Cilt 9: Bölüm 6-1

avatar
2791 8

Terror Infinite - Cilt 9: Bölüm 6-1


 

Çevirmen: RmLover  Editör: Thomas Shelby

 

Sonra Zheng, filmin sahnesini hatırladı. Bir Yeni Doğan’ın, normal bir Yaratığın aksine Kraliçe tarafından doğurulması lazım. Tabi yeterli zaman olursa bir Kraliçe iki tane Yeni Doğan doğurabilir. Ama sonra Yeni Doğan, Kraliçeyi öldürmemeli ve acaba bir Kraliçe’nin bir saatten kısa bir sürede iki tane doğum yapması mümkün müydü? Hayır.

Zheng, hemen sordu: ''Üç tane Kraliçe olduğunu nasıl biliyorsun? Bu gücünle koşman çok zor olurdu.''

Beyaz adam rahatsız olmuş bir şekilde cevap verdi: ''Ne demek istiyorsun? S*ktir, şu haline bir bak. Tek vuruşta kafanı patlatamayacağımı mı sanıyorsun?''

Zheng, omzunu silkti. Dikkatini toparlamaya başladı. Ripley, kafasını salladı: ''Silahını yerine koy. Hepimizin gücünün toplamından daha güçlü. Sende o şeylerin kokusu var ama sen onlardan biri değilsin. Üstüne onların kanı mı bulaştı?''

Tekerlekli sandalyede oturan diğer adam bağırdı: ''Bunlar asitli, nasıl olmuş da ona bir şey olmamış? Yoksa o bir robot mu? Ama yok robotlar bile buna dayanamaz. Bu asitli sıvı uzay gemisini tamamen aşındırabilir.''

Ripley, Zheng'e odaklanıp sandalyede oturan adamı görmezden geldi. Zheng, kendini söylemekten alıkoyamadı: ''Bence bu soruyu düşünmek yerine koşmaya devam etmeliyiz. Bu geminin son on dakikası kaldı. Ölmek mi istiyorsunuz?''

Şüpheli bir şekilde Zheng'e baktılar ve sonra garip bir ses tüm gemide yankılandı: ''Bu uzay gemisi on dakika sonra kendini imha edecektir. Tüm personeller lütfen gemiyi terk edin. Mekiğe giriş açıldı. Tekrar ediyorum. Mekiğe giriş açıldı.''

Zheng aniden, Tanrı'nın onlar mekiğe girmeden önce bir saat beklemesine neden ihtiyaç duyduğunu anladı. Mekiğin kapısı son on dakikada açılacaktı. Tanrı herşeyi planlamıştı, onların kaçmasını zorlamak için uzay gemisinin kendi kendini imha etmesini sağlamıştı.

Zheng'in önündeki beş kişi bu anonsu duyunca şaşırdı. Zheng'e döndüklerinde onun hareket tekniğiyle koştuğunu gördüler, herkes ileriye doğru koşmaya başladı. Ama bu durum Zheng'e sıkıntı çıkardı. Bu adamları hızı sayesinde kolayca atlatabilirdi ama mekiğin yolunu bilmiyordu. O yüzden yavaşlamak ve onlarla gitmek zorundaydı.

Beyaz tenli adam nefes nefese söyledi: ''Ne güçlü bir şeysin sen be. Nefes almaya bile mi ihtiyacın yok?'' Zheng'in nefesinin tükenmediğini ve herkesten daha hızlı koştuğunu belirtti.

Zheng, gittikçe endişeleniyordu, bu yüzden cevap bile vermedi. Zaman yavaş yavaş geçiyordu ve üç dakika geçmişti. Herkesin içinde bir endişe büyüyordu. Neyse ki kadınlardan biri grubu rahatlattı. Bu kadın filmdeki robottu. Önceden geminin ana bilgisayarına bağlanmıştı ve geminin haritası vardı. En kısa yoldan gittiklerini ve en fazla üç dakikaya mekikte olacaklarını söyledi, bu sayede herkes yaşayabilirdi.

O sırada diğer grup girişe ulaşmıştı. Yolun ikinci kısmında oldukça şanslılardı. Bilim adamları, daha uzun bir yoldan gelmelerine rağmen, bir Yaratıkla karşılaşmaları durumunda elektrik savunma ağının etkinleştiğini söyledi. Bu yüzden işler yanlış giderse, mekiğe gitmek için bu güvenli yolu tercih edebilirlerdi.

''Mekik bu mu? Fazla insan alamayacak gibi görünüyor.'' Honglu, saçını kıvırdı.

''Evet, çok kişi almaz, bu yüzden...''

Onu taşıyan bilim adamı kısık sesle söyledi. Honglu, kötü bir şey hissettiği anda bilim adamı bir silah çekti ve kafasına doğrultup bağırdı. ''Kımıldama! Yoksa onu öldürürüm! Çabuk, mekiği aç.''

Diğer bilim adamı bir anlığına şaşırdı ve sonra kadın bilim adamını taşıyıp mekiğe doğru yöneldi. Ancak Heng, ona bir ok ile hedef aldı. Heng'in okunun gücünü biliyordu ve bu yüzden hemen olduğu yerde durdu. Bir ok yerse hayatta kalma şansı hiç yoktu. Vücudunun tek bir parçası bile kalmazdı.

Elinde silah olan bağırdı: ''Onun öldürülmesinden korkmuyor musun? Arkadaşın elimde. Yayını yere bırak!''

Honglu, güldü: ''Düşünme, Heng. Sadece fırlat okunu. Kadına zarar vermemeye dikkat et.''

Heng, oku attı. Mekiğe zarar vermekten kaçınmak için gücünün yalnızca beşte birini kullandı. Ancak büyülü ok hala kolayca bilim adamının kafasına girip onu toza dönüştürebilirdi. Boynundan kan fışkırdı ve bu durum Heng'in kusmasına sebep oldu.

Bilim adamı şaşkındı. Önce Heng'e sonra yerde başı kesik halde yatan cesede baktı. Honglu, bir şey söyleyene kadar elleri titriyordu: ''ChengXiao, saldırmayı biliyor musun? Git ve saldır, beni merak etme.'' Honglu, sakince söyledi.

ChengXiao, silahını doğrulttu ve konuştu: ''Cidden ölümden korkmuyor musun? Kafandaki o şey bir oyuncak değil.''

Sonra bilim adamı hala bir silahının olduğunu hatırladı ve bağırd:. ''Hadi oradan, silahım var. Gerçekten ölmek istiyor musun?''

Honglu, içini çekti: ''Buna silah mı diyorsun? ChengXiao, dikkatle bak:'' Silahın tetiğini çekti ve herkes şaşırdı.

Paat! Silah sesinden sonra patlayan hiçbir kafa yoktu. Saydam bir şey ortaya çıktı ve Honglu güldü. ''Gördün mü? Buna nasıl silah diyebilirsin ki? Bu savunma alanını bile delip geçemedi. Sen de bir oyuncak diyebilirsin artık.''

Bilim adamı sendeledi ama hemen silahı ChengXiao'ya çevirdi. Ancak ChengXiao ona çoktan yaklaşmıştı. Bilim adamının bileğini tuttu ve ters çevirdi. Bilim adamı birden acı içinde yere düştü. Honglu, adamın bileğinin garip bir hal aldığın ve kemiklerinin kırıldığını derisine bakarak görebiliyordu.

''Haha, bu efsanevi kungfu. Şanslısın. Annem burada bunu kullansaydı şu an çığlık bile atamazdın.''

ChengXiao, bilim adamına masaj yaparken neşeli bir şekilde hareket etti. Her parmağını yavaşça hareket ettirdiğinde kemikler etten ayrılıyordu. Ama bazı bilinmeyen sebepler nedeniyle bilim adamı hala bayılmamıştı. Bilinci açık bir şekilde bu katlanılmaz acıyı çekiyordu. Bir süre sonra artık hareket bile edemedi. Yüzüne bakılırsa ölmeyi tercih ederdi.

Honglu, sessizce bu manzaraya baktı ve saçını kıvırdı: ''Kimsin sen? Sıradan bir insan olduğunu söyleme sakın. Normal bir insan bu şekilde savaşmayı öğrenebilir ama sen saldırdığın zaman gülüyordun. Tabi manyaksak bunu yapman normal.''

ChengXiao, bilim adamını bıraktı. Gülmeyi bıraktı ve ciddiyetle selamladı: ''Özel kuvvetlerin ordu doktoru Albay Chu Xuan'ın önerisi sonucunda bilgi ve yöntemleriyle katıldı. Ben de katılan ikinci kişiydim.''

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr