Çevirmen: RmLover  Editör: Thomas Shelby

Zheng hemen ileri atlayıp, Xuan’ın kolunu tuttu ancak Xuan çoktan tetiği çekmişti. Silahtan çıkan kurşunlar, tıpkı iğne gibi Xuan’ın şakağına isabet etti. Tam o sırada Xuan’ın kafasında saydam bir bariyer oluştu ve kurşunları engelledi.

Zheng hemen Xuan’ın elini yere indirdi ve onu yere doğru yatırdı. Tabanca da yere düşmüştü. Bağırdı: ''Kahretsin! Yaşamak için bir arzun olmadığını biliyorum ama üçüncü aşamaya ulaşana kadar hayatta kalabileceğini umuyorum. Ama sen ne yaptın böyle? Bunu bize göstermek için kafanı kullanmana gerek yoktu. Dostumuzun kendini öldürdüğünü görmemizi mi istiyorsun?”

Zheng, Xuan’ın çenesine yumruk attı ve onu on metre geriye püskürttü. Daha sonra Zheng soluklandı ve bağırdı: “Tanrı, Xuan’ı iyileştir. Puanları benden düşür!”

Kampa ve WangXia hemen ikisini ayırdı. Kampa’nın sesi de soğuk geliyordu: “Xuan, paralı askerler arasındaki ortak anlaşmaları bilirsin. Birisi kendisini başka sebeplerden dolayı öldürmez çünkü bu durum dostlarının üzerine yük bindirir.”

Yara ciddi değildi. Işık sadece kısa süreliğine ortaya çıkmıştı ve Xuan’ın çenesi iyileşmişti. Xuan, çenesine dokunup konuştu: “Bu şey beni düşündüğün için miydi? Gerek yoktu. Zaten dün gece bunu kendi elimde denedim ve sonra bedenimin her parçası düzeldi. Kolyeyi taktığınız sürece tüm kurşunlar ve enerji saldırıları, size bir ya da iki santimetre yaklaştığında engellenecek. Bariyerin enerjisi çok uzun sürebilir. 150 puanlık yeniden yükleme, CC kademe savunma eşyasıyla aynı etkiye sahip. Gauss tabancasıyla yirmi dakika boyunca sürekli ateş etsen enerjisi ancak biter."

Zheng, Xuan'a dedi ki: ''Kahretsin! Böyle olsa bile silahı kafana doğrultmana gerek yoktu! Hani hayallerin? Hani yaşama isteğin? Hani gerçek bir insan olmak istiyordun? Bunlara ölerek mi ulaşmayı düşünüyorsun? Bir daha bunu yaparsan senin bacaklarını kırarım."

Xuan gözlüğünü düzeltti ve kafasını başka bir yöne çevirdi. ''Acıyı hissetmediğim için bana vursan da sıkıntı olmaz. Aceleci davrandığım için özür dilerim."

Zheng, Kampa ve WangXia şaşkınlık içerisinde birbirlerine baktı. Xuan'ın özür dileyeceğini hiç beklemiyorlardı.

O sırada Xuan, kolyeleri üçüne de verdi ve konuşmaya devam etti. ''Dragonshard, Jurassic Park'dan elde edebileceğimiz en değerli ödül, puanlardan ve kademe ödüllerinden bile değerli. Tabii sonraki deneyler başarıya ulaşırsa. Zheng, Qi'ni ve kan enerjisini Dragonshard'a aktar."

Zheng hemen Qi'sini aktardı. Antrenmanı daha kolay olduğu için o sırada Qi'si kan enerjisinden biraz daha fazlaydı. Tek yapması gereken şey, Qi'sini vücudunda dolaştırmaktı. Tabii o sırada kan enerjisinin tükenmesi ve artış kazanması için iyileşmesi lazımdı.

Aşındırıcı Qi, Dragonshard'a girdiğinde hafif beyaz bir ışık parıldadı. Bu parıltı daha sonra arttı ve Xuan'ın Dragonshard'ı ile aynı parlaklığa ulaştı. Artık daha fazla Qi eklenmiyordu.

Xuan hemen sordu: ''Ne kadar Qi ve kan enerjisi kullandın."

Zheng enerjisini hissetti ve konuştu: ''Yaklaşık, yüzde on beş Qi. Kan enerjisini henüz denemedim. Dragonshard fazla emmedi."

