyebilirdi ama bir ilkokullu gibi görünen aşırı bebeksi bir yüze sahipti.

 

Kara Büyücü çocuk, zihinsel saldırı altında kafası karışmış olan Ian'a doğru bağırdı.

 

“Benim adım “Kanjihoonie”. İsmimi hatırlaman en iyisi olur. İsmimi bilmene izin versem de çok yakında yok olacağın için bu bir israf, kekekkekee.”

 

Devam eden zihinsel saldırının yanısıra, o, inanılmaz doğal bir şekilde gayri resmi konuşuyordu.

K.N: Korecede yaşa göre hitaplar var. Burada sanki yaşıtı ya da büyüğüymüş gibi konuşuyor.

 

“Ne, bu da ne… Bu herif de ne böyle?”

 

Ian, bilinmeyen bir tezat hissetti.

 

Ve bu ikisi ateşli bir sohbeti paylaşırken, yarı final karşılaşmalarının başladığını bildiren bir sistem mesajı duyuldu.

 

Maç 5 saniye içinde başlayacak.

 

Yyarı final maçı olduğundan, izleyen seyirci sayısı daha öncesiyle kesinlikle kıyaslanamazdı.

 

5… 4…

 

Hazırlık süresi boyunca, Ian ve Hoonie kendi Familiarlarını çağırdılar.

 

Ve Ian, Hoonie’nin Familiarlarını gördüğü gibi, yüzünde hafiften şaşırmış bir ifade oluştu.

 

 ‘’Gizli sınıf! Kesinlikle, gizli bir sınıfı var.’’

 

Hoonie'nin çağırdığı kurukafalar, normal bir Kara  Büyücünün kurukafalarından farklı görünüyordu.

 

En göze çarpan özellikleri beyaz yerine zifiri siyah bir renkte olmarıydı.

 

Ve boyutları normal kurukafalardan biraz daha büyük görünüyordu.

 

‘Ama sayıları az.’

 

Ian, kalbinde rakibine dair edindiği küçümsemeyi derhal ortadan kaldırdı.

 

Ne tür bir gizli sınıf olduğuna dair bir fikir edinemediği için, rakibinin ne tür beceriler kullanacağını tahmin edemezdi.

 

‘’Kahretsin, neden şu ana kadar bu Kara Büyücü’nün maçlarından birini bile izlemedim?”

 

Ian, maçları sürekli izlemişti, ama Hoonie ilk defa gördüğü bir kullanıcıydı.

 

Ian, bunları düşünürken maç başladı.

 

3… 2… 1… Başlayın!

Ç.N: Kalamar ve Yüce Ben’in savaşı – sizce kim kazanacak?

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr