Cilt 10: Bölüm 8-2

avatar
2742 8

Terror Infinite - Cilt 10: Bölüm 8-2


 

Çevirmen: RmLover  Editör: Thomas Shelby

 

‘’Güçlerimizin farkını göz önünde bulundurursak, onların Umbrella Şirketi’nin çatısında helikopteri beklediklerini düşünüyorum. Bunu ruh taramasını kullanarak görebiliriz. Yedi kilometre çapında bir alanı tarayamayız, ama bu da onların orada olduğu anlamına geliyor. Bu bölgenin merkezi şirket binasıdır. On dakikadır orada durduklarına göre helikopteri bekliyor olmalılar.’’

Xuan, diğerlerine söyledi. Elinde bir harita vardı ve şirket binasının yerini işaret ediyordu: ‘’Bazı işaretlerden yola çıkarsak, Çin Takımı’nın liderinin ya da takımdaki başka birinin stratejik yetenekleri var. Altı helikopterin gelmesi bunu gösterdi. Umbrella Şirketi’ni de bu savaşa sokmak istiyorlar. Ancak bir şeyi ihmal ettiler, menfaati.’

Xuan, gözlüğünü düzeltti: ‘’Bu stratejist, insan doğasına çok fazla değer yerleştirdi, ya da insan doğasını çok derin bir şekilde düşündü. Umbrella Şirketi’nin, bilim-kurgu silahlarıyla ya da tüm güçleriyle bize saldıracağını düşündü. Bu yanlış bir düşünce değil ancak en basit menfaatleri hesaba katmayı unuttu. Yaptıkları yatırım kazanacakları şeyin üzerinde olduğunda Umbrella Şirketi elde edemediği şeyi yok edecektir. Şirket bize tüm gücüyle saldırmaya karar vermiş olsa burada şu an en az yüz tane helikopter olurdu. Böyle bir saldırıdan da sadece lider sağ çıkabilir. Ancak böyle olmadı ve bu yüzden planları başarısız oldu. O zaman şimdi onlar için kaçmanın vakti geldi.’’

Klon Zheng, sordu: ‘’Tom, metal manipülasyonun hangi seviyede? Bir helikopteri patlatabilir misin?’’

Tom, kafasını salladı: ‘’Çok uzak. Amy’den gelen ruhsal güçle bile helikopteri patlaması için kontrol edemem. Yapabileceğim en iyi şey onun yönünü değiştirip aşağıya doğru çekmek olur.’’

Zheng, başını salladı ve Xuan’a söyledi: ‘’Devam et.’’

Xuan’ın her zamanki gibi duygusuz bir yüz ifadesi vardı: ‘’Kaçış yolları oldukça basit. Mutlak güç ile karşı karşıya kaldıklarında sadece iki seçenekleri var. Birincisi grubu bölmek, yeni başlayanları, destekçileri hatta belki de stratejisti bir gruba ayırıp kaçmak. Suikastçı, okçu ve lider bize pusu kurmak için arkada kalacak. Bir kişinin böyle bir şehirde tek başına kaçması daha kolay olacaktır. Göreceğimiz şey Çin grubunun dört grup haline bölünmesi olacak. Gruplardan birinin sayısı fazla ve diğer üçünün de savaş gücü yüksek olacak. Bence bu üç kişi bizim çoğumuza rakip olabilir. Onları öldürmek için ihtiyacımız olan şey…’’

Zheng, başını salladı ve konuştu: ‘’Şimdi karıştırma meseleyi. Seçeneklerden biri bu, diğeri ne?’’

Xuan, başını salladı: ‘’Diğer seçenekleri bir pazarlık için bizi beklemek. Belki de gerçekten istedikleri şey budur.’

‘’Pazarlık mı?’’ yandaki birkaç kişi sordu.

‘’Evet, çok fazla avantajımız olduğunda pazarlık yapmak onların tek seçeneği olur. Ayrıca bunu kabul etmeye zorlanabiliriz. Onların yerini basamadığımız sürece, ya da bu durum çok fazla can kaybına yol açtığı sürece barışı kabul etmek zorunda oluruz. Sonrasında görevimizi, kendi taleplerimiz altında tamamlayacağız. Aksi halde, çok uzun sürerse onlardan vazgeçecektir ve nükleer silahla hepimizi öldürecektir.’’

Zheng, söyledi. ‘’Oh? Bu iyi bir plan değil mi? Neden bunu yapmıyorlar?’’

Xuan, gülümsedi: ‘’Çünkü bize benzemiyorlar. Aynı şekilde biz de onlara benzemiyoruz. Eğer gerçekten pazarlık yapmayı seçtilerse onlara saldırmadan önce iyice düşünmeliyiz ya da barış tekliflerini kabul etmeliyiz. Ama stratejistleri korkuyor. Büyük bir ağır makineli silah saldırısı yapacağımızı ve tek bir yerde kalırlarsa takımının bir anda yok olacağını düşünüyor olabilir. Bu durumda muhtemelen bir risk alacaklar. Kaçabilirlerse grubu bölecekler, ama gerçekten kaçamazlarsa pazarlık yöntemini kullanacaklar. Ama sonunda bölünüp kaçmak da bir kumar değil mi? Birlikte ölmek yerine umutlarını birkaç daha güçlü insana yüklemek daha iyi olacaktır. Bu şekilde kaçma şansları daha yüksek olur.’’

Zheng, söyledi: ‘’Hangi durumlar altında kaçacaklar? Ya da bu durum seçeneklerin ne kadar umut verici olduğuna mı bağlı?’

‘’Evet. Eğer kaçmaları imkânsızsa pazarlık yapacaklar. Kontrol noktasına yakınlarsa bölünecekler. Aramızdaki mesafeye bakılırsa, kontrol noktasının yetmişinci kilometresine kadar hala onları takip edebiliriz. Bu yüzden orası inmelerini sağlamak için en iyi nokta.’’

Binanın tepesi… Grup yemeği yedikten sonra sessiz bir biçimde dinlenmeye başladı. Alice, Nemesis’e doğru yürüdü ve ona baktı.

Nemesis’in önündeki genç adam soğuk bir şekilde gülümsedi: ‘’Hayatta kalan, T virüsü nasıl hissettiriyor? Mutlu ve coşkulu mu?’’

Alice, ona soğuk bir şekilde baktı: ‘’Hayatta kalan derken neyi kastediyorsun? Yüzüne yumruğu çakmadan önce şunu iyice açıklasan iyi olur.’’

Genç adam, arsız bir şekilde güldü: ‘’Hayatta kalmışsın işte. Şirketin iki tane önemli biyolojik silahı var. Nemesis, evrimleşmek için T virüsünü vücudunun baskın bir parçası olarak kullanıyor. Hayatta kalan ise vücudunun sahip olduğu potansiyeli uyarmak için T virüsünü kullanır. Artık bizim tek hayatta kalanımızsın. Ama maalesef, senin değerin çoğunlukla güç olarak ele alındı. Nemesis, senin gibilerden daha güçlü. Haha.’’

Alice, adamın taşşaklarına tekme attı. Tüm adamlar bu sesi duyduğu için bilinçsiz bir şekilde elleriyle t*şşaklarını kapattılar. Ayrıca adamın acısını anlamış gibi bir ifadeyle baktılar. Muhafızlar, silahlarını kaldırmak üzereydi ancak Zheng, ayağa kalkınca hızla onları geri indirdiler.

Zheng, Alice’e doğru yürüdü. Bu yeni kimliği öyle hemen kabul edemiyordu. Ama suçlanacak kişi o değildi. Hiçbir normal insan kendisini bir biyolojik silah olarak kabul edemezdi. Bu bir süre sonra sona erecekti, normalde çoğu insandan daha sakin biriydi.

Zheng, genç adamı yerden kaldırıp söyledi: ‘’Seni şu an öldürmek istiyorum ama seni öylece öldürmek beni iyi hissettirmez. Bu yüzden sana daha fazla acı çektirmeye karar verdim. Yakında öğreneceksin, umarım keyif alırsın.’’ daha sonra adamı tekrar yere doğru itti.

Uzaklarda bir helikopter uçuyordu. Bu helikopter, horoza benzeyen bir ulaşım helikopteriydi. İçine düzinelerce insan sığabilirdi.

Aynı zamanda telefon tekrardan çaldı. Zheng, telefonu açtı: ‘’Helikopter geldi. Ayrıca eşlik etmesi için üç tane silahlı helikopter de gönderdim. Umarım seni merkezde görebilirim.’’

Soğuk ses konuşmayı bitirir bitirmez telefonu kapadı. Üç silahlı helikopter de o an görünür hale geldi. Bir ulaşım helikopteri, silahlı bir helikoptere karşı bir şey yapamayacağı için bu diğer üç helikopterin geldiği belliydi.

‘’Herkes ilk helikoptere binsin.’’

Plana göre hareket eden Zheng, helikoptere bindiği anda iki pilotu dışarıya fırlattı. Sonrasında Carlos, helikopteri kullanmaya başladı. Silahlı helikopterler binanın tepesine inmeyip onları havada bekledi. Ulaşım helikopteri havalandı ve hızla silahlı helikopterlerin peşine takılıp kontrol noktasına doğru ilerledi.

Hızları, arabayla gitmeye kıyasla kat kat daha iyiydi. Birkaç dakika içerisinde baya bir mesafe kat etmişlerdi. Bir süre sonra da en azından filmi bitirip Şeytan Takımı’ndan kaçabilirlerdi.

‘’Herkese Merhaba. Ben Zheng Zha.’’

Jill, birden Zheng’in sesiyle konuşmaya başladı. Herkes şaşkınlıkla ona baktı. Sonrasında devam etti: ‘’Ruh gücüne müdahale etmem fazla sürmeyecek bu yüzden kısa kesiyorum. Kontrol noktasına doğru ilerliyoruz ve oraya ulaşmak için zamana ihtiyacımız var. Endişelenmeyin, görevimizi bitirmek için gereken karakterler hala helikopterin içinde, bu yüzden sıkıntı yok. Zheng, ben klonlanmadan önce gelip beni gör. Bekliyorum.’’

Aniden alarmlar çalmaya başladı ve helikopter aşağıya doğru yöneldi.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr