Çeviren:Devilsparadise
Düzenleyen:Cqnn
Taming Master 17.Bölüm Ly'ın Büyümesi(3)
Antrenman yeteneği sayesinde, Ly'ın potansiyeli azar azar yükseldi ve potansiyeli 10 basamak arttığı zaman Ly'ın seviye atladığındaki büyüme hızı ve istatistikleri de arttı.
'Tahmin ettiğim gibi Acemi Seviye Pratiği hala sahtekarca bir yetenek.'
Kailan'da gizli sınıfları normal sınıflardan daha iyi sınıflar olarak görmek yerine onu biraz daha farklı ve nadir bulunan bir sınıf olarak görürlerdi. Çünkü gizli sınıfa sahip kullanıcılar özellikle normal seviyeli kullanıcılardan daha güçlü değillerdi.
Yine de Ian bunun her zaman için doğru olmadığını düşündü. Gizli bir sınıfa kabul edildiğinde sınıfa göre uygun tecrübe ve optimize edilmiş gelişme gerekliydi. Ancak insanlar gizli sınıflarını tıpkı normalleri gibi yükselttiği için sınıfın ortalama hale geldiğini düşünüyordu.
Ve sınıfını kendi kendine yükselterek varsayımının doğru olduğunu fark ediyordu.
'Bütün canavarlar Potansiyel yeteneklerine bağlı olarak belli bir Potansiyel güce sahip oluyorlar. Her seviyedeki istatistik artışı ona göre belirleniyor.'
Potansiyelin yükselmesi demek canavarın sınıfını kendi kendine yükseltmesi demekti ve Potansiyelin böyle tıkır tıkır artmasını sağlayan şey de Pratik'ti.
Bu bilgiye erişen Ian aniden yetenek peceresini açtı ve en başından beri kullanmadığı yetenek puanlarını Başlangıç Seviyesi Pratiği'ne yatırdı.
Liderlik konusunda yetersiz olduğu ve ayıyı yakalayamadığı için bir anlığına Acemi Seviye Taktikleri'ne yatırım yapmak çekici geldi. Ama bu isteğine kapılmayarak iyi bir iş yaptığını düşündü.
⦁ Bütün yetenek puanlarınızı Başlangıç Seviyesi Pratiği'e yatırdınız.
⦁ Başlangıç Seviyesi Pratiği seviye 5'e ulaştı ve Orta Seviye Pratiği'ne dönüştü.
Ian yüzünde memnun bir ifadeyle yetenek penceresini kontrol etti.
Orta Seviye Pratiği
Tür: Aktif yetenek
Yetenek seviyesi:0. seviye
Uzmanlık: %0
Yeniden başlama süresi:25 dakika
⦁ 15 dakikalığına belirlenen Evcil Hayvan Pratik durumuna dahil olur.
⦁ Pratik durumundaki Evcil Hayvan komutları normalden daha iyi anlar ve yeni komutlar öğrenebilir.
⦁ Pratik ne kadar çok tekrarlanırsa Evcil Hayvan'ın Potansiyel'i o denli artar.
⦁ Daha yüksek Orta Seviye Pratiği yeteneği Potansiyeli daha çok arttırır.
Ian neşelendi.
Yetenek penceresinde gözükmüyordu ama Potansiyelin artışı tabii ki de her pratikle artıyordu ve hepsinin ötesinde yeniden başlama süresi 10 dakika azalmıştı.
Yeniden başlama süresinin azalması yeni kazandığı Koyu Karanlığın Kolyesi sayesindeydi. Her 20 dakikada bir kullanabilirdi.
Merakını gideren Ian defterini göğsüne tatmin olmuş bir gülümsemeyle geri koydu.
'Şimdi çok daha iyi hissediyorum.'
İçindeki sıkıntıyı gidermiş bir insan gibi Ian'ın yüz ifadesi de oldukça neşeliydi.
Yeniden avlanmaya başlamadan önce Ly'ın potansiyelini bir kez daha kontrol etti.
'Potansiyeli şu anda 94.Yakında onu 100 yapabiliriz.'
Büyüme hızı her defasında 10 basamak arttığından Ian inanılmaz bir beklenti içerisineydi. Sayıların kendi kendine artmasıyla ne değişeceğini merak ediyordu.
'Hay aksi! Neredeyse bir saati boşa harcadım.'
Saati kontrol eden Ian okunu yeniden doğrulturken kendi kendine söylendi. Eğer yorulmadan sınırsızca antrenman yapmak bir tür yetenek olsaydı, Ian bu eşsiz yeteneğe sahip olurdu. Kısa süre sonra 20. seviyeye ulaştı.
Belirlediği öğle yemeği saati gelince Jinsung oturumunu kapattı. Ekmek ve sütle basit bir öğün hazırladı.
Click- Click-
Tabii ki o sırada bile diğer elindeki mouse ile durmaksızın Kailan hakkındaki bilgileri araştırıyordu.
'Eğer böyle ders çalışsaydım şimdiye kadar hakim ya da doktor olurdum.'
Anlamsız sözler mırıldanan Jinsung ekmeğinden bir ısırık alırken video izliyordu. Son güncellemeyle açılan sınıflardan, bir Kara Büyücünün saldırı videosuydu.
Topluluktaki en yüksek seviyeli Kara Büyücü 18. seviyeydi.
'Kuru kafalar düşündüğümden daha tatlı.'
Mouse'a tıklayan Jinsung sütünü tek dikişte bitirdi ve yerinden kalktı. Tekrar kapsüle girme zamanıydı.
'Şimdi giriş yapsam mı ki?'
Ancak o sırada Jinsung'un akıllı telefonu çalmaya başladı.
Ring Ring
'Bu da nesi? Beni arayacak kimse yok ki.'
Bu bir sülükten ejderha zırhı düşürmek kadar nadir bir durumdu.
Bu beklenmedik durum karşısında biraz tırsan Jinsung arayan numarayı kontrol etti.
'Bilinmeyen bir numara... Okul harçlarımı yatırdım, son apartman aidatını da ödedim. Nereden bir arama olabilir ki?'
Ian telefonu kapatmayı düşündü ama uzun zamandır aldığı ilk arama olduğu için telefonu açtı.
'Merhaba?'
⦁ Alo, öğrenci Jinsung'un numarası mı?
Bir kadının ince ve güzel sesiydi. Jinsung kalbinin çarpıntısını hissetti.
'Evet, benim.'
⦁ Ben Kore Üniversitesi Sanal Gerçeklik bölümünden asistan Lee Jihyun.
'Evet asistan, merhaba.'
Kalbinin çarpıntısı bir anlıktı ve arayanın asistan olduğunu duyunca gerildi. Çünkü Jinsung okul hayatındaki sorumsuzluğundan ötürü suçluluk hissediyordu ve bütün yarıyıl boyunca profesörlerden hiçbirinin onun okulun öğrencisi olduğunu düşünmediklerini biliyordu.
⦁ Evet, söyleyeceğim bir şey vardı. Profesör Lee Jinook'u tanıyorsunuz değil mi?
Eğer Lee Jinook profesörden bahsediyorsa evet tanıyordu. Çünkü o da bölümün başındaydı.
'Evet, tanıyorum.'
⦁ Profesör sizden onu aramanızı istiyor.
'Onu aramamı mı?'
Tanımlayamadığı bir endişe onu etkisine almaya başladı.
'Niçin olduğunu öğrenebilir miyim?'
⦁ Büyük ihtimalle öğrenci Jinsung'un notları yüzünden.
Jinsung'un elleri titremeye başladı.
'Ne oluyor ya! Bunun akademik bir uyarı olmadığını düşünüyordum, kesinlikle hayır! Görsel Gerçekliği Anlama derslerinin hepsine katıldım. Bu yüzden bana D vermiş olmaları gerek.'
Düzensiz atan kalbi sakinleşen Jinsung ağzını açtı.
'Kusura bakmayın, asistan.'
'Eğer profesörü aramazsam ne olur?'
⦁ Eğer öğrenci Jinsung profesörü aramazsa karnenizi evine göndereceğini söyledi. Tabi ki ev derken burada kiraladığınız odayı kastetmediğini biliyorsunuz değil mi?
Jinsung'un elleri yeniden titremeye başladı.
Bunun olmasına izin veremezdi. Karnesi eve ulaştığı zaman babasının öfkesini kontrol edebileceğini sanmıyordu.
'20 yaşımın en güzel çağında çiftçiliğe geri dönmek zorunda kalırım.'
Çiftçiliğe geri dönmekten daha kötü olansa kapsülünü satmak zorunda kalacak olmasıydı.
'Oof...'
Jinsung'un başka seçeneği yoktu.
'Onu aramam gerek gibi görünüyor'
⦁ Haha, iyi fikir gelecek yarıyıl görüşürüz öğrenci Jinsung.
Biiip!
Konuşma sonlandığında Jinsung'un yüzünde koca bir ömür yaşamış gibi bir ifade vardı.
Bu kadar uzun süreden sonra yapılan bir telefon konuşmasının akıl sağlığına bu denli zarar verebileceğini düşünmemişti.
'Hah, doğru. Aramam gerek. Jinook profesörün numarası var mı bende?'
Şansına, numara vardı. Birinci sınıflar tanıtımı sırasında numarayı kaydettiğine inanıyordu.
'Hooo...'
Derin nefesler alarak kalbini sakinleştiren Jinsung hemen sonra profesörü aradı.
⦁ Alo, ben Lee Jinook.
'Merhaba, Profesör ben Park Jinsung. Beni aradığınızı duydum...'
Telefondan kuru bir ses geldi.
Orta yaşlı, yağmurlu bir günde çokça sipariş taşıyan bir Çin restoranı teslimatçısının sesi gibiydi.
⦁ Park Jinsung. Ah, evet şu birinci sınıf öğrencisi olan. Doğru, beni aramanı söylemiştim.
'Evet, ne sebepten ötürü beni istiyorsanız...'
⦁ Şu an bunu bilmediğin için mi soruyorsun?
Bastırılamaz bir 'Bilmiyorum' deme isteğiyle ağzını açtı.
'Bir ihtimal, notlarım yüzünden olabilir mi?'
⦁ Aynen öyle. Evinde kötü bir durum mu var? Yoksa kız arkadaşın tarafından terk mi edildin? Neden kendi uzmanlık alanında bir şey yapmadın ve ilk yarıyılında akademik uyarı aldın?'
Akademik uyarı kelimesi Jinsung'u bir kez daha korkuttu.
'Akademik uyarı mı? Benim iki tane F notum yok muydu?'
Jinsung'un eğitim aldığı Kore Üniversitesi'nde bir yarıyılda üç F alırsan akademik uyarı alırdın. Eğer iki akademik uyarın varsa okuldan uzaklaştırılırdın. Düşük not almaktan pek korkmayan Jinsung gibi biri için akademik uyarı almaktan korkmasının nedeni ortadaydı.
⦁ Evet doğru. Şimdiye kadar 2 tane F notun var .İşte bu yüzden sana üçüncü F'i vermeyi düşünüyorum.
Apaçık bir tehdit!
'Benden tam olarak ne istiyorsunuz Profesör?' demek istedi ama korkusuz bir öğrenci değildi.
'O zaman ne yapmam gerek Profesör?'
Öncelikle uzmanlığını boşlamanın nedenini duyalım.
Açıkçası bir profesörün hiçbir üniversitede, hatta lisede bile, bir öğrenciyi sıkı çalışmadığı için araması söz konusu değildi.
Ancak, Sanal Gerçeklik bölümü Kore Üniversitesi'nde yeni açılmış bir bölümdü. Özellikle Profesör Lee Jinook'un bölümüne olan tutkusu ve gururu diğerlerinden farklı bir seviyedeydi. Bu yüzden Jinsung'un vurdumduymazlığı kabul edilemezdi.
O sırada, Jinsung nasıl bir cevap vereceğini ve durumun altından nasıl kalkacağını düşünüyordu.
İlk olarak, Profesör Lee Jinook'u iyice test etti.
'Profesör, Sanal Gerçeklik bölümüne katılmamın nedeni...'
⦁ Söyle bana.
'Şu ana kadar Sanal Gerçeklik bölümüne küçük bir ilgim vardı ve bu ilgim, sonsuz olasılıklara özlem duyduğum içindi.'
⦁ ..?
'Bu günlerde Sanal Gerçekliğin çok fazla ilgi görmesinin birçok nedeni var fakat en büyük nedenlerden biri 'Kailan' oyunu, değil mi?'
⦁ Aynen öyle.
Jinsung yutkundu.
Bundan sonrası önemliydi.
'Eğer bir kaplan yakalamak istiyorsan, kaplanın inine girmen gerekmez mi?'
Lee Jinook profesörün anlayışı hızlıydı Jinsung'un ne demek istediğini hemen anladı.
⦁ Yani bütün gün oyun oynadığın için mi derslerinin iyi olmadığı söylüyorsun?
'Bütün gün oyun oynamamın tek amacı bu değil Profesör. Şaşırtıcı ama gerçek olan Kailan'da Sanal Gerçeklik dünyası hakkında uygulamalı olarak daha yakından araştırma yapmaktı.'
Jinsung'un saçma mazereti karşısında Lee Jinook sitem etti
⦁ Öyleyse kaç seviyesin sen?
'...........!'
⦁ Sana kaç seviye olduğunu soruyorum. Eğer bu kadar çok çalıştıysan Kore sunucusunda iyi bir derece yapmış olman gerek, değl mi ama?
Bir saniyeliğine Jinsung vücudunun yıldırım çarpmış gibi taş kesildiğini hissetti. Üzüntüsünden bir damla gözyaşı dökeceğini bile düşündü.
'Eğer sıfırlamamış olsaydım...!'
İlk defa karakterini sıfırladığına pişman oldu. Şayet sıfırlamamış olsaydı, kendine güvenerek 'Derece yaptım' diyebilirdi.
'Ben...şey...Profesör...'
⦁ Neden söyleyemiyorsun ?
Ancak aklına bir bahane gelmiyordu.
Kendine sormak istedi
'Jinsung neden söylemiyorsun?'
Bu yüzden gerçek gibi gözüken bir yalandansa gerçeği söyleyebilirdi.
'Aslında 93. seviyeydim...ancak kısa bir süre önce sıfırladım...bu yüzden şu an 20. seviyeyim.'
Bu sözler karşısında Profesör dayanamadı ve alaya alınmış gibi hissetti
⦁ Ne? Benimle dalga mı geçiyorsun?
Lakin Jinsung'un söyleyebilecek çok az sözü vardı.
'Ama gerçek bu, Profesör.'
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..