Bölüm 88: Glory Ligi

Ye Xiu öğle yemeğinden sonra uyudu, Tang Rou ise saat 3'te vardiyasını teslim ettikten sonra uyudu. Akşam yemeği geldiğinde ikisi de hala uyuyordu. Chen Guo diğer çalışanlarla birlikte akşam yemeğini öfkeyle bitirdi. Başta ikisine de yemek bırakmak istemedi ama yemeğinin ortasında yumuşak kalbine teslim olarak ikisine de yemek bıraktı.

Ye Xiu, akşam saat 8'de 8 saatlik bir uykuyla makine gibi uyandı. Bir sigara içtikten sonra ağzını çalkaladı ve yüzünü yıkadı. Daha sonra odasından çıkarak aşağı indi.

İnternet kafenin alt katı yine zifiri karanlıktı. Tıpkı Ye Qiu'nun emekliliğinin duyurulduğu zamana benziyordu. Bir anda şaşırdı. Daha sonra Mutlu İnternet Kafe'nin Glory Profesyonel Birlik Turnuvası'nın yayın denemesi olabileceğini düşündü. Tarihe baktı. Bugün, Glory'nin 20. maç günü tarihiydi.

Birinci katın salonuna baktı ve beklediği şekilde projeksiyonun çoktan açıldığını gördü. Şu anda e spor kanalı çoktan yayına girmişti. Maç daha başlamamıştı ama birçok kişi iyi yerler kapabilmek için mücadeleye girişmişti. Önlerindeki bilgisayarda oyuna devam ederken maçın başlamasını bekliyorlardı.

Ye Xiu resepsiyon masasına yürüyerek oradaki küçük kızlardan birine sordu. "Hangi maç var?"

Resepsiyondaki bu kızın Glory'yi fazla önemsemediği açıktı. Her zaman olduğu gibi kore dizisi izliyordu. Ancak internet kafenin bir parçası olarak bilinmesi gerekeni öğrenmişti. "Üstün Çağ'ın!"

Ye Xiu başını salladı. Gayet iyi anlıyordu.

Glory Profesyonel Birliği'nde toplam 20 kulüp vardı. 20 takımın her biri birbiriyle savaşırdı. Aynı anda 10 maç yayınlanırdı. TV kanalının aynı anda gösterebileceği maç sayısı sınırlı olduğundan genelde en önemli maçları yayınlardı. Ama bir e spor olarak yayınlar internette vardı. İnternette 10 maçın tamamı aynı anda yayınlanıyordu. İzleyiciler, istedikleri maçı izleyebiliyorlardı.

Mutlu İnternet Kafe ve Üstün Çağ Kulübü aynı şehirdeydi, bu nedenle buradaki çoğu kişi şehirlerinin takımını destekliyordu. Mutlu İnternet Kafe, çoğunlukla Üstün Çağ'ın maçlarını yayınlardı.

Fanlar, Ye Qiu emekli olduktan sonra üzgün olsa bile kulübe olan destekleri hiç değişmemişti. Yeni gelen uzman Sun Xiang onları daha da umutlandırmıştı. Üstün Çağ'ın önceki sezondaki düşüşünden sonra ayağa kalkmasını umut ediyorlardı. Şu anda sondan ikinci sırada olan takım olarak, hala play off hakkı kazanmaktan oldukça uzaklardı. Ama sezon, ortadan biraz daha ilerlemişti, bu nedenle herkes bir mucize gerçekleşmesini umuyordu.

Tüm maçlar 8:30'da başlayacaktı, daha başlamasına 10 dakika vardı. Chen Guo tüm müşterilerle ilgilendikten sonra geri döndü ve Ye Xiu'nun resepsiyonda olduğunu gördü.

"Patron." Ye Xiu hemen selam verdi.

"Sana biraz yemek bıraktım." Chen Guo söyledi.

"Teşekkür ederim." Ye Xiu yiyecekleri almaya gitti.

"Üstün Çağ'ın maçı mı yayınlanıyor?" Ye Xiu, yemek yerken Chen Guo ile konuştu.

"Evet." Chen Guo başını salladı.

"Kime karşı oynayacaklar?" Ye Xiu sordu.

"301'e karşı." Chen Guo söyledi.

"Anladım." Ye Xiu başını salladı. Pro takımlarla ilgili olarak Chen Guo'dan çok daha bilgiye sahipti. 301, 301 Derece Kulübü'nün bir parçası olan 301 Derece Takımı'nın kısaltmasıydı. Glory'de eski sayılacak takımlardanlardı. İstikrarlı bir performans sergileyerek orta sıralarda tutunuyorlardı. Takımda Savaş Tanrısı One Autumn Leaf gibi güçlü bir hesap bulunmamasına rağmen altı ana hesap eşit güce sahipti. Takım kaptanı Yang Cong'un kontrol ettiği Assassin Scene Killer'ın elinde Çift Gümüş Kılıç, Kaotik Rüzgarın Gölge Kılıçları vardı. Kurnaz ve acımasızca oynardı, sorun çıkaracak bir rakipti.

Üstün Çağ, ligin ilk yarısında herkesten dayak yemişti. Ama şimdi yeni bir uzmanın gelişiyle tekrar yükselme niyetlerini açıkça gösteriyorlardı. Bu, Sun Xiang'ın takımdaki ilk maçıydı ama tüm TV kanalları bu maçı yayınlamayı seçmişti.

Zamanı gelmişti. Maç saatinde başladı. Ye Xiu yemeğini çoktan bitirmişti. İnternet kafedeki ortam alevlendi. Herkes cesurca bu maç hakkındaki görüşlerini paylaştı ve kibirli önerilerini yaptı. Ye Xiu, son derece heyecanlı görünen Chen Guo'ya baktı. Bu kadın gerçekten Glory'nin en sadık hayranlarından biri olarak adlandırılabilirdi.

8. Sezon Glory Profesyonel Birliği Turnuvası'nın 20. maçı, 301 Derece vs Üstün Çağ.

Yayında bir başlık belirdi. Spiker, bugünün onur konuğu Li Yibo'yu tanıtırken kurt gibi uluyarak ortamı ateşlendirmeye çalıştı.

Li Yibo... Ye Xiu'nun bu tanıtmaya ihtiyacı yoktu. Pro seviyede tanımadığı çok az kişi vardı. Li Yibo eski bir pro oyuncuydu ama dört yıl önce emekli olmuştu. Profesyonel çevrede yetenek seviyesi, en üst düzey olarak kabul edilirdi ve çevre oluşturmakta çok iyiydi. Bir pro oyuncuyken medya ile iyi bir ilişki kurmuştu. Emekli olduktan sonra profesyonel spikerler arasında bir onur konuğuna dönüşmüştü. Zaten dört yıldır bunu yapıyordu.

Şu anda çok iyi giyinip gelen Li Yibo, kameralar önünde iki takım hakkında rahatça sohbet ediyordu. Üstün Çağ'daki son değişim, konuşmasının odak noktasıydı. Ve Ye Qiu'nun anma töreninden bahsetmekten de kaçınmadı. Li Yibo ciddi bir ifadeyle o günlerde Ye Qiu ile arasında geçen bir hikayeyi anlattı. Bunu duyan Ye Xiu afalladı. "Seni piç, birbirimize toplasan on kelime etmedik. Salla salla! Sallamaya devam et!"

Sakinliğini koruyan Li Yibo, tüm hikayeyi uydurdu. Bir bakışta bunun önceden hazırlamış olduğu bir senaryo olduğu belli oluyordu. Kısa süre spiker ile sohbet ettikten sonra maç resmi olarak başladı.

301 Derece vs Üstün Çağ. Bireysel maç; birinci tur. Oyuncu tanıtımları.

301 Derece'den Gao Jie. Karakteri; Stellar Sword.

İnternet kafede yuhalama sesleri oluştu. Hatta arada küfür edenler bile vardı. Sadık taraftarlar için her rakip bir düşmandı. Tek taraflı atacakları bir dayak, çok tatmin edici olurdu.

Sırada Üstün Çağ'dan Su Mucheng. Karakteri; Dancing Rain.

"EVET EVET EVET, MUHTEŞEMSİN SU MUCHENG!"

Ye Xiu bu ıslık ve bağırma dalgalarında neredeyse sandalyesinden düşecekken bunun neden olduğunu anlayamamıştı. Özellikle yanındaki Chen Guo'nun çığlıkları kemiklerini oyarak kalbine kazındı.

"Ne yoğun tepki veriyorsunuz..." Ye Xiu güldü. Su Mucheng'in popülerliğinden şüphesi yoktu ama bu sahne onu korkudan zıplattı.

"Elbette olacak! Bir numaralı kadın uzman o!" Chen Guo gururla söyledi. Su Mucheng onun bir numaralı idolüydü.

"Bir numaralı kadın uzman mı? Kim demiş bunu?" Ye Xiu şaşırdı.

"Herkes aynı şeyi diyor." Chen Guo söyledi.

"Bu sadece heyecandan." Ye Xiu söyledi.

"O değilse kim?" Chen Guo sordu.

"Yetenek seviyesinden bahsediyorsan, en güçlü kadın oyuncu Chu Yunxiu olabilir." Ye Xiu söyledi.

"Sisli Yağmur Takımı'ndan Chu Yunxiu mu?" Chen Guo sordu.

"Evet."

Chen Guo bir an düşündü. Ancak o sırada maç başladı ve düşünceleri orada uçuverdi. Bir kez daha "EVET EVET ÇOK İYİSİN SU MUCHENG" bağırışları yükseldi ve Su Mucheng onu duyabiliyormuşçasına bağırmaya başladı.

Bu kadın resmen bir fandı! Ye Xiu şaşkınlıkla haykırdı. Su Mucheng'i bir tur oynamak için internet kafeye getirseydi, bu kadın internet kafeyi yakacak kadar heyecanlanır mıydı?

(ÇN: Evet, Sun Xiang'ın One Autumn Leaf ile ilk savaşı, Ye Xiu dile getirmese de garip duygular içerisinde olduğu kesin, e tabi 10 yıl oynadığın hesabın şu anda başka birinin ellerinde savaşa giriyor, bunu izlemek zor olmalı ama artık buna alışmaktan başka çaresi yok :()