Cilt 5: Bölüm 9-1

avatar
3335 8

Terror Infinite - Cilt 5: Bölüm 9-1


 

Çeviren: HasıRwara

Düzenleyen: Ratel

 

Saat kulesinden müzeye olan mesafe fazla değildi. Ancak emin olmak için, onların herbiri bir iletişim cihazı aldı ve müzeye doğru ilerledi.

 

Aynı zamanda, O’Connel’in grubu otelden ayrılmıştı. Her ne kadar mumyayı çalma konusunda Zheng ile anlaşmaya varsalar da, müzeye gitmeden önce onlar otellerine geri dönüp bavulllarını hazırlamış ve öğle yemeği yemişlerdi.

 

“Buna inanabiliyor musun? Bu şarabın tadı, kan tadına benziyordu. Hayır, hayır kana dönüştü demek daha doğru olur... Daha önce hiç bunun gibi kırmızı konyak görmedim...” O’Connell yakındı.

 

Evelyn dedi. “Mısır’daki bütün nehirler kırmızıya döndü ve bütün sular kan haline dönüştü. Bu mumyanın dirilişinden kaynaklanan lanetlerden biri sadece. Meteorları gördün, değil mi? O Kahire’ye geldi.”

 

O’Connell dedi. ”Başka bir şey umrumda değil. Söz verdiğimiz gibi mumyaları çalacağız ve sonrasında Mısır’dan ayrılmak için bir gemi bulacağız. Mumyalarla alakalı bir şey yapmak istemiyorum... Canavarları profesyonellere bırak. Zheng’in grubu bizden çok daha güçlü.”

 

Evelyn, O’Connell’in önüne doğru ilerleyerek ona bağırdı.”Sen sorumluluklarımızdan vazgeçmemiz gerektiğini mi söylüyorsun? Yani hiç bir şey olmamış gibi çekip gidelim mi? O canavarı serbest bırakanlar, bizleriz! Zheng’in grubu yardımcı olsa bile, biz kendi vicdanımızdan kaçamayız.”

 

“Bekle, bekle.” O’Connell ona baktı ve bağırarak cevap verdi.”O canavarı serbest bırakan biz değil, SEN’din. Bunun sorumluluğunu bizim üzerimize atmaya çalışma! Bizim dünyayı kurtarma gibi yükümlülüğümüz yok! Ayrıca o canavarı öldürmek imkansız. Ölümlü vücudumuzla bu kemiklerle savaşmamızı mı istiyorsun?”

 

Evelyn hemen cevap verdi.”Bu yüzden özel bir silah bulmamız gerekiyor. Eğer hafızam beni yanıltmıyorsa, diğer kitap olan Amun-Ra Kitabı, mumyayı öldürmek için kullanılabilecek bir silah...Zheng’in grubu çoktan Ölüler Kitabına sahip, değil mi? Onlar bu kitabın gücünü kullanarak o canavarı oyalarken, biz de Amun- Ra Kitabını bulmaya gideriz. Bulduğumuzda ise kesinlikle onu öldürebileceğiz.”

 

O’Connell sanki bir baş ağrısı çekiyormuş gibi başını ovaladı.”Dur bir saniye, bunun benimle ne alakası var? Neden bunu yapayım? Beni hapisten kurtardığınız için minnettarım. Ama sizin ölüler şehrine sağ salim gidip gelmenizi sağlayarak bunu ödemiş oldum. Benim size verdiğim söz buydu değilmi? Şimdi neden benim sorunum olmayan bir problemle ilgilenmek zorunda olayım ki? Ölüler Kitabı’ndaki kelimeleri okuyan kişi kimdi?”

 

Evelyn şok oldu ve mırıldandı.”O, o bendim...ama ben senin için sadece verdiğin bir sözden mi ibaretim?”

 

O’Connell onu hafifçe itti ve müzeye doğru ilerledi.”Sen ya burada kalmayı ve dünyayı kurtarmayı ya da benimle gelip burayı terk etmeyi tercih edersin. Seçim senin.”

 

Evelyn onu arkadan takip etti. Dişlerini sıkarak dedi.”Ben burada kalmayı seçiyorum.”

 

O'Connell şaşkınlık içinde ona baktı ve sonra  "Güzel. Nasıl istersen!" dedi.

 

“Tabiki de istediğimi yaparım. Benim senin bakımına ihtiyacım yok.”

 

“Herneyse...”

 

Jonathan başını iki yana salladı. Onun gözünde bu ikisinin şuan çocuktan farkları yoktu. Birbirlerini bu kadar önemsemelerine rağmen, yine de bu şekilde davranıyorlardı.

 

Müzeye ulaşmalarına kısa bir mesafe kala, onlara doğru iki Amerikalının beti benzi atmış bir şekilde yaklaştığını gördüler. Onlar O’Connell’ın üzerine doğru atlayarak acele bir şekilde dediler.”Tanrım, biz onu...o canavarı gördük. Buna inanamayacaksınız. O mumya bizim izimizi sürmüş. Grubumuzdaki diğer elemanların yakalayarak onların vücutlarını kurutana kadar emdi. Bu kurumuş cesetler hala otelin içinde. Şansımıza o sırada bir kedi geçti ve onu korkuttu. Yoksa bizde mumyanın yemeği olacaktık...”

 

Her ne kadar O’Connell, Evelyn ve Jonathan onların gördüklerini anlamış olsalar da, ikisi sakinleşene kadar bu sözleri tekrarlamaya devam etti.

 

Amerikalılar altın külçelerini aldıktan sonra, Kahire’ye gelip bir gemi buldular. Her ne kadar cömertçe ödemeye razı olsalar da, geminin ertesi günden önce limandan ayrılmayacağı konusunda bilgilendirildiler. Bu yüzden de otellerine geri döndüler. Odalarına girdikleri anda yarı-çürük bir mumyanın iki kurutulmuş ceseti taşıdığını gördüler. Amerikalıların beyni durdu ve mumyaya doğru ateş açmaya başladı. Ancak, normal mermiler mumyaya karşı etki etmiyordu. Mumya onlara doğru ilerleyip tam onları da emmek üzereyken o sırada oradan geçen bir kedi mumyayı korkutup kaçmasına neden oldu ve bu ikisi de emilmekten kurtuldu.

 

“Evet!” Eveyln heyecanlı bir şekilde dedi. “Mısır mitolojisinde, kediler yeraltı dünyasındaki kapıların koruyucuları olarak geçiyor. Mumyalar ölü olduklarından dolayı kediler onların ezeli düşmanıdır. Zheng'in bütün zaman boyunca bir kedi taşıdığını hatırlıyorsun, değil mi? Demek ki bu yüzdenmiş. Onlar mumyalarla karşı karşıya kalacağımızı önceden biliyorlarmış. Ne dersin biz de bir kedi taşımalı mıyız? ”

 

“Haklısın. Kediler, yeraltı dünyasının koruyucularıdır. Tamamen hayata geri dönmeden önce kediler onu bastırabilir. Ama bu sadece yeniden dirilişini tamamlamadan önce geçerli.  Eğer dirilişini tamamlarsa.... elimizden hiçbirşey gelmez.” Beşi müzenin ana kapısından içeri girdiklerinde, mumya hakkında tartışmaya devam ediyorlardı ama o anda soğuk bir ses onların sözünü kesti. Kafalarını kaldırdıklarında müze müdürünün yanında, onlara birçok kez saldırmış olan..... siyah elbiseli adamı gördüler.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44325 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr