Çevirmen: RmLover  Editör: Thomas Shelby

Zheng, bir anlığına şaşkınlıkla durdu. Pigmelerin sesi gittikçe yaklaşıyordu. Bir kurşun sırtına isabet etti ve onu kendine getirdi. Derin bir nefes aldı ve yüzüğünden bir el bombası çıkardı. Pimini çekerken kafasından kırmızı bir çizgi geldi ve kalbindeki hava akımı ile karşılaştı. O sırada el bombası da yere değdi.

Zaman sanki yavaşlamış gibi görünüyordu. Zheng, gruba doğru ilerledi. Bastığı kaya paramparça olup toz haline geldi. Attığı her adım yerde derin bir ayak izi oluşturuyordu ve onu on metre ileriye itiyordu. Sanki yerden yarım metre yukarda uçuyor gibiydi.

''Dokuz!''

Zheng, kanyon'un kenarını 200 metre geçmişti. Sonra en az on metre yüksekliğe çıkarak ileriye doğru atladı. Bir kayaya bastı ve tekrar zıpladı. Kaya patladı. O sırada çoktan en üste ulaşmıştı. Korku sonunda Imhotep'in arkasındaki insanları sarmıştı. Ancak tepki vermek için vakitleri yoktu. Hepsi Zheng'in gözünde ağır çekimde hareket ediyordu.

''Sekiz!''

Zheng, Evelyn'i rehin olarak tutan siyahî adama doğru koştu. Bu adam siyah giyinen adamların lideri gibi görünüyordu. Parmağı silahın tetiğine doğru hareket ediyordu. Zheng, adamın kolunu tuttu ve hiçbir direnç görmeden kolu büktü. Adam bu hıza karşı ifadesiyle bile tepki veremedi. Zheng, adamın kolunu çekti ve onu fırlatarak omurgasına tekme attı. Adamın vücudu Z şeklide bir hal alarak uzağa doğru uçtu.

''Yedi!''

Zheng'in bir sonraki hedefi O'Connell ve Jonathan'ı tutan iki adam oldu. Bu iki adam lidere en yakın yerde duruyordu ve neredeyse aynı anda tetiği çekiyordu. Zheng, zor da olsa silah ateş almadan önce adamların kolunu tuttu. Adamların ne kadar acımasız olduğunu görünce o da aynı şeye büründü. Kafalarına yumruk attı ve ikisini tamamen paramparça etti.

''Altı!''

İki kafası kopmuş adam yere düşerken kanyonun içinde büyük bir patlama meydana geldi. Patlamanın oluşturduğu şok dalgasıyla kumlar havaya püskürdü. Herkes içgüdüsel olarak merkezde bir duman bulutu görmek için oraya doğru baktı. Patlamalar hala devam ediyordu ve kanyon alevlerle doldu.

Ardeth, onu tutan adamdan kurtuldu. Zheng, kanyonda kaybolduğu zaman hazırdı. İlk adamı tekmeledikten sonra yere eğildi ve ayağa kalkıp arkasındaki adamın suratına kafa attı. Hemen arkasını döndü ve ona vurmaya gelen adamın boynuna tekme attı.

''Beş!''

Zheng, hala patlama durumundaydı. Göğsünde açılan yarayı şimdiden hissedebiliyordu. Hemen baltayı çıkardı ve zor da olsa biraz Qi'sini Na yüzüğüne aktardı. Sonra Imhotep'e doğru atladı.

Imhotep'in tepkileri kötünün iyisiydi. Sonuçta ölmeden önce bir rahipti. Büyü ve öldürülemeyen bir beden elde etmesine rağmen savaşçılık kabiliyeti yoktu. Şaşkınlığının geçmesi birkaç saniye sürdü. Ancak kendisini kum fırtınasına dönüştürmeye başladığında Zheng, ona çoktan Na yüzüğü ile vurmuştu. Görünmez bir güç alanı onu arkaya doğru püskürttü. Ancak Zheng, daha hızlıydı. Imhotep hala havadayken Zheng onun yanına doğru koştu ve baltasıyla onu ikiye ayırdı.

''Dört!''

Siyah kıyafetli adamların geri kalanları sonunda silahlarını kaldırdı ve ateş etmeyi planladı. Zheng, baltanın zincirini tuttu ve fırlattı. Balta herkesi kolayca ikiye ayırabildi, hatta Zheng'in kullandığı güç miktarı sayesinde zincir bile adamları kesebiliyordu. Daha sonra balta Zheng'in eline geri döndü. Geriye sadece uzakta duran bir kadın ve yakındaki birkaç siyah giyinmiş adamlar kaldı. Korkmuş gibi görünüyorlardı.

''Üç!''

Zheng, Sky Stick'i çıkardı ve O'Connell'in grubunun yanına doğru gitti. Birini Sky Stick'in üzerine fırlattı ve birini kolunun altında tuttu. Diğer koluyla makineli silahı tuttu ve vücudunu tedavi eden Imhotep'i hedef aldı.

''İki!''

Zheng, tetiği çekti. Çok sayıda mermi Imhotep'in vücuduna isabet etti ve onu parçalara ayırdı. Sky Stick ormanın dışında uçuyordu ancak ağaçların biraz üzerinde uçuyordu. 700 kilometrelik hızı Zheng'in patlama modu kadar hızlıydı. Göz kapatıp açıncaya kadar Imhotep'den uzaklaştılar.

Zheng, sonunda Patlama modundan çıktı ve ağzından kan püskürdü. Neredeyse Sky Stick'i düşürecekti ancak direndi ve kontrolü sağladı. Ormanın sınırına ulaşana kadar ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordu. Izzy, hala zeplinin üzerinde çalışıyordu. Bunu görür görmez Zheng'in bilinci kapandı.

Zheng, yavaş yavaş uyandı. Tüm vücudunda bir acı hissi hissetti, sanki kalbi parçalanıyordu. Çığlık atmak istedi ancak boğazı kurumuştu ve acıyordu. Göz kapakları hariç vücudunun hiçbir kısmını hareket ettiremiyordu.

Gözlerini açar açmaz O'Connell ve diğerleri ona hemen su getirdi. Su içtikten sonra sonunda zeplinin güvertesinde yattığını görebildi. Tüm vücudu tıpkı bir mumya gibi bandajlanmıştı. Zeplinin uçuyor olması onu şaşırttı.

''Sky Stick'in gerçekten kullanışlı. İçine bir parça odun yerleştirerek onu zeplinin altına koyduk. Hala çok az gaz var ancak bizi götürmeye yeter. Ve hızımız inanılmaz. Ha ha.'' Izzy, güldü.

Zeplin, daha önce hızlandırmasını kullandıkları zamandan bile daha hızlı uçuyordu. Bu hızla gece olmadan Ölüler Şehri’ne ulaşırlardı. Zheng, vücut kondisyonunu kontrol etmeye başladı.

Patlama Tekniği’ni kullanırken yaralanması vücudunda büyük bir etki bırakmıştı. Birkaç büyük kan damarı patlamıştı. Kemikleri neredeyse yerinden çıkacaktı. Göğsündeki kaslar yırtılmış ve ciğerlerine çok fazla kan dolmuştu, bu durum onun nefes almasını zorlaştırıyordu. Neyse ki vampir kan bağının yardımıyla hayatta kalmıştı.

''Aşırı kanama. İki gün dinlenmek gerek. Hadi Ölüler Şehri'ne geri dönelim ve Amun-Ra'nın Kitabı’nı ele geçirelim.''

Zheng, herhangi bir memnuniyetsizlik hissetmedi. Herkes yaşadığı için şanslı olduğunu düşünüyordu. Patlama gerçekten çok güçlü bir teknikti. Bu teknikte ustalaşması gerekiyordu bu sayede klonuna karşı bir şansı olabilirdi.

Gün batımında Ölüler Şehri'ne geldiler ve Zheng, bandajlanmak yerine gerçek bir doktor tarafından tedavi edildi. Göğsüne atılan birkaç dikişten ve vücuduna sürülen tıbbi kremden sonra tekrar bandajlandı. Zheng, sonunda uykuya daldı. Bu uyku otuz saatten fazla sürdü.

Vampir Kan bağından gelen iyileşme oranı oldukça dikkat çekiciydi. Uyandıktan sonra normal bir insan gibi hareket edebiliyordu. Kimse onun iki gün önce ölümün eşiğinde olduğunu tahmin edemezdi. Onu bir sürpriz daha bekliyordu. Evelyn, Amun-Ra'nın Kitabı’nı tutuyordu ve etraftaki işçiler sevinçle şarkı söylüyordu.

''İnsanlara yeterince ödül verirsen her şeyi yaparlar.''

Ardeth, bağırdı. Tüm işçiler, Amun-Ra'nın kitabını kazıp çıkardıktan hemen sonra normal maaşlarının on katını aldılar. Bu yüzden neşeliler ve Tanrı'ya şükrediyorlardı. Zheng, kitabı aldı ve hemen mihraba koştu. Klonunun söylediği şeyin doğru olup olmadığını teyit etmesi lazımdı. Aksi halde yaptığı her şey boşuna olacaktı.

''Çin Takımı’ndaki üyeleri canlandır. Vücut ile 7000 puan ve B kademe ödül tutarında. Vücut olmadan 8000 puan ve B kademe ödül tutarında. Tanrı tıpkı ölüm durumundaki bir bedeni klonlayacak."

"Takım üyelerini canlandırmak istiyor musun?"