Xuan, rahat bir nefes aldı ve daha sonra diğer silahını çıkartıp Zheng'in eline doğrulttu. ''Hazır olduğunda ateş edeceğim."

Zheng konuştu. ''Tamam, sık."

Xuan bu lafı duyduktan sonra tetiği çekti. Çok sayıda kurşun, Zheng'in eline doğru fırladı ancak parmaklara ulaşmadan hemen önce bariyer hepsini engelledi. Xuan, birkaç saniye boyunca ateş etti. Bariyerde bir değişiklik olmadı ve sadece Xuan, ateş etmeyi kestiğinde ortadan kayboldu.

''Ejderhanın kurşunlardan yara almamasının ve yer çekimi mayınını hissetmesinin nedeni, bu Dragonshard. Ayrıca shardın enerjisini yeniden yükleyebildiğinden şüpheleniyorum. Ama saklanabilen enerji miktarı yüzünden, saldırının yeterince güçlü olması durumunda bariyeri deleceğini düşünüyorum." Xuan mırıldandı.

Zheng bir süre kolyeye baktı ve sonra heyecanla dedi ki: ''Kolyenin yeniden şarj edilebilmesi harika. Şarj edebilirim. Sizin yakın dövüş yetenekleriniz ve savunmanız çok zayıf. Bu kolye ile ben, enerjiyi sürekli yeniden doldururken siz de bilim-kurgu silahlarını kullanıp size gelen tüm saldırıları engelleyebilirsiniz. Haha! Filmler aşırı zor olmadıkça ve büyük bir saldırı yemedikçe takımımız öldürülemez olacak."

Kampa ve WangXia da heyecanlanmıştı. Çoğu şeyden koruyabilen muska benzeri bir kolye...Herhangi bir silahtan daha kilit role sahipti.

Xuan gülümsedi ve başını salladı: ''Yeniden şarj olması için çok enerji tüketeceğinden endişeleniyordum. Eğer enerjinin yarısını kullanırsa, değeri de yarıya düşecektir. Bu kadar az kullanmasını beklemiyordum. Bu noktadan itibaren, filmlere göre plan yaptığımız sürece pek sıkıntı olmayacaktır."

Zheng, kahkaha attı ve sonra Kampa ile WangXia'nın kolyelerini yeniden şarj etti. Ayrıca Qi'den farklı özelliklere sahip olan kan enerjisini onların üzerinde test etti. Ancak kan enerjisi Dragonshard'a girer girmez shard enerjisine dönüştü. Qi ile kıyaslandığında, kan enerjisinin yüzde on beşinden daha az harcanmıştı. Yani bu demek oluyor ki kan enerjisi Qi'den daha yoğundu.

Tüm işler bittikten sonra kolyelerini taktılar. Kolyenin tasarımı o kadar da kötü değildi. Pek bir numarası yoktu. Sadece gümüş beyaz bir zincir ve düz bir görünüm oluşturan hafif beyaz shard vardı.

Xuan, Zheng'e bir şey demeden önce herkesin sakinleşmesini bekledi. "Son filmden kalan puan ve ödül tartışmaları bitti. Şimdi senin nasıl hayatta kaldığından bahsedelim. Detaylı bir şekilde anlat, gücün arttı mı?"

Zheng başını salladı: Xuan devam etti: "Çenemi tek vuruşta kırmış olmana şaşmamalı. Daha önce böyle bir gücün yoktu."

Zheng acı bir şekilde gülümsedi. Alien filminden sonra Xuan'ın suratına attığı yumruğu hatırladı. O zamanlar gücü daha zayıfı ve Xuan'ın çenesini kırmamıştı. Daha sonra dedi ki: ''Hala kin mi taşıyorsun? Çok uzun zaman oldu."

Xuan sakince gözlüğünü düzeltti: ''Neden bir kin besleyeyim ki? Önce neler olduğundan bahset."

Zheng derin bir nefes aldı ve sonra yere oturdu. Uyandıktan sonra ne olduğunu, bilim adamlarının neler söylediğini ve nasıl hayatta kaldığını anlattı:

''Hala yıkım modundayken bomba patladı. Bu mod esnasında bedenim daha sıkı olduğu için bomba bana etki etmedi. Bombanın patlamasıyla oluşan dalga, beni ejderhanın kafasına doğru itti. Sonra..."