Çeviren: HasıRwara

Düzenleyen: Ratel

Zheng gözleri kapalıyken acı içinde inliyordu. Ancak şimdi, kilitsiz moda girdiğinde kaslarını, kanını, sinirlerini ve kısmi eneji akışını kontrol edebildi. Ve kan enerjisinin akımı tamamen durdu.

Yine de bu kan enerjisi çok daha yüksek niteliğe ve niceliğe sahip olduğundan hala kaynıyordu ve kontrol altında bile direnmeye devam etti. Qi’nin bulunduğu göbek bölgesini kolayca bırakmadı.

Zheng gıdım gıdım da olsa, onları başına doğru güçlükle yönlendirdi. Kan enerjisinin başına ulaşması yaklaşık 10 saatini aldı, ardından enerjinin burada kalması için daha da fazla zaman harcadı. O sonunda uyandığında, takımın diğer üyeleri yanı başında barbekü yapıyorlardı.

Zheng’in uyandığını ilk farkeden kişi, Lori’ydi. Mutluluk içinde kollarına doğru zıpladı ve elinde tuttuğu kebap ile onun tişörtünü batırdı. Bir an için Zheng gülse mi ağlasa mı bilemedi.

Ardından diğerleri de Zheng’e doğru bakmaya başladı. Zheng o anda, Jie ve Nana’nın ateşin etrafında oturduğunu farketti. Zheng bir kutu birayı Jie’ye doğru kaldırarak bir yalnızlık duygusu içinde içmeye başladı.

Honglu dedi.”Durumun nasıl? Herhangi bir hasar var mı? Kan enerjin ve Qi hala orada değil mi?”

Zheng dikkatli bir şekilde vücudunu birkez daha kontrol ederek dedi. ”İki enerji de sakinleşti. Ben daha önceden ikisini aynı anda geliştirmiştim. Sadece birini geliştirdiğimde böyle bir felaketle karşılaşacağım aklımın ucuna bile gelmemişti. Eh? Bir saniye, bu da ne?”

Zheng, Qi’sinde garip birşeyler hissetti. Qi’si, kan enerjisinin bazı niteliğiyle kirletilmiş ve hafif kırmızıya dönmüştü. Sanki iki enerjinin kaynaştığı zamandaki etkileri gösteriyor gibiydi.

Hiç vakit kaybetmeden, boş bir bira kutusunu yerden kaldırdı ve Qi’sini eline yoğunlaştırdı. Teneke kutu, sanki yüksek sıcaklık altındaymışcasına erimeye başladı. Ama Zheng buna, kan enerjisiyle Qi’sini karıştırdıktan sonra meydana gelen aşındırmanın neden olduğunu biliyordu.

Herkes kutuda meydana gelen değişikliği gördü. Jie gülümseyerek ”Yeni bir güç elde ettin, huh? Hadi bodruma gidelim de bize tam anlamıyla göster yeni gücünü.” dedi.

Zheng tereddüt etmeden başıyla onayladı. Gerçekte, eğer Jie olmasaydı, şimdiye kadar ölmüş olabilirdi, ya da çok yüksek bir ihtimal hasarı iyileştirmek için Tanrı’ya büyük bir meblağ ödemek zorunda kalacaktı. Tanrı’nın boyutunda olduğunu göz önüne alırsak, yeterli puana sahip olduğu sürece ölmesi çok zordu.

Zheng barbeküye baktı ve acıkmış olduğu hissetti. O durumda ne kadar süre kaldığını bilmiyordu. Tek seferde 10 kebabı kavradı ve hızlıca onları yiyerek bitirdi. Ardından tuvalete gitmek için odasına doğru koştu.

Kendini temizleyip toparladıktan sonra birkaç abur cubur alarak Lori ile beraber Jie’nin odasına doğru ilerledi. Herkes odanın içinde onu bekliyordu.

20 metre kalınlığında granit bir tablet, önünde duruyordu. Aynı kalınlığa sahip levha zırh kadar sert olmasa da, rezilyans/esneklik açısından ondan sadece bir gıdım daha kötüydü. Normal bir kişinin bir silah kullanmadan bunu yok etmesinin mümkünatı yoktu.

Zheng derin bir nefes aldı. Qi’sini yumruğuna yönlendirdi. Yumruğununu çevreleyen hafif bir kırmızımsı bir ışık belirdi, ancak bu ışık insan gözleriyle kıt kıtına anca görülebiliyordu. Zheng, bu yeni kaynaşmış olan enerjiyi kullanarak tablete vurdu ve vurduğu gibi tablete nüfus etti. Tableti parçalayıp yok etmese de, tüketmişti. Bunun olmasının nedeni aşındırma özelliğiydi.

Zheng derin bir nefes alarak  “Yeni gücüm temel olarak bu. Bu saldırıda Qi’min sadece onda birini kullandım. 20 metre kalınlık hemen hemen benim limitim ama sahip olduğum Qi sayesinde artık öncesinden 10 kat daha kuvvetli. Bu gerçek anlamda çok güçlü. Bu yeni Qi ile kungfu yeteneğini değiş tokuş etmesem bile, yakın dövüşte karşıma kim gelirse gelsin savaşabilirim artık.” dedi.

