Cilt 11: Bölüm 8-3

avatar
2507 10

Terror Infinite - Cilt 11: Bölüm 8-3


 

Çevirmen: RmLover  Editör: Thomas Shelby

 

Zheng, bildirimi dikkatli bir biçimde dinledi. Tahmin ettiği şeylerin tamamen yanlış olduğunu fark etti. Tanrı'nın boyutunda zihni olmayan bedenler oluşturabilirdi ancak bunu oluşturmak için önemli bir kıstası unuttu, sadece bildiği ya da aşina olduğu şeyi yaratabilirdi.

Yani mesela üyelere tıpatıp benzeyen bir beden oluşturabilirdi ancak DNA hakkında ne yapabilirdi? Ve üyelerin içlerinin aynı olduğunu nasıl garanti edebilirdi? Kan türleri, diğer şeyler? Bu yüzden oluşturduğu şey sadece benzer birisi olacaktı.

''Bu yüzden birisi ölür ölmez bedenini dondurup saklamadığın sürece ekstra 1000 puan daha vermek zorundasın. Ama bu yine de Tanrı'nın Boyutu’nda canlandırmak için iki kat puan ve ödül vermekten iyidir.'' Zheng, rahat bir nefes aldı. Sonra bu filmde ne kadar puan kazandığını hesaplamaya başladı.

4000 puan Anubis'in Bileziği’nden ve ormanda öldürülen çok sayıda pigmeden kazanıldı. Makineli tüfeğiyle muhtemelen bin tane pigme öldürmüş olabilirdi. Son patlama daha da fazla öldürmüştü. Toplamda 4000 pigme öldürüp öldürmediğini merak etti.

( Xuan 3000 puandan daha az ve çok düşük kademe ödülü olmalı. Onu Tanrı'nın boyutunda canlandırabilirim, ama...)


Zheng, tereddüt etti. Bilmediği ilk şey yeterince puanının olup olmadığıydı. Bu dünyaya girdiğinde bir B kademe ve bir C kademe ödülü vardı ve şimdi bilezik görevini bitirdikten sonra toplamda iki tane B kademe ödülü var. Yeterince puanı olduğu sürece Xuan'ı canlandırabilirdi.

Ne kadar gücü olursa olsun Akrep Kral ile tek başına mücadele edebilecek kadar özgüveni yoktu. Xuan'a ihtiyacı vardı...

Zheng, dişlerini sıktı. B kademe ödül harcayacak olmasına rağmen, Akrep Kral görevini tamamlaması karşılığında 10000 puan ve iki tane B kademe ödül kazanacaktı. Piramitte öldürülmek yerine mücadele için Xuan'ı canlandırmayı tercih ederdi.

''Tanrı, Chu Xuan'ı canlandır.'' Zheng, Amun-Ra'nın Kitabı’yla mihrabın içinde durdu. Bunlar canlandırmayı etkinleştirmek için kullanılan sözlerdi. Yeterince puanın ve ödülün olduktan sonra kişinin adını söylersen ve bu kişi daha önceden canlandırılmadıysa, canlanacaktır.

''8000 puan ve bir B kademe ödül düştü. Canlandırma etkinleşti.''

Bildirimden sonra, mihrabın üzerinde film gibi bir yansıma çıktı. Bir kişi tek başına bir binanın çatısında savaşıyordu. İki tabanca kullanarak her yönden gelen hayaletlere ateş ediyordu. Sonunda kendi midesine ateş etti. Yerde yatarken aya ulaşacakmış gibi elini uzattı.

Yansıma kaybolduğunda bir dizi bilgi Zheng'in kafasına doğru aktı. Sanki bir çocuk kalbinde ağlıyor ancak gözyaşları gözünden akmıyor gibi hissetti. Çocuk yavaş yavaş büyüdü ve yetişkin Xuan halini aldı. Gözlük takan duygusuz bir adam. Soğuk kalbinin içinde gözyaşları asla ortaya çıkamadı. Acı, tat, koku ve dokunma duyusu yoktu. Zheng, sonunda Garez filmine girmeden önce lezzetli görünen yemekle neyin kast edildiğini anladı. Haklıydı, yalnızca görebiliyordu.

Zheng, ufak bir tedirginlik hissetti. Mesaja bakılırsa bunun nedeni genetik seviyeydi. DNA'yı çeviremediği sürece...

Xuan, yavaş yavaş Zheng'in önünde ortaya çıktı. Elini uzattı ve konuştu: "Xuan, bana yardım et."

''Ölmedim, ya da bu canlandırma mı? Neden sana yardım etmek istiyorum?''

''Çünkü senin acı, mutluluk gibi duyguları nasıl elde edebileceğini biliyorum. Sana nasıl yardım edeceğimi biliyorum."

Xuan, tıpkı önceki hali gibi görünüyordu. Yine aynı umursamazlık ifadesi. Aynı gözlük düzeltme alışkanlığı. Kalbine dokundu ve Zheng'e sordu. Ancak Zheng'in cevabı onun ilk kez farkı bir ifade sergilemesine sebep oldu. Parmakları az da olsa sallanıyor gibiydi. Mihrap taşına dokundu ve sordu. ''Söyle bana. En az %50 başarı şansın varsa ben sana yardım edeceğim.''

Zheng, keyiflendi. Xuan için en önemli şeyi ele geçirdiğini biliyordu, bir adamın tek arzusu. ''Genetik kısıtlamanın beş aşaması var. İlk aşama, insanın adalarından gelen savaş içgüdülerini açığa çıkararak kişinin savaş yeteneğini arttırır. İkinci aşama görme, duyma, kas gibi özelliklerin %90 üzerinde kontrol verir.'' Kolunu normal boyutunun üç katı büyüklüğünde genişletti.

Xuan, anlamış gibi görünüyordu ve konuştu: "Devam et."

''Üçüncü aşamada beyninin çeşitli bölgelerini kullanmaya başlayacaksın. Tıpkı benim senin düşünme yolunu %50 etkinlikle taklit edebilmem gibi. Üçüncü aşama simülasyon.''

''Dördüncü aşama senin kaderini değiştirebilecek bir aşama. Dördüncü aşama sana DNA'nı değiştirme yeteneğini verir. Beşinci aşamanın sınırına ulaşır ulaşmaz DNA'nı yeniden bile oluşturabilirsin. Tanrı'dan gelen geliştirmeleri hatırlıyor musun? Bunlar dördüncü aşamaya ulaşan eski insanlar tarafından oluşturuldu. Dördüncü aşamaya ulaşırsan DNA'nı değiştirebilir ve normal bir insan olmak için gereken her şeyi elde edebilirsin. Acıyı, ağlamayı, gülmeyi hep beraber yaşayabiliriz. Yardım et bana, Xuan. Senin zekâna ihtiyacım var.''

Xuan, gözlüğünü düzeltti ve konuştu: ''Beş aşama var dedin, sonuncusu ne?''

Zheng, bir an için düşündü: ''Beşinci aşama enerji manipulasyonu. Ben tam olarak anlamadım onu.''

''Qi, Xiuzhen, kan enerjisi, büyü.'' Xuan, mihrabın altına doğru yürüdü: ''Bunlar enerjiyi kontrol etmek için kullanılan yetenekler. Eğer dördüncü aşamadan genetik geliştirmeler gelirse beşinci aşama muhtemelen bu yeteneklerin oluşumudur. Eğer genetik kısıtlamanın beş aşamalık teorisi doğruysa, önceki belirsizliklerin cevabını bulabilirim.''

Bir süre sonra Zheng, heyecanlı bir şekilde konuştu: ''Yani bu demek oluyor ki yardım etmeyi kabul ediyorsun? Haha, kabul ettin, değil mi?''

''Ben öldükten sonra neler olduğunu anlat.''

''Temelde bunlar oldu. Uçuruma düştükten sonra Amun-Ra'nın Kitabı’nın asla bulunamayacağını düşündüm. Ve maliyetinin iki kat puan ve ödül olması, elde edilmesini neredeyse imkânsız hale getirdi. Eğer Şeytan Takımı olmasaydı buraya geri dönme kararı aklıma gelmezdi.''

Zheng, detaylarıyla birlikte Xuan'a Garez filminden sonra olan her şeyi anlattı. Takımın tüm ana üyelerinden, Rehber’den, lider pozisyonundan, Tanrı'nın boyutu hakkında bildiklerinden, takım savaşlarından, iki özel takımdan, hatta kendisi ve klonu arasında yaşananlardan bile bahsetti. Sonra Xuan'ın bir kâğıt parçasına bir şeyler yazdığını gördü.

''Baştan başlayalım. Tanrı'nın bizi öldürmek istemediğini bizi geliştirmek istediğini varsayalım. Bu yüzden bizi her zaman ölümle burun buruna bıraktı. Hint Takımı’yla karşılaştığında onlar senden sadece biraz daha fazla güçlüydü. Gücündeki farklılığa ve bir lider eksikliğine dayanarak sen neredeyse kaybetmeye mahkûm olacaktın. Ancak Zero'nun ölümü dışında gerçekten kusursuz bir zafer kazandın.''

''Çin Takımı'nın derecesi bir tık arttı. Sonra doğaüstü bir seri olan Son Durak'a girdin. Eğer bu serinin bölümü zorlukla ilişkilendirilirse, filmin takımı yok etmesi zor olmamalı. Ancak Jie, kendini bu dünyadan azat etti ve fazla kayıp olmadan ekibi kurtardı. Sadece yeni başlayanlar öldü.''

''Çin Takımı’nın derecesi yine bir tık arttı. Sonra Yaratıklar filmine girdin: Yanlış bir yerde dirildin, zorluk ve canavarların güçleri değişmişti. Bu herhangi bir takımı yok eden bir film olmalıydı. Ancak Çin Takımı yine fazla kayıp vermeden hayatta kaldı. Yine sadece Yeni Başlayanlar öldü. Bu durumda ben Tanrı olsam, Çin Takımı’nı, Şeytan ve Tanrısal Takımı’nın üzerine taşırım. Çin Takımı ile Şeytan  Takımı arasında bir takım savaşı düzenlemesinin sebebi bu. Çin Takımı kazanmaya devam ederse Tanrı muhtemelen sizi ana takım olarak geliştirecekti ve zorluğu arttırmayı sürdürecekti. Çünkü Çin Takımı, en yüksek potansiyele sahip olarak görülen takımı geride bırakacaktı.''

''Ancak, Çin Takımı başarısız oldu. Ki bu da derecelendirmenin sıfırlandığı anlamına gelir. Eğer yanılmıyorsam, bir sonraki film normal bir zorlukta olacak ve bu durum Tanrı sana kıyak geçtiği için olmayacak.''

Xuan, yazmayı bitirdi ve kâğıda baktı: ''Bu canlanmanın emridir. Tanrı'nın boyutuna geri döndükten sonra konuşuruz. Bir kere öldüm ve bir kez daha ölmek istemiyorum. Bu yüzden seninle bir anlaşmazlık yaşamak istemiyorum. Eğer bir anlaşmazlık ortaya çıkarsa sen kendi fikrini söyleyip benim planımı düzenleyebilirsin.''

Zheng, kâğıdı almadı: ''Canlandırmanın emri için herhangi bir itirazım yok. Tek şartım takımdaki herkesin canlandırılması. Onların sonsuza kadar karanlıkta uyumalarını istemiyorum.''

Xuan, biraz daha yazı yazdı ve konuştu: ''Sorun yok, tabi kabul edilebilir bir güce sahiplerse. Tehlikeli bir görev sırasında yem olmayı kabul etmediği sürece herhangi bir takım üyesinin takımın yükünü çekmesini istemiyorum. Bu konu ertelenecek. Şu anki duruma dönelim. Kalan günlerde Akrep Kral'ın görevini bitirmek zorundayız. Bahsettiğin zorluğa bakılırsa bu sert bir savaş olacak. Bu yüzden piramide girmeden önce enerjini boşa harcamanı istemiyorum. Gereksiz yerlerde enerjini boşa harcadığın için kaçmak zorunda kaldın.''

''Bu yüzden gidip molotof kokteyli al. Ormanı yak. Burası tropikal bir orman değil, çölün içerisinde. Bırak yansın, bir üç gün falan sürer.''

( İnanılmaz. Kesinlikle puan ve ödüllere değer. )

Zheng, Xuan’a baktı. Bu adamın fikirleri eskisi gibi çılgıncaydı. Zheng, tüm ormanı yakmayı hiç düşünmemişti. Ama işe yararsa kolayca piramide ulaşabilir ve ormandaki sayısız pigmeyi...

''Pigmeden gelen puanların hayalini kurma. Eğer yanılmıyorsam yanarak ölen pigmeler herhangi bir puan vermeyecektir. Ve sana ormanın içine adım atmamayı tavsiye ederim.''

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44223 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr