Bölüm 150: Gerginlikten Acemiye Döndü

Buradaki tek kurban Lonely Drink değildi. Diğer loncalar onun kadar dürtüsel davranmayabilir ve doğrudan sekiz tane sınıfa özgü set teklif etmese bile böyle bir teklif bir saniyeden kısa sürede reddedilebilir miydi? Diğer lonca liderleri nasıl rekabet edecekti? Reddedilen lonca liderleri, artık numara yapmadan gerçekten durmadan öfke kusuyordu. Lonely Drink'in aksine Lord Grim'in kalbinin ne kadar kara olduğu hakkında serzeniyor ve lanet okuyordu. Lonely Drink'in saçma teklifi bile reddedilmişti. Lonely Drink, sakinleştikten sonra Blue River'ın başta nasıl düşündüğünü düşünmeye başladı; bu Lord Grim'in bunun arkasındaki gizli sebebi neydi?

"Hey, sence bu işin arkasında başka bir sebep mi var?" O sırada iki lonca lideri Cold Night ve Blue River arasında konuşmaya başladı.

Bu iki oyuncu, büyük teklif savaşına girmemişti ve sessizce yan taraftan olanları seyretmişti. Blue River, Samsara Loncası'ndaki casusun bakabildiği açıdan bakıyordu. Cold Night aniden ona bunu sordu. Blue River, hemen bu durumun Çılgın Hırs'ın sandığı kadar basit olmadığını tahmin etti. Kendi loncasına da başkalarına yerleştirdiği gibi bir casusun girmiş olmasından korkuyordu.

Diğer lonca liderlerine kıyasla bu ikisi inanılmaz sakin ve mantıklı davranmıştı. Düşünceleri birbirine çok yakındı, Cold Night'ın hemen oraya gelerek Blue River ile konuşmasının nedeni de buydu.

"Başta bunu statüsünü yükseltmek için bir yol olarak kullandığını sandım ama görünüşe göre durum benim düşündüğüm gibi değil..." Blue River söyledi.

"Sıklıkla onunla takılan Seven Fields ve Sleeping Moon hakkında bilgi buldum. İkisi de Dolunay Loncası'ndan ve onun eski tanıdıkları gibi görünüyor." Cold Night söyledi.

"Sanmıyorum. Herkes başlangıç köylerindeyken bu Sleeping Moon denen oyuncu, Lord Grim'in onları öldürerek canavarı çaldığını duyurmuştu. Sonra zindan çıkışında Lord Grim'e küfürler etmeye başlamıştı. Bundan sonra bir araya geldiler." Blue River bunu hatırladı.

"Demek öyle oldu!" Cold Night, Lord Grim'e Blue River'dan biraz sonra dikkat etmeye başladığından bu olayı bilmiyordu.

"Evet."

"Ama ne olduğu önemli değil, çünkü zaten arkadaşlar. Veya belki de sadece bir seferlik numaradır bu." Cold Night söyledi.

"Belki de..." Bu sadece aralarındaki dostlukları içinse, Blue River buna gerçekten çok üzülürdü. Bir zamanlar böyle bir numara denemiş ama başarısız olmuştu. Gözlerinde çöpten farksız olan Dolunay Loncası, gerçekten bu numarada başarılı olduysa, son derece bozguna uğramış hissederdi.

"İki durumda da Tenha Bölge'nin rekoru Dolunay Loncası'nın elinde kalacak gibi." Cold Night söyledi.

"Evet..." Blue River, Lord Grim'in gücünden hiç şüphe etmedi.

Tenha Bölge.

Tenha Bölge'nin seviye atlama alanında yer alan 28-30 seviyeli zindanıydı burası. Bir grup zalim haydut, kaleyi geçici olarak eve geçirmiş ve sonuç olarak bir zindana dönüşmüştü.

Ye Xiu ve diğerleri, 28 seviyeden itibaren birkaç kez zindana girmişti. Ancak şimdi gruplarına Maple Tree katılmıştı, bu Keskin Nişancı'yı takımlarına katmak için stratejilerini ayarlamaları gerekiyordu.

Gruplarına normal bir oyuncunun gelmesiyle elbette birkaç sorun daha ortaya çıkabilirdi. Ama Ye Xiu gibi bir Tanrı, rastgele bir sınıf kombinasyonunda bile en uygun stratejiyi bulabilirdi. Bir tane normal oyuncunun gelmesi, ona hiç zorluk çıkarır mıydı?

"Bu tur sadece deneysel çalışma için olacak. Maple Tree'ye göre stratejimizi düzenleyeceğiz." Ye Xiu, Tenha Bölge'ye girdikten sonra söyledi.

"Hahaha! Rahatta kal! Doğduğumdan beri bu zindanı bitiririm ben. Burayı iyi bilirim." Maple Tree cesurca söyledi.

"Ah, gerçekten mi! O zaman başlıyoruz. Liderlik bende!" Ye Xiu yanıtladı.

"Nasıl istersen! Aç yolu bakalım!" Maple Tree söyledi.

"Steamed Bun, saat 8 yönü. Soft Mist, 10 yönü. Cleansing Mist, canavarları çek. Maple Tree sağdaki taş cama git. Benim saldırdığıma saldır."

"Bekle bekle. Bu nasıl bir strateji?" Maple Tree afalladı. Steamed Bun Invasion'ın 8 yönünde iki haydut vardı. Soft Mist'in 10 yönünde de iki haydut vardı. Ve Cleansing Mist'in önünde kartla oynayan dört haydut vardı. Hemen çekecekler miydi? Onun taş cam tarafında ise... içen iki haydut vardı! Bu iki NPC'yi uyandırmadan nasıl oradan geçebilirdi?

"Bu stratejiyi kullanmazsak zindan rekorunu kıramayız." Ye Xiu yanıtladı.

Onların takımı, sadece ekipman konusunda bile şu anda rekorun sahibi Mavi Dere Loncası ile kıyaslanamazdı. O beş kişilik takımda herkesin sınıf setleri ve üstüne herkeste 30 seviye mor silahlar vardı. Onların hasarı, Ye Xiu'nun takımından çok daha yüksekti, bu durumda 30:45:66'lık rekoru nasıl kıracaklardı? İkinci en hızlı rekordaki takım da onlardan daha yüksek ekipmana sahipti. Birinci ve ikinci rekor arasındaki fark çok azdı. Bu gerçekten de Tenha Bölge'nin normal oyuncuları tarafından bitirilen ortalama süresiydi.

Ye Xiu'nun takımı normal strateji yaparsa bu rekoru kesinlikle kıramazdı. Bu rekoru kıracaklarsa, takımın yetenek avantajını tam olarak kullanmaları gerekiyordu. Ye Xiu'nun Donmuş Orman'daki gibi kendi üstün yeteneğine dayalı olan Tek Dalga Saldırısı stratejisini normal oyuncularla ve rekoru böyle kırmak için kullanmak imkansızdı. Zindanı normal oyuncular gibi bitirirlerse, bir Tanrı ve normal oyuncu arasındaki fark ortaya çıkmak ve rekor kırılamazdı.

"Böyle mi kıracaksın? Canına mı susadın?" Maple Tree çok gürültü yapıyordu.

"Haha, sen dediğimi yap. İlerledikçe açıklayacağım. Hadi gidelim." Ye Xiu yanıtladı. Diğer üçü çoktan görevlerini yapmak için atıldığında Maple Tree hâlâ içen o iki hayduta bakıyordu. "O taş pencereye nasıl ulaşacağım?"

"Hava Ateşi." Ye Xiu yanıtladı.

"O iki haydut..."

"Kısa sürede gidecekler." Ye Xiu, Lord Grim'i ilerletirken söyledi. Savaş mızrağı yatay olarak savruldu ve saat 1 yönündeki iki hayduda vurdu. Daha sonra çevresinde döndü ve iki pat pat sesi çıktığında iki içen haydudu kendine çekti. Ellerindeki alkol şişesi tutan haydutlar, Lord Grim'e doğru fırladılar.

"Aynı anda dört canavar mı çekiyorsun?" Maple Tree şaşkına döndü. Kendi takımı olsaydı, çevrelerinde toplam 8 canavar olacaktı ve sadece ikişer ikişer çekilmiş olacaktı. Ama bu takım farklıydı. İki oyuncu iki canavar çekiyordu. Lord Grim, dört canavar çekiyordu ve bununla kalmayıp o Atıcı'nın da dört canavar çekmesini istiyordu. Bu şekilde toplam 12 canavar çekmiş oluyorlardı. Maple Tree neredeyse zindandan çıkmak isteyecekti.

"Hâlâ çıkmadın mı? Şu anda rekoru kırıyor olsaydık, çoktan zaman kaybettirmiştin." Ye Xiu elleri hiç durmadan hareket ederken söyledi. Lord Grim, rahatlıkla dört seçkin canavarı kontrol etti.

Maple Tree aptallaşarak cama doğru koştu ama tüm zaman boyunca kamerası Lord Grim'deydi ve neredeyse zamanında duramadan cama çarpacaktı.

"Yukarı çıkmak için Hava Ateşi'ni kullan. Zaten buraya kadar zaman kaybettin. Biz 10 saniye önce canavar çekmeye başladık ama sen daha hiçbir şey yapmadın!" Ye Xiu yanıtladı.

"Hava Ateşi'ni kullandığında zaman kazanmak için o canavarlara vurmaya çalış." Ye Xiu ekledi.

"Tamam tamam..." Maple Tree zindana eşsiz bir özgüvenle gelmişti ama bu birkaç saniyede özgüveni yanıp kül olmuştu. Lord Grim, bir oyuncu dört canavara karşı geliyordu. Steamed Bun Invasion ve Soft Mist'in ikisi de iki canavar çekiyordu. Maple Tree oraya baktı ve artık canavar çekmeyerek onları öldürmeye başladıklarını gördü. Onları öldürürken, canavarları istedikleri noktaya getiriyorlardı.

Maple Tree daha fazla gecikmek istemedi. Ama tam taş cama atlamak üzereyken bir korku sesi duydu ve elleri titredi. Mesafeyi iyi hesaplayamadı ve yeterli güce ulaşamadı, bu nedenle duvara atladığında doğrudan sülük gibi duvara yapıştı ve aşağı kaydı.

Ye Xiu bunu gördü ve anında öksürdü. Bu Maple Tree bir lonca lideriydi. Bu görev, Steamed Bun Invasion ve Tang Rou'nun görevine kıyasla yüksek mekanik bile gerektirmiyordu, en azından Seven Fields ve Sleeping Moon gibi deneyimli bir oyuncu olmak yeterliydi! Yine de bir cama bile atlayamamıştı! Bu adam acemi değildi, değil mi?

Ye Xiu, Maple Tree'den daha çok şoka uğramıştı. Bu adam gerçekten acemiyse, felaket olurdu. Onların stratejisi esas olarak yeteneğe dayanıyordu. Maple Tree deneyimli bir oyuncu olsa bile tek yapması gereken yardım etmekti. Şu anda onun biri acemi olmasını kaldıramazlardı!!!

"Oraya bile atlayamadın mı?" Ye Xiu sordu.

"Hayır, sadece biraz gerginim..." Maple Tree söyledi.

"Neden gerginsin?"

"Stratejiniz çok çılgınca." Maple Tree söyledi.

"Sakinleş. Biraz sonra daha da çılgınlaşacak." Ye Xiu yanıtladı.

"Tamam."

"Acele et ve oraya zıpla." Ye Xiu dikkatini kendi tarafına verirken söyledi. Maple Tree'nin yetenek seviyesini düzgünce söylemek istedi. Gerçekten bir acemiyse onu değiştirmesi gerekiyordu. Acemiler korkutucu değildi. Ama anlamış gibi davranan acemiler en korkutucusuydu.

Maple Tree bu sefer doğru mesafeyi hesapladı. Zıpladı ve düzgünce yere indi. Ye Xiu bu sefer mesafeyi ve gücü iyi kavradığını gördü. O gerçekten bir acemi değildi.

"Hava Ateşi'ni kullan dedim! Neden doğrudan zıpladın?" Ama Ye Xiu bu sorunu da düzeltmek zorundaydı.

"Ah, unuttum. Tekrar yapayım mı" Maple Tree söyledi.

"Tekrar yap, pratik yapmış da olursun. Hava Ateşi'yle oraya geçmek kolay değildir. Çıkamazsan denemeye devam et!" Ye Xiu yanıtladı.

"Yapabilirim, başarabilirim." Maple Tree hızla söyledi.

Hava Ateşi, kullanıcısını geriye doğru iterdi. Kullanıcı, uçtuğu mesafeyi ve yüksekliği kavramak için silahını kontrol etmeliydi. Ne zaman duracağı tamamen deneyime bağlıydı. Uçarken dönüp bakacak zaman olmazdı.

Maple Tree taş camdan aşağı atladı ve belirli bir mesafeye yürüdü. Ye Xiu onun konumunu gördü ve hemen sordu. "Kaç atış yapmayı planlıyorsun?"

"Altı atış..." Maple Tree söyledi.

"Altı atışta kafanı vuracaksın."

"Kafamı mı vuracağım?"

"Çok yüksek... pencereye ulaşamayacaksın." Ye Xiu yanıtladı.

"Gerçekten mi? O zaman biraz daha uzağa mı gitmeliyim?"

"Biraz daha yakınlaş, o zaman beş atış yeterli olacak." Ye Xiu yanıtladı.

"Burası mı?" Maple Tree biraz hareket etti.

"Güzel."

"Tamam!" Maple Tree yanıtladı. Konumunu aldı, zıpladı ve sonra arkasını dönerek yere ateş etti. Art arda beş kez ateş etti ve elbette pencereye çıtkı.

O sırada Su Mucheng çoktan dört canavarı getirmişti. Ve kısa sürede 12 canavarın tamamı bir araya geldi ve dörtlü hızla saldırmaya başladı. Maple Tree hâlâ tek başına camda oturuyordu. Oraya sırf manzara izlemeye çıkmamıştı.

"Maple Tree, ölü merkezdeki iki tanesinin saldırı menzilinde olduğunu gördün değil mi?" Sonunda harekete geçme emri gelmişti.

(ÇN: Valla işimiz gücümüz yok, rekor kırarken adama oyunu öğretmeye çalışıyoz, ben bu işi neden yaptığını bir türlü anlamadım :d bakalım öğrenelim.)