Jie başını iki yana sallayarak ”Hayır, bazı temel kungfu değiş tokuşu yaparsan çok daha iyi olur. Hala birer adet C ve D Sınıfı Ödüle sahip değil misin? C Sınıfı, en ucuz hareket tekniklerinden birini almak için kullanılabilir. Bu teknik sana sadece C Sınıfı Ödüle ve 2000 puana mâl olacaktır. Bu giriş seviyesi kungfu’lardan biri.” dedi.

Zheng şaşkınlık içinde cevap verdi. ”Yumruk ve kılıç gibi çeşitli disiplinler/öğretiler için giriş seviyesi kungfu olmaz mı?”

Jie onaylayarak başını salladı.

Zheng bir an düşündü ve dedi.”Birşeyler içmek için yukarıya çıkalım. Jie, bize bazı şeyleri açıklamanın zamanı geldi, değil mi?” 

Jie cevap vermeden başıyla onayladı ve ardından başını iki yana salladı. Ama yine de herkesi üst kata doğru yönlendirdi ve Nana’ya herkese puan karşılığında aldığı içkileri servis etmesini söyledi.

“Ne bilmek istiyorsun? Sana şimdi söyleyebileceğim bazı şeyler var ama bazıları için bir sonraki filmin sonunu beklemen gerekiyor. Endişelenme, sonunda sana herşeyi anlatacağım.” Bir şişe içkiyi dikerek dedi.

Zheng bir an düşündükten sonra dedi. ”O zaman bana önce genetik kısıtlamayı anlat. Xuan konseptinden bahsetti ancak bu sadece yüzeyseldi. Bilmediğim bazı büyük sırlar varmış gibi görünüyor. En çok  öğrenmem gereken şey bu.”

Jie başıyla onayladı. “Bir bakıma, kısıtlamanın kilidini açmak geliştirmeleri kullanmanın anahtarı diyebiliriz. Bir A Sınıfı geliştirmeyi, normal bir insan sadece gerçek gücünün %10 kadarını kullanabilir, bu onun limiti/sınırıdır. Ancak kilitsiz modun 1.evresini açmış biri, %20-30, 2.seviyesini açmış biri ise %40-50 civarında kullanabilir. Kilitsiz mod, toplam 5 evreden oluşmaktadır. Aslında, 4.evreye ulaştığında bahsettiğim bu A Sınıfı geliştirmeyi %100 oranında tam anlamıyla kullanabilme kabiliyetine kavuşuyorsun. 5.evrede ise organizma evrimi gerçekleştirilir. 5.evre, bu dünyaya uyum sağlamak için geliştirmeleri optimize etmeye ve değiştirmeye başlayabildiğin zamandır. Evrimin nihai hedefi tam olarak budur.”

Zheng başıyla onayladı.”O zaman Qi’m ve kan enerjim ne olacak ya? Bunların, kilitsiz moda çok yardımı dokunacağını düşünmüyorum.”

“Bu senin düşündüğün gibi değil. Sen çoktan genetik kısıtlamanın kilidini açtığın için Qi’yi bu kadar hızlı bir şekilde kullanmayı öğrenebildin. İlk geliştirmeyi elde ettiğinde, eğer bu kilidi açmamış olsaydın, vücudun genetik veya enerjideki değişikliğe uyum sağlayamazdı. Heng’e soralım, değiş tokuştan sonra köklü bir değişiklik hissedebiliyor musun?”

Heng başını iki yana salladı. “Vücudumum daha hızlandığını, görme ve duyma yeteneklerimin geliştiğini hissediyorum ama onlar durduralamayacak kadar güçlü değiller. Bir C Sınıfı geliştirmeyle bu şekilde olunması gerekmiyor mu zaten? ”

Jie güldü. “Düşündüğünüz kadar basit değil. Bir kere genetik kısıtlamayı açmayı başardığınızda, dövüş içgüdülerinizin serbest bırakılmasından ötürü, dövüş yetenekleriniz köklü bir değişikliğe uğrayacaktır. Zheng ve Yinkong ne demek istediğimi anlamışlardır. Kısıtlamanın kilidi açmak bir anahtardır. Üst Sınıf geliştirmeleri tam randımanlı kullanmak istiyorsanız kilitsiz modu açmak zorundasınız.”

Jie bir an durakladı ve ardından açıklamaya devam etti. ”Aslına bakarsanız, bu geliştirmeler, yetenekler ve diğer şeylerin hepsi, kilitsiz modun üst evrelerine ulaşmış kişiler tarafından bırakıldı. Onlar ya genetiklerini kontrol ederek evrim geçirip daha yüksek bir yaşam formu haline geldiler ya da enerjilerini kontrol edip bu yetenekleri yarattılar. Senin Qi’n ile kan enerjinin birleşmesinden ortaya çıkan şey, özellik bakımından A Sınıfı geliştirmelerden birine çok benziyor. İkisi de yüksek derecede aşındırma içeriyor. Ancak, sen bunu Qi ile kan enerjiyi birleştirerek oluşturdun. Bu da bir yaratılış biçimidir. A Sınıfı bir geliştirmeden daha az bir enerji harcamaktadır hatta. Bu yüzden sen yüksek seviyelere ulaştığında, kendi gücünü yaratabileceksin.”

Herkes sessizce dinliyordu. Jie konuşmasını bitirdiğinde, Zheng mırıldandı. ”Sormak istediğim başka bir soru daha var… Sen kimsin?”