Çevirmen: RmLover  Editör: Thomas Shelby

Zaman algılanamaz bir şekilde geçti. Zheng, Tanrı'nın boyutundaki platformda uyandı. Xuan, Kampa ve WangXia hala sedyelerin üzerinde yatıyordu. Üç yeni başlayan etrafta yoktu.

Zheng içini çekti. Üç dostunun kısıtlı zamanının olduğunu öğrenince yeni başlayanları pek umursamadı. Yeni başlayanların bonus görevi bitirmesine izin vermek yerine, Xuan'ı ve diğerlerini kaybetme riskini göze almamak için dostlarını kurtarmayı seçti. Mehametinin, takım arkadaşlarına zarar vermesine izin veremezdi.

''Tanrı, herkesi iyileştir. Herkesten puanı düşür." Zheng bağırdı. Birkaç ışın birden dördünün etrafını sardı ve onları havaya kaldırdı. Zheng'in üzerindeki ışın hemen ortadan kalktı.

O sırada Zheng, yavru ejderhanın hala kollarında olduğunu fark etti. Depoya girmeden önce biraz tereddüt etmişti. Ya ejderha, Tanrı'nın boyutuna geri gelemeseydi? O zaman hükümetin eline geçerdi. Jurassic Park dünyasına geri dönecek olsalar bile onu, hükümetin elinde alacak vakti bulmalarına imkan yoktu. Ancak o sırada, yavru ejderhayı saklamasının hiçbir anlamı yoktu. Tüm zaman boyunca gözetim altında tutuldu. Yavru ejderi sarışın adama vermenin de bir manası yoktu. Bu yüzden şansını denemek için ejderhayı da yanında taşıdı. Bu kumarı kazanmış gibi görünüyorlardı.

Xuan, Kampa ve WangXia iyileştirilirken odanın kapısı açıldı. Lori, mutluluk gözyaşlarıyla Zheng'in üzerine atladı. Lori kollarındayken bile Zheng, yavru ejderhayı yere bırakmadı.

Lori, Zheng'in kolunu ısırdı ve sonra birkaç havlama sesi dikkatini çekti. Şaşkınlık içerisinde Zheng'e baktı. Yavru ejder arada kaldı ve gözlerinden yaşlar akarak, yavru bir köpek gibi yüksek sesle havladı. Lori, hemen onu kollarına aldı.

''Zavallı yavru köpekcik. Biraz çirkinsin ama. Neyse artık senin adın çirkin olsun."

Yavru ejderha, Lori'nin kucağında olmaktan pek memnun değildi. Lori başını okşamaya çalıştığında elini ısırdı. Ama dişleri tam gelişmemişti ve bu ısırık Lori'yi sadece gıdıkladı.

Zheng, bu manzara karşısında huzurlu hissetti. Böyle huzurlu anlar, film boyunca biriken gerilimden arınıp sakinleşmesine sebep oldu. Lori'nin yanına yürüdü ve onu öptü.

Aynı zamanda diğer üç dostunun vücudundaki şişlik iniyor ve çürük yerler ortadan kalkıyordu. İyi bir şekilde yere indiler. Kampa kollarını salladı. Gücü daha yüksek gibi görünüyordu. Yani Tanrı, onların bedenlerini onarmıştı ve ejderha kanından gelen geliştirmeleri ortadan kaldırmamıştı. O zaman kazançları çok yüksekti. Yüz puana gelen bu değerler, dört bin puana eş değerdi.

Zheng, Lori'yi bıraktı. Gülümseyerek üç dostuna döndü: ''Nasıl hissediyorsunuz?"

Kampa güldü; ''Harika. Bu kadar iyi olduğuma inanamıyorum. Vücudum şişmişti ve kaşınıyordu ama şimdi normal hale geldi. Haha!''

WangXia da güldü: ''Evet. Sedyeyle biraz hareket ettiğimde bile vücudumdaki o çürük sıvı kokusunu alabiliyordum. Sanki çöpe atılmış bir ceset gibi kokuyordu. Bu korkunç hissi tekrar yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim."

Zheng hepsinin omzuna dokundu. Xuan'ı hala gözleri kapalı bir şekilde Tanrı'nın altında gördü ve bağırdı: ''Xuan, bugün biraz dinlen. Olayları yarın konuşuruz."

Xuan her zamanki ses tonuyla cevapladı: ''Sen devam et. İlginç bir şey keşfettim. Ayrıca verdiğin iki kitap WangXia'da. Onları, Na yüzüğüne koysan daha iyi olur. O iki kitaba zarar gelmesini istemeyiz."

WangXia ceketindeki bir yeri açtı ve kitapları çıkardı. ''Seni canlandırmak için bu kitapları ne pahasına olursa olsun koruduk. Haha! O şartlar altında nasıl hayatta kaldığını bize anlat."

Kampa, Zheng'in omzuna yumruk attı ve güldü: ''Evet. Sen, ne cesaretle bir kahraman olmaya çalışırsın. Birkaç gündür kötü bir ruh halindeyiz. Her şeyi yarın anlatacaksın bize." Daha sonra Xuan'ın yanına gitti ve gözlerini kapattı.

Zheng ve WangXia, Kampa'nın üzerinde bir ışık parıldayıp daha sonra kollarında sarışın kadın ortaya çıkana kadar olan biteni şaşkınlıkla izledi. Kadın uzun boylu değildi ama ancak mükemmel bacakları uzunluğunun yüzde altmışını oluşturuyordu.

Kadının yüzü, Zheng'e tanıdık geldi. Daha sonra bu kadının gerçek dünyadaki bir film yıldızı olduğunu hatırladı. Ayrıca bir milyarderin kızıydı ve sayısız erkeğin rüyasıydı.

Kampa onu öptü ve bağırdı: ''Kapımı çalan olursa bir yıl boyunca erekte olamaz inşallah. Haha!'' Kadını taşıyıp odasına doğru yürüdü. Kapı sert bir şekilde kapandı.

Zheng ve WangXia birbirlerine bakarak acı bir şekilde gülümsedi. Lori olduğu için Zheng başka bir kadın yapamazdı. Xuan'ın bir kadın oluşturmak gibi arzuları yoktu. Bu yüzden WangXia'yı merak ediyordu. ''Neden kendine bir partner oluşturmuyorsun? Ya da özel bir ilgi alanın var mı?"

WangXia gülümsedi: ''Hayır! Ben de tüm bu gerilimin ardından böyle rahatlamak istiyorum ancak onun için üzgün hissediyorum. O hala hayatta. Boşver gitsin. Geri dönmek için yeterince güçlü olduğumda ona bakarken çekinmeyeceğim. Şu anki ilerleyişimize bakılırsa geri dönmem uzun sürmeyecek."

Zheng üzüldü. WangXia gerçekten adamdı. Cinsel arzularına yenik düşmeyen, aşkı için kendini tutan ve dizginleyen bir adamdı.

Zheng güldü: ''Merak etme. Bir gün geri döneceğiz. Belki de gerçek dünyaya göre bir ya da iki yıl sürecek. Onu uzun süre bekletmeyeceksin. Haha! Senin aşka bu kadar bağlı olduğunu hiç düşünmemiştim."

WangXia güldü ve sonra odasına doğru yöneldi. Kararlı bir şekilde adım atıyordu. Yüzünde hiçbir acı ifadesi yoktu.

Zheng, Lori'ye sarıldı ve sonra odasına yöneldi. Arkadan Xuan'ın sesi geldi: ''Sıkı çalışman için teşekkürler."

Zheng arkasını dönmeden elini salladı. Xuan hala Tanrı'nın altında duruyordu.