Bölüm 8: Gizli Cinayet

avatar
10604 37

True Martial World - Bölüm 8: Gizli Cinayet


 

 

Işığın kaynağı ahşap sandık yani metruk kemiklerdi!

 

Yi Yun bu beklenmedik durum karşısında soğuk terler dökmeye başlamıştı.

 

Metruk kemiklerin yaydığı ışık parçaları ona doğru akıyordu.Lian Chengyu bu fenomeni nasıl hala farketmemişti?

 

Gittikçe artan ışık noktacıkları iyice belli olmaya başlamıştı.Lian Chengyu kesinlikle farkedecekti!

 

Farkettiği zamanda,Yi Yun bu olayı ancak hayatıyla izah edebilirdi!

 

“Yun’er,neyin var? Niye alnın ter dolu?”

 

“Xiaorou abla,sen…” Yi Yun ona doğru uçuşan bir sürü ışık noktacığı görüyordu ama görünüşe göre Jiang Xiaorou bunu farketmemişti.”Xiaorou abla,hiçbir şey görmüyormusun?”

 

Yi Yun vicdan azabıyla sordu.Yi Yun,sadece Jiang Xiaorou’nun değil etraftaki hiçkimsenin ışık noktacıklarını farketmediğini gördü.

 

“Neyi görmüyor muyum? Yun’er iyi misin?” Jiang Xiaorou kaygıyla sordu.Yi Yun’un vücudu zayıftı ve o daha dün ölümden geri dönmüştü.Eğer tekrar hastalanırsa bu gerçekten kötü olacaktı.

 

“Eh…” Yi Yun biran durakladıktan sonra derin bir nefes aldı.Görünüşe göre ışık noktacıklarını görebilen sadece kendisiydi.

 

Acaba Mor Kristalle ilgili tuhaf olayları sadece Mor Kristalin sahibi mi görebiliyordu?

 

Yi Yun,yüzünde sakin bir gülümsemeyle orda öylece duran Lian Chengyu’ya kaçamak bir bakış attı.Lian Chengyu arada sırada gözlerinde deli gibi bir ifadeyle içinde metruk kemiklerin olduğu sandığa bakıyordu.

 

“O herifte farketmemiş…”

 

Bununla birlikte Yi Yun rahatladı.Lian Chengyu’da dahil kendinden başka hiçkimse bunu göremiyordu.

 

Yi Yun bu Mor Kristalin inanılmaz bir hazine olduğuna daha da ikna olmuştu artık.

 

Tam o anda,Lian Chengyu bakışlarını onlara doğru çevirdi.Yüzünde manalı bir gülümseme vardı.

 

Yürüyerek geldi ve Jiang Xiaorou’nun önünde durdu.

 

“Yiyecek sizin için bir hediyeydi.Onu al ve açlık çekme.Eğer yetersiz gelirse,beni bul.” Lian Chengyu yumuşak bir şekilde konuşuyordu.Sesi cana yakın geliyordu ama ifadelerinde kendini beğenmişlik vardı.Ne verdiyse onun karşılığı kesinlikle alacaktı.

 

Lian Chengyu’nun istediği itaatkar bir hizmetçi kızdı tatlı dil döken bir bayan değildi.

 

Yanındaki kardeşi,Jiang Xiaorou’nun üzerine titremesi gereken birşeydi ve bunda karalıydı.Bu Lian Chengyu’nun istediği birşey değildi.Ayrıca,Yi Yun’un annesini onu evlat edinmişti,aralarında kan bağı yoktu.Lian Chengyu aralarında kan bağı olmayan kardeşlerin birlikte yaşaması olayısevmemişti.

 

Dahası,Yi Yun milleti galeyana getirmişti ve karışıklığa sebep olmuştu.12 yaşındaki bir çocuk bunu yapabiliyorsa büyüdüğünde büyük bir tehdit olacaktı.

 

Lian Chengyu’nun istediği şey itaatkar insanlardı,basamak taşı olacak insanlar.Yi Yun gibi entrikacı ve kontrol edilmesi zor insanlara ihtiyacı yoktu.

 

Metruk kemik arıtım işi Lian Chengyu için çok önemliydi.Başarılı olması için herşeyi yapabilirdi.

 

Hiçbir tereddüt ve kuşku istemiyordu çünkü kendini antrenman için izole etmek üzereydi.Üstelik,metruk kemiklerin bir problemi vardı,birçok kişinin ölümüne neden olacaktı!

 

Yiyecek kıtlığı ve insanların ölümü halkın öfkesini kolayca ateşleyebilirdi.Kendini izole ettiği esnada isyan çıkmasından korkuyordu.Metruk kemikler arıtımı yapılan yeri mahvedebilirlerdi.eğer planı mahvolursa,hepsini öldürmenin bir anlamı kalmayacaktı.

 

Lian Chengyu’nun bakış açısından,Yi Yun ondan nefret ediyordu ve ona karşı hiçbir saygı yada korku imaresi taşımıyordu.

 

Yi Yun çoktan bir tane kaosa neden olma suçu işlemişti.eğer Lian Chengyu kendini izole ettiği zaman ölümler ve açlıktan dolayı insanları kışkırtırsa bu gerçek bir felaket olurdu.

 

Bunu düşünerek,Lian Chengyu yeniden gülümsedi ve Yi Yun’un omzuna nazikçe birkez daha vurdu.

 

Yi Yun’un kalbi küt küt atmaya başladı ama tepki vermeye kalmadan Lian Chengyu’nun eli çoktan onun omzundaydı.

 

“Siktir!” Yi Yun biran Lian Chengyu’nun elini koparabilmeyi diledi.Lian Chengyu’nun zehirli bir yılan kadar uğursuz olduğunu hissetti.

 

Lian Chengyu soğuk bir şekilde “Niye bu kadar gerildin,korktun mu benden? Sen ve ablan işiniz zor.Ablana dikkat et.” dedi.

 

Bunun dedikten sonra,Lian Chengyu elini çekmişti ve Yi Yun omzunda yine bir uyuşukluk hissetmişti.

 

Lian Chengyu onun omzuna iki kere dokunmuştu,bunun nedeni bu olamazdı.

 

“Bir sıkıntınız olursa bana gel.” dedi Jiang Xiaorou’ya.Daima gülümsüyordu.Yi Yun kaşlarını çatmıştı.Lian Chengyu’nun Jian Xiaorou’ya ilgi duyduğunu hissetmişti.

 

Bu yüzden olmalıydı.Onlara bu kadar yiyecek vermesinin nedeni Jiang Xiaorou’ya göz dikmiş olmasıydı.Başka nedeni olamazdı.

 

Yaklaşımına bakarsak eğer bir sıkıntı olursa gerçek düşünceleri ortaya çıkacaktı.eğer Jiang Xiaorou ona giderse,Anlatılamayacak şeyler olacağı kesindi.

 

Lian Chengyu’nun el işaretiyle,savaşçı hazırlama kampının adamları sandığı mühürledi.

 

Mühürlendiği anda Yi Yun Mor Kristal ile metruk kemiklerin bağlantısının kesildiği hissetti.Uçuşan ışık noktacıkları ortadan kayboldu.

 

“Bu…” Yi Yun savaşçı hazırlama kampı üyelerinin metruk kemikleri götürüşünü izlerken zihninde aniden birşey belirdi.

 

“Yun’er,aklından neler geçiyor” ev yolunda,Jiang Xiaorou Yi Yun’un dalgın olduğunu hissetti kaşlarıda çatıktı.

 

Lian Chengyu gibi zehirli bir yılanın onun omzuna iki kere dokunmasına karşısında kaygısız olmamalıydı.Ne olup bittiği belirsizdi.Jian Xiaorou’yu endişelendirmemek için ona anlatamazdı.O hala gençti ve Lian Chengyu’nun kuzu postundaki kurt olduğunu göremeyebilirdi.

 

Beklenmedik bir şekilde Jian Xiaorou aniden “Yun’er,şu Lian Chengyu hakkında dikkatli olmalısın.Ondan mümkün olduğunca kaçınmaya çalış.” dedi.

 

Jian Xiaorou’nun sözleri onu şok etmişti.Onun böyle keskin sezgileri olabileceğini hiç düşünmemişti.

 

Gerçekte,Lian Chengyu’nun davranışlarına yüzeysel olarak bakıldığında o insanlarıyla ilgilenen,sıcakkanlı ve saygın bir kabile lideriydi.

 

Yi Yun modern dünyadaki politikacıları bildiğinden Lian Chengyu’nun gizli amaçlarını hissedebiliyordu.Lian Chengyu gibi insanlar tarih kitaplarında ve uluslararası haberlerde bulunabilirdi.Lian Chengyu’nun sözlerinden hemen ikiyüzlülüğünü çözmüştü.Bu kavrama görüşü bu zavallı insanların anlayabileceği birşey değildi.

 

Yi Yun’a göre omzuna gelen o iki dokunuşun anlamı düşmanlıktı.

 

Bu yüzden Jian Xiaorou’nunda bunu hissedebilmesine şaşırmıştı.

 

“Herneyse,sadece uzak dur.” Jiang Xiaorou’nun karalı sözlerini duyunca ablasını şimdiye kadar gerçekten iyi anlayamadığını farketmişti.

 

Metruk kemikler ve hayvanlar hakkında bilgisi,sezgileri ve kabiledeki diğer kızlara göre harika güzelliğiyle birlikte bu fakir kabilede göze batıyordu…

 

Yi Yun’unda beklediği gibi akşam yemeğinde yabani sebzeler ve lapa vardı.

 

Bu dünyada insanlar iki öğün yemek yiyordu.Hayat sabah 5 gibi başlar kahvaltı saat 9’da yapılırdı.Yi Yun kahvaltı desede burdaki ismi farklıydı.En sonunda akşam yemeği saat 4’te yenirdi.

 

Yi Yun burayı eski Çin’e benzetmişti.Eski Çin’de de insanlar 2 öğün yemek yerdi.Yiyecek kıtlığı dolayısıyla günlük 2 öğün yemek en mantıklı davranıştı.

 

Yemek yerken Jiang Xiaorou kardeşine et alamadığı için suçluluk duyuyordu.

 

Yi Yun bunu önemsemiyordu.O hala omzuna gelen o iki hafif vuruştaydı.Tüm bunların anlamı neydi.

 

Bir kase tahıl lapasını bitirdikten sonra,Tam biraz yabani sebzelerden yiyecekken,aniden kolunun uyuştuğunu hissetti ve elindeki yemek çubukları düştü.

 

“Yun’er,sen…”

 

Yi Yun sol elini hareket ettiremiyordu.Kolu ağrıyor sanki onu biri kırıyor gibiydi!

 

“Yun’er!” Jiang Xiaorou’nun yüzü solmuştu.Yi Yun’a ne olduğunu bilmiyordu hemen onu yatağa taşıdı.

 

Kahretsin!

 

Kolunda inanılmaz bir ağrı vardı.Dişlerini sıkıyordu.Şüphesiz bu Lian Chengyu’nun işiydi.Tahminlerinde haklıydı!

 

Lian Chengyu’nun ne yaptığı belli değildi ama güç farkıyla birlikte,Yi Yun zaten onun düşmanlığını hissetmişti.Bundan kaçınabilmesine imkan yoktu.

 

Bu doğanın kanunuydu.Güçlüler zayıfların kaderini belirlerdi.

 

“Yun’er nasılsın? Bitki toplarken düşmüştün bu onun sonradan ortaya çıkan bir etkisi mi?”

 

“Ben…” ağzını açtığında dilininde uyuştuğunu farketti.Bütün vücudu yavaş yavaş felç oluyordu.

 

Yi Yun vücudunun bütün hissini kaybettiği anın ölüm demek olduğunu farketmişti.

 

Lian Chengyu onun canına mı kastetmişti?

 

Yi Yun şaşkın ve sinirli hissediyordu.Tahminlerine göre,Lian Chengyu “Ki” yada “Qi” benzeri bir enerji formunu Yi Yun’un meridyenlerine iletmiş ve onları yok etmişti!

 

Normal bir 12 yaşındaki çocuk bunu anlayamazdı.Yi Yun’un kendisi bile bunun eski yaralarının bir etkisi olduğunu düşünebilirdi.

 

Ölümünden sonra Jiang Xiaorou’nun dışında kimse onun için yas tutmayacaktı.Çoğu kişi bunun kaderinde olduğunu düşünecek olsada,işin aslı o zaten bir kere ölüp dirilmişti.

 

Yi Yun’un gizemli ölümüyle birlikte,Lian Chengyu sadece halkı kışkırtmanın intikamını almış olmayacak aynı zamandada halkın rızasını kazanacaktı.

 

Jiang Xiaorou acıklı bir durumda olacak ve hayatında sıkıntılı zamanlar başlayacaktı.Durum böyle olunca Lian Chengyu’ya yaklaşacaktı.Lian Chengyu da onu teselli etme taktiğiyle elde edecekti!

 

Yi Yun’u öldürüp Jiang Xiaorou’yu elde etmek,ne haince bir plan!

 

Yi Yun bu dünyayı derinden anlamıştı.Burası kanunlarla dolu bir topluluk dünyası değildi.Burası ilkel ve zalimlikle dolu bir yerdi ve güç herşeye karar veren şeydi.Tıpkı romanlardaki uydurma dünyalar gibi,birini öldürmenin önemsiz olduğu…

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr