Cilt 11: Bölüm 5-1

avatar
2546 11

Terror Infinite - Cilt 11: Bölüm 5-1


 

Çevirmen: RmLover  Editör: Thomas Shelby

 

Grup zeplinle Ölüler Şehri'ne geri döndü. Mezarlıktaki bu macera çok yorucuydu. Bu yüzden yaralanmaları bir yana iyice bir dinlenmeleri gerekiyordu. Mezarlıktaki on dakika onları iyice germişti.

Zheng, bu tekliften pek hoşnut değildi. Akrep Kral'ı öldürmesi için altı günü vardı. Filmdeki kahramanlar bile bu iş için sadece yedi gün harcamıştı. Bu yüzden Tanrı, ilginç bir şey daha yapar diye acele etmemesi gerektiğini hissetti.

''Bu mızrak iyiymiş. Güçlü ve kullanışlı. Tek sıkıntısı her zaman bunu yerden geri almak zorundayım. Bence fırlattığın şeyleri geri getiren bir Tanrı'nın destek eşyası olması lazım. Bu destek eşyasını araştırmak zorundayım sonra geri döneceğim.'' Zheng, çöle baktı ve kendi kendine mırıldandı.

''Tanrı mı? O nedir?'' Jonathan, sordu. Elinde bir bardak martini tutuyordu.

Zheng, başını çevirdi ve güldü: ''Şimdi iyi misin? Sen ve kız kardeşin dünden bugün öğlene kadar uyudunuz.''

Jonathan, omzuna dokundu. ''İyiyim, iyiyim. Uzun zamandır böyle maceralar yaşamamıştım bu yüzden biraz garip geldi. Bunu birkaç kez daha yaparsam daha iyi olurum. Ha ha.''

Zheng, konuştu: ''Birkaç macera daha istediğinden emin misin?''

Jonathan, ellerini salladı: "Ah. Şaka yapıyordum.''

Zheng güldü ve Jonathan'a bir sigara fırlattı: ''Bunu sizin için zorlaştırdım arkadaşlar. Resimli yazıları okumayı daha çok bilseydim tek başıma giderdim. Tengyi'yi taklit edebilirdim ancak bu sadece benim birkaç kelime daha bilmemi sağlar.''

Jonathan, sigarasından bir duman aldı ve şaşkınlıkla söyledi: ''Güzel sigara. Bizim dünyamızdan olmadığın için taklit etmek ne demek bilmiyorum. Ama bu maceraları sevdim. Aslında mezarlık seyahatinden sonra bir şeylerin eksik olduğunu hissettik.''

Zheng, Jonathan'ın omzuna dokundu: ''Hazineler yoktu, değil mi? Ha ha. Bunun için sana teşekkür etmeliyim. Başka türlü ne yapacağımı bilemezdim.''

"Teşekküre gerek yok. Ama Akrep Kral'ın Hazinesi’nde gerçekten üç futbol topu büyüklüğünde elmas var mı? Bu benim beklentilerimi karşılar.''

"Üzgünüm. Tek bir futbol topu boyutunda olduğunu söyledim.''

Grup hiçbir sıkıntı yaşamadan Ölüler Şehri'ne geri döndü. Kazı işlemleri de Medjai'lerin yardımıyla sorunsuz bir şekilde ilerliyordu. Malzeme sıkıntısı konusunda endişelenmeye gerek yoktu. Son birkaç günde Zheng uzaktaydı, kazı ekibi ise ikinci katmanın büyük bir kısmını kazmıştı.

''Ufak bir tehlikeyle karşılaştık. Bir bokböceği dün bir işçinin elini ısırdı. Neyse ki işçinin vücuduna girmek yerine oradan uzaklaştı.'' Bir ihtiyar Ardeth'e bildirdi. Bokböceğinden bahsedildiği anda korkmuş görünüyordu.

Zheng, kendi alnına bir kere vurdu: ''Oh, doğru. Yeterince dikkatli düşünmemiştim. Müze Yöneticisi'ne söyleyin Kahire'den birkaç alev silahı alsın. Şimdilik sadece ikinci katmandayız. Bir sonraki aşamada çok fazla bokböceği olacak bu yüzden onların icabına alev silahıyla bakmamız gerekecek. Ayrıca Ra heykelinin yanındaki uçuruma odaklanmak gerek. Amun-Ra'nın Kitabı bu uçurumun altında kayboldu. Kazıp ortaya çıkarttıktan sonra mihrabı muhafaza edin. Neyse, biz gittikten sonra bu iki şeye dikkat edin.''

İhtiyar, başını salladı: Zheng, Ardeth'e döndü: ''Benim için bir şeyler getirebilir misin? Bana çok sayıda patlayıcı lazım. Eğer birlikte gelmeyi planlıyorsanız bence, senin de birkaç silaha ihtiyacın var.''

Ardeth, güldü: ''Merak etme dostum. Adamlarıma bana silah getirmesini söyledim zaten. Patlayıcılar da sorun değil. Ama onlar sendekilerden daha az güçlü.''

Zheng, daha fazla bir şey söylemedi. Ardeth'i, Medjai'lerin yanında bırakıp çadırına döndü ve bilezik ile mızrağı incelemeye başladı. Bunlar mumya dünyasında elde ettiği en değerli eşyalardı. Osiris'in Mızrağı en az B kademe eşyaydı.

Mızrağın gücü, Qi'si ve kan enerjisiyle belirleniyordu. Başka bir deyişle, Zheng güçlendiğinde mızrakta güçleniyordu. Son seferde toplam enerjisinin yarısını aktarmıştı ve on metrelik bir alanı etkileyerek bin metre uzaklığa fırlatmıştı. Tüm enerjisini birden aktarırsa bu rakamlar iki katına çıkar mıydı?

Anubis'in Bileziği ise, Akrep Kral'ı öldürdükten sonra Anubis'in Ordusu’nu çağırabilmesini sağlar. Şu anki kan enerjisiyle altı tane mumya çağırabilirdi. Eğer tekrar çağırma büyüsü kullanırsa önceki mumyaların ortadan kaybolup yerini yenilerinin alacağını test etmişti. Bu yüzden bir ordu çağırmak için güvenli bir yerde duramayabilirdi. Peki, bilezik olduktan sonra işler ne derece değişecekti?

Anubis'in üç yüz kişilik savaşçı ordusu bu mumyalardan daha güçlüydü. Bu görevi tamamlarsa takımının gücü çılgın bir seviyeye ulaşacak.

Ancak bu eşyanın gücüne bakarak bu görevin ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyordu.

Zheng, iki eşyayı dikkatle incelerken aniden bir şey fark etti. Eşyaların üzerindeki ince çizgiler, garip semboller ve değişik harflerle doluydu. Bu harfleri daha önceden takas ettiği koruyucu takıların üzerinde görmüştü. Enerjisini mızrağa aktardığında enerji bu sembol ve harflere akıyor sonrasında mızrak altın bir ışıkla parıldamaya başlıyor. Muhtemelen güç kaynağı bu olabilir.

Zheng, Xuan'ın söylediği bazı şeyleri hatırladı. Eğer insan soyu Tanrı'yı yarattıysa o zaman filmlerdeki canavarlar muhtemelen bizim atalarımızın karşılaştığı düşmanlar. Osiris'in Mızrağı ve Anubis'in Bileziği de onların oluşturduğu silahlar. Tıpkı efsanelerdeki Ölümsüz Çinliler’in yaptığı eşyalar gibi, bu eşyalar modern teknoloji yerine gizemli sembollerden ve harflerden oluşturuldu. Ki bu, bunların seri üretim olabileceği anlamına geliyordu.

"Kahretsin. Her üyede mızrak ve bilezik varsa oyun bozulur. Bin savaşçı ile başlamalıyız sonra herkes kendi mızrağını atar. Ha ha.''

Zheng, alay edici bir şekilde güldü. Bunun imkânsız olduğunu biliyordu. Bu sembolleri ve harfleri bilmiyordu. Tengyi belki de bunlardan birkaçını bilebilir ve sonrasında Xuan, bunları analiz edip bir eşya oluşturabilirdi. Ancak Zheng'in altınla bile bir model yapması mümkün değildi.

''Önce herkesi canlandıracağım. Yapmam gereken çok şey var. Xuan, ilk kişi olacak. Lütfen beni reddetme. Bana gücünü ver!''

Zheng, eşyaları yüzüğüne geri koydu ve çadırdan çıkıp kazı alanına doğru gitti.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44225 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr