Cilt 10: Bölüm 13-2

avatar
2539 8

Terror Infinite - Cilt 10: Bölüm 13-2


 

Çevirmen: RmLover  Editör: Thomas Shelby

 

Ayı, dayanıklılığı sayesinde hayatta kaldı. Zheng'in saldırıları ona çok fazla hasar vermiş görünmüyordu. Kendisini ayağa kaldırdı, sonrasında pençelerini yere doğru vurdu. Vurduğu yerden bir şok dalgası yayıldı ve Zheng, bu şok dalgasına çarptı.

Zheng, birden sanki bir çekiç darbesi almış gibi hissetti. Yerinde durdu, durmak istemiyordu ancak vücudunu hareket ettiremiyordu. Ayı, pençeleriyle onu bir on metre ileriye doğru uçurdu. Zheng, bir duvara çarptı. Kalın görünen duvar da yıkılmıştı.

Zheng, birkaç saniyeliğine bilincini kaybetti. Kendisini iyileştirirken burnunda keskin bir acı hissetti. Gelişmiş vücuduyla, ayının saldırısını bile etkisiz duruma getirebilirdi. Hala hayatta olduğu için şanslı hissetti.

Yavaş yavaş ayağa kalktığında, bir makineli tüfek sesi duydu ve hemen kenara doğru ilerledi. En az dört ya da beş mermi bacağına isabet etmişti ancak duvarın arkasına geçmeyi başarmıştı. Dışarıda oldukça düz ve açık bir alan vardı. Nemesis'in roketini kaldırdığını ve lazer ile onun olduğu yönü hedef aldığını gördü. Bu sefer saklanacak yeri de yoktu.

''One! Ben Zheng!'' Zheng'in bağırmaktan başka çaresi yoktu. Daha fazla saklanamazdı, bu yüzden One'ın onu hatırlaması için bir risk almak zorundaydı.

Nemesis, bir süreliğine duraksadı ve roketatarını yere doğru indirdi. Roketatarını birkaç kez kaldırmaya teşebbüs etti ancak tereddüt içerisindeydi. Sonunda gürledi ve ayıya doğru döndü. Tabanca ile ateş etti ve Bazukası ile ayının kaçacağı yolları engelledi.

Zheng, rahat bir nefes aldı. Ayağa kalktı, bıçağıyla bacağına giren kurşunları çıkardı. Kan pıhtılaştırıcı spreyi kullanmadı çünkü yaralar iyileşmeye başlamıştı. Sonrasında ayıya doğru koştu.

Zheng, klonun neden hala ortaya çıkmadığını bilmiyordu. Belki de onun gecikmesine sebep olan bir şey vardı, ya da saldırmak için bir fırsat kolluyordu. Neyse ne, bu Zheng'in en iyi şansıydı. Ayıyı öldürmek zorundaydı. Aksi halde klon, geldikten sonra hiçbir şansı kalmayacaktı.

Koştuğu esnada hava topunu ateşledi. Yaklaştığı esnada ayı tekrar yere doğru düştü.

Zheng, ayıyı görür görmez hava topuyla onun kafasına doğru hedef aldı. Şok dalgası geldiği zaman Zheng, hava topunu ateşledi. İki dalga birbiriyle çarpıştı ancak top atışı daha da güçlü görünüyordu. Şok dalgasını etkisiz hale getirdi ve ayıya doğru ilerlemeye devam etti. Ancak çarpışma dolayısıyla hava topu biraz güç kaybetmişti ve yönü de biraz değişmişti. Arkadaki duvarla birlikte ayının sol koluna isabet etti.

Ayı çığlık attı. Zheng, yaklaştı ve bıçağını ayının göğsüne sapladı. Derisi ve kasları çok kalındı, bıçak ayının iç organlarına kadar ulaşamadı. Zheng, bıçağı tuttu ve yatay bir şekilde iterek bağırdı. Bıçak ilk başta çok keskin olmasa bile, gücü yara açmasını sağlamıştı.

Sonrasında, ayı sağ kolunu salladı ve Zheng'in bıçağını dışarıya doğru itti. Ayı oldukça öfkelenmişti ve gözleri kıpkırmızı olmuştu. Kükredi ve Zheng'in üzerine doğru yürüyüp Zheng'i bir eve doğru itti. Zheng'in kafasını ısırmak için ağzını açtı.

İyi bir fırsat yakalamıştı. Ayrıca Zheng, kafasını bir duvarın köşesine çarpmıştı ve birkaç saniye baygınlaşmıştı. Gözlerini açtığında ise ona doğru gelen bir ağız gördü. Vücudu duvara sıkışmıştı ve hareket edemiyordu. Bir salisede tüm vücudunu alevle kapladı. Ayı tam ısırmaya yaklaştığında Zheng, Qi'sine yoğunlaştı ve ayının çenesine bir yumruk attı. Aşındırıcı Qi, ayının çenesini paramparça edip onu uçurmuştu.

Zheng, zar zor nefes alıyordu. Bu olay neredeyse ciğerlerindeki tüm havayı sıkıştırmıştı. Ancak dinlenmek için vakti yoktu. Hemen delikten kaçtı ve kaçtığı esnada ayının kalktığını gördü. Oldukça sefil görünüyordu. Aşınmadan dolayı çenesinde sadece kemikler gözüküyordu. Göğsündeki büyük kesikten de iç organları fırlıyordu. Sol kolundan ise kanlar akıyordu sanki içten parçalanmış gibi görünüyordu.

Gözlerindeki vahşetin yerini korku ve panik almıştı. Zheng'in gittiğini görünce, arkasını döndü ve vücudundan kanlar akarken koşmaya başladı.

Zheng, sakin değildi. Bir süre önce bir çıldırma durumuna girmişti. Ayının koştuğunu görür görmez hareket tekniğiyle tekrardan onun üzerine atladı ve boynunu ısırdı. Sonrasında bir et parçasını koparıp attı. Ayının dikenlerine doğru bir bıçak batırdı ve kopardı, aynı zamanda bıçak da kopmuştu. Ayı acı içerisinde çığlık attı ve sonrasında yere doğru düştü.

Zheng, yerden kalktı ve ağır ağır nefes aldı. Vücudu siyah kan ile kaplıydı. Bunların kendi kanı ya da ayının kanı olup olmadığını söyleyemiyordu. Ama bununla ilgilenecek vakti de yoktu. Yere düşen ayının üzerine doğru yürüdü ve hava topuyla nişan aldı.

Ayı korkuyla ona doğru baktı. Vücudu titremeye başladı ve iki saniye sonra insan haline geri döndü. Beyaz tenli adam çenesini kaybettiği için konuşmakta güçlük çekiyordu, ancak yine de bağırdı. "Bağışla beni, lider."

Zheng, onu görmezden geldi ve tetiği çekti. Adamın yalvarışları karşısında sakinliğini korudu. İki saniye sonra hava topunun çıkardığı şok dalgası adamın suratına isabet etti ve kafasını ezip geçti.

Zheng, ağır ağır nefes alırken yere oturdu. Canı pahasına savaşmıştı. Birkaç kez ölümün kıyısından dönmüştü. Zihni son derece yoğunlaşmış bir haldeydi. Şimdi rahatlayabilirdi, aşırı yorulmuştu. Vücudu da sanki tamamen yaralı gibiydi. Tarif edilemez bir acısı vardı. Parmaklarını zar zor hareket ettirebiliyordu.

Hemen arkasında büyük bir şey ortaya çıktı. Zheng, başını çevirdi ve Nemesis'in orada sessizce durduğunu gördü. Onu hedef alan bir silah yoktu. Sanki One, kendi anılarını hatırlamış gibiydi ya da en azından Zheng'i hatırlıyor gibiydi. Aksi halde Nemesis, onu öldürmek için eline geçen bu fırsatı değerlendirirdi.

''Benim asıl halim olmak için yaşadın. Aynı zalimlik. Bu zalimliği beni klonladığı zaman Tanrı’nın bana dayattığını düşündüm, ama görünüşe göre mesele bu değil.''

Soğuk bir ses geldi, sonrasında bir adam siyah kanatlarıyla yere doğru indi. Elinde yanan bir satır tutuyordu.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44253 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr