Cilt 11: Bölüm 11-3

avatar
2303 10

Terror Infinite - Cilt 11: Bölüm 11-3


 

Çevirmen: RmLover  Editör: Thomas Shelby

 

 

Kahire Limanı, şehirdeki en büyük liman. Burası Çin takımının, Hint takımıyla ilk karşılaşmasında kaçtığı yer. Zheng, limana geri dönerken içini çekti:

 

''Burada koşmaya başladık. Imhotep ve Hint takımına rağmen limana ulaştığımız için şanslıydık. Şehir yüz binlerce zombiyle doluyken bunun ne kadar korkutucu olduğunu bilemezsin. Bir otobüs ele geçirdik ve sonra ilerlemeye devam ettik. Cephanemiz tükendi ve sonra tamamen Yinkong ve benim yakın mesafe dövüş performansımıza bağlı kaldık. Şuradaki kayayı görüyor musun? Ha, hala aynı yerde. Otobüsümüz bu kayadan fırladı ve nehirdeki bir geminin üzerine kadar gitti.''

 

Zheng çeşitli şeyler hakkında konuşmaya devam etti. Xuan'ın insan hayatlarına karşı olan tavrını onaylamıyordu. Ancak onun geçmişini öğrendikten sonra Xuan'a karşı bir sempati hissetti. Belki de sempati, o kadar işin ehli birine karşı hakaret olabilirdi.

 

Duyguları ve arzuları olmayan bir yaşam. Kendisini öğrenmeye ve bir şeyler yapmaya zorluyor. Belki de yeni bilgiler öğrenmek ve dördüncü aşamanın kilidini açmak, onun için bir arzu haline gelmiştir.

 

''Aptal.'' Xuan konuştu: ''Neden işleri bu kadar zorlaştırdın. Görevine bakılırsa, senin onu öldürmek istediğini öğrenmeden önce Imhotep ile aranda bir anlaşmazlık yokmuş. Yani bu seni görse bile saldırmayacağı anlamına gelir. Onun tek hedefi Amerikalılar, bu yüzden neden Amerikalılar ile ters yöne koşmadın? Sonra arabalarına bombayı kurardın. Imhotep hala zayıftı. Bu yüzden Amerikalıları ve onu aynı zamanda havaya uçurabilirdin. İyileşmesi ve kırık kemiklerini kurtarması baya bir vakit alırdı. Senin de kaçmak için bol miktarda vaktin olurdu.''

 

Ses tonu o kadar sakindi ki sanki bu havaya uçan insanların acımasız olduğunu fark edememişti.

 

(Bu tam onun stili. Her şey daha yüksek başarı oranıyla yapılabilir.)

 

Zheng acı bir şekilde gülümsedi ve sonra bir paket sigara çıkardı. Bir sigara yaktı ve konuştu: ''Mantıklı ama bu gibi durumlarda insanları nasıl kolayca terk edebilirsin? Onlar da senaryonun bir parçası. Ayrıca ana karakterleri bulmak için Amun-Ra'nın kitabına bağlı kalmamız gerek. Eğer bize karşı temkinli yaklaşırlarsa ya da bizimle aynı fikirde olmazlarsa Imhotep'i öldürmek için ne yapacağız?''

 

Xuan düşünmeden cevap verdi: ''Onları öldürmelisin ve o arada Amerikalıların icabına bakmalısın."

 

Zheng alnındaki teri sildi ve Xuan'ın sözüne müdahale etti: ''Tut bunu. Bugün balık tutmak için buradayız, insanları nasıl öldüreceğimizi konuşmak için değil. Oltanı al.'' Zheng sanki kaçıyormuş gibi yatlara doğru koştu. Xuan oltasıyla birlikte sessizce orada durdu.

 

Zheng gümüş sterling sayesinde hızla bir yat kiralayabilirdi. Yatın sahibi orta yaşlı beyaz bir adamdı. Adam bir Asyalı'nın buraya balık tutmak için geldiğini ve sterling'in gerçek olduğunu gördüğünde şaşırmıştı ve bu yüzden hiç itirazı yoktu.

 

''Burada su kirli oluyor. Çünkü birçok fabrika var buralarda. Tüm atıklarını nehre döküyorlar. Bu nehir on yıl öncesinde böyle değildi. Akıntıya karşı git. Hala ara sıra büyük levrekleri tutabilirsin. Haha!'' Beyaz adam konuştu:

 

Zheng dümendeki adamla rahatça konuşuyordu ve Xuan'da oltayı kontrol etmeye odaklanmıştı. Yarım saat yol aldıktan sonra ikisi oltanın kancasına yemi geçirdi. Zheng kancayı nehre fırlattı. ''Daha önce hiç balık tutmadın mı? Haha, bir zamanlar iş arkadaşlarımla sık sık balık tutmaya giderdik. Yeteneklerim profesyonel düzeyde.''

 

Xuan kancayı fırlattı ve cevap verdi: ''Hiç tutmadım. Hiç test etmemiş olmama rağmen balıkları kolayca yakalamanın yöntemini gösteren bir kitap okudum."

 

Zheng güldü: ''Bu çok kötü. Sana insanların bana neden balık tutma prensi dediğini göstereceğim...''

 

Zheng cümlesini bitiremeden Xuan kollarını çekti ve güverteye mavi renkli bir balık çekti. Balık hala güvertenin üzerinde zıplıyordu. Dümendeki adam onu bir kerede yakaladı ve kovanın içine attı. ''Yüce Tanrım. Afrika Sazan'ı ile aynı boyutta. Bir sonraki yemeğiniz çok lezzetli olacak.''

 

Xuan sakince kancayı tuttu ve bir yem daha yerleştirdi. Zheng biraz dudaklarını büktü ve sonra güldü. ''Sadece izle. Büyük konuşmuyorum. Bana balık tutmanın prensi derler çünkü ilk balığı ben yakalamam ancak en sonunda en fazla balığı ben yakalarım...''

 

Çok fazla sürmeden Xuan tekrardan kancayı fırlattı. Oltayı yine geriye çekti ve başka bir balık güverteye geldi.

 

"Haha! Dostum bu bir Nil ringası. Bu kadar büyük olanını bu günlerde zar zor görüyoruz.'' Dümendeki adam tekrar konuştu.

 

Zheng biraz daha kısık sesle cümlesine devam etti. ''Sonunda ben de genellikle bu büyüklükte yakalarım.''

 

Xuan kancayı tekrar çekti ve bu sefer yarı insan büyüklüğünde bir balık çıktı. Dümendeki adam hızla balığı bir file ile yakaladı ve güverteye doğru çekti.

 

''Oha, kocaman bir levrek. Dişlerine bak. Bu yemek masasındaki en büyük balık olacak.''

 

Xuan, Zheng'e baktı ve konuştu: ''Ne diyordun? Pek dikkat edemedim.''

 

''Yok bir şey. Sadece balık tutalım.''

 

Yenilgiyi kabul etmek istemiyordu ama gerçekten başarısız olmuştu. Zheng tüm gün boyunca sadece birkaç ufak levrek yakalamıştı. Fakat Xuan balıkları koyacak başka bir kova bile bulamadı. Ayrıca daha da büyük balıklar yakalıyordu ve Zheng ile dümendeki adam bu kadarının yeteceği konusunda Xuan'ı ikna etmek zorunda kaldı. Xuan sonunda onların dırdırları yüzünden balık tutmayı kesti.

 

''Gerçekten şu şekilde devam etse bir köpek balığı yakalayacak diye korktum.'' Dümendeki adam kısık sesle Zheng'e söyledi:

 

''Köpek balığı mı? Ben bir balina yakalar diye düşünüyordum.'' Zheng de aynı kısık sesle cevap verdi:

 

Bir sonraki gün yatı bir daha kiralamak için adamla anlaşma yaptı. Tabi ki büyük türde balıkların olmadığı bir yer bulmak için ekstra talebi vardı.

 

Xuan'ın eşyaları toparladığını görmek için arkasını döndü. ''Sevmiş gibi görünüyordun. Nasıldı? Balık tutmak oldukça eğlenceli değil mi? Haha! Yorgun hissediyorsan mola için balık tutmaya çık.''

 

''Bilmiyorum.'' Xuan cevapladı:

 

''Ne demek istiyorsun?'' Zheng şaşkınlıkla konuştu:

 

''Bir balığın yemi yutup yutmayacağını bilmiyorum. Balığın neden yakalandığını bilmiyorum. Neden bunun bu kadar kolay olduğunu bilmiyorum. Bu belirsizlikler devam etmeyi istememe sebep oluyor. Balık tutmak fena değilmiş.'' Xuan konuştu:

 

Zheng sigarasından bir duman aldı ve onun omzuna dokundu: ''Doğru. Bu dünyada yapmaya değer birçok şey var. Onları şu an hissedemesen bile bu onların var olmadığı anlamına gelmez. Dördüncü aşamanın kilidini açtıktan sonra hepsini hissedeceksin. Ve sakın hissedemediğin için pes etme. Bu şeyleri araştırmaya devam et. Haha, hadi yarın bir daha gelelim.''

 

Xuan bir süre sessiz kaldı ve başını aşağıya eğdi. ''Sky Stick'i analiz etmek için yaklaşık yedi güne ihtiyacım var. Sadece yarın gideceksek sorun yok.''

 

 

P.S. Updates may be inconsistent for a while.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr