Taming Master Bölüm 44:Ian'ın Başarısı (3)
Çeviren:Devilsparadise
Luspel İmparatorluğu'nun başkenti Myuran ve Myuran'ın doğusunda bulunan Flinor Meydanı.
Kendi aralarında Sınfların Meydanı da dedikleri bu yerde birsürü kullanıcı toplanmıştı.
Birbirleriyle bağıra çağıra konuşarak meydanın diğer ucundaki bir şeyi izliyorlardı.
"Yok daha neler?Gerçek mi bu?"
"Tabii ki de gerçek,sahte mi olacaktı bir de?"
"Aklım mantığım almıyor!Üç yeni sınıf arasında nasıl oldu da ilk inşa edilen Çağırıcı Kulesi oldu?"
Kullanıcıların orada toplanması için özel bir neden yoktu.
Sınıfların Meydanı olarak da bilinen Flinor Meydanı'nda yeni bir bina inşa ediliyordu.
Binanın temeli ilk atıldığında,mutlu bir şekilde gelip 'Sonunda yeni sınıflardan bir kullanıcı 50 seviye oldu.' demişlerdi.
Ancak aradan bir saat geçip de bina yükselmeye başladığında binanın Çağırıcı Kulesi olduğu ortaya çıktı.
Herkes Kara Büyücü Kulesi'nin inşa edilmesini bekliyordu,o olmazsa da Suikastçı Kulesi'nin.Ama seviye atlamanın en zor olduğu sınıf olarak bilinen Çağırıcı Kulesi'ni kimse beklemiyordu,şaşmış kalmışlardı.
Şaşkın kullanıcıların yanı sıra durumdan mutluluk duyanlar da vardı.
"Vaov,kırk yıl düşünsem ilk inşa edilen kulenin Çağırıcı Kulesi olacağı aklmıa gelmezdi."
"Şaka bir yana,burada bekleyip inşaat bitince bir Sınıf Görevi kapmalıyım."
"Zaten Kaion İmparatorluğu'ndan önce inşa etmeyi diliyordum,ama yeni sınıflar arasından ilki olmak..."
Bunlar kesinlikle Çağırıcılardı.
Bir sınıf kulesi inşa edildiği zaman kullanıcılar faydalı bilgilere ulaşabiliyorlardı,aynı zamanda sınıflarıyla ilgili görevler de alabiliyorlardı.
Bir de görev yapıp katkı puanlarını yükselttikçe zengin içerikli yetenek kitapları vesaygı değer sınıflarına yakışır itemler kazanabiliyorlardı,heyecanlarının sebebi de buydu.
Kullanıcılar kendi aralarında konuşup dururken,Çağırıcı Kulesi hızla inşa ediliyordu.
Kat kat yükselen kule çevresine harikalık saçmaya başlamıştı.
3 saat daha geçtikten sonra,Luspel İmparatorluğu'ndaki tüm kullanıcıların gözünün önünnde bir sistem mesajı belirdi.
Ring-
50 seviye üstü bir Çağırıcı ilk kez Colonar Kıtası,Luspel İmparatorluğu'nda ortaya çıktı. 'Çağırıcı Kulesi' Luspel İmparatorluğu'nun başkenti Myuran'da inşa edildi.Sadece Flinor Meydanı'ndaki değil,imparatorluktaki bütün kullanıcıları bir telaş sardı.
"Vay anasını,görünüşe göre,kulenin inşaatı bitti!"
"Dehşet bir şey bu!Haydi avlanmayı bırakalım ve Myuran'a gidelim!"
Çağırıcılar mutluluktan yerinde duramıyordu.
"Gelen sistem mesajını gördün mü?"
"Bana da geldi evet.Bu da ne?Bu mümkün mü?"
"Ohaa...Ben daha yeni 20 seviye oldum...50 seviye biri mi ortaya çıkmış?Manyakça değil mi?"
"Sistem hatası olmalı.Hiç mantıklı değil.50 seviye Kara Büyücü bile yok."
"Eminim bug vardır.Gidip LB Spor komitesine bildirelim."
Gerçek olduğuna inanamayan ve reddeden insanlar da vardı.
"Kim olabilir?"
"Büyük bir birliği arkasına alan bir kullanıcı olmalı."
"Sıradan kullanıcıların hayatları ne kadar da hüzünlü."
Kıskananlar da vardı.
Kıskananların çoğu yeni sınıflardaki diğer kullanıcılardı.
Artık Luspel İmparatorluğu'ndaki tüm Çağırıcılar Çağırıcı Kulesi'nden Sınıf Görevleri alabilir.Son mesaj belirdiğinde,oyuncuların çoğu sevinç içindeydi.
Her şey bir yana,Luspel'in Kaimon İmparatorluğu'ndan önce sınıf kulesi inşa etmesi iyi bir nedendi.
Ve o gün.
Resmi Kailan birliği oldukça yoğundu.
***
"Ahh,ne güzel bir uykuydu."
Sabah 10'da uyanan Jinsung gerinip mutfağa gitti.
Her zaman olduğu gibi sütlü mısır gevreği yiyecekti.
Normalden farklı olarak yaklaşık 12 saat uyumuştu ve yeniden doğmuş gibi hissediyordu.
50 seviyeye ulaşan ilk Çağırıcı olmasının da etkisi vardı.
-esneme efekti-
Esneyip duran Jinsung mısır gevreği kasesini alıp bilgisayar masanın başına geçti.
Oyuna giriş yapmadan önce,resmi birlikten biraz bilgi almayı düşünüyordu.
"Huh,ne oluyor lan,neden bugün bu kadar çok mesaj var?"
Sınıf konuşma sayfasını açan Jinsung şaşakalmıştı.
Çünkü sayfada kırmızıyla belirtilen mesajlar vardu bu da son 24 saat içinde paylaşıldıklarını gösteriyordu.
Konuşma sayfası normalde de aktifti ama hiç bu kadar çok mesaj geldiğini görmemişti.
Jinsung kısa bir süre sonra nedenini anladı.
'Heheheh,herkes başarımdan etkilendi.'
Çünkü sayfa Jinsung sayesinde inşa edilen Çağırıcı Kulesi hakkında mesajlarla doluydu.
Jinsung paylaşımları okumaya başladı ve sayfanın aşağılarına indi.
Aslında mısır gevreklerini bitirir bitirmez kapsüle girmeyi planlıyordu ama monitorün karşısında mıhlanmış gibiydi.
'Oh?Bu paylaşım da neyin nesi?'
Sayfayı kaydırıp onlarca sayfa mesaj okuyan Jinsung'un dikkatini ilginç başlıklı bir mesaj çekti.
Hepinizin merak ettiği 50 seviyeli meşhur Çağırıcıyı tanıyorum.Bu paylaşım diğerlerinden 20 kat daha falza görüntülenmişti.
'Yok ebesinin nikahı?Beni mi tanıyormuş?'
Jinsung bu tarz mesajların genelde sazan avı olabileceğini biliyordu ama merakına engel olamadı.
Ve tıkladı.
Paylaşımın üstüne tıklayan Jinsung'un şaşkınlıktan nefesi kesildi.
'Yoh am....!'
Çünkü tıkladığı an karşısına çıkan ilk ekranda Jinsung'un karakteri Ian'ın ekran görüntüsü vardı.
Jinsung hızla sayfayı kaydırdı ve gönderinin içeriğini okudu.
Merhaba,ben Şovalyeler'in birliğinden gelmiş 60 seviyeli orta halli bir kullanıcıyım.Hepiniz yukarıda paylaştığım ekran görüntüsünü gördükten sonra buradasınız,değil mi?
Muhtemelen bunun sazan avı olduğunu düşünenleriniz vardır,ama öyle değil.
Bu bir sazan avı değil.
Yukarıdaki görüntüdeki oyuncunun 50 seviye olan ilk Çağırıcı olduğuna eminim.
Nasıl bu kadar emin olduğumu sorarsanız...
-yutkunma efekti-
Ian farkında olmadan sayfanın aşağısına inip yazılanları okurken yutkunuverdi.
Görüntüdeki mekan sizce neresi?Önceden gidenler büyük ihtimalle neresi olduğunu çözmüşlerdir.Orası yeni açılan kuzey kıtası.
Kuzey kıtasındaki Crupia Karlı Dağı.
Ve çağırıcının yakaladığı canavarı da görüyor musunuz?
Daha da şaşırtıcı olan canavarın 50'li seviyelerin sonunda olan bir Buz Trolü olması.
O zaman,bu Çağırıcı kaç seviye olabilir?
Tek başınıza 50'li seviyelerin sonunda bir Buz Trolü'nü yakalamak için en az kaç seviye olmanız gerekir?
Ekipmanı ne kadar iyi olursa olsun,güçlü Evcil Hayvanlara sahip olsa da bu oyuncunun çoktan 40'lı seviyelerin sonunda olması gerekmez mi?
Ne yazık ki bu kullanıcı bütün kişisel bilgilerini gizlemiş bu yüzden de ne kimiliğini ne de hangi birlikte olduğunu tespit edebildim.Ama eminim.
Hatta kendisini avlanırken gördüm ve giydiği bütün itemler Kahraman dereceli olsa da ben 60 seviye olmama rağmen avlanma hızı benimkinden yüksekti.
Siz ne düşünüyorsunuz?
Sözü Çağırıcılara bırakıyorum.
Paylaşımın mantıklı içeriği,istatistikler ve Ian'ın ekran görüntüsü onu kızdırmıştı.
Ancak bir süre sonra gerçekliğe döndü ve başını salladı.
'Hah,bu leş sineklerinden hoşlanmıyorum,bu yüzden her şeyi gizledim ve etrafta sessiz sakin takıldım,kimliğim böyle teşhir mi edilecekti?'
Aynı anda içerisinde garip bir memnuniyet duygusu uyandı.
'Artık ünlü oldum.Yorumlardaki tepkilere bakalım mı?'
Sayfayı kaydırdı ve paylaşımın altındaki yorumları okumaya başladı.
Gel gör ki yüz ifadesi değişmeye başladı.
Neden bir Şovalye başka birinin birliğine gelip yalan söylüyor?Millet,sırf görünüşünden bile uydurma olduğu belli olmuyor mu? Aynen,yukarıdaki kişi haklı.40'lı seviyelerin sonunda bir Çağırıcı olsa bile neden oraya gidip avlansın ki?Orada avlanabileceğine inanmak çok zor,hadi avlansa bile büyük ihtiamlle verimlilik korkunçtur.Yorumları okuyan Ian'ın farkında olmadan eli ayağı titremeye başlamıştı.
'Ne saçmalıyor lan bunlar?Av verimi harika.'
Hah,dikkat çekmek için bir yerlerden uydurma bir fotoğrafı getirip koymuşlar.
Beyler,şu Kırmızı Kurt'a baksanıza.O hayvan Yarım Ay Ayısı'nın neredeyse iki katı,böyle bir şeyi aklınız alıyor mu? Evet,ben de tam onu diyecektim.Madem sahte bir fotoğraf düzenliyorsun,en azından onu düzgün yap,saçma sapan bir fotoğrafı paylaşmakla ne halt ettiğini sanıyorsun?Cık cık,eğer dikkat çekmek istiyorsan en azından doğru düzgün fotoşop yap...Ian neden olduğunu bilmeden(?)sinirlendi.
'Sizi aptallar!İçim daraldı;ölecek gibiyim...ağğh...!'
Ian burnundan soluyarak bilgisayı kapattı ve ayağa kalktı.
Garip nedenlerden dolayı yüzünde depresif bir ifade vardı.
***
Kailan'a giriş yapan Ian hala depresifti.
'Bu veletler şüphe hastalığı filan mı kaptı,normal bir fotoğrafa ne demişlerdi?Düzmece mi?'
Ünlü olamadığı için(?)homurdanıp duran Ian Eğitim yeteneğini kullanmak için Ly'ı çağırdı.
"Ly,geeel!"
Grr-!
Cehennem gibi korkunç olan 5 av gününün bitiminin üzerinden sadece 12 saat geçmiş olmasına rağmen Ly Ian'ı gördüğüne sevinmiş gibiydi,uludu ve Ian'ın vücuduna süründü.
Ian da onun gibi davranıp başını okşadı.
"Bukbuk da senin gibi davransaydı ne güzel olurdu..."
Aklına gelmişken Bukbuk'u da çağırdı.
"Bukbuk,gel bakalım!"
Buuuk-!
Beklenildiği gibi Bukbuk'un yüzünde her zamanki hastalıklı ifadesi vardı.
"Bukbuk,beni özlemedin mi?"
Kafasını çevirdi.
Bukbuk kafasını diğer tarafa çevirirken,Ian iç çekti.
"Seni küçük,beni sadece köfte verdiğim zamanlar seviyorsun,değil mi?Köfte vermemi mi istiyorsun?"
Buuuk-!
Ancak köfte kendisi için hiçbir anlam ifade etmiyor gibi Bukbuk'un oldukça ciddi bir ifadesi vardı.
Ian şok olmuştu.
'Yok artık!Bukbuk köftelerden sıkıldı mı?'
Ian göz ucuyla Bukbuk'a baktı.
'Böyle bir şeyin imkanı yok.Farklı bir neden olmalı...'
İyice düşündükten sonra aklına bir şey geldi.
'Ah.bir ihtimalle...Onu sırtıma alıp kalkan olarak kullandığım için olabilir mi?'
Eğer sebep buysa,kırılmış olması normaldi.Ian da kendini birazcık üzgün hissetti.
'Ama çok iyiydi,onu nasıl kullanmayayım?'
Ian Bukbuk'un önünde çömeldi.
"Bukbuk."
Buuuk-
"Seni sırtıma aldığım için mi surat asıyorsun?"
Ian'ın sözleriyle Bukbuk hafifçe kafasını çevirdi ve Ian'a baktı.
"Senin sayende kaç defa ölümün kıyısından döndüm biliyor musun?"
Buuk-!
"Beni iyi dinle.Luspel İmparatorluğu'nun senin gibi inanılmaz derecede muhteşem bir yeteneği kullanamaması ulusal bir kayıp.Bunun farkında mısın?"
Ian'ın Bukbuk üzeirndeki garip ikna çabası devam etti.
Bukbuk arkasına dönüp ona baktı.
Ian üzgünn bir yüzle sözlerine devam etti.
"Sen arkamda olduğun sürece hiçbir şeyden korkum yok.Beni biraz daha koruyamaz mısın?"
Bukbuk'un iri gözleri titremeye başladı.
Buuk-?
Yufka yürekli Bukbuk bocalamaya başlayınca,Ian reddetmesi bir teklif öne sürdü.
"Bukbuk,eğer beni korumaya devam edersen,sana günlük olarak sabahları üç,akşamları da dört köfte veririm.Ne dersin?"
Buuk-?
Bukbuk teklifi düşünüyordu.
Bu teklif sayesinde her gün lezzetli köftelerden yiyebilecekti.Ancak tereddüt ediyor gibi görünüyordu,hızla kafasını çevirdi.
Köftelerin cazibesine karşı bağışıklık kazanan Bukbuk'u izleyen Ian derin bir iç çekti.
Daha çok veriyormuş gibi teklifini değiştirdi.
"Pekala,o zaman sabahları dört,akşamları üç köfte vereyim.Bu nasıl,iyi mi?"
Ian'ın değişen teklifini bir süre düşünen Bukbuk yavaşça kafasını salladı.
Bu teklifi kabul ediyor demekti.
Ian tostosun başını okşadı.
"Beklediğim gibi sen zeki ve olağanüstü bir kaplumbağasın."
Bukbuk,yeni mi fark ettin,dercesine bir ifadeyle bakıyordu.
Ve Bukbuk'u üçkağıtça bir teklifle kandırmayı başaran Ian bir kayanın üstüne oturmadan önce tostosun önüne bir köfte attı.
'Üff ne yapacağım ben bu mızmız kaplumbağayla...'
Bukbuk'un köfteyi afiyetle yemesini izlerken,kendi kendine mırıldandı.
'Ama çok sevimli.Saldırıda da işe yarıyor.'
Bir süre oturup Bukbuk'un yemek yiyişini izleyen Ian görüş açısında parlayıp duran mesaj ikonuna tıkladı.
Çevrimdışıyken birisi mesaj atmıştı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..