True Martial World 606 - Garip Şeytani Enerji

“Geri dönmek mi? Başvurum kabul edildi ve Yüce Kılıç Dağı’na varmak için çok uzun bir yoldan geldim. Bunu kabul etmeyeceğim!” Yaralı bir genç, kıpkırmızı yüzüyle konuştu.

Altın maskeli adam gence doğru döndü ama tek bir söz bile söylemedi. Aniden hızlı ve güçlü bir kötücül aura maskeden geçip gitti ve ona doğru dalgalandı. Sanki bir çift uğursuz ve soğuk göz bu dahiye bakıyordu.

Bu dahinin gözlerine hemen bir perde indi ve arından korku tarafından yerine mıhlandı.

Bu garip enerjiyle etkileşim kurmak, ölüme yakın bir deneyim hissetmesine neden olmuştu. Tek bir kelime bile söylemeye cesaret edemedi.

“Ben… Şimdi ayrılacağım… Hemen şimdi…” Genç, bembeyaz olmuş yüzüyle kendi kendine mırıldandı.

Diğer öfkeli insanlar, bu gencin başına gelenleri görünce neler olduğunu tahmin ettiler. Her ne kadar elenme kararından hoşnut olmasalar da itiraz etmeye cesaret edemediler.

Semavi Dao Birliği’ne girmek için çok çaba harcamışlardı. Ama şimdi, Yüce Kılıç Dağı’nın zirvesine vardıkları anda elenmişlerdi. Bunu kabul edebilmeleri çok zordu…

Ve o anda, Yi Yun yavaşça ayağa kalktı.

Gözlerini kısıp sessizce maskeli adama baktı.

Enerji görüşünü açmıştı ve şeytani enerjiyi tamamen algılayabiliyordu.

Daha önce, şeytani enerjinin altın maskeli adamın Dantianı’nda gizlendiğine ve yavaşça onun canlılığıyla beslendiğine inanmıştı ve birkaç yüzyıl sonra ona hiçbir şey yapamayacak kadar güçlenecekti.

Ama görünüşe göre, durum öyle değildi!

Enerji görüşünde, şeytani enerjinin maskeli adamın beynine kök salmış olduğunu açıkça görebiliyordu.

Bir anlamda, şeytani enerji maskeli adamın ruh denizini kontrolü altında tutuyordu. Bir kez eyleme geçtikten sonra, maskeli adam tamamen onun kontrolüne girebilirdi.

Yi Yun’un bakışlarını hissetmiş gibi, maskeli adam da Yi Yun’a bakmaya başladı.

Altın maskeden gelen buz gibi ama boş ifade. insanlara açıklanamaz bir korku hissi verdi.

“Kabul etmeyen başka kim var?” Altın maskeli adamın bakışları, Yi Yun’un üzerindeydi.

‘Yıldız Transferi Cennet Değişimi Kitabı’yla birlikte, Yi Yun’un kılık değiştirmesi tek bir kusura bile sahip değildi.

Altın maskeli adam Yi Yun’u göremezdi ama Yi Yun, enerji görüşüyle diğerlerini görebilirdi!

Ama maskenin altında tanıdık bir yüz görünce şaşırdı…

Shen Tu Nantian?

Yi Yun’un göz bebekleri daraldı. İlk tepkisi, bunun imkansız olduğuydu!

Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesinde, Shen Tu Nantian’ı kendi elleriyle öldürmüştü. Ölü bir insan hayata nasıl geri dönebilirdi ki?

Yi Yun, Shen Tu Nantian’ın öldüğünü doğrulamıştı!

Kanlı Ay için bile, ölü bir insanı yeniden canlandırmak imkansızdı!

Oh?

Yi Yun aniden bir şey fark etti. Önündeki insanın Shen Tu Nantian olduğuna dair müphem bir duygusu vardı, ama verdiği aura tamamen farklıydı.

Yi Yun, Shen Tu Nantian’la yeminli düşman olduğundan onu çok iyi tanıyordu. Kişinin görünüşünü değiştirmesi kolaydı, ama aurasını değiştirmesi çok daha zordu.

Yani kişinin aurasını değiştirmesi için, birinci sınıf bir gizlenme tekniği kullanması gerekirdi.

Elbette, ‘Yıldız Transferi Cennet Değişim Kitabı’ bu seviyenin çok üzerindeydi.

“O, Shen Tu Nantian olmayabilir, ama yine de görünüşü tam olarak onunkiyle aynı. Shen Tu Nantian’ın cesedi başka bir ruh tarafından ele geçirilmiş olabilir mi?”

