Cilt 10: Bölüm 1-2

avatar
3057 9

Terror Infinite - Cilt 10: Bölüm 1-2


 

Çevirmen: RmLover  Editör: Thomas Shelby

 

İlk Ölümcül Deney filminden sadece iki kişi hayatta kaldı, Alice ve Matt. İkinci filmin başında, virüs salgını şehire ulaştı. Umbrella şirketi önemli bilim adamlarını başka bir yere taşımaya başladı. Alice komadan uyandı.

Honglu, konuştu: ''Sonunda film karakterleriyle temas kurabileceğiz. Lan'ın, bilim adamının kızını bulamayacağından şüpheliyim, Angela’ydı adı değil mi? Yoksa bu görev çok kolay olurdu. Eğer tarama ile onu arayıp temasa geçemezsek, film karakterleriyle birlikte savaşabilir ve kontrol noktasına ulaşana kadar onları koruyabiliriz. Sonrasında görevi tamamlamak için Angela'nın yanına gidebiliriz.’’

''Ancak, Tanrı bunun olmasına izin vermeyecek. Ruh taramasının, kızı hissedemeyeceğinden aşırı eminim. O zaman en kötü senaryo için plan yapalım. Eğer onun yerini bulamazsak, film karakterleriyle tanışmak zorunda kalacağız ve senaryoyu takip edip ona ulaşacağız. Daha sonra hayatımız için koşacağız. Bunun için umarım bir helikopter bulabiliriz. Filmde helikopterlerin nerede olduğunu hala hatırlıyor musun? Bir tane helikopteri ele geçirmek için başındaki adamları kolayca öldürebilecek gücümüz var. Kaçmak için aklıma gelen en iyi yol bu. Şeytan takımının uçup da bizi durdurabilecek bir üyeye sahip olduğunu sanmıyorum.''

Herkes başını salladı. Bu plan yapabilecekleri en iyi şey gibi görünüyordu. Bir helikopter, onları bir saatten daha kısa bir sürede, Şeytan Takımı’yla karşılamadan kontrol noktasına görebilirdi.

Zheng, başını salladı ve konuştu: ''Şeytan Takımı galiba çok güçlü ama onlarla savaşmak zorunda değiliz. Doğru yöntemle onlardan kaçınabiliriz. Tamam. Şimdi rolleri belirleyeceğiz.''

Honglu, konuştu: ''Dürüst olmak gerekirse, bence onlarla savaşmalıyız. Çünkü eğer onlar normal takımlara karşı savaşıyorlarsa gittikçe güçlenecekler. Tanrı’nın amacı basit. Tüm takımları bir araya getirmek. Güçlü olan daha da güçlenecek ve zayıf olan daha da zayıflayacak. Şeytan Takımı’nın işini bugün bitirmezsek, bizden daha yüksek oranda büyüyecekler. Çünkü o takımın üyelerinin potansiyelleri yüksek. Bu bizim durumumuzun tam tersine bir durum. Biraz daha güçlü olsak, onları burada yenmeyi isterdim.''

Diğerleri şaşkınlıkla ona baktı. Honglu, dudağını büktü: ''Buranın ne tür bir dünya olduğunu düşünüyorsun? Burası korku filmleri dünyası! Tek bir takım buradan sağ çıkabilecek. Başka bir takım için basamak olmamızı mı istiyorsun? Umarım her şeyin sonunda buradan ayrılan takım biz oluruz. Bu da demek oluyor ki Şeytan Takımı ve Tanrısal Takımı’nı yenmeliyiz. Ama…

Honglu, içini çekti: ''Hesaplarıma göre, onları yenme şansımız yüzde ondan daha az. Bu yüzden onlardan kaçınalım ve biraz daha yaşayalım. Ya da onları aşmak için bir fırsat bekleyelim.''

Herkes biraz üzgün hissetti. O sırada iki kişi harekete geçti. Yeni gelen erkek, yere oturdu. Gözlüklerini düzeltti ve etrafına baktı: ''Burası neresi acaba? Bizi kaçırdınız mı?''

Heng, güldü: ''Burası karakol. Sence seni kaçırsak buraya mı getiririz?''

Adam ayağa kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Bir süre sonra konuştu: ''Ülkenin dışında mıyız? Evde bir belge yazıyordum. Nasıl birden ülke dışına çıktım?''

Yeteneklerinin dışında, bu adamın sakinliği çoğu sıradan insanın üstündeydi. Bazı özellikleri olan bir yeni başlayandı. Zheng, başını salladı ve sonra kadına baktı. Kadının üzerinde rahat bir kıyafet vardı ve saçları omzuna kadar geliyordu. Kadın etrafını sakin bir şekilde izliyordu. Sakinlik seviyesi adamınkiyle eş değerdi.

Zheng, konuştu: ''Yeni gelenler bu sefer fena değil. Lan, durumu onlara anlat.''

Lan, başını salladı ve onlara bu dünyadan bahsetmeye başladı. Film daha başlamadığı için oldukça detaylı bir şekilde açıkladı. Anlattıktan sonra iki yeni başlayan şaşırıp kaldı. Ancak yüz ifadelerine bakılırsa bu anlatılanlara inanmışlardı.

Zheng, onlara bakıp gülümsedi ve bir paket sigara çıkarttı. Adama bir dal sigara verdi ve konuştu: ''Hadi tanışalım. Biz altı kişiden oluşan bir ekibiz. Büyük bir sıkıntınız yoksa sizi filmin sonuna kadar koruyabiliriz. Şimdi bize adını ve mesleğini söyle.''

Adam sigaradan bir duman aldı ve acı bir şekilde gülümsedi: ''Ben mi? Benim adım Jiang Zhe, Avukatım. Bir korkak gibi yaşadım. Bu şekilde yaşamaktansa gider ölürüm diye düşündüm. Ve EVET tuşuna basıp bu dünyaya girdim. Hoho.''

Zheng, başını salladı ve kadına döndü: “Miao Reling. Sanatçıyım. Çok iyi yerlere gelmek istiyordum ancak resimlerim pek iyi satmadı. Bu yüzden…”

Zheng, güldü: ''Gerçek dünyayı boş verin. Şu andan itibaren sadece bu dünyanın kurallarına uymak zorundasınız. Size takımımızın kurallarını anlatayım. Yeni başlayanlar için iki kural vardır. Takımı geri çekmeyin ve takım üyelerinden kimseye zarar vermeyin. Aksi halde ölürsünüz.''

Jiang, dudağını büktü: ''Bu dünyanın farklı olacağını düşündüm, ama şimdi meseleler daha netleşiyor. Ama buranın gerçek dünyadan farkı ne? Takımı neden geri çekemiyoruz? Neden hiçbir takım üyesine zarar veremiyoruz? Yani sizden biri bana zarar vermek istese ben öylece izleyecek miyim? Sözlerinizin tersine hareket edersem tıpkı gerçek dünyadaki gibi beni başınızdan atacak mısınız? Hay s*keyim. Eğer durum böyleyse beni şimdi öldürebilirsin.''

Herkes şok oldu. Zheng, bir anlığına düşündü ve sonra neden adamın kendisine korkak dediğini anladı. Avukatlık yaparken de böyle konuştuysa, ona bir şey olmuş olmalıydı. Bu kuralların adil olmadığını hissetmesinin sebebi buydu.

''Çin Takımı’nın lideri olarak, herkesin hareketlerinden ben sorumluyum. Eğer ekibimden biri sebepsiz yere sana zarar verirse onu öldürürüm. Ayrıca seçme hakkın da var. Bizim korumamıza ihtiyacın yoksa kimseyi geri çekemezsin. Bu dünyada sadece ölüm ve yaşam var. Düşündüğün kadar karmaşık değil.

İki yeni başlayan birbirine baktı, ancak cevap verme şansı bulamadan odanın dışından bir silah sesi geldi. Zheng, filmin başladığını biliyordu.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44306 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr