Taming Master - Bölüm 40 Part II

---

Taming Master 40.Bölüm Part II:Gizemli Kule(3)

Çeviren:Devilsparadise

 

Tüm bunlar olup biterken durmadan ortaya çıkan hayalet canavarlarla savaşan Ian yüzünde kocaman bir gülümsemeyle Bukbuk'u sırtında taşıyordu.

Ne kadar öldürürse öldürsün,hayalet kertenkeleler bitmek tükenmek bilmiyordu.

Çünkü Hayalet Drake gibi değillerdi.Hayalet Kertenkeleler biraz daha zayıf ve 50 seviyenin ortalarındaydılar,Tecrübe Puanı da bir tık daha düşüktü,ama daha iyi bir şeydi.

Eğer karşısında aynı sayıda Hayaler Drake olsaydı bu kadar dayanamaz ve geri çekilmek zorunda kalırdı.

Puck-!

Darbenin etkisiyle gelen sesle,Ian dönüp arkasına baktı.

Evcil Hayvan Bukbuk kritik vuruş yedi. Bukbuk'un canı 1 düştü.

Ian'ın arkasını süzen Hayalet Kertenkele'nin saldırısı Bukbuk'un kabuğuyla bloke edilmişti.

Kritik vuruş yemelerine rağmen Bukbuk sadece 1 hasar almıştı.Ian'ın mutlu bir ifadesi vardı.

'Huh,insanların kafayı çalıştırmaları gerek.'

Ninja kaplumbağa gibi görünse de umurunda değildi.

Ne zaman kaçıp kurtulması zor bir saldırı gelse,hafifçe geri dönüyordu ve Bukbuk'un kabuğu zararı önlüyordu.

Bukbuk bir can yeleğine eşdeğer savunma yapıyordu.Onun mükemmel kabuğu sağolsun,Ian daha saldırgan bir şekilde hareket ediyor ve savaşma gücüne katkı sağlıyordu.

Rakiplerin saldırısı sadece Ddukdae'ye yoğunlaşmıştı.Böylece güvenle avlanabiliyorlardı.

İlginç,büyük demir kapının içine gireli bir saat geçmişti ve bu süre boyunca sadece ardı ardına gelen Hayalet Kertenkeleler ile uğraşmışlardı.Yine de Ian'ın çekip gitmeye niyeti yoktu.

'Bunun sonunu görmem gerek.Eminim ki bu oda kulenin sonu değil.'

Ian kapının karşısındaki taş duvara baktı.

Buraya geldiği kapıya benzeyen demir bir kapı vardı.

Kertenkelelerin daha ne kadar süre boyunca ortaya çıkacağını bilmiyordu ama kapının onları yakalarken açılacağını hissetti.

Ve sıfırlamadan önce,bunun gibi sonsuz canavar dalgalarıyla karşılaşmıştı.

Bu yüzden bu durumun üstesinden nasıl geleceğini az çok biliyordu.İçi rahattı.

'Canavar dalgası her an yavaşlayabilir.'

Ly onları ısırdıktan sonra sonra dalganın bitmek üzere olduğunu gördü ve yeniden pozisyon aldı.

Eğer dalga bitmemişse,kertenkeleler yeniden ortaya çıkardı.

Ancak tam o sırada zemin farklı bir desene büründü.

'Sonunda dalga bitti.Acaba sırada ne var?'

Vöaağğ-

Gürültülü bir ses taş duvarlar arasında yankılandı ve yerde mavi ışık huzmeleri süzüldü.

'Çağırıcı Büyü Çemberi mi?'

Bahsettiği şey bir kule patronu/canavarı çağırıldığında beliren bir desendi.

Mavi ışık odanın ortasında toplanmaya başladığı an Ian kaskatı kesildi.

"Ly,saldırmaya hazırlan!"

Grr-!

Işık huzmesi bir bütün haline gelmiş ve bir siluet belirmeye başlamıştı.

Işığın içinden devasa bir canavar çıkmasını beklese de ortaya ufak bir ihtiyarcık çıktı.

Mavi ışıktan meydana gelmiş vücudu ve beyaz ışık saçan asasıyla ihtiyar kılığında bir hayalet.

Ian ne yapacağını bilemezken hayalet ihtiyarcık konuştu.

Ho...Bir Çağırıcı görüyorum.

Karşısında ihtiyar,konuşan bir hayalet görünce dili tutulan Ian hemen kendini topladı ve cevap verdi.

"Evet ama...Siz kimsiniz?"

O hala büyüklerine saygıda kusur etmeyen Ian'dı bu yüzden de saygılı bir şekilde cevap vermişti ama canavar olma ihtimalini düşünmeden de edemiyordu.

İhtiyar Ian'ın sorusunu duymazdan geldi ve onun anlamadığı bir şeyler mırıldandı.

Oakley'in Çağırıcı olma testine nail olan ilk kişi...Senin kaderin olabilir mi?

"Adınız Oakley mi büyükbaba?"

Adam Ian'ın yersiz sorusuna kafasını sallayarak cevap verdi.

Evet.Adım Oakley.

"Neden buradasınız,büyükbaba?"

İhtiyar,bir süre duraklayıp cevap verdi.

Bunu şu an söyleyemem.

"Ne?"

Ian afallamıştı.

Gökten düşer gibi birden ortaya çıkmış,anlam veremediği bir testten bahsetmişti.Öfkesine hakim olamıyordu.

O sırada tek kelime etmeden Ian'ı izleyen ihtiyar asasını kaldırdı ve alçak bir sesle konuştu.

Meydan okuyan...Eğer testimi geçersen,bu binanın tüm sırlarını öğreneceksin.

Daha önce hiç böyle bir şey hissetmeyen Ian birden savaş moduna girdi.

-sallantı sesleri-

Tüm kule şiddetle sallanmaya başladı.

'Bu neyin habercisi peki?İyice geriliyorum.'

Asasını gergin Ian'a doğru uzatan Oakley yüksek sesle bir çağırıcı komutu verdi.

Kaos Drake'i,çağrıma cevap ver!

Bu sözlerle beyaz bir ışık topu parladı ve devasa bir drake belirdi.

Ian'ın ilk katta çarğıştığı drakelere benziyordu ama onların iki katı boyutundaydı ve diğerlerinin aksine gri bir ışıkla parlıyordu.

Sadece görünüşü de değildi.

'75 seviye mi?Bu da yetmezmiş gibi Kahraman sıralamalı mı?'

Ian çaresizlik içerisindeydi.

Ian kendisini yırtsa da parçalasa da o ve hayvanları sadece 40'lı seviyelerin başındaydılar.En yüksek seviyeli Ddukdae'nin bile bu 75 seviyeli Kahraman canavar karşısında kazanma şansı yoktu.

'Aklım mantığım almıyor!60 seviyelik bir avlanma alanındaki kulede 70 seviye üstü bir canavar...'

Beklemediği bu durum karşısında farkında olmadan ana avrat sövmeye başlamıştı.

Elbette böyle bir şeyin olmaması söz konusu değildi.

Bir kulenin yüksek dereceli bir görevle bağlantılı olduğu veya içinde 95 seviye Boss canavarların olduğu gizli bölümleri olabiliyordu.

Yine de,ne kadar şanssız olsa da,burası dönüm noktasıydı.

'Off off...Sıfırlamadan önce bir kez bile ölmeyi denemedim,ama burada ölmek zorunda mıyım?'

Ian göz ucuyla Ly ve Ddukdae'ye baktı.

'Eğer öleceğimi hissedersem,önce Evcillerimi geri çağırmalıyım.'

Evcil Hayvanlar öldükleri zaman varlıkları son bulmuyordu.

Seviyelelerine göre belli bir süre çağrılamıyorlardı,yani 40 seviye için,öldükten 3 gün sonra yeniden çağrılabilirlerdi.

Üstüne üstlük,Evcil Hayvanlar da ölüm cezası olarak seviye düşürme alıyorlardı.

'Ölüm kaçınılmazsa,tek ölen ben olmalıyım.'

Kullanıcılar için ölüm cezası ise 1 seviye düşüklüğü ve 24 saatlik bandı.Bu da ne pahasına olursa olsun Ian'ın Evcil Hayvanlarını kurtarması gerek demekti.

Ve her şeyden de öte,onların ölümünü görmek istemiyordu.

-kükreyiş-

İhtiyarın Kaos Drake'i gürledi.

Ejderha Korkusu ile kıyaslandığında,bir şakaydı ama 40 seviye civarında olan için oldukça korkutucuydu.

Vücudunuzu Kaos Drake'in korkusu ele geçirdi. 10 dakikalığına,bütün istatistikleriniz %5 düşecek.

Ian yumruğunu sıktı.

Oyun bitse bile kolayca ölmeye niyeti yoktu.

Ian'ın içindeki savaş aşkı alevlenirken ihtiyar gülümsedi ve hamle yaptı.

Kaos Drake'i saldır ona!

Grrr-!

Komutuyla,Kaos Drake'i derin bir nefes aldı.

Bunu gören Ian'ın gözleri yuvalarından fırladı.

'Ne halt ediyor?Bu mahluk Nefes de mi kullanıyor yoksa?'

Bu hazırlık kesinlikle Nefes saldırısı içindi.

Ian Ddukdae ve Ly'a doğru koşarak bağırdı.

"Ddukdaee,Ly!Birbirinizden ayrılın!"

Bu sözlerle canavarın ağzından siyah bir Nefes püskürdü.

-püüüüüff-

Ian hızlıca döndü ve sırtını ona yasladı.