Yi Yun bu ihtimali düşünürken, önündeki bedende Shen Tu Nantian’ı deldiği noktada ufak bir delik olduğunu gördü. Açıkça görülüyordu ki, bu Shen Tu Nantian’ın bedeniydi. Ve şeytani enerjinin de orada olması, bu ihtimali daha da güçlendiriyordu.

Shen Tu Nantian’ın bedenini ele geçiren ruh, şeytani enerjinin varlığını fark etmemişti. Aptalca o bedeni ele geçirerek, şeytani enerjinin etkisi altında kalmıştı.

Ve Yi Yun’un aklına, Shen Tu Nantian’ın bedenini ele geçirebilecek sadece iki kişi geldi. Onlar, Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesine esmer gençle birlikte giren iki Kanlı Ay üyesiydi. Onlar Yin hayaletleriydi, bu yüzden beden değiştirmek onlar için oldukça sıradan bir şeydi!

Tüm bu göstergelerle, Yi Yun neler olduğunu tahmin etmişti!

Ama şeytani enerjinin yaşadığı garip dönüşüm hakkında hiçbir fikri yoktu. Neden birkaç yıl içinde bu kadar büyümüştü?

Yi Yun algısını Mor Kristal ile birleştirirken biraz tereddüt etti. Mor Kristal’i sınırlarına dek zorlayarak şeytani enerjinin dönüşümünü incelemeye başladı.

Ve o anda…

Whew!

Maskeli adamın ruh denizine yayılmış olan şeytani enerji, aniden saklanmaya çalışıyormuş gibi büzülmeye çalıştı.

Bu büzülmeden dolayı, Yi Yun, şeytani enerjinin çok sayıda iplikçiğe bölünmüş olduğunu ve maskeli adamın tüm ruh denizine sızmış olduğunu fark etti.

Şimdi, tüm iplikçikler çekilmişti.

Bu iplikçikler çok inceydi. Şeytani enerji parazit bir mantar gibiydi. İplikçikleri, maskeli adamın ruh denizinin derinliklerine yayılmıştı ve geride bir iz bırakmadan enerjisini emmekteydi!

Bunu fark edince Yi Yun biraz ürperdi. Bu sahne gerçekten çok ürkütücüydü!

Şeytani enerji, çabucak bir top hâline geldi.

Tamamen tetikte olmuştu!

Yi Yun enerji görüşüyle, onun Mor Kristal’in varlığını sezdiğini fark etmişti.

Mor Kristal, tüm enerjilerin düşmanıydı.

Mor Kristal böyle şeytani enerjilerin baş düşmanıydı. Sadece onu algılaması bile bir kedinin fareyi görmesi gibiydi. Bu, hayatta kalma içgüdüsünün yarattığı bir baskıydı.

Ama Yi Yun bunu araştırmak için sadece enerji görüşünü kullanmıştı. Mor Kristal’den gelen aura hâlâ çok kısıtlıydı. Şeytani enerji henüz canlı bir organizmaya dönüşmemişti. Zekası yoktu, sadece içgüdüleri vardı. Mor Kristal’in baskısı ortadan kalktığında, şeytani enerji de sakinleşip her zamanki durumuna geri döndü.

Çok geçmeden enerji iplikçiklerini tekrar uzattı ve inanılmaz yavaş bir şekilde, maskeli adamın ruh denizine tekrar yayıldı.

Ve tüm bunlar olurken, maskeli adam hiçbir şey keşfetmemiş gibi görünüyordu!

O anda, altın maskeli adamın bakışları Yi Yun’dan uzaklaştı.

Kimse itiraz etmeyince gülümsedi ve “Çok iyi!” dedi.

Arkasındaki uzun boylu ve kısa boylu adamlar onun niyetlerini anladı. Yüzlerinde gülümsemelerle meydana doğru yürüdüler. Oradaki insanların yaralarını kontrol ettiler. Yuan Qi patlamasında yaralanan herkes, yaraları ne kadar küçük olursa olsun Yüce Kılıç Dağı’ndan gönderilecekti!

Elenen dahiler, öfke duygusu içinde platformu terk ettiler.

Buraya gelirken moralleri yüksekti, ama şimdi, elenmelerinden dolayı büyük bir aşağılanma hissediyorlardı!

“Şimdi, platformda duranlar, testi geçtiniz ve Semavi Dao Birliği’ne resmen katılabilirsiniz. Ama arkanıza yaslanıp rahatlayabileceğinizi düşünmeyin. Metruk hayvanların dünyasında, sadece en güçlü metruk hayvanlar en iyi yiyecekleri yiyebilirler. Semavi Dao Birliği’nin içinde, bu dünyanın savaşçıları olan bizler de aynı prensibi takip ederiz!”