Cilt 7: Bölüm 3-2

avatar
3715 8

Terror Infinite - Cilt 7: Bölüm 3-2


 

Çeviren: HasıRwara

Düzenleyen: Ratel

 

Zheng havada adım attı ve 20 cm ileri atlayarak zar zor hançerden sıyrılmayı başardı ama alevler ayakkabısının altında hala yanıyordu. Ardından Yinkong’un vücudu hızla düşmeye başladı.

 

Herşey bir anda gerçekleşti. Yere iniş yapar yapmaz Zheng kilitsiz moda girdi. Yinkong hançeriyle ona saldırıyordu, bu yüzden Zheng’in bundan kaçınmak için tekrar ileri atlamaktan başka çaresi yoktu.

 

Zheng’in hareket kabiliyeti o kadar yüksekti ki, saldırıdan kaçındıktan hemen sonra karşı atağa geçti. Yinkong daha tepki veremeden onu bir ağaca yapıştırdı. Sol eliyle boynunu tutarken diğer eliyle onun vücudunu ağaca karşı bastırdı. Her ne kadar yaralanma olmasa da, bu dövüşü kazananın Zheng olduğunu ikisi de biliyordu.

 

Yinkong’un yüzü kızardı. Zheng, onu böyle bir ifade içinde gördüğü için şaşırdı. ”Kaybettim. Bu savaştan çekiliyorum. Artık elini vücudumdan çekebilir misin?”

 

Zheng o anda ellerinin Yinkong’un göğsünün üzerinde olduğunu farketti. Göğsünü bezle sarmış olsa da, yine de yumuşaklığını hissedilebiliyordu. Zheng istemdışı olarak onları sıktı. Bir inleme sesini duyduğunda panikleyerek elini çekti. Şuanda Yinkong’un yüzü kıpkırmızıydı.

 

Her ne kadar hala biraz kızarıklık olsa da, hızlı bir şekilde normal ifadesiz yüzüne geri döndü ve sakince dedi. ”O zaman benden bu kadar. Savaştan çekiliyorum. Sen harikasın. Savaşma biçimin herhangi bir tarz ile sınırlı değil. Kilitsiz moda girdiğin anda bir sonraki hamleni tahmin edemiyorum. ”

 

Zheng direk olarak onun yüzüne bakamadı. Bir dala zıpladı ve etrafı keşfe çıktı. Tam o sırada, iletişim cihazı çaldı. “Zheng, onlar benim yerimi buldular. Buraya doğru geliyorlar. Heng şuan senin güneybatında ve sana doğru nişan alıyor. Dikkatli ol ve kazan.”

 

Bu savaş alanı, Jie’nin bodrum katıydı. Test yaptıktan sonra, bodrumun 100 km’ye kadar genişleyebileceğini öğrendiler. Onlar ayrıca ormanlar ve göller gibi doğal manzaralar da yaratabilirlerdi. Zheng ve Lan, takımlar kararlaştırdıktan kısa bir süre sonra bir plan üzerinde karar vardılar. Lan bir yerde saklanacak ve herkesin yerlerini bulup, iletişim cihazıyla Zheng’e aktaracaktı. Zheng de tek başına dördünün icabına bakacaktı.

 

Zheng’in grubu ayrıldıktan sonra; diğer grup Jie, Honglu ve Yinkong, Heng olarak ayrıldılar. Ateşli silah kullanabilen tek kişi Honglu’ydu. Bu yüzden ikisi açık bir alanda duruyorlardı. Bu şekide Zheng’in onlara saldırması zordu. Her ne kadar kurşunlar onun vücuduna fazla zarar vermese de, hepsinden de kaçınamazdı. Bu yüzden Zheng’in ilk Yinkong ve Heng’e saldırmayı tercih edeceğini biliyorlardı. Zaten en çok tehdit oluşturanlar da bu ikisiydi. Onları aradan çıkardıktan sonra Jie ve Honglu ile başa çıkmanın bir yolunu bulacaktı.

 

Zheng hemen başını çevirdi. Ve iki okun 1.5 km uzaklıktan ona doğru geliyor olduğunu gördü. Bu Heng’in özel saldırısıydı. Yaklaşık 2 km mesafeden geldiği göz önüne alındığında, bu iki ok Sirius yayından fırlatılmıştı. Her ne kadar şuandaki gibi hedeflemesi zor olsa da, Yüklü Atış’ı kullandığında, menzil 10 km’lere kadar çıkıyordu. Ama 2 km maksimum verimlilikte olduğu aralıktı.

 

Zheng yan tarafa zıplarken, oklardan biri diğerinin kuyruğuna çarptı ve onun hızının artmasını sağladı. Bu ok pantolonunu delip geçmiş ve bacağını sadece 1 cm ile kaçırmıştı.

 

Zheng, Heng’in tekniğini görünce şok oldu. Bunu Heng’in daha ilk baştan beridir bildiğini, değiş tokuş ettiği bir kabiliyet olmadığını hayal edemedi.

 

Tereddüt etmeden, Zheng hareket tekniğini kullanarak bir ağaçtan diğerine atladı ve Heng’i birkaç dakika içinde yakaladı. Zheng’i karşısında gördüğünde Heng şaşkınlıktan yere düştü ve hemencecik dedi. ”Kaybettim! kaybettim!”

 

Zheng sordu. ”Niye? Ayak bileğini mi burktun?”

 

Heng acı bir şekilde dedi. “Hayır, Okları fırlattığımda, senin kızgın bir bakışla bana baktığını gördüm. O kadar çok korktum ki, hareket edemedim.”

 

“…”

 

Zheng kahkaha atarak onu yerden kaldırdı ve dedi.”Çok abartmıyor musun? Bu sadece bir eğitim. Sana zarar vermeyeceğim.”

 

Heng utançla yanıtladı.”Gerçekten korkuyorum. Senin bana vurabileceğini düşündükçe, vücudumu hareket ettiremedim. Öyle görünüyor ki, ben gerçekten bu dünyada hayatta kalmaya uygun biri değilim.”

 

Zheng pantolonuna baktı ve başını salladı.”Senin yeteneğin oldukça iyi. Bir takım, keskin nişancısı olmadan fazla ilerleyemez. Sen, Zero’nun yerini alan önemli bir üyesin. Kendini küçümseme. Korkularının üstesinden geldiğinde, kesinlikle takımımızın güçlü bir üyesi olacaksın. Güven bana!”

 

Heng iç çekti ve tam bir şey söyleyecekken Zheng dedi. ”Bu savaşı kaybeden benim. Sen gerçekten güçlüsün. Bu pohpohlama değil. Güçlü, böyle kelimelere ihtiyaç duymaz. Unutma, kendin ve sevdiğin insanlar için hayatta kalabilmak adına sadece yeteneklerin değil ayrıca kalbin de güçlü olmalı. Bu kararlılığa sahip olduğunda, yayınla herkese nişan alabilir/savaşabilirsin. Güven bana!”

 

Heng, Zheng’in gözlerini takip etti ve onun pantolonuna baktı. Bacağının üzerinde bir kan çizgisi vardı. Her ne kadar ok temas etmese de, yarattığı hava basıncı Zheng’in cildini çizmeyi başarmıştı.

 

Sonuç olarak Zheng’in takımı kaybetmiş oldu. Heng’in okçuluğu şaşırtıcıydı ve takım çalışması için bire birdi.

 

“Evet takım çalışması. Hindistan takımıyla savaş sırasında gördük ki, biz tüm zaman boyunca dezavantajlı konumdaydık. Ancak şans ve takım kompozisyonumuz dışında, takımımızın en önemli özelliği herkesin beraber hareket etmesiydi. Hindistan takımının sorunu neydi bilmiyorum ama onlar zorla bir aradalarmış gibi görünüyordu. Momentumunu kaybettiğinde bir takıma liderlik etmek zordur. İşte bu yüzden zaferi elde eden taraf biz olduk.”

 

Eğitim bittikten sonra Honglu ovaların içinde bir barbekü yapma önerisinde bulundu. Bunun yanı sıra takım kuralları koyması konusunda Zheng’i ikna etti.

 

Bu daha önce Zheng’in de aklından geçmişti. Kurallar bir takımı oluşturur ya da yok ederdi. Honglu ve diğerlerinin görüşlerini aldıktan sonra şuan için beş kural belirledi.

 

“1. Takımımız şu anda altı üyeye sahip. Çaylaklar geldiğinde önce onların uzmanlık alanlarını ve form durumlarını öğrenecekler. Ardından uygun görülenlerin geçici üye olup olması üzerine oylama yapılacak. Geçici üyeler takımı tehlikeye atmadığı sürece korunacak.”

 

“2. Oylamadan geçemeyenlere bir silah ve altın verilecek. Eğer içinde bulundukları film, medeniyetten uzakta bir yerdeyse, bunun yerine yemek ve su verilecek. Eğer bu insanlar, veterean veya geçici üyelere zorluk çıkartırlarsa ya da takımı tehlikenin içine sokarlarsa, onlar ya öldürülecek ya da hareketsiz bırakılacak.”

 

“3. Herkesin puanları ve ödülleri filmin sonunda kaydedilecek. Ardından ona uygun geliştirmeler değiş tokuş edilecek. Sadece kendi adına hayatta kalmak için geliştirmeler yapılamaz. Bu takım için etkili bir şey değildir. Üç uyarıdan sonra hala bunu yapmakta ısrar eden olursa, takım onu avlayacaktır.”

 

“4. Lider, görev itemlerinden sorumlu olacak. İtiraz olduğunda nihai karar için oylama yapılacak! Eğer üyelerin %70’i itirazı kabul ederse, o zaman lider herkes ile onu paylaşacaktır. Eğer itiraz oylama sonunda kabul görmezse, ikinci bir oylama yapılmayacaktır.”

 

“5. Takımın ilk önceliği psişik güç kullanıcısını, stratejist ve diğer eşsiz yeteneklere sahip kişileri korumaktır. Dövüşçü üyeler yeterli puanlara ve ödüllere sahipse, o zaman demin bahsi geçen bu üç tür üye için geliştirme değiş tokuş edecektir. Ancak, bu toplam puanının dörtte birini geçmeyecektir.”

 

Zheng, bu 5 kuralın oyulduğu altın bir levhayı tutuyorken mırıldandı. ”Bunlar Çin takımının geçici kurallarıdır. Duruma göre düzenlemeler yapılacaktır. Umuyorum ki, biz bu dünyadan ayrıldığımızda, insanlar hala bu kurallara bakıyor olur.”

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44316